Bahçeşehir'de bir villada öldürülen Münevver Karabulut'un parçalanmış cesedi, 3 Mart 2009'da Etiler'de bir çöp konteynerinde bulunmuştu. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de Münevver Karabulut'u öldürdüğü gerekçesiyle Cem Garipoğlu'nu 24 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Garipoğlu, 10 Ekim 2014'te kaldığı Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde intihar etmiş, yapılan otopsinin ardından Garipoğlu'nun cenazesi toprağa verilirken, aileden alınan DNA örnekleri de bu kişiyle uyuşmuştu. Karabulut ailesinin yıllarca süren itirazları üzerine, Garipoğlu'nun mezarı yeniden açılarak, failin ölmediği kaçırıldığı iddiaları açıklığa kavuşturuldu.
Eski polis ve dedektif Savaş Kurtbaba o süreci ve olasılıkları ABD Politik'e anlattı. Kurtbaba şöyle konuştu:
öldürme olayını gerçekleştirdikten sonra mesela Münevver'in vücut bütünlüğünde göbek bölgesinde tereddüt kesileri dediğimiz kesiler var yani bunu adli tıp da belirlemiş değişik kesiler var. Yani kafa bütünlüğü ayırmadan önce biliyorsunuz ki kafayı ayırıyor ve diğer vücudu ayırıyor ve bacaklar falan ayrı bölgelere konuyor. Orada tereddüt kesileri var. Münevver de yani. Bu Bu bel kısmında tereddüt kesilerin olmuş olması o bölgeleri de ayıracağı anlamına geliyor ama sonradan vazgeçiyor. Muhtemelen ondan bu öldürme olayını ve parçalama olayını gerçekleştirdikten sonra ev içerisinde temizlik hareketi başlıyor. Yani bu temizlik hareketini de tek başına yapmadığı, aile bireylerin eve gelmiş şekilde bilgiler geldi, yani Bununla ilgili çalışmalar yapıldı.
GARİPOĞLU'NA AİLESİ Mİ YARDIM ETTİ?
Tabii birçok iddialar var evde bulunduran o baltanın daha önce şey olaydan sonra gidip AVM'den alınmış olduğu tekrar getirildiği ve cenazenin parçalanma işleminin gerçekleştiği şeklinde bu tür duyumlar var.
Orada ben sorguya giren bir çocuk vardı. Onunla da konuşmuştum. Ben benim yanımda da çalışmıştı o çocuk. O dönemde ben tam emekli olmuştum o çocukla konuştuğumda olay yerine ilk giden ekiplerden biriydi. Cem Garipoğlu alındıktan sonra burada biliyorsunuz Bakırköy'de yakalandı.
Çocuk bana şunu demişti evet abi yani bu kızı sevmiş gerçekten. Bu kız için farklı düşünüyordu yani, bize o geldiğinde anlatırken o dönem 4-5 ay kaçmasına rağmen geldiğinde bu ifadeleri verirken Yani onun Münevver'i sevdiğini anlıyoruz. Yani bir kıskançlık olma ihtimali yüksek ama tabii aile içerisinde kurban edildi falan ben buna çok fazla ihtimal vermiyorum.
Yıllarca Cem Garipoğlu'nun mezarda olmadığı şeklinde hatta en son birkaç haftaya birkaç ay öncesine kadar ve hala onun olmadığı şeklinde Rezzan Bey durmadan dilekçe veriyordu ve en sonunda feti kabir yapıldı.
CEZAEVİ ÖLÜMLERİ SONRASI YAŞANANLAR
Cem Garipoğlu'nun o günkü ruh hali cezaevindeki ki o yürüyüşü, yani kendini asması falan bunların hepsini bir araya getirin şimdi bu adam bu değil. Bunun yerine başka birini gömdüler teorisi var tamam mı? Şimdi bu teoriyi oturtabilmemiz için bir gelin geriye dönelim. Şimdi cezaevinde birisi öldü ve bu ölen kişi daha önceden kamuoyunda infial yaratan bir cinayete sebep olan bir kişi ve Türkiye bu işe odaklanmış. Aynı şimdi Narin olayında olduğu gibi odaklanmış ve hatta o dönemde insanların gözünün önünde şimdi böyle bir süreçte intihar etti alındı çıkarıldı. Bakın şimdi süreçleri size anlatıyorum. Gardiyanlarla başlar oradaki gardiyanlar cesedi bulanlar daha sonra Silivri Cumhuriyet Savcısı Silivri Cumhuriyet Savcısı gelir, ölü muayenesini yapar olay yerinden bahsediyorum daha cezaevinin içerisinden bahsediyorum gardiyanlarla beraber Silivri Cumhuriyet Savcısı. Bunun yanında katibi düşünün, şoförü hepsi oldu mu bir 20 kişilik bir kadro. Görüyor sürekli görüyor bu olayı daha sonra ceset otopsisi yapılmak için.
"OLAYA TANIK OLMUŞ 50 KİŞİ VAR"
İstanbul Adli Tıp Kurumu başkanlığına geliyor. Bak orada 20 kişiyi bir tarafa koyu daha sonra buraya geliyor aynı süreç burada başlıyor. Bu sefer önce bir ölüm Ayinesi yapılıyor. Ölüm Ayinesi için aile bireylerinden birisi gelmek zorunda yani Cem Garipoğlu'nun o dönem kim gelmiş amcası gelmiş amcası geldikten sonra hastanede yani adli tıp kurumunda bulunan uzmanı oradaki teknisyeni aklınıza gelen herkes ben otopsiyi yapan adli tıp doktoruyla birebir konuştum, emekli birebir konuştum. 30 kişilik bir grup aynı zamanda tekrar Bakırköy Adliyesinden bir Cumhuriyet Savcısı şimdi buraya geldi. Ceset buraya bakan adli tıpa Bakan Yeni bir savcı daha eklendi olaya yeni bir savcı eklendi yeni bir olayı anlamanız açısından çok net söylüyorum kaç kişi olaya tanık oluyor. Ölüm Ayinesi yapıldı. Ölüm Ayinesi yapıldıktan sonra otopsi işlemleri gerçekleşti. Otopsi işlemleri gerçekleşirken maktülün ölen kişinin tüm video kayıtları fotoğrafları çekildi. tekrar el izleri alındı, adli tıp hiç yapmaması gereken bir şey yapıyor orada hiç teamüllerin de yok tekrar aileden babayı anneyi çağırıyor anne babadan tekrar kan alıyor ve ileride bunun bir sorun yaratabileceği düşünüldüğü için tekrar bir dla testi yapıyorlar. Bu aslında öyle bir şey olmaz ölüm ayesi yapılır teşhis edilebilecek bir durumdaysa ceset böyle bir şey yapmak tahammülü yok ama gene de yapıyorlar. Onu da koyuyorlar bir köşeye ben hiç görmedim mesela ölen bir kişinin dokuları alınır bak doku alınır kan alınır numune alınır. Yarın öbür gün bununla ilgili itiraz olursa oradan DNA tiplemesiyle çalışır ama feti kabir yapılabilir bilmem ne Böyle bir şey yok. Tabii ki feti kabirler yapılabilir yani buna ama her şey ortada toplam kaç kişi var. Burada şimdi olaya tanık olan en az 50 kişi oldu anlattıklarım şimdi bu 50 kişiyi yönetebilir misiniz?
MEZARDAN ÇIKAN POŞETİN SIRRI
Otopsi sırasında kafa açılıyor yani beyin çıkarılıyor daha sonra kafayı kapatıyorlar tekrar beyin içeri koyup kapatıyorlar ve kafa bölgesine çok iyi biliyorum poşetle buradan kapatıyorlar. Çünkü aileye teslim edilecek kefende herhangi bir kan olayı gözükmesin diye. Buradan böyle poşetliyorlardı o dönemi çok iyi biliyorum. Hatta iç organları çıkarıp tarttık sonra bunlar rutin otopsi işlemleridir her şeyi çıkarırsınız. Tartarsınız, kalbini, ciğerini, böbreğini her şeyi tarttık sonra onları bir poşete koyup içine koyarlar ve dikerler. Bu mezar açıldıktan sonra feti kabir yapıldıktan sonra o poşet bulundu orada. Anladınız mı o poşet bulundu ve bu poşet nereden gel bence bunu çıkıp adli tıpın açıklaması lazımı adlip çıkıp bunu açıklayacaktı.
"BAKANLIK KARAR VERİLSİN İSTEDİ"
Münevver Karabulut'un avukatı Rezzan Bey bununla ilgili yıllarca mesela dilekçe ver niye kabul etmediler? Çünkü başsavcılığın elinde bu kadar net belge bilgi her şey var her şey var sürekli gündemde olduğundan iade her gün bununla ilgili avukat sürekli bunu gündeme getirip gündemde burada hem adli tıpa hem yargıya hem herkese bir iğneleme eleştiri vardı. Artık Adalet Bakanlığı da herhalde bununla ilgili karar verilmesini istedi dedi ki yapın feti kabri ki en azından bu iş bitsin.