Almanya’nın Köln kentinde Suriye’deki Alevilere yönelik katliamlar protesto edildi. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Arap Alevileri, Demokratik Alevi Hareketi gibi kurumların çağrısıyla düzenlenen eyleme 30 bin kişinin katıldığı açıklandı.

AABK Yol ve Erkan Kurulu, mitingin ardından yaptığı açıklamayla Suriye’deki Alevi katliamının durdurulması için çağrı yaptı. Çağrıda; bütün dünyadaki demokratik Alevi örgütlerinin Türkiye ya da Avrupa’da düzenlenecek bir konferansla bütün Alevilerini kapsayacak küresel bir örgütlenmeyi oluşturması gerektiği vurgulandı. 

AABK Yol ve Erkan Kurulu’nun açıklaması şöyle:

“Değerli Canlar;

Suriye’de göz göre göre gelen vahşet ve soykırım hepimizin yüreğini kanatmaya devam ediyor.  Bu soykırımdan ders çıkarmamız ve izleyeceğimiz rotayı belirlememiz gerekiyor. Yanı başımızda yaşanan ve yüzlerce yıl unutulmayacak bu katliamı anlamak, öncelikle onun tarihsel ve kültürel kodlarını doğru okumaktan geçiyor. Unutmamak yetmez, hesap sormak ve tekrarlanmaması için önlem almak da zorunludur. 

Değerli canlar, 

Bildiğiniz gibi, Aleviler uzun yıllardır iç tartışma diye de adlandırabileceğimiz bir sürecin içinden geçiyor. Alevilerin bu iç tartışmaları ne yazık ki artık yıkıcı ve geriye çekici bir rol oynuyor. Ancak, Suriye'deki katliam, yaşadığımız iç tartışmaların bir anlamı kalmadığını da dramatik şekilde gösteriyor. İktidarın ve kötü niyetli bazı çevrelerin elinde, birliğimizi bozmak ve etkisizleştirmek için kullanışlı bir araca dönüşen bu tartışmaları aşmamız gereklidir. Belki akademik bir araştırmanın konusu olabilecek, “Ali’siz Alevilik” veya “Alevilik İslam içi mi dışı mı” ya da  “Aleviliğin kaynakları, kökeni nedir vb.” gibi tartışmalar artık anlamını yitiriyor. Şimdi Alevilerin yakıcı bir can ve mal güvenliği sorunu bulunuyor. Mahalle yanıyor, değerlerimiz yağmalanıyor, oluk oluk kanımız dökülüyor.. Ülkemizde de bir şeriat düzeni, gerici-faşizan bir diktatörlüğünün kurulma tehlikesi yükseliyor. Bu nedenle, “meleklerin cinsiyeti” konusunun tartışılmasına benzeyen kısır çekişmelerden hızla kurtulmak gerekiyor. Kimi tartışmaları ise en azından “dondurmak”, doğru zamanda ve doğru yerde yapmak, örneğin halk içinde değil de, ileride ve daha uygun şartlarda "Kâmil Meclislerde" konuşmak için ertelemek gerekiyor. 

Bugün Türkiye’de yaşayan Alevi toplumunun acil sorunu; öz savunmamızı, birliğimizi, can ve mal güvenliğimizi nasıl sağlarız arayışıdır. Diğer tüm sorunlar ve tartışma alanları artık önemsizleşmiştir ve bu nedenle bir süre kapatılmalıdır. Suriye’de de tanık olduğumuz gibi, kendilerini “Gerçek Müslüman” ve “İslam’ın özü” gören Alevi kardeşlerimizin bu tutumu onları Selefi çetelerin katliamına uğramaktan kurtaramaya yetmedi. Çünkü siz kendinizi nasıl tarif ederseniz edin, yani ister “İslam’ın içinde” olduğunuzu söyleyin, isterseniz “Alevilik, İslam ve semavi dinlerden ayrı, kendine özgüdür” deyin fark etmiyor. Camilerden yapılan cihat çağrılarından, verilen “katli vaciptir” fetvalarından kurtulamıyorsunuz. 

Bölgemizde, emperyalizmin işbirlikçisi Emevi koalisyonu, bütün Alevileri bir güvenlik sorunu ve tehdit olarak algılıyor. Bu bölgesel gerici koalisyon, 1.345 yıl sonra yeni Kerbela’lar yaratmaktan kaçınmıyor. Ortaçağ ilkelliğinden ve vahşetinden utanmıyor. Dahası Batı, özellikle AB, Alevilerin katledilmelerine göz yumuyor. Yüksek profilli bir kınamadan bile kaçınıyor, sessiz kalıyor. Batının dar emperyal çıkarları, insanlığın biriktirdiği bütün demokratik değerlerin önüne geçiyor. 

Suriye'den gelen haberlere göre; özellikle eğitimli, meslek sahibi ve entelektüel Arap Alevileri ve genç erkekler katlediliyor. Böylece Aleviliğin felsefi ve teolojik kaynakları kurutulmaya, soyunun devamı engellenmeye çalışılıyor. Unutulmaması gereken başka bir olgu da şudur; bu katliamlar ülkemizdeki bazı Selefi ve siyasal İslamcı çevrelerin kışkırtıcı nefret söylemi ve sevinç gösterileri eşliğinde gerçekleşiyor. Savcılar bu nefret suçu, kin ve düşmanlığın kışkırtılması karşısında harekete geçmiyor. Bu durum hiç unutulmamalıdır.

"DÜNYA ALEVİ BİRLİĞİ KURULMALIDIR"

Değerli canlar; 

Artık söz anlamını yitirmiştir. Suriye’de katliam “olmaz, yapmazlar, dünya müsaade etmez” gibi iyi niyetli beklentilerin geçersizliğini de acı bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Emperyalizmin bölgesel mezhepçi-dinci gericilikle uzlaşmasının ürünü olan kirli bir plan işlemektedir. Bu plan etnik arındırmayı, soykırımı, sürgünü ve her türlü baskı ve zulmü içermektedir. Bu gerici plan acımasızca, vicdansızca ve ahlaksızca yürütülmektedir. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız nedenlerle; ülkemizde, bölgemizde, Avrupa’da ve dünyanın diğer ülkelerindeki Alevilere, demokratik Alevi örgütlerine ve kanaat önderlerine acil bir çağrıda bulunmayı görev sayıyoruz. Türkiye’de veya Avrupa’da büyük bir konferans düzenlenmeli ve bir “DÜNYA ALEVİ BİRLİĞİ” kurulmalıdır. Rengi, ülkesi, etnik kökeni ne olursa olsun dünyadaki bütün Alevilerin birliği sağlanmalıdır. Alevilerin çağdaşlıktan, laiklikten, demokrasiden ve inançlarından asla vaz geçmeyecekleri haykırılmalıdır. 

Narin Güran cinayetine ilişkin 15 sanık hakim karşısına çıktı! Duruşma ertelendi Narin Güran cinayetine ilişkin 15 sanık hakim karşısına çıktı! Duruşma ertelendi

Ülkemizde sivil itaatsizliğin her biçimi denenerek, AKP iktidarının Suriye’de yaşanan soykırıma sessiz kalması protesto edilmelidir. Biz Aleviler; bütün insanların barış içinde yaşadığı bir dünya istiyoruz. Bağımsız, laik ve demokratik bir Türkiye’yi savunuyoruz. Gün birlik ve mücadele günüdür!”

Kaynak: HABER MERKEZİ