Anayasa Mahkemesi (AYM), davalarda mahkeme heyetinin değiştirilmesine ilişkin dikkat çeken bir karar verdi.

DW Türkçe'de Alican Uludağ'ın haberine göre; AYM, tanıkları dinleyen hakimlerin değiştirilmesi ve kararı başka bir heyetin vermesinin hak ihlali olduğuna hükmetti.

TBMM, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri kabul edildi TBMM, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri kabul edildi

KARAR, AKILLARA İMAMOĞLU'NUN YARGILANDIĞI 'AHMAK DAVASI'NI GETİRDİ

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), yerel seçimler öncesinde yeniden adaylığa hazırlanan İBB Başkanı İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası ve 'siyasi yasak' kararının istinaf aşamasına bakacak olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 24. Ceza Dairesi'nin başkanı ve bir üyesini görevden almıştı.

CHP'Lİ GÜNAYDIN DA İMAMOĞLU'NU HATIRLATTI

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından sosyal medya hesabı X'te bir paylaşım yaptı. İmamoğlu'nun yargılandığı davayı hatırlatan Günaydın, şunları söyledi: 

"Anayasa Mahkemesi, yargılama sırasında heyet değişikliğinin adil yargılanma hakkı ihlali oluşturduğuna karar verdi. İmamoğlu’na yönelik Ahmak Davası’nda hem ilk derece mahkemesinde hem de istinaf aşamasında heyet değiştirilmişti. 15 Şubat 2024 tarihinde verilen karar, 9 ay gecikmeyle 15 Kasım 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. İhlal kararına dönemin AYM Başkanı Zühtü Arslan ile birlikte çoğunluk üye imza atarken, şimdiki başkan Kadir Özkaya’nın da aralarında bulunduğu 4 üyenin karşı oy yazmak suretiyle karara muhalif kaldıkları görüldü."

AYM'ye taşınan dava, Bursa'da görüldü. E.S. adlı kişi hakkında; tefecilik, tehdit, hakaret ve bedelsiz senedi kullanma suçlamalarıyla 2016 yılında dava açıldı. İlk duruşmada, sanık savunması alındı. İkinci celsede yedi tanık, üçüncü, dördüncü ve beşinci duruşmalarda ise toplamda dokuz tanık dinlendi.

Dördüncü ve beşinci duruşmalarda başkan ve bir üye sabit kalırken, yalnızca diğer üye değişti. Davanın altıncı ve yedinci duruşmalarında üçüncü üyenin yerine sürekli yeni hakimler görev yaptı. Dokuzuncu duruşmada ise mahkeme başkanı değiştirildi.

YENİ HEYET MAHKUMİYETE HÜKMETTİ

Davanın onuncu duruşmasında karar çıktı. Bir üyesi hariç değişen heyet, sanığı "tefecilik" suçundan 2 yıl 11 ay hapis ve 16 bin 600 TL adli para cezasına, "nitelikli yağma" suçundan ise 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, mahkûmiyet hükmünü büyük oranda tanık beyanlarına dayandırdı.

AVUKAT İTİRAZ ETTİ

Sanık tarafı, tanıkları sorgulayan ve dinleyen mahkeme heyeti ile kararı veren heyetin farklı olduğunu, bunun 'yüz yüzelik' ve 'doğrudan doğruyalık' ilkelerini ihlal ettiğini belirterek karara itiraz etti. Ancak tefecilik yönünden verilen karar İstinaf'ta kesinleşti. Yağma suçundan verilen mahkûmiyet kararının temyiz incelemesi ise halen sürüyor.

AYM 'HAKKANİYETE AYKIRI' DEDİ

E.S.'nin avukatı Tuğrul Güre, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi, 15 Şubat 2024'te adil yargılanma hakkı kapsamındaki "hakkaniyete uygun yargılama" hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Kararın gerekçesi bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.

Gerekçeli kararda, şu değerlendirmeler yer aldı:

"Beyanlarıyla sanığın hukuki durumunu belirleyici ölçüde etkileyen tanıklar, hükmü verecek hakimlerin tamamının veya çoğunluğunun katıldığı celselerde dinlenmemiştir. Bu nedenle tanıkların dinlendiği celselere katılmayan hakimler, dinlemeleri sırasında gözlemleyemedikleri tanıkların güvenirliliği konusunda bizzat fikir sahibi olmamıştır. Diğer bir ifadeyle başvurucu hakkında karar veren heyeti oluşturan üyelerin çoğunluğu isnat konusu olayda hakkında tutanaklar üzerinden kanaat edinmiş ve bu bağlamda bir sonuca varmıştır."

"TUTANAKLARI OKUMAK YETMEZ"

Mahkumiyet kararının gerekçesinde, tanıklar dinlenirken yapılacak gözlemler sonucunda elde edilebilecek izlenimlere yer verildiği anlatılan kararda, "Mahkemece tanık beyanlarının delil değeri belirlenirken bu izlenimlere atıf yapılmıştır. Değişen mahkeme heyeti tarafından bu izlenimlerin sadece tutanakların okunmasıyla elde edilmesi ve buna göre karar verilmesinin doğrudan doğruyalık ilkesi ile bağdaşmadığı açıktır" denildi.

Kararda, beyanları davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki tanıkların tekrar dinlenilmemesi de eleştirildi.

Kararda, "Somut olayda beyanları kararın sonucunda belirleyici rol oynayan ancak hem birey olarak hem de beyanları açısından güvenirlilikleri hususunda birçok itiraz bulunan tanıklar yeniden dinlenilmediği gibi Ceza Dairesince de duruşma açılarak ya da bu konuda bozma kararı verilerek söz konusu eksiklik telafi edilmemiştir" görüşü yer aldı.

Kaynak: DW Türkçe