CHP İstanbul Eyüpsultan'da Filistin'e Destek mitingi düzenliyor. Mitingde konuşmaların yapılacağı otobüsün üzerine eski Başbakan Bülent Ecevit ve Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) lideri ve Filistin Ulusal Yönetimi'nin ilk başkanı Yaser Arafat'ın fotoğrafları asıldı.

Mitingde Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu CHP'nin Olağanüstü İstanbul İl Kongresi'nde tekrar İl Başkanı seçilen Özgür Çelik okudu.

İmamoğlu mektubunda şunları söyledi:

"Yüreği insanlıktan yana atan değerli yurttaşlarım. Kıymetli hemşehrilerim Eyüpsultan'ın mübarek huzurunda Gazze'de İsrail'in işlediği suçları haykırmak için koşan her birinize sarılıyorum. Filistin ile Gazze ile dayanışmak ama en çok da insanlığın ortak sınavını konuşmak için toplandınız. İsrail, Gazze'de insan bütün uluslar arası hukuk kurallarını ayaklar altına alarak büyü bir zalimliği yaşatmaktadır. Birleşmiş Milletler'in soruşturma komisyonu yayımladığı raporda açıkça ifade etmiştir ki Filistin halkına karşı soykırım suçu işlenmektedir. Karadan ve havadan hedef gözetmeksizin yerleşim yerleri moloz yığınına çevriliyor. Hayatta kalanları da açlıkla öldürmeye çalışıyorlar. Siviller sığınacak güvenli bir yer bulamıyor. Keyfi gözaltılara maruz bırakılıyorlar. Gazze'deki bu tablo Filistin topraklarında süreklilik gösteren bir yok etme rejimidir. Çocuklar yetersiz beslendikleri için ölürken kimse biz bilmiyorduk diyemez. Tüm vicdanlı topluluklar ayağa kalkmıştır. Ancak devletler toplumların gerisinde kalıyorlar. Stratejik çıkarlar uğruna kör ve sağır kalıyor. İsrail'e açıktan cephe almak İsrail ve savaş rantçılarını karşısına almayı gerektiriyor. Netanyahu ve iktidarının bu pervasızlığının en büyük sebebi küresel güçlerden aldığı destektir. Son zamanlarda alınan Filistin'i tanıma kararları sembolik olarak önemlidir ama yeterli değildir. Çünkü bu gidişle fiilen Filistin kalmayacaktır. İsrail bir an evvel durdurulmalıdır. BM Güvenlik Konseyi kararları İsrail'in yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurmasını ve başkenti doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti temelinde iki devletli çözümü kabul etmesini öngörüyor. Tanımak ancak insanı yardımı engelsiz erişim sağlandığında anlam bulur. Sivillerin korunması sağlandığında anlam bulur. Savaş suçlarında sorumlular uluslararası ceza mahkemelerinde hesap verince anlam bulur."

SUMUD FİLOSU MESAJI

"Devletlerin iki yüzlü politikalarına karşı tüm dünya toplumları Gazze için direnişi büyütüyor. Gazze'nin Sumud'una 4 bir yandan omuz omuza durarak dayanışma gösteriyor. Dünyanın 4 bir tarafında kurulan meydanlarda olduğu kadar Akdeniz'de Gazze'ye yol alan küresel Sumud filosundadır. İsrail'in taciz ve tehditlerine rağmen yol alan Sumud filosundaki aktivistlere hep birlikte güçlü bir selam gönderelim mi? Seferleri bizim seferimizdir. Türkiye başta olmak üzere Akdeniz ülkeleri dünya ülkelerini bu filonun ulaşmasına seferber olmasına davet ediyorum."

"İKTİDARA ÇAĞRI YAPMANIN ANLAMI KALMAMIŞTIR"

"Öte yandan Türkiye'de artık bu konuda iktidara çağrı yapmanın ne yazık ki bir anlamı kalmamıştır. İktidar Türkiye'de oluşturmaya çalıştığı otoriter rejim kurma projesine ses etmemesi karşısında Netanyahu'nun politikalarına somut bir karşılık vermeyecektir. Türkiye'nin Filistin'de kalıcı barış sağlanmasında önce kendi demokrasisini ve iç barışını kurmasından geçmektedir. Bunu da en yakın zamanda milletimizle başaracağız. Bugün insanlık için bu meydana gelen genel başkanlara tüm parti yöneticilerine bir kez daha sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bu dava hepimizin davası. Tüm vicdanlı toplumların her geçen gün çıkan gür sesiyle en yakın zamanda Filistin gerçekten özgür olacak. İnsani koridorlar açılmalı ve soykırımın faillerini adalet önüne çıkartmalıdır. Tarih bu dönemde kimin sustuğunu kimin cesurca konuştuğunu kaydedecektir. Biz susturulamayız. Bu ses insanlığın ve vicdanın sesidir. Filistin'e özgürlük."

"TARİHİN DOĞRU TARAFINDA DURACAĞIZ"

Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İçinde bulunduğumuz zorlu günlerde hepimizin gözünün kulağının orada Filistin'de olduğu bir insanlık dramının olduğu soykırımın yaşandığı Gazze'de çarpan yürekler için buluştuk.

"Tarih önünde tarihin doğru tarafında olmaya katliamın karşısında durmaya geldik. 65 bin kişiyi katlettiler. 147'si çocuk 420 Filistinli açlıktan öldü. BM kıtlık ilan etti. Yardım dağıtım sıralarında annelere babalara gencecik evlatlara ateş açanlar var. Biz bu vicdansızlığa karşı buradan sesimizi yükseltmeye geldik. Sumud filosu Gazze'ye doğru ilerliyor. Girit açıklarında saldırıya uğradı. Buradan Erdoğan'a sesleniyoruz. Sumud hepimizin vicdanıdır. O filoyu koruyun. Son dönem dünyadan yükselen tepkiler var. Son dönemde Filistin'i tanımaları önemli 150'den fazla ülke 2 devletli çözümü tanımaya başladı. Bunun takipçisi olmak ve Filistin için bunu en kararlı şekilde sürdürmek çok önemli. Sosyalist Enternasyonel'de, liderler toplantılarında en üst düzeyde gayreti göstermeye en katı yaptırımlar için mücadele edeceğiz. Filistinlileri yalnız bırakmayacağız. Kimden cesaret alıyor İsrail. Gazze'yi boşaltacağım diyen Gazze'nin önündeki hidrokarbon yataklarına çökmek olan Trump İsrail'e yol vermektedir. Bunu tespit etmeden Netanyhu ile kayıkçı kavgası yapıp Trump'tan randevu dilenenler İsrail'in yaptığı zulme engel olamazlar. 719 gündür iktidarı uyarıyoruz. Bizi dinlemek yerine kamuoyunu oyalamayı tercih ediyorlar."

"TİCARET YOK DEDİKLERİ YIL iSRAİL'LE İHRACATTA 5. OLDUK"

"İsrail ile ticareti kesin dedik. Yok dediler ama aylar sonra kabul ettiler. İsrail'le ticaret yok dedikleri yıl en çok ihracat yapan 5. ülke Türkiye oldu. AKP'ye yakın bir yapı başvuruyorsa yollar açık. Yeter ki onlar günah çıkartsın. Filistin'in dostları yollara düşmek istediğinde polisler karşısına dikiliyor. İsrail'e ticaretin tamamen kaldırılmasını ve yaptırımlar öngören Bogoto bildirgesi imzalandı bizimkiler imzalamadan kaçtılar. Tiktok'cu Hakan Fidan dedi ki 'Özgür Özel Yunanistan tezlerini savunuyor. Biz eğer imza atarsak Yunanistan ile deniz hukukunda geri düşeriz" oraya bu maddeye karşıyım deyip Filisitn'in yanında duracaksın. Tepki görünce tıpış tıpış imza topladılar. "

Ahmet Çakar serbest bırakıldı
Ahmet Çakar serbest bırakıldı
İçeriği Görüntüle

"TRUMP'I MEMNUN ETMEK İÇİN..."

"Trump'a tek kelime eleştiri yok. Tanıyan ülkelere kafa tutan Trump'a bir şey söylemek yerine fotoğraflar göstererek mış gibi yapıyorlar. Filistin dostuymuş gibi yapılarak savunulamaz. Cesaretle kararlılıkla savunulur. 8 Müslüman ülke ile Trump toplantı yaptı. Erdoğan 'çok memnun kaldım' dedi. Gazze'ye saldırı oldu 30 Müslüman öldü. Memnuniyet niyedir. Orada alınan kararlar nelerdir. İsrail askerlerinin geri getirilmesini söylüyor Trump. Oraya açlığı bebeklerin ölmesini konuşmaya değil de İsrailli esirleri konuşmaya gitmişler. İlke yok. Çıkar ilişkileri var. Başaramayacaksın. Diyelim ki başardın desteğini aldın. Filistinli 65 bin canın gitmesine değer mi? Olmaz olsun öyle iktidar. Trump'tan randevu alabilmek için oğlunu İstanbul'dan kabul etmeler. Boing uçakları üzerinden pazarlık yapmalar... Bunlar inkar etti Trump kabul etti. 50 milyar dolarlık siparişi randevu karşılığında vermesi yetmezmiş gibi Amerikan mallarından vergiyi kaldırdı. Trump'ı memnun etmek için 150 milyon dolar vergiden vazgeçti. Yoksulluğu milletin sırtına yükle Trump'ın vergilerini sil."

"SENİ ESENBOĞA'DA KARŞILARIM"

"Ülkenin itibarını da harcıyorsun. ABD Dışişleri Bakanı, Erdoğan'a diyor ki 'Bunlar böyledirler konuşurlar randevu için yalvarıyorlar' diyor. Erdoğan bu ülkede Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ediyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'na bu lafı söyleyecek adamın alnını karışlarım. TikTokçu Hakan bir kelime söylemedi. Ömer Çelik muhalefete laf yetiştirdi. Yazıklar olsun."

"SON ÇAĞRIM"

"Erdoğan'a son çağrımdır. Aptal olma diye mektup yazdın yuttun. Ekonomiyle tehdit etti yuttun. Yarın Trump'ın karşısına geç ve de ki 'Netanyahu senin dediğin gibi kahraman değil. İnsanlık suçu işliyor' de. 'Gazze'yi boşaltacağım sözünü kabul etmiyorum' de. 'Dışişleri Bakan'ın ayağını denk alsın' de. Bunları dersen Esenboğa'da seni karşılayıp tebrik edeceğim. Ama biliyorum ki baş eğeceksin. Sessiz kalacaksın. Yıllardır Filistin meselesi benim meselem diyorsun. Filistin'i bırakıp Trump'ın gözüne bakıyorsun. Filistin Türkiye'nin meselesidir. Biz Ecevit'in durduğu yerdeyiz. Yaser Arafat'ın koluna girdiği yerdeyiz."

MAHMUT ARIKAN: NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, CHP'nin Eyüpsultan Meydanı'nda düzenlediği ''Filistin'e Destek'' mitingine katıldı. Arıkan, yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

''Sözlerimin hemen başında, Filistin halkının haklı direnişine destek veren, bu uğurda mücadele eden ve büyük bedeller ödeyen, Necmettin Erbakan’dan, Deniz Gezmiş’e, Rachel Corrie’den, Ayşenur Ezgi Eygi’ye tüm Filistin dostlarını sonsuz bir saygı ile selamlıyorum. Bugün bizi Filistin Başkonsolosluğu’nun yanında, Eyüp Sultan Hazretlerinin manevi makamında sizlerle buluşturan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e ve değerli yol arkadaşlarına en içten teşekkürlerimi iletiyorum. Bugün 24 Eylül 2025, tarihe not düşmek için gözbebeğimiz İstanbul’dayız. Biz; inancımızın, haktan ve adaletten yana duruşumuzun bir gereği olarak buradayız. Filistin’in, Gazze’nin, Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın yanında olduğumuz için buradayız. Filistin, bugün dünyanın dört bir yanında birbirinden çok farklı yaşam tarzını benimsemiş milyarlarca insanın tek yürek olduğu bir meşaleye dönmüştür. Zulümlere kayıtsız kalan, tek tip dünya vatandaşı üretmeyi arzulayan siyonist mekanizmalar vicdan sahibi evrensel mozaik karşısında aciz kalmıştır. Milliyetçi, sosyalist, muhafazakar veya liberal; milyarlarca insanın ağzından tek bir söz yükseliyor: 'Nehirden Denize Özgür Filistin.' Sendikacıdan işverene, akademisyenden öğrenciye, sporcudan taraftara, müzisyenden tiyatrocuya dünyanın tüm renkleri, katledilen insanlar için bir araya geldi. İşte halkların bu desteği, başlangıçta çekimser davranan, hatta İsrail’den yana tavır takınan hükümetleri bile Filistin devletini tanımaya mecbur bıraktı. Ancak, tüm bunlara rağmen İsrail Gazze’de katliamlarına devam ediyor. Canı istediğinde, Ortadoğu’da canının istediği yeri bombalıyor Dolayısıyla, bu tanıma kağıt üzerinde kalmamalıdır. Bu tanıma, Filistin’deki işgali, Gazze’deki soykırımı durduracak, İsrail’in küresel bir tehdit haline gelen saldırganlığına son verecek ve İsrail’in işgal ettiği tüm topraklardan geri çekilmesini sağlayacak bir eylem planına, bir yaptırım sürecine dönüştürülmelidir. Aksi takdirde bu tanıma, senaryosu Tel Aviv’de yazılmış, New York’ta sahneye konulmuş, bir tiyatrodan öteye geçmeyecektir. Burada en büyük sorumluluk elbette hani şu 'dostum' dediğiniz işte ona düşüyor. Amerika çok net, çok pervasız.

"TAŞERON OLMAYIN"

Şimdi buradan, bu meydandan yarın Amerika’da Trump ile masaya oturacak olanları uyarıyoruz: İsrail’in işgalini, soykırımını yok sayacak hiçbir girişimin ortağı olmayın. Filistin halkının ve Gazze’nin direnişini kıracak hiçbir adıma ortak olmayın.
'Dostum' dediğiniz Trump’ın Gazze’yi kumarhanelerle, otellerle, eğlence merkezleriyle işgal etme planına alet olmayın. Kendi iktidarlarınızın devamı için Büyük Ortadoğu Projesi gibi Büyük İsrail Projesi gibi, emperyalist, Siyonist planların sakın ha taşeronu olmayın.

Aslında biz, bu şartlar altında hiçbir şekilde Türkiye ile ABD’nin pazarlığa oturmasını asla kabul etmiyoruz. Bakınız, ABD Dışişleri Bakanı Rubio dün bazı açıklamalar yaptı. Buradan iktidara açıkça sesleniyorum: Türkiye Cumhuriyeti’nin onuru hiç kimsenin kibirli söylemlerine malzeme yapılamaz. ABD Dışişleri Bakanı Rubio resmî olarak özür dilemedikçe, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Trump ile masaya oturmamalıdır.
Bu mesele şahısların değil, doğrudan devletimizin izzet ve haysiyet meselesidir. Biz, sizden Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Amerika’nın küstah tavırlarına karşı Erbakan ve Ecevit duruşunu bekliyoruz. Şunu unutmayalın, Amerika ile dost olan, İsrail’le düşman olamaz.

Kıymetli Filistin sevdalıları, Filistin topraklarında, iki değil 77 yıldır işgal varr. 1948’de Filistinlilerin yaşamlarını, topraklarını, zeytin ve limon ağaçlarını yok sayan İsrail ne ise 24 Eylül 2025’te ki İsrail, aynı İsrail’dir. 2025’te Netanyahu 21. Yüzyılın Hitleri, İsrail de faşizmin Ortadoğu şubesidir. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Merhum Necmettin Erbakan Hocamızın partilerinin kapatılmasının, siyasi yasaklar almasının, mütemadiyen önüne engeller çıkarılmasının en baş sebebi Siyonizm’in karşısında, Filistin halkının yanında duruşundan kaynaklıdır.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını İsrail’e karşı Filistin halkının yanında olmaya iten sebep neyse bugün de aynı sebepler devam etmektedir. İşte bu sebeple, bu tarihi miting çok kıymetlidir. Yarın Trump ile görüşecek olanlar, kendi partilileri de dahil, tüm Türkiye’nin Filistin halkının yanında olduğunu bilerek masaya oturmalıdır. Tabii biz 'tüm Türkiye Filistin halkının yanındadır' derken, iktidarın yöneticilerini kastetmiyoruz. İktidar, kendi tabanına rağmen, kendi seçmenine rağmen, İsrail ile simbiyotik ilişkilerini sürdürmektedir. Herkes biliyor ki, Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e petrol sevkiyatı devam ediyor. Varil başına '1 dolar 27 cent' hesabı devam ediyor.

KÜRECİK VE İNCİRLİK MESAJI

İletişim Başkanlığı’nın tüm yalanlamalarına rağmen İsrail’e sevkiyat yapan gemiler limanlarımızı kullanmaya devam ediyor. 'Yapmıyoruz', dedikleri İsrail ile ticaret dolaylı yollardan devam ediyor. Kürecik’ten, İncirlik’ten İsrail ile istihbarat paylaşımı hala devam ediyor. Bütün bunları dile getiren Filistin dostu gençlere yönelik, engellemeler, gözaltılar, tutuklamalar ve ev hapisleri devam ediyor.

''SOMUT ADIM ATILMALI''

Bu akşam, bu meydandan, İstanbul’umuzdan, Eyüp Sultan Hazretlerinin manevi makamının yanı başından iktidara sesleniyoruz: Türkiye mutlaka net olmalıdır ve somut adımlar atmalıdır. İsrail ile tüm anlaşmalar, tüm diplomatik ilişkiler iptal edilmelidir. İsrail’i tanıma kararı geri çekilmelidir. Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e petrol sevkiyatına son verilmelidir. Limanlarımızdan İsrail’e sevkiyata son verilmelidir. Türkiye’de ikamet ettiği halde İsrail’in Gazze’deki savaş ve soykırım suçuna iştirak ettiği tespit edilen herkes yargı karşısına çıkarılmalıdır. Başta Kürecik ve İncirlik olmak üzere askeri üslerde İsrail lehine olan tüm faaliyetler durdurulmalıdır.

Ne dediğimizi iyi anlayın: Biz, iktidardan miting yapmasını, hamasi nutuklar atmasını, kınama mesajları yayınlamasını, Trump’ın yanında havalı pozlar vermesini istemiyoruz. Biz İsrail’e karşı tam ambargo, tam tecrit, tam boykot tam yaptırım istiyoruz. Türkiye’nin elindeki imkânlar sınırlı değildir. Yıllardır yaptıkları yanlış uyulamalara rağmen güçlü bir ülkedir. Gazze’ye uluslararası bir barış gücü gönderilmesi için Türkiye acil ve kararlı girişimlerde bulunmalıdır. Ancak bu temasta bulunurken şu noktaya da dikkat çekmek isttiyotum: Bu barış gücü, direnişi kırma, işgali pekiştirme ve Gazzelileri yerlerinden etme planının bir parçası olmamalıdır.

Buraya gelirken, sizlere Akdeniz’den, Sumud Filosu’ndan selamlar getirdim. Gemilerdeki arkadaşlarımızla sürekli görüşüyorum. Çok zor bir yolculuk yapıyorlar. Hem bir yandan zorlu deniz şartlarıyla hem de İsrail’in tacizleriyle mücadele ediyorlar. Ama güçlerini, kararlılıklarını buradaki vicdanları insanlardan alıyorlar. Hepsinin sizlere çok çok selamları var.

SUMUD FİLOSU

AK Parti iktidarının, böylesi tarihi bir uluslararası girişimin güvenliğini sağlamak için hem uluslararası toplumu harekete geçirmeli hem de kendisi bizzat Sumud Filosunun yanında durmalıdır. Eğer iktidar yaptığı konuşmalarda gerçekten samimiyse, Sumud Filosuna sahip çıksın. İşte Akdeniz orada, işte Sumud Filosu orada. Bu gece bir karar alın. Sumud Filosu'nu korumaya alın. Sizin güvenliğinizle Gazze limanlarına sağ salim yanaştırın ki sizin gerçekten samimi olduğunuzu görebilelim.

"UMUTSUZLUĞA DÜŞMEYECEĞİZ"

Şunu tüm kalbimle inanarak söylüyorum: İktidarlara rağmen bizler, bayrağımızın rengini şüheda kanından almış bizler, yeryüzünde yine umudun ve barışın öznesi olacağız Allahın izniyle. Bizler, Anadolu’da 7 düvele karşı, emperyalizme karşı; Milli Mücadeleyi kazanmış bizler, tek bir yavrunun gözyaşı dökmesine müsaade etmeyeceğiz Allah'ın izniyle. Bizler, inanç, coğrafya, renk ve konjonktür ayrımı yapmadan her zalimin karşısına dikileceğiz. Tüm zalimlerin ortak hayali, mazlum milletlerin umutsuzluğa düşmesidir. Biz umutsuzluğa düşmeyeceğiz, kimseyi de umutsuzluğa düşürmeyeceğiz.

''DIŞ POLİTİKAYI REDDEDİYORUZ''

Biz, durum tespiti yapmaktan, kınamaktan, güçlü bir biçimde kınamaktan, lanetlemekten ibaret olan ama İsrail’e karşı hiçbir yaptırım içermeyen dış politikayı reddediyoruz. Şunu unutmayın: Etki oluşturmayan her tepki, tatminden ibarettir.

''ECEVİT'İ RAHMETLE ANIYORUM''

Sözlerimi toparlıyorum. Bu alanda olsun ya da olmasın, Filistin halkının yanında olan herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Filistin halkının haklı mücadelesine destek veren Deniz Gezmiş'leri selamlıyorum. Filistin haklının yanında olmanın bedelini ödeyen kürsülerden 'Bana ne Amerika’dan' diyen merhum Necmettin Erbakan hocamızı rahmetle, minnetle anıyorum. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak 2002 yılında İsrail’e 'Soykırımcı' diyen, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesini reddeden merhum Bülent Ecevit’i rahmetle anıyorum. Filistin için can veren Mavi Marmara şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Filistin için canını ortaya koyan Rachel Corrie’yi, Ayşenur Eygi’yi selamlıyorum. Meclis kürsüsünde Filistin için konuşurken kürsüde yaşamını yitiren Hasan Bitmez vekilimizi selamlıyorum. Şu an büyük bir kararlılıkla, Akdeniz’de ilerleyen Sumud Filosu’nu selamlıyorum.

''DİŞLERİNİ SÖKECEĞİZ''

Bu meydanı dolduran sevgili kardeşlerim, biz faturayı birilerine havale etmeye gelmedik. Kimin ne kadar cani kimin ne kadar duyarsız olduğunu bırakalım işgüzar medya kalemşörleri yazsınlar. Hiçbir menfaat beklemeden, dünyanın neresinde olursa olsun, her mazluma kalkan olmak inancımızın ve Milli Mücadele ruhumuzun, omuzlarımıza yüklediği en kıymetli vazifedir. Dolayısıyla, şu iyi bilinsin: Uluslararası hukuk ve gerçek yaptırımlarla emperyal kurtların dişlerini biz sökeceğiz. Yeryüzünde gözü yaşlı her coğrafyaya biz koşacağız. Kahrolsun İsrail, yaşasın Gazze halkının direnişi. Kahrolsun İsrail, yaşasın denizden nehire özgür Filistin mücadelesi. Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, Allaha emanet ediyorum.''

GÜLTEKİN UYSAL DA KATILDI

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal şunları kaydetti:

"Gazze’de aylardır insanlığın yüzünü kızartacak zulümler icat edildi. On binlerce insan gözlerimizin içine baka baka katledildi. Osmanlı İmparatorluğu’nun geride bıraktığı aşağı yukarı 100 yıl geçmiş. İşte bu 100 yılda bu coğrafyada kan eksik olmamış, gözyaşı eksik olmamış. İşte bu aziz millet, yüce Türk milletinin insanlık önündeki vazifesi, gözü yaşlı anaların gözyaşını silmektir. O açıdan değerli dostlar, değerli gönül dostları, çocuk, kadın demeden insanlar katlediliyor. Çocukların açlıktan öldüğü, annelerin kollarında evlatsız kaldığı, şehirlerin harabeye çevrildiği, insanlığın tüm değerlerinin ayaklar altına alındığı bir manzarayla karşı karşıyayız.

"GAZZE İNSANLIĞIN DRAMI"

Gazze bugün sadece bir coğrafya değildir. Gazze insanlığın sınavıdır. Büyük şair Mahmut Derviş şöyle diyordu: ‘Biz bu dünyada sadece kayıplarımızı defnetmek için yaşamıyoruz. Biz umudu büyütmek için buradayız.’ Evet, bugün Gazze’de toprağa düşen her can bize umudu da miras bırakıyor. O umudu yaşatmak işte sizlerin ve bizlerin bayrağının borcudur. Değerli dostlar, sormak isteriz. Sadece Türkiye değil, bu sefer İspanya’dan başlayarak, İtalya’dan başlayarak çok şükür insanlığın onuruna sahip çıkan milyonlar var. Onlara da buradan şükran borcumuzu ifade etmek isteriz.

"ORTADOĞU'NUN BEL KEMİĞİ KIRILDI"

Dini, milleti, cinsi fark etmeksizin yüce yaradanın yarattığı insanın onuruna sahip çıkan tüm insanları selamlıyoruz. Selam olsun. Maalesef bugün İslam’ı vahiysel bir tehdit olarak algılayan evanjelist, siyonist bir proje ile karşı karşıyayız. Mesele sadece Gazze değildir. Maalesef Türkiye’nin AKP iktidarının da yanlış politikaları neticesinde Orta Doğu’nun bel kemiği kırılmıştır. İşte bu ateş sadece Gazze’de on binleri değil, 65 binin üzerinde insan ölmüş onları da değil sadece, tüm bu coğrafyanın kaderini ilgilendirir haldedir. İşte böyle bir sapkın anlayış içerisinde bu bölgeye deli gömleği giydirmek isteyenlerin elbette duracağı yoktur. İşte onu durdurmak önün engeller koymak işte bu meydanlardan yükselecek seslerle olacaktır.

"MÜSADE ETMEYECEĞİZ

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kudüs’ü terk edişinin 100. yılında ve aynı ayında Aralık 1917’nin 100. yılında 2017 Aralık ayında Trump, Kudüs’ü başşehir ilan etti. Şimdi bizim başımızdaki aklı evveller de, bu AKP iktidarı da işte bu Trump’ı, 100 yıl sonra orayı başkent ilan eden bu Trump’ı seçtirmek için neredeyse duacı oldular. İşte o Trump gelmiş bugün Gazze’yi ‘turistik bölge yapacağım’ diyor. Ağızlarını meydanlarda açıyorlar ama Trump’ın ağzını birinci derecede sorumlu olanların isimlerini bile telaffuz edemez haldeler. ABD Dışişleri Bakanı’nın bizleri de izam edecek şekilde '5 dakika görüşmek için her yolu deniyorlar' diyerek bu milletin varlığını, bu milletin kimliğini ayaklar altına kimsenin almasına müsade etmeyeceğiz.

"İNSANLIĞIN DİRENİŞİ"

Dillerinden dökülenlerle amel etmeyenlerin, kürsülerde höykürürken öbür tarafta rüşveti kelam bağbında on binlerce Türk çiftçisi etkileyecek şekilde ABD’ye gitmeyen evvel nasıl vergi oranlarını, ambargolarını kaldırdığına şahit olduk. Meydanlarda 'Filistinliyim' diyenler, masalarda maalesef dolaylı yoldan da olsa İsrail’in menfaatini gütmüşlerdir. İşte biz bu iki yüzlülüğü kabul etmiyoruz. Filistin davası hiçbir iktidarın iç siyasette kullanacağı bir propaganda malzemesi değildir. Bu dava insanlık davasıdır. Filistinlilerin en temel hakkı insanca yaşamaktır. Bu hakkı görmezden gelenler tarih önünde suçludur ve bir gün bunun hesabını vereceklerdir. Gazze direnişi, insanlığın direnişidir.

Hakkın, adaletin, insanlığın yanında zulmün, yalanın, talanın, hukuksuzluğun karşısında hep beraber duracağız. Türkiye’de milli meselelerde iktidarı, muhalefeti bir yapamayanlar milleti arkasına alıp Amerika’nın Trump’ın karşısına çıkacağına şimdi bu coğrafyadaki diğer liderler gibi o meşruiyet açığını o büyük güçleri arkasına alarak bu milletin karşısına çıkmaya çalışıyorlar. İşte itirazımız bunadır. Bu milletin varlığını ve birliğini sağlamak hepimizin vazifesidir.

"KAHROLSUN İSRAİL ZULMÜ"

Bu bölgede barışın, istikrarın sağlanması sadece bugün BM’de de çok şükür yüzlerce ülke tanıdı. Ama kağıt üzerinde tanımak yetmez, egemenliğinin teminat altına alındığı, iki devletin varlığının teminata alındığı o günleri temin etmeden hiçbirimize uyku yoktur. Bu bölgeye uyku yoktur. Bugün bu ateşin orada kalmayacağını görüyoruz. Bölgenin başat ülkeleri Türkiye bata olmak üzere kendi meseleleri kendileri çözeceği zeminleri var etmek zorundadır. Siz eğer kendi meselelerinizi çözecek zeminleri var etmezseniz 100 yıldır olduğu gibi adeta bir kadastro geçinerek burada yabancı güçler, müdahale etmenin yolunu bulacaktır. Yine kan akacaktır, yine gözyaşı akacaktır. İşte değerli dostlar bugün zulme sessiz kalan zalimin suçuna ortaktır. Kahrolsun İsrail’in zulmü, yaşasın özgür Filistin. İnanıyoruz ki gün gelecek Filistin özgür olacak, Kudüs yeniden barışın ve kardeşliğin şehri olacak."

"58 KARDEŞİMİZ DAHA KATLEDİLDİ"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP'nin Eyüpsultan Meydana'nda düzenlediği ''Filistin'e Destek'' mitinginde konuştu. "Bu akşam burada gönlümüzdeki feryadı duyurmak için buradayız. Hep beraber Filistinli kardeşlerimiz için buradayız” diyerek sözlerine başlayan Babacan, “Filistin meselesi insanlığın ortak meselesidir. Gazze’de yaşanalar siyasetin konusu değil, insanlığın konusudur. Konu Filistin olunca parti ayrımı olmaksızın tüm Türkiye kenetlenir” dedi.

Gazze’de son aylarda yaşanan İsrail saldırısı sonucu meydana gelen can kayıpları ve yıkımlar hakkında bilgi veren Babacan, “Gazze’de bugüne kadar son iki ayda tam 65 bin kişi katledildi. Bunların çoğu çocuk ve kadın. 167 bin kişi yaralandı. 2 milyon nüfusluk yer Gazze, burada oluyor bunlar. 102 bin yapı, 300 binden fazla ev yıkıldı. Sadece son 24 saatte 58 Filistinli kardeşimiz daha katledildi. Bunlar sadece rakam değil. Bunların her biri tek tek can. Yıkılan evlerin her biri tek tek bir yuva. Gazze’de insanlar aç bırakılarak ölüme terk ediliyor. Açlığı bir öldürme aracı olarak kullanıyor şu andaki Netenyahu hükümeti. Yiyecek kuyruğunda bekleyen kadınları,çocukları silahla tarıyor bu insafsızlar. Gazze’de yaşanan soykırım her gün büyüyor” şeklinde konuştu ve şunu söyledi:

“Henüz bir günlük bebekleri bombalarla katlediyorlar. Tüm bunların mümessili gözü dönmüş bir iktidar, bir İsrail iktidarı. Bu katiller ordusu yüzünden bugün bölgemiz bir ateş çemberine dönmüş durumda. İsrail, Gazze’yi bombalamaya devam ederken bir yandan Lübnan’a bir yandan da Suriye’ye saldırdı. Bir yandan Yemen’e saldırırken bir yandan da İran’ı vurdu.”

Babacan’dan “Tayyip istifa” sloganlarına yanıt: Haksızlık, hukuksuzluk zülüm yapanlar elbet gider, endişeniz olmasın

Babacan, “Trump da ‘ne yapacaksanız yapın, elinizi çabuk tutun’ dedi. Hangi Trump? Erdoğan’ın dostu Trump” demesi üzerine mitinge katılan vatandaşlar yuhladı. Babacan ise “Bu yuhlar daha çok Trump’a gitsin” dedi. Mitinge katılanlar sonrasında “Tayyip istifa” sloganları attı. Babacan ise “Gidecekler arkadaşlar merak etmeyin. Er ya da geç gidecekler hiç şüpheniz olmasın. Haksızlık, hukuksuzluk zülüm yapanlar elbet gider, endişeniz olmasın” diye seslendi.

"NASIL DOSTUM DERSİNİZ"

Babacan, sözlerine şöyle devam etti:

Bugün Netenyahu’nun en büyük destekçisi Trump. Trump’ın desteği olmasa Netenyahu bu şımarıklığı, hoyratlığı yapabilir mi? Ben buradan iki lafın başı ‘dostum Trump, dostum Trump’ diyen Erdoğan’a sesleniyorum. Netenyahu’nun en büyük destekçisine siz nasıl olur da dostum dersiniz? İnanın içim yanıyor içim. Alenen bir soykırımcının aleni desteğine Türkiye’nin Cumhurbaşkanı dostum diyemez, dememeli.

"MALEZYA DURDURDU BİZİM İKTİDAR İZLEDİ"

Uluslararası ilişkilerde, diplomasilerde yeri gelir düşmanınızla konuşursunuz ancak durduk yere şirinlik yaparsanız ülkenin itibarını yerle bir edersiniz. Bakın Güney Afrika Cumhuriyeti dünyanın diğer ucunda, ‘İsrail soykırım yapıyor’ dedi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Daha sonra Meksika, Şili davaya taraf oldu, iktidar sadece izledi. Malezya ticareti durdurdu. Onunla da kalmadı, İsrail’e gidip gelen hiçbir gemi benim limanlarıma uğrayamaz’ dedi. Malezya ta Güneydoğu Asya’nın ortasında bir ülke. Bizim iktidar sadece izledi. Mesele İsrail ise laf var eylem yok. Mesele Amerika ise laf da yok eylem de yok. Şu andaki iktidarın yaptığı bu. Yarın Erdoğan, Beyaz Saray’da Trump ile toplantı yapacak. Kendisine Gazze ile ilgili tavsiyelerimiz var. Henüz vakit var, Amerika’da daha saat gündüz ki toplantı yarın. Birinci olarak Trump’tan ateşkes talep edin acilen çünkü Trump ‘dur’ derse İsrail kolay kolay hareket edemez. İnsani yardım koridorlarının derhal açılmasını ve sürekli açık tutulmasını isteyin. İsrail’e karşı etkili yaptırımların başlatılmasını talep edin. Savaş suçları için yargı süreçlerini derhal işletin. İki devletli çözümden asla taviz vermeyin.

"GAZZE DİRENENLERİNDİR"

Bir kez daha altını çizelim. Gazze Gazzelilerindir. Gazze Gazzelilerindir. Gazze, bağımsız bir Filistin devleti için direnenlerindir. Katliam emirlerini verenler hukuk karşısına çıkıp hesap verene kadar; Filistin davası devam edecek. Her biri teker teker yargılanıncaya değin; Filistin davası devam edecek. En tepedekilerden başlayıp, aşağıya doğru; yönetici kademelerinden, bürokratlara, subaylara varıncaya değin her biri teker teker yargılanacak."

Kaynak: HABER MERKEZİ