Alevilere karşı katliam BM tarafından da belgelendi

Musa ÖZUĞURLU

İddia edilenin aksine Aleviler Suriye’de hiçbir zaman için rejimin nimetlerinden faydalanmadılar. Onlar da rejim için yığınlardan başka bir şey ifade etmiyordu. En büyük faydaları içlerinden çıkıp rejimin kilit insanları haline gelen asker ya da bürokratlar vasıtası ile bir yerde memur olarak işe alınmalarıydı. Bunun dışında toplumun her zaman en yoksul kesimlerinden oldular.

Rejimin bekçileri / askerleri oldukları da büyük bir yalandı. Suriye halkına karşı devrim adı altında dayatılan savaşta onlar “kendilerinden olan rejimi” değil, laik Suriye’yi savundular. Hıristiyanların ya da laik Sünnilerin de verdiği bu acımasız savaşta fatura sadece ve sadece Alevilere kesildi.

Esad’ın devrilmesi ile beraber Alevileri karanlık günlerin beklediği biliniyordu. Nitekim bunun için çok zaman geçmesine gerek kalmadan Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerden katliam haberleri gelmeye başladı.

Suriye’ye demokrasi götüreceklerini öne sürerek cihatçı çetelerin savaşını destekleyenler, söz konusu olan Aleviler olunca “dilsiz şeytanı” oynamaya başladılar. Suriye’de, Türkiye’de, Avrupa’da, Amerika’da Aleviler seslerini duyurmaya çalıştı ancak küresel güçlerin menfaat çarkından beslenen medya onların haberlerine hiç yer vermedi.

Bu herkesin bildiği ama sessiz kalmayı tercih ettiği dönemde Aleviler, memuriyetten kovuldular, iş yerlerini kapatmak zprında kaldılar, kaçırıldılar, ordu mensubu olanlar silahlarını teslim etmelerine rağmen er düzeyinde de olsa hapse atıldılar ve kadınları köle yapılmak üzere kaçırıldı.

Bu insanlık suçlarının hepsi halen işleniyor Suriye’de. Anca en yakında olup da yönetimi ele geçiren HTŞ dahil Suriye’de etkin olan ve olabilecekler de dahil devletler düzeyinde sessiz onay verilmiş durumda ve hiç suçu olmayan, geçmiş rejim ile ilgisi bulunmayan Alevilerden intikam alınıyor.

Birleşmiş Milletler, 2. Dünya savaşı galibi devletlerin kontrolünde olan bir örgüt. Suriye’de savaş zamanı da hemen sonrasında da küresel güçlerin gözlüğü ile baktı Suriye’de yaşananlara. Ancak son dönemde özellikle Alevi derneklerinin çabası sonucunda nihayet eksik de olsa bir rapor hazırlandı ve kamuoyu ile paylaşıldı.

Ehlen Dergisi'nde Dr. Hakan Mertcan ve gazeteci Hasan Sivri tarafından haberleştirilen sonuçlar çok çarpıcı.(1)

BM’nin 11 Ağustos 2025 tarihli “Violations against civilians in Coastal and Western Central Syria” başlıklı raporu eksikler ile dolu, yaşanan katliamın boyutlarını anlatmaktan uzak. Mesela gücü elinde bulunduran ve yöneticileri daha önce defalarca “Alevileri katledeceklerini” belirten HTŞ’nin sorumlu olduğu vurgulanmaktan kaçınılmış. Ancak yine de bu rapor BM kayıtlarına giren önemli bir “belge” oluşturuyor.

Rapor BM’nin tipik “çelişkilerini de” ortaya koyuyor. Mesela HTŞ sorumu değil ama ona bağlı Amşe ve Hamzat tugayları gibi terör yapılanmaları “yasadışı infazlar, işkence ve diğer ağır ihlallerden sorumlu.” Bu iki örgütün militanları açıkça Şimdiki “Savunma Bakanı” Murhaf Ebu Kasra’dan talimat aldıklarını itiraf ediyor.

Raporda maddeler halinde yer alan suçlar şöyle:

· Mart 2025’te Suriye kıyı ve batı merkez bölgelerinde, Alevi topluluklara karşı sistematik ve ayrımcı şiddet tırmandı; yaklaşık 1.400 sivil öldürüldü, aralarında 100 kadın vardı.

· 7 Mart’ta Baniyas’ta Alevi mahallelerine giren silahlı gruplar, çatılarda ve sokaklarda adamları infaz etti (60 ölü: 10 kadın, 5 çocuk) ve Lazkiye civarında Al-Mukhtariya gibi köylerde korkunç yöntemlerle toplu infazlar gerçekleştirildi (işkence, sakatlama, vücudu parçalama)

· 11 Mart’ta, üç farklı saldırıda 132 sivil öldürüldü; sekiz kişinin cesedi kurşunlanarak bir kuyunun içine atıldı.

· Saldırganlar kurbanlara “Alevi misin?” diye sorarak yanıtı Alevi olanları anında infaz etmesi oldu.

Bu rapor eksikler ile dolu. Oysa hakikate bakıldığında, Mart ayında Alevi toplumuna yönelik gerçekleştirilen katliamlara dair gerçek rakamların, bu katliamları raporlayan kurumların aktardığı rakamların çok üstünde olduğu biliniyor.

Nitekim hem Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) hem de içerisinde 13 tane Suriyeli yerel STK’nın bulunduğu Heysem Menna Vakfı’nın hazırladığı raporlarda, gerçek rakamların belirlenebilenlerin çok daha üstünde olduğu belirtiliyor.

Sonuç olarak Aleviler tarihte bir kez daha katliama maruz kaldı. Türkiye ve dünya medyasında anlatılanların dışında büyük bir trajedi yaşandı. Tüm bunlar yaşanırken katliamların önlenmesi için Türkiye’de hükümete yapılan başvurular sonuçsuz kaldı ve azalmış olsa da halen Alevilere karşı insan hakları ihlallleri sürüyor.

(1) https://ehlendergisi.com/2025/08/23/bm-11-agustos-2025-raporu-alevilere-yonelik-islenen-savas-suclari-insanliga-karsi-suclar/

Özgür Özel: Alevilerin sorunları için 29 maddelik paket sunduk!
Özgür Özel: Alevilerin sorunları için 29 maddelik paket sunduk!
İçeriği Görüntüle

5 Alevi kurumu Alevi Vakıflar Federasyonu’ndan ayrıldı
5 Alevi kurumu Alevi Vakıflar Federasyonu’ndan ayrıldı
İçeriği Görüntüle