CHP'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her çarşamba İstanbul'da gerçekleştirdiği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinginin bu haftaki adresi Üsküdar oldu.

Miting başlamadan önce alan doldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel kalabalığa seslendi. Konuşmasına 'Hürriyet Kavgası' şiiriyle başlayan Özel şunları söyledi:

"Üsküdar'ı 4 dönem Adalet ve Kalkınma Partisi yönetti. Buraya AK Parti'nin kalesi diyorlardır. 'Burası bizim kalemiz' diyorlardı. 19 Mart'tan beri, Saraçhane'den beri 48. buluşmamız ve bütün Türkiye'ye ilan ediyoruz ki artık kale siyaseti bitmiştir. Üsküdar artık milletin kalesidir.

"AK PARTİ'NİN KARA DÜZENİNİ YA BİTİRECEĞİZ, YA BİTİRECEĞİZ"

Bu ülkede birileri kendilerini çok ayrıcalıklı, çok güvende hissediyor. Birileri güvende, birileri güvende değil. Bu iktidarın yönettiği düzende işçilerimiz güvende değil, madenciler güvende değil, şiddete uğrayan kadınlar güvende değil, pazar yerinde katledilen çocuklarımız, para hırsı için öldürülen yenidoğanlar güvende değil. Metan gazından ya da sıcak havada vefat eden askerlerimiz güvende değil. Yanan ormanlar, ormanın içindeki canlar, onları kurtarmaya giden kahramanlar güvende değil. Her türlü kötü olayda millet devletini beklerken, oy alırken millete yüzünü dönenlerin sırtını döndüğü ve milletin ihtiyaç duyduğu anda onları yalnız bırakanların bir kara düzeni içindeyiz. AK Parti'nin kara düzeni çocuklara, kadınlara, bebeklere, askerlere, doğaya, hayvanlara, bu ülkeye iyi gelmiyor. Yıllar önce 'Erdemliler Hareketi' diye kurulan, yıllar sonra tamamen yolsuzluğa, kötü yönetime, bir zümrenin iktidarına savrulan AK Parti'nin kara düzenini ya bitireceğiz ya bitireceğiz. Yoksa bunlar bu ülkeyi bitirecekler.

Tayyip Bey bu vakitlerde Halk TV izler, Sözcü TV izler, TELE1 izler. Siz onları istifaya davet ediyorsunuz. Peki Tayyip Bey sizi sevmiyor mu? Neden sevmiyor? Fakirsiniz de ondan. Tayyip Bey fakiri sevmez. Tayyip Bey zengin sever, 'Beşli Çete' sever. Maalesef artık Tayyip Bey'in temsil ettikleri bu ülkenin ne emeklileri ne emekçileri... Ne asgari ücretliler ne esnaf... Ne gençlere umut olabiliyor ne de bu ülkedeki herhangi bir sınıfa. Tayyip Bey bu ülkeyi Avrupa'nın en yoksul ülkesi yapmış durumda.

"BU HAYATIMDA DUYDUĞUM EN BÜYÜK YALAN"

Şimdi buradan bir balonu patlatmak, bir yalanı bitirmek durumundayız. Tayyip Bey'e, Erdoğan'a yakın kalemler köşelerinde, akşamları buldukları televizyon kanallarında sürekli 'Evet sıkıntımız büyük, Türkiye'de ekonomi kötü ama tüm dünyada kötü' diyorlar. Bu hayatımda duyduğum en büyük yalan. Aksine, Akdeniz ülkelerinin en iyi çıkışta olduğu yıllardayız. Emsal ülkeler ekonomilerini toparlarken, güçlenirken, işsizlik, enflasyon düşerken Türkiye büyük sıkıntılar içinde. 38 OECD ülkesi arasında genel enflasyonda, gıda enflasyonunda birinciyiz. Dünyada gıda enflasyonu yüzde 7.5, Türkiye'de yüzde 30'un üzerinde. 4 katından fazla. Avrupa'da yıllık enflasyon yüzde 2, Türkiye'de yüzde 33. 27 AB ülkesinde toplam 13 milyon, Türkiye'de 13,5 milyon işsiz var.

Son araştırma, memleketin yüzde 76'sı yani 4 kişiden 3'ü yazın ya da bir yıl boyunca hiç tatile gidemediğini söylüyor. Memleketteki 10 kişiden 9'u gerçek anlamda tatil yapmıyor. Her 4 kişiden 3'ü memleketine dahi gidemiyor.

Zengin seven Erdoğan kötü bir haberle karşı karşıya. Yüzde 80 çile çekerken, yokluk, yoksulluk çekerken, açlık çekerken, gençlerimiz evde anasının dizinin dibinde otururken Erdoğan seni orada oturtmayacağız.

Kürsüye çıkınca masal anlatıp milletin parasını faiz lobilerine yatıranlara buradan bir kez daha sesleniyoruz. Bu milletin varlıklarını yok etmenize, tüm parasını faize vermenize, sadece kötü yönettiğiniz ekonomiden dolayı KKM ile bu milleti soyup birilerini zengin etmenize aldanıp da, bakıp da 'Biz bu gemiyi her şartta yürütürüz' sanmayın. Hesap vereceğiniz günler geliyor. Sandık geliyor, siz gidiyorsunuz. Bu milletin evlatlarının hakkını hukukunu savunanlar geliyor. Buradan ilk sandığın sonucunu söylüyorum. Eninde sonunda o sandık gelecek, bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak.

AKP'Lİ VE MHP'LİLERE SESLENDİ

Buradan, Üsküdarlı AK Partili, MHP'liye... Bütün Türkiye'ye ilan ederiz ki; bir şekilde sosyal yardım almak için, oğlanın, torunun mülakatı için ya da kaptırdığın bir cüzdanda bir mahalle başkanı seni kaydettirdiği için AK Partili olduysan... İyi olur diye düşünüp kayıt olduysan, oy verdiysen ama bugün yoksulsan, işsizsen, pişmansan, yalnızsan... Buradan sana sesleniyoruz; biz kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya... Diğerlerini şeytanlaştırmaya değil kardeşleştirmeye geliyoruz. Kısa çöpün hakkını uzun çöpten almaya, yoksulun hakkını zenginden almaya, senin hakkını uzun adamdan almaya geliyoruz. Halkın iktidarını kurmaya geliyoruz.

Tüm devlet memurlarına sesleniyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir. Tüm meydanlar sizindir, hepimiz arkanızdayız.

İsrail ile cayır cayır ticaret yapıp sıkışınca 'Filistin'e insani yardım gönderiyoruz' yalanıyla hiçbirimizi kandıramazlar. Trump'ın Netanyahu'ya kayıkçı kavgası yapıp Trump'a susanlardan ne bu memlekete ne Filistin'e hayır gelir. Buradan Erdoğan'a söylüyorum: Ben partimin üçüncü genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Bülent Ecevit, Yaser Arafat'ın yanında nasıl durduysa öyle duruyorum. Bu meydandaki her yaştan gençler Deniz Gezmiş ve arkadaşları nası durduysa öyle duruyoruz. Trump'a tek kelime söylemeyip Netanyahu ile yalandan kavgaya bu milletin karnı tok.

HAKAN FİDAN'A 'TİKTOK' GÖNDERMESİ

Bu milletin bir Dışişleri Bakanı var bu ülkenin. Trump'a tık yok, Netanyahu'ya tık yok ama ikide bir TikTok. TikTok'çu Hakan'ı bir kez daha uyarıyoruz. O ki MİT Müsteşarı iken MİT'in bütün verilerini çaldıracak kadar becereksiz olan birine 7 Haziran'da seçim bitince 'Suriye tarafına 3 kişi yollayalım, buraya birkaç bomba attıralım, savaş çıkartalım' diyen birisine şimdi TikTok çekerek Erdoğan sonrasına hazırlanıyormuş. Buradan TikTok'çu Hakan'a sesleniyorum: Erdoğan'ın sonrası var ama orada sen yoksun. Milletin iktidarı var.

Ekrem Başkan'a her gün iftira attılar. Bir kör kuruşu ispat edemediler. Bak Erdoğan, Üsküdar'da birbirinin yüzüne bakan tertemiz insanlar var. Dilek Hanım burada. Ekrem Başkan masumdur. İçeriye atılmasındaki suçu sabittir: Erdoğan'ı yenme suçunu tekraren işlemiştir. Bir kez daha işlemeye azmetmiş olmasıdır. Ekrem İmamoğlu benim adayım değildir, elinde bastonu ile, kucağında bebeği ile iradesine sahip çıkan 15,5 milyon vatandaşımızın adayıdır. Üsküdar İlçenin önünde 1,5 km sıra bekleyenlerin adayıdır. Özgür Özel reklamı yapmanın değil cumhurbaşkanı adayımıza sahip çıkmanın zamanı.

Boynundaki idam fermanıyla Anadolu'ya geçenlerin partisi bu parti. Biz biliriz ki, bir adım geri atarsak bu milleti 100 yıl geriye götürürler. 1 cm eğilirsek bu millete diz çöktürürler. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız.

"İDDİANAME GELDİĞİNDE YALANLARIN HESABINI SORACAĞIZ"

‘Cinsel istismar davası’ tuzağı ile emekliyi 2,5 milyon TL dolandırdılar
‘Cinsel istismar davası’ tuzağı ile emekliyi 2,5 milyon TL dolandırdılar
İçeriği Görüntüle

19 Mart darbesinin yargı ayağı var. Bunlardan bir tanesi boğazda sadece tadilatına 56 milyon lira verilen bir villada oturuyor. İstanbul'un emektar savcı ve hakimleri lojmanda kalırken ne ayrıcalığı var? Bir diğeri memleketin en hassas süreci işletilirken bu ülkenin travmalarını hatırlatan beyaz toros paylaşıyor. Ak toroslar çetesi var. Bu çete boş dosyayı dolduramadığı için iftiralar attırdılar. Eşleri ile aileleri ile tehdit ettiler. Diyorlar ki; 'Ekrem İmamoğlu'na şu iftirayı atarsan ve biraz da para verirsen savcının da selamı var, seni çıkaracağız' Önce Tuzla'da bu çetenin bir üyesini deşifre ettik. O gece Yunanistan'a kaçarken yakaladılar. Tutuklamadılar. İmamoğlu'nun uzun boylu, yakışıklı avukatı gülerek gitti. Tutuklandı. Yunan adasına kaçanı 'Kaçma şüphesi yok' diyerek bırakıyorlar. Geçen hafta deşifre ettiğim Çağlayan'ın 7'inci katında cirit atan Mücahit Birinci için soruşturma izni istiyorlar. Onu da halen tutuklamadılar. Buradan şunu ilan ediyoruz: Masum insanlara atılan bütün iftiralar çökmüştür. Bütün iftiranameler çöp olmuştur. Hiçbir kanıta dayanmayan bu yalanların hesabını biz iddianame geldiğinde teker teker o iftiracılardan ve o savcılardan soracağız. İddianameyi bekliyoruz.

Son olarak da hiç ilgimizin olmadığı, tanımadığımız adamlarla, sayın Bahçeli'nin 'yakınım' dediği birisiyle arkadaşlarımızı ilişkilendirip hiç temasları olmadığı halde Sabah gazetesinin bir zırvasıyla yeni bir süreç başlattılar. Buradan ilan ediyoruz; AK Parti'nin kara düzeni pisliğinde boğulacaksın.

"BETER OLUN"

Mücahit ile Nedim birbirine sövüyor. Uçum ile Şamil birbirini eleştiriyor. Saray ile Çağlayan'ın, Çağlayan ile Ankara'nın, Ankara ile HSK'nin, AKP'nin kendi içindeki tüm kliklerin birbiriyle kavgası var. Beter olun! Zulm ile abad olunmaz. 12 yaşındaki çocuk ile annesini tehdit edenler ne sanıyorsunuz? Huzur mu bulacaktınız? Elbette belanızı bulacaksınız. Elbette hesap vereceksiniz. Bu ülkedeki bütün masumların, suçsuz evlatların, gözü yaşlı anaların, yalnız bırakılmış eşlerin derdi derdimizdir ve ant olsun ki onları hiç yalnız bırakmayacağız. Bu yolun sonunda hep birlikte biz haklılığı yaşayacağız. İftiracılardan da hesap soracağız.

Bu ülkede barışın gelmesini istemeyen tek kişi var, Erdoğan. Çünkü o kutuplaşmadan besleniyor. Şimdi milletin barış umutlarına balta çekiyor. Ama sen istediğin kadar savcılarına güven, ben Üsküdar’a, İstanbul’a, millete güveniyorum. Erdoğan sen demokrasi istemiyorsun. Çünkü biliyorsun ki demokrasi olsa bir daha sandıktan çıkamayacaksın. Adalet istemiyorsun çünkü adalet olsa kendi suçlarını gizleyemeyeceksin. Barış istemiyorsun, çünkü barış olsa bu milleti kutuplaştıramayacak yerini sağlamlaştıramayacaksın. Sana rağmen demokrasiyi, adaleti ve barışı getireceğiz. Artık Erdoğan yoruldu, yaşlandı. Kendi partisine de kendi siyasetine de ne ümit verebiliyor, ne başarı vadedebiliyor. Sadece milletin kendisine ‘git’ demesine rağmen koltuğa oturmuş, yapışmış, ‘Bu koltuğu bırakmam’ diyor. Ben de kendisine sesleniyorum: 28,5’tan 29 Erdoğan. Yüzde 29 ile seni orada oturtmayacağız. Sokağa çıkamıyorsun, çarşıya, pazara gidemiyorsun. Tarlada yoksun, fabrikada yoksun. Ben buraya Aydın’dan geliyorum. Aydın’a Kırşehir’den gittim. Bu milletin siyasetini sosyal demokratların yanına muhafazakar demokratları katarak, milliyetçi demokratlarla Kürt demokratları, liberal demokratları, sosyalist demokratları aynı eylemde buluşturarak, gerçek kötüyü bilerek, ekmeğe uzanan eli bilerek, hep birlikte kurtulacağımızı bilerek Türkiye merkezli, emek merkezli, alın teri merkezli siyaset yapıyoruz.

Ne yaparsan yap bizi bölmeye, birbirimize düşürmeye, ayrı ayrı yönetmeye gücün yetmeyecek. Çünkü artık ne yaparsan yap, Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisi. Bütün anketlerde Ekrem İmamoğlu açık farkla önde. Kendini koltuğa bağlasan da, tırnaklarını koltuğa geçirsen de çaresi yok. Kaybedeceksin, yenileceksin, biz kazanacağız."

ÖZGÜR ÇELİK İMAMOĞLU'NUN MESAJINI OKUDU

Mitingde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mesajını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. İmamoğlu'nun mesajı şöyle:

"Bu güzel semt için türküler yazıldı. Üsküdar her dönem Boğaz'ın, İstanbul'un gözbebeği oldu. Biz Üsküdar'a her zaman hak ettiği değeri verdik. 2019'dan bugüne İstanbul'un hangi ilçesine hangi hizmeti getiriyorsak ayrı gayrı olmadan Üsküdar'a da ulaştırdık. Bu şehrin her vatandaşını ailemizin ferdi bildik. Üsküdar Cumhuriyet Halk Partisi'nin halkçı ve icraatçı belediyecilik anlayışıyla tanıştı.

Üsküdar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı ve icraatçı belediyecilik anlayışıyla tanıştı. İBB olarak, 2019’dan bugüne, Üsküdar’da kreşleri çocuklarımızla buluşturduk. Üsküdar’ın bütün altyapı sorunlarını çözdük. Deniz karayla artık buluşmuyor. Atık sular ve pislikler Boğaz’a akmıyor. İktidarın ekonomi politikaları yüzünden, yarı aç yarı tok çalışan vatandaşlarımıza, yarı aç yarı tok okuyan gençlerimize, ucuz ve sağlıklı beslenme imkânı veren Kent Lokantamızı açtık. ‘Belediyenin işi, vatandaşa iş bulmak değildir’ demişlerdi. Biz ise görev bildik ve 240 binin üzerinde vatandaşımıza iş imkânı sağlayan Bölgesel İstihdam Ofislerimizin 2 şubesini Üsküdar’da açtık. Ailelerimize maddi destekte bulunduk, öğrencilerimize, gençlerimize burs olanakları tanıdık. Üsküdar’a yeni deniz hatları kazandırdık.

İlçe belediye başkanlarımızın hizmet azmi ve çalışkanlığıyla daha da fazlasını yapmaya devam ediyoruz. Tüm bunları yaparken ne kimsenin hakkını yedik ne de boğazımızdan haram lokma geçirdik. Bu vatanın evlatlarının hakkına, rızkına göz dikmedik. Kaynakları har vurup harman savurmadık. İşte bu yüzden İstanbullular, büyük bir oy farkıyla Cumhuriyet Halk Partisi’ni seçti. İşte bu yüzden İstanbul halkı, ‘icraatçı ve halkçı yönetime devam’ dedi. Yalnız İstanbul’da da değil, Adana’da Zeydan Başkan, Antalya’da Muhittin Başkan, Manisa’da rahmetli Ferdi Başkan, Ankara’da Mansur Başkan ve diğer tüm Cumhuriyet Halk Partili başkanlarımız, icraatlarıyla milletimizin gönlüne girdi. Milletimiz bu icraatçı ve halkçı anlayışı ülke yönetiminde de görmek için gün saymaya başladı.

İşte bu yüzden, önüne sandık geldiği anda, vatandaş bizi seçecek. Sandık, Cumhuriyet Halk Partisi’nin öncülüğünde milletin iktidarını, refahı, huzuru, mutluluğu getirecek. Bunun böyle olacağını yalnızca bizler değil, 23 yılın sonunda enerjisi tükenmiş, millete verecek dermanı kalmamış, çürüyüp yozlaşmış iktidar sahipleri de biliyor. Üsküdar’ı kaybettiler, İstanbul’u kaybettiler. ‘Hayatta bizden gitmez’ dedikleri, hiç ummadıkları belediyeleri kaybettiler. Çok yakında da koltuklarını, makamlarını kaybedecekler. Onlar kaybettikçe, bu ülkenin çocukları kazanacak. Bu ülkenin gençleri, kadınları, çocukları, işçileri, emeklileri, memurları kazanacak. Milletin hakkı, milletin olacak. Türkiye, yıllardan beri özlediği adalete, hürriyete, berekete kavuşacak. Pazarda, okulda, hastanede, karakolda, mahkemede, sokakta…Herkes için her yerde adalet ve hürriyet hakim olacak. Milletimiz, bu ülkenin ve devletin tek sahibi olduğunu bir kez daha gösterecek.

Kaçınılmaz sonlarını engelleyebilmek için, bir kez daha milletin iradesine göz diktiler. Halkın seçilmiş başkanını, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney’i alarak, milletin iradesine ipotek koymaya çalışıyorlar. Şoförleri, aileleri, eşleri, çocukları hiçbir delil yokken hapse atıyorlar. Yetmiyor; kurdukları İBB kumpas borsasıyla, yalan ifadelerle, şantajlarla, olmayan delilleri üretmeye çalışıyor, tutuklu arkadaşlarımıza ve ailelerine eziyet ediyorlar. Tüm bunlara rağmen başaramayacaklar. Biz, tıpkı dün ve bugün olduğu gibi, yine hep birlikte direneceğiz. Yalana, iftiraya, şantaja karşı direneceğiz. Mafya usulü siyasete karşı direneceğiz. Bu ülkenin dimdik ayakta duran, haklı, onurlu ve ahlaklı neferleri olarak memleketimize adaleti ve hürriyeti getirmek için çok çalışacağız ve başaracağız. Parolamız birdir, yolumuz birdir: Herkes için. Her yerde. Önce adalet! Önce hürriyet! Bu ülkenin her bir karış toprağında adalet ve hürriyet hakim olacak. Milletin iradesini hiçe sayanlar gidecek, her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri zindanı"

Kaynak: HABER MERKEZİ