CHP, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bu haftaki adresi Küçükçekmece oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde İstanbullulara seslendi. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
-Bu güzel ilçede geçen dönem rekor oyla, bu dönem ittifak olmadığı halde her iki kişiden birinin oyunu alarak seçilen Kemal Çebi için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
"TİR TİR TİTRİYORLAR"
-Bizler bir iktidar değişiminin tam içindeyiz. Elbette kolay olmayacaktı. Elbette böyle bir iktidar iktidarı güle oynaya bırakmayacaktı. Ancak büyük haksızlıklar, büyük zulümlerle koltuğa tutunmaya çalışanlarla ancak böyle bir kararlılık başarabilir. Bu yüzden biz başarıyoruz, onlar tir tir titriyorlar.
-Erdoğan sizi seviyor mu? Erdoğan fakir sevmez. Dün resmi yoksulluk sınırı 91 bin liraya çıktı. Bu meydanda 91 bin liranın altında geliri olanlar el kaldırsın. Bu meydan 91 bin liranın altında maaş alan, resmen yoksul olan on binlerle dolu. Yoksuluz çünkü ülkeyi yönetenler tercihini sizden yana değil zenginden yana kullanıyor.
-Türkiye'de toplanan 100 lira verginin 66 lirası dolaylı vergiler. Bir fabrikatörle kapıdaki bekçi aynı vergiyi veriyor. Elektriğe, suya, doğal gaza, çocuğunun okuluna... Verginin yüzde 23'ü maaşlarınızdan kesilen vergidir. Yaptı yüzde 89. Kalan yüzde 11 sadece kar eden şirketlerden alınan vergidir. Yüz lira verginin 89'unu yoksullar ödeyecek, yüzde 11'ini zenginler ödeyecek... Olmaz olsun böyle düzen!
"ERDOĞAN İLE ORTAK ÖZELLİĞİM..."
-Burada Erdoğan'ı istifaya davet ediyorlar. Benim Erdoğan ile bir ortak özelliğim var. Ben de fakir sevmiyorum. Ama Erdoğan fakiri sevmediği için süründürüyor. Ben fakir sevmiyorum, hepinizi fakirlikten kurtarmaya söz veriyorum. Adaletli bir vergi sistemiyle, insanca asgari ücretle, emeklilere insanca maaş vererek, esnafa destek vererek, doğru kredileri vererek, emekliyi, işçiyi, vatandaşın durumu düzelterek... Çiftçiyi destekleyerek, birisi gibi 'Ananı da al git' diyerek değil, çiftçiyi milletin efendisi yaparak düzelteceğiz.
-Erdoğan kendine çalıştı, yetmedi. Zenginlere, yandaşlara çalıştı yetmedi. Şimdi Trump'a çalışıyor. Milletin ihtiyaçlarını görmeyen, sahip çıkmayan Tayyip Bey... Eğer sen meşruiyeti okyanus ötesinde ararsan Küçükçekmece'de böyle perişan olursun. Bir tane patron var. O da halkın kendisi.
"TRUMP'A GELİNCE VAR, VATANDAŞA GELİNCE YOK"
Trump'a giderken hediye paketi yaptırmış. Senin, benim paramla 225 tane Boeing alıyor. Fahiş fiyata ABD'den sıvılaştırılmış gaz alıyor. Trump istiyor diye Amerikan mallarında vergiyi sıfırlıyor. Türkiye'deki üreticiler perişan oluyor. Amerikan viskisinden, otomobilinden vergiyi kaldırıyor ama senden alacağı verginin bir kuruşundan vazgeçmiyor. Trump'a gelince var, vatandaşa gelince yok.
Erdoğan'a soruyorum. Gittin geldin, Trump ne isterse verdin. Bu vatandaşın işine gelecek ne aldın? Hesapta meşruiyet almış. Güya ABD'nin Türkiye'deki elçisi olacak adam, 'Trump Erdoğan'a meşruiyet verecek, ne istiyorsa alacak.' Tam da dedikleri gibi oldu.
Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Trump seni seçmenin elinden kurtaramaz.
"NE TİKTOK'ÇU HAKAN NE BİLAL ERDOĞAN... GELİYOR EKREM BAŞKAN"
-Hakan Fidan damada, damat Hakan Fidan'a, AKP içindeki tüm gruplar birbirlerine operasyon çekmeye, Tom Barrack, Erdoğan sonrasına işaret etmeye, Erdoğan'dan sonra Hakan Fidan mı Bilal oğlan mı gelecek soruları AKP'nin içerisini karıştırmaya devam ediyor. Ben Türkiye'de iktidar partisinin bir kafa karışıklığı yaşamasını, birbirine düşmesini istemem. Ne TikTok'çu Hakan, ne Bilal Erdoğan. Geliyor Ekrem Başkan.
-Bu darbe süreci başladığında CHP olarak 'Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum' diye Erdoğan'ın görev süresinin tam ortasına sandık talep ederek bir imza kampanyası başlatmıştık. Bugüne kadar tam 24 milyon imza toplanmış durumda."
ÖZGÜR ÇELİK İMAMOĞLU'NUN MEKTUBUNU OKUDU
Mitingde ilk olarak konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mesajını okudu. İmamoğlu'nun mesajı şöyle:
"Tam 194 gündür sizlerden uzaktayım ama aklım ve yüreğim hep sizinle. Görüyorum ki sizler de beni ve arkadaşlarımı ilk günkü gibi seviyor ve destekliyorsunuz. Allah bizi sizlere utandırmasın...
2019 yılından bu yana hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde hem de Küçükçekmece belediyemizde, halkçı ve icraatçı bir yönetim sergiliyoruz. Bir yandan sosyal adaleti sağlamak için görülmemiş ölçüde bütçe ayırıyoruz, bir yandan da rekor düzeyde metro, altyapı ve çevre yatırımları yapıyoruz. Küçükçekmece için de çok şey yaptık. Açtığımız metro hatlarıyla, kreşlerle, yaşam vadileriyle, adil ve hızlı kentsel dönüşüm projelerimizle Küçükçekmece’yi hak ettiği değere kavuşturduk. Sizlerin iradesine layık olabilmek, sizlere hızlı ve kaliteli hizmet ulaştırabilmek için canla başla çalıştık.
Bizler, özgürlüklerimizden mahrum edilmiş olsak da dışarıdaki arkadaşlarımız aynı anlayışla çalışmaya devam ediyor. Hizmetlerini büyüterek sürdüren Küçükçekmece Belediye Başkanımız Kemal Çebi ve tüm çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum. Bizim için siyaset her şeyden önce bu aziz millete layık olabilme çabasıdır. Bu iktidar ise milletin iradesini yok sayarak, millete sırtını dönerek siyaset yapıyor. Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. Burada millete rağmen siyaset, millete rağmen yöneticilik yapılamaz. Burada egemenlik sadece ve sadece millete aittir. Bu gerçeği unutan bir avuç insan, ülkemize büyük krizler yaşatıyor, milletimize ağır bedeller ödetiyor. Yargı eliyle uygulamaya koydukları karanlık siyasi projenin nihai amacı, bütün yetkilerin sadece tek bir kişinin, tek bir partinin elinde olduğu rejimi kalıcı hale getirmektir.
Söyleyeceğimiz her sözün, atacağımız her adımın geleceğimizi belirleyeceği, tarihimizin çok kritik bir dönemecindeyiz. Ya el ele vereceğiz; cumhuriyete, demokrasiye, hak ve hürriyetlerimize sahip çıkacağız ya da nice kuşakları bir koyu karanlığın içinde kaybedeceğiz. Ya milletçe demokratik hakkımızı kullanarak ‘meşruiyetin kaynağı biziz’ diyeceğiz ya da bu aziz vatanı, okyanus ötesinden meşruiyet arayanların karanlık pazarlıklarına kurban edeceğiz. Bir yanda siyasi operasyonlarla, milletin karar alma hakkını ve yetkisini yok sayan bir iktidar, diğer yanda ise her şart altında gücünü ve meşruiyetini milli iradeden alanlar var. Bir yanda, ekmeğine, hak ve hürriyetlerine, geleceğine, ülkesine sahip çıkmak için meydanları dolduran, gün geçtikçe dalga dalga büyüyen on milyonların sesi, iradesi var, diğer yanda ise vatandaşla yüz yüze gelmekten korkup kaçanlar, sokağa, pazara çıkamayanlar var.
Bizim yerimiz, safımız bellidir. Biz, ilk günden bu yana ne dediysek, yine aynısını söylüyoruz: Türkiye bir hukuk devleti olmadığı, hayatın her alanında adalet hakim olmadığı müddetçe, hiçbirimize huzur yoktur. Çünkü hukukun üstünlüğü yoksa, adil siyaset, adil rekabet, adil paylaşım yoksa, ortak geleceğimiz yoktur. Adalet yoksa, mutluluk yoktur, refah yoktur, bereket yoktur. O nedenle, ‘meşruiyet milletten alınır’ diyenlerin toplandığı bu meydanlarda, biz her zaman aynı parolayı söyleyeceğiz: Herkes için, her yerde; önce adalet, önce hürriyet. Türkiye’yi bolluğun, bereketin ve mutlu insanların ülkesi yapmak için bir adım geri atmayacağız. Ne bedel gerekiyorsa ödeyeceğiz ama bu aziz millet mutlaka adalete, mutlaka hürriyete kavuşacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”