İstanbullular dikkat! Yarın bu yollar trafiğe kapalı İstanbullular dikkat! Yarın bu yollar trafiğe kapalı

SGK'den günde 8 bin lira para kazanmak için 112 acil servisi manipüle ederek hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve 10 bebeğin ölümüne neden olan 'Yenidoğan Çetesi' sanıklarından İlker Gönen, tutuklu bulunduğu Antalya Döşemealtı YG Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşamına son verdi. 

İLKER GÖNEN KİMDİR?

İlker Gönen, bebeklerin ölümüne neden olan 'Yenidoğan Çetesi'nin 'ikinci adamı' olarak adlandırılıyordu. Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak' suçlarından 10 kez, 'resmi belgede sahtecilik' suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep edilmişti.

Hazırlanan fezlekeye göre, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı, Dr. İlker Gönen ile birlikte İstanbul içerisinde birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla aldı. Fırat Sarı daha sonra da, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaştıkları hastanelerin yenidoğan birimlerine yerleştirdi.

Şebekenin sağlık çalışanları, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan Fehmi Alperen, il dışı hasta sevklerini yapan Serdar Yüksel ve o dönemde Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas Kılıç aracılığıyla, devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları tespit etti. Fezlekedeki suç örgütü şemasında, örgüt elebaşı, yöneticileri ve üyelerinin isimlerine yer verildi.

Şemaya göre, suç örgütünün elebaşılığını Fırat Sarı'nın yaptığı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir'in ise yönetici olduğu belirtilen fezlekede, örgütün üyelerinin ise Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar olduğu aktarıldı.

SAVUNMASI

Gönen savunmasında Fırat Sarı ile tanışmasını, “Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2017 yılında çalışırken, Melih Çetinkaya hocam odasına çağırdı. Gittiğimde Fırat Sarı da oradaydı. Esenyurt Devlet Hastanesi'nde Fırat Sarı ile çalıştığını söyledi. O gün orada tanıştık kendisiyle ancak daha sonra kendisiyle bir görüşmem olmadı. 2022 yılının temmuz ayında Fırat Sarı beni aradı. Medisense isimli bir firma kurduğunu ve danışman ihtiyacı olduğunu söyledi. Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde doktor ve hemşire çalıştırmakta zorlandıklarını, hasta bulmak için aracılık ettiklerini anlattı. Telefonu kapattım ve bir süre düşündüm. Daha sonra kamu hastanelerine, özel hastanelere göz attım. Neredeyse tüm hastaneler dış firmalardan hizmet aldığını gördüm. Daha sonra Medisense'de danışman hekim olarak çalışmaya başladım. 2023 Kasım ayının sonunda kendi isteğimle devlet hastanesinde çalışmak istediğim için ayrıldım ve devlet hastanesinde çalışmaya başladım. Gıyasettin Mert ile de Fırat Sarı aracılığıyla tanıştım. 112 personeli olduğunu sonradan öğrendim. Tapelerde bir doktorun beni aradığı konuşma var. Çam Sakura Şehir Hastanesi'nde yenidoğan ünitesinde nöbetçi olarak çalışıyordu, sonra İngiltere'ye yerleşti. Beni arayıp çok kötü bir hasta olduğunu, 112'ye bildirdiğini ama yer bulunmadığını söyledi. Bende bunun üzerine 'Başka hasta var mı?' diye sordum. 'Doğumhane dolu, sevk bekleyen bir sürü bebek var' dedi" diye anlatmıştı.

Gönen, "Ben 2010'dan beri yenidoğan ve çocuk hastalara bakıyorum. İddianame bir tespit, belgeye, bilgiye veya otopsiye dayanıyorsa doğrudur, duyuma bağlıysa, ben bir gerçek göremedim. İstanbul Avrupa yakasında 26 tane doğum yapılan kamu hastanesi var. Avrupa yakasında yakaladık 9 bin iken, devlet hastanelerinde kuvöz oranı bin 500'dür. Bebek doğduğunda sağlık problemi varsa takip edilmeye başlanır. 1-2 saat takıp sonra iyileşince anneye verilir, iyileşmediğinde yenidoğan doktoru ile görüşülür. Yer varsa yatış olur yoksa eğer sevk işlemi başlar. Sonra 112'ye mail atılır. Hasta hakkında, hasta bilgisi, nasıl taşınacağı, doktorun nasıl bir merkez istediği soru sorulur. 112 komuta merkezi kamu hastanelerinde yer arattırır. Yüzde 99 yeri doludur. Çam Sakura bebek sayısı 188'dir. Sevk işlemi devam ederken 112 hastaya yer arar. Kamu da yer dolu ise özel hastanede yer aranır. Bebek, anne rahminden gideceği yere kadar, yaklaşık 5-6 saat yolculuk sürer. Kanuni Sultan Süleyman da çalıştığım sürede doğumhanede beklerken vefat eden bir sürü hasta gördüm. Bir tane bile erişkin hasta ile görüşmem yoktur. Ben Ümit'i ve Şerif'i hiç bilmem konuşmam yoktur. 2005 yılından beri çalışıyorum. Belgeleri, bilgileri alıp doktor hemşire çağırılıp anlat bakalım denir epikrizlere bakılır. Utanç verici şekilde suçlandığım 5 hasta ile ilgili konuşmak istiyorum" demişti.

Gönen, "Bebek Karakoç, 'uzman görüşünde 5'inci sıradaki hasta olarak geçiyor. Benim suçlanmam bebeğe vitamin ve minarel vermeyip 'bebeğin ciğerine mama kaçıp ölüyor' bununla suçlandım. Ultrason yapılarak 'bebeğin bağırsağında bir şey var, doğurtmamız lazım' deniliyor. Çınarcık Devlet Hastanesi, Yalova Hastanesi'ne belirtiyor. Boş yatak bulunamıyor. Bebek yaklaşık 18 saat sevk bekliyor. Bağcılar Medilife hastanesine gelip ameliyat ediliyor. 64 gün yatıyor. Dursun Eryılmaz bilgilendiriliyor ve 64 gün sonra ölüyor. Uzman görüşünde 'bebek zayıflayıp, boğazına mama kaçarak öldü' deniliyor. Danışman ekip olarak beni suçlayıp, 64 gün yatan hastanede, yenidoğan yoğun bakım hekimi neden suçlamıyorsun. Hemşire hanımın 'mama kaçtı herhalde' dediği tapeyi alarak savcının önüne koyuyor. Savcı 'bebeğe vitamin verilmemiş' herhalde diyerek dosya başka boyuta alınıyor. Her şeyde gizlilik kararı alınırken nasıl oluyor da sosyal medyada, uzman görüşü, tapeler çarşaf çarşaf olurken benim avukatım ulaşamıyor" demişti.

Sanık Gönen, “Fırat Sarı'yı çok hastanenin aradığını biliyorum. 'Doktor da hemşire de bulamıyoruz' derlerdi. Fırat Sarı'nın çevresi geniş olduğu için, 'Bu hastane hemşire arıyor, şu hastane doktor arıyor, git görüş istersen' derdi. Hakimin Çağla Durmuş ile aranızda geçen diyalogda 'Kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim' Bu ne anlama geliyor? sorusuna, “Tapeden okuyunca gizli gibi duruyor. Ama olan, bir önceki gün normal olduğu, son gün kötüleşerek entübe edildiği durumu. Hakimin, 'Hasta sayısına göre aldığınız ücrette bir değişiklik oluyor muydu' sorusuna ise, Gönen Emniyette de söyledim, emniyet hesapladı, her ay aldığım para belli. Çoğu hastanenin yönetimini bilmem, Fırat Sarı ile hastanelere sözleşme yapılırken gittim ama konuşulurken yanında bulunmadım. 'Karakoç bebeğin yaşaması imkansızdı' konuşmam da bebek anne karnında çok büyük travmalara maruz kalmış, o yüzden öyle söyledim. Mert ile denetimi konuşurken 'whatsapp'a gecelim' konuşmamızın sebebi telefonun çekmemesidir interneti kullanmamızdır. Çekmemsinin sebebini hatırlamıyorum, bir yere girmişimdir" demişti.

Mahkeme başkanın, 'Epikrizler hastanın durumuna göre hazırlanmıyor amacı SGK'dan fazla para almak, Fırat'a 'dosyaları değiştirelim' sorusuna ise Gönen, "Dosyalar eksiktir, eksikleri gidermektir ekibin içinde olmadığım için bilmiyorum" yanıtını vermişti. Savcının, 'Benim aylarca uğraşıp kurduğum sistem' gibi bir cümle geçiyor. Ne diyorsunuz? sorusuna, “Benim kurduğum değil de emek verdiğim. Çünkü ben çalışıyorum hastalar için, gece gidiyorum" demiş, savcının 'Çağla'ya bir ses kaydı atıyorsun, sonra hemen sil diyorsun. Bu nedir?' sorusuna ise Gönen, "Hatırlamıyorum" demişti.

Kaynak: HABER MERKEZİ