Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, 'Cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturma başlatılmış, hazırlanan iddianamede, Baş’ın 20 Aralık 2024'de Trabzon'da partisinin 9. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmadaki sözlerinin ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırlarını aşarak onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici nitelikte olduğu belirtildi. Baş hakkında 8 yıla kadar hapis cezası istenmişti.

Davanın ilk duruşması İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Hakim karşısına çıkan Hüseyin Baş, duruşmadaki savunmasında şunları söyledi:

Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet 102 yaşında
Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet 102 yaşında
İçeriği Görüntüle

"5 AY İDDİANAME BEKLEDİM"

“5 ay iddianameyi bekledim, 4 ay da duruşma… Ben de hukuk fakültesi mezunuyum. İddianame aslında fiilin ne olduğunu açıkça ortaya koymalı. Ama baktığımda neyle suçlandığımı anlayamadım. Burada belli olan tek şey failin kimliği. Cumhurbaşkanına hakaret ettiğim iddia ediliyor. Oysa ben orada ekonomi politikalarına ilişkin değerlendirmeler yapıyorum. Bu da mı hakaret?

Bir fail belirlenmiş ve o kişinin bir şekilde cezalandırılması isteniyor. İddianamenin içeriğine bakınca söylediğim hiçbir ifade hakaret değil. ‘Oğlum’ ifadesi, Cumhurbaşkanına söylenmiş gibi sosyal medyada çarpıtılarak bir saldırı düzenlendi.

‘Oğlum’ ifadesini Cumhurbaşkanına söylemedim. Bunun suç teşkil etmediğini düşünüyorum ve Yargıtay’ın da bu yönde kararları var. Bunun dışında ne tür bir rahatsızlık vermiş olabilir? Ben o konuşmamda demokrasi talep ediyordum. Bizim demokratik olarak yargılanacağımız yer sandıktır.

Oktay Saral bana, ‘Besleme, süt oğlanı Hüseyin. Biz senin babanı da biliriz. Lafını edepli söyle, yoksa onu ağzına tıkarlar. Seni gidi sümüklü’ dedi. Biz de şikayetçi olduk. Ben normalde kimseden şikayetçi olmam. Ama bunlar yarın öbür gün lazım olacak, çünkü biz hakaret etmediğimiz halde yargılanıyoruz.

Savcılık ise benim şikayetim hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor. Benim X paylaşımımın altına sinkaflı ifadeler yazılıyor, daha sonra tehdit içerikli tweetler atılıyor. Bunların hepsine takipsizlik kararı veriliyor.

9 aydır adli kontrol tedbirine tabiyim. Bu 9 aylık süreçte evdeki çocuk sayısı da iki katına çıktı. Haftada bir gün imza atmak zorunda kalmam, anayasal hakkım olan siyaset yapma özgürlüğümü kısıtlıyor. Adli kontrolün kaldırılmasını ve beraatimi talep ediyorum.”

BİR SONRAKİ DURUŞMA 15 OCAK'TA

Savunmanın ardından esas hakında mütalaasını veren savcılık Baş’ın cezalandırılması yönünde ara mütalaasını verdi. Hakim ise Baş’ın 9 aydır süren imza ve yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 15 Ocak'ta görülecek.

Kaynak: ANKA