MEB’deki cemaat ve tarikatlar yapılanması tartışmasında adı geçen Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Tele1’e konuştu. Bakanlıkla 10 yıldır protokol yaptıklarını açıklayan ADG Başkanı Salih Turhan, “Yine önümüzdeki günlerde de protokol yapmayı planlıyoruz” dedi. MEB-AGD ilişkisinde Bakan Tekin’in geçmişi de dikkat çekti. Tekin’in AGD’nin öncülü olan Milli Gençlik Vakfı (MGV) içinde aktif rol aldığı ortaya çıktı.

Eğitimdeki cemaat ve tarikat yapılanmasıyla ilgili tartışmalar hız kesmiyor. Tartışmaların fitilini Milli Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin’in Meclis’teki konuşması ateşledi. Bakan Tekin konuşmasında, “Sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Bakan Tekin’in bu ifadeleri eğitim ve siyaset camiasından büyük tepki topladı. Bu protokol yapılan derneklerden ismi geçen Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Başkanı Salih Turhan, TELE1’den İleyda Özmen’e konuştu. Turhan, şunları söyledi:

“10 YILDIR YAPMIŞ OLDUĞUMUZ PROTOKOL VAR”

“Var bizim protokolümüz. Yani takriben on yıldır yapmış olduğumuz protokol. İki türlü protokol çalışması oluyor bunlardan bir tanesi Milli Eğitim Bakanlığı uhtesinde (sorumluluğu altında) . Bütün sivil toplum kuruluşlarına tanınan yapılan taleplere göre ya da yapılacak olan çalışmaya göre değerlendirmeler yapılıp ona göre Milli Eğitim Bakanlığı sivil toplum kuruluşlarıyla protokol yapabiliyor. Bunlar genelde yarışmalar şeklinde oluyor. Bizim Milli Eğitim Bakanlığı’yla yapmış olduğumuz tek protokol Siyer-i Nebi (peygamberimizin hayatı) protokolü. Her sene yenilenir bu yarışmayı ya sene başında yapıyoruz ya da dönem sonunda yapmaya çalışıyoruz.”

“YENİ BİR PROTOKOL YAPACAĞIZ”

“Biz her sene hem ortaokul düzeyinde hem de lise düzeyinde Peygamber efendimizle alakalı yarışma yapma planımız var. Yani bu iki hafta önce yaptığımız lise düzeyindeki bir yarışmadı ikinci dönem açısından da ortaokul düzeyinde yapmayı planlıyoruz. Bu konuda da başvurumuzu yapacağız bakanlığa. Bizim gibi bu konuda bir çok sivil toplum kuruluşunun benzeri yarışmaları var. Kültür Bakanlığı’nın da paydaş olduğu çalışmalar oluyor. Bu nedenle etkinlikler protokoller yapılabiliyor durum bu."

“BAKANLIK MADDİ OLARAK DESTEK OLMUYOR”

Kendileri hakkında cemaat tarikat adlandırılmasını kabul etmediklerini belirten Turhan, TELE1'e özel açıklamalarına şöyle devam etti: “ Bakanlık Maddi olarak en ufak bir destek olmuyor. Her sivil toplum kuruluşu kendisi çalışmasını yapıyor. Yapmış olduğu bu çalışma çerçevesinde kitabını kendisi bastırıyor. Bu konuda sosyal mecralarını tanıtım argümanlarını bunların hepsini kendisi planlıyor, organize ediyor yani Bakanlığın bize ekonomik olarak bir desteği yok. Bu konuda Bakanlık bir protokol çerçevesinde çok detaylı bir inceleme yapıyor. Bu inceleme neticesinde “Bu kitabı ben kabul etmiyorum” diyor, “Şu şartlardan dolayı kabul etmiyorum” diyor ya da uzman bir heyet çok detaylı inceliyor sonra bu kitapla ilgili karar veriyor. Bize ekonomik bir desteği olmuyor bakanlığın. Bakan Bey’in ifade ettiği, sivil toplum kuruluşları kamuoyunda tarikat ve cemaat, cemiyet olarak tarif edildi ancak sivil toplum kuruluşları bu ülkenin en önemli organlardan bir tanesi. Siz bu çalışmayı daraltır hepsini aynı kefeye doldurursanız toplum içinde bir kutuplaşmaya vesile olursunuz. Bizim Anadolu Gençlik Derneği 2004 yılında resmi olarak kuruldu. Milli Gençlik Vakfımız var. 1975 yılında kuruldu. MGV 49. yılının içerisinde. Buradaki bizim rahatsız olduğumuz husus toptancı olarak her bir sivil toplum kuruluşunun aynı kefeye doldurulup burada bir kutuplaşmaya vesile olması. Bu ülkeye hiçbir faydası yok ki.”

“BAKANLIĞIN İNCELEMESİNDEN SONRA SÜREÇ BAŞLIYOR”

Turhan, MEB ile yaptıkları protokollerin içeriği hakkında da şu bilgileri verdi: “Yapacağımız yarışmanın kapsamını hedeflerini ifade ediyoruz. Bir kitap belirleniyor, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ilgili kurulları tarafından bizim yarışmayı yapmak istediğimiz kitabı kurullar çok detaylı inceliyorlar. İnceledikten sonra bu kitap olur veya olmaz diyorlar. Biz de genelde Diyanet İşleri Başkanlığımızın eserlerinden ya da bu konuda Türkiye’de kabul görmüş eserlerden birini belirlemeye çalışıyoruz. Pedagojik açıdan problemli olmayan gençlerin daha iyi anlayabileceği bir kitap belirliyoruz ona göre Bakanlığa veriyoruz. Bakanlıkta bunu detaylı inceledikten sonra bu kitap uygundur diyor ve ondan sonra da yapacağımız yarışmanın hangi tarihlerde olacağını, tanıtım argümanları olarak neleri kullanacağımızı hepsini detaylı bir şekilde Bakanlığa veriyoruz. Onlar uygundur dedikten sonra da sürecimiz başlamış oluyor. Burada da şu oluyor; Bakanlık bu konuda tabii ki kendisi çerçevelendirmeler yapıyor ve bizim bu yarışmayı yapabilmemize izin veriyor. Karşılıklı birlikte yaptığımız bir şeyden ziyade bu yarışma uygundur diyor. Okullara illere ilçelere yazılar yazıyor, ‘Bakanlığımız açısından uygundur yani yapılabilir’ diye ifade ediyor.”

“BAKAN TEKİN MGV’Lİ”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ADG ilişkisinde dikkat çeken bilgiye TELE1 ulaştı. Bakan Tekin’in Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 90-94 yılları arasında şimdiki AGD’nin öncülü olan Milli Gençlik Vakfı’nın (MGV) ‘Ankara reisliğini’ yaptığı öğrenildi. Bakan Tekin’in bu MGV geçmişiyle ilgili sosyal medyada birçok defa aynı dönemdeki isimler tarafından da görseller paylaşılmıştı. Bakan Tekin 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı görevine getirilmişti. AGD’nin ve MEB arasındaki 10 yıldır yapılan protokollerin de Tekin’in müşteşarlık dönemine denk gelmesi de dikkat çeken başka bir unsur oldu. MEB ile protokolü gündeme gelen ADG’nin 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tavrı da dikkat çekti. Saadet Partisi’ne yakınlığıyla bilinen AGD’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda Millet İttifakı’nı desteklemedikleri yönüne bir açıklama yapılmıştı. Bakan Tekin’in derneklerle olan geçmişi sadece MGV ile sınırlı kalmadı. Bakan Tekin, MEB ile yakın zamanda işbirliği yapan Cihannüma Derneği’nin de kurucu başkanı olduğu ortaya çıkmıştı.
Kaynak: TELE1