CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin konuşan Emir, komisyonun görevinin barışı inşa etmek ve demokratikleşme adımları atmak olduğunu söyledi. Selahattin Demirtaş'ın AİHM'in 3 kararına rağmen hala cezaevinde tutulduğunu vurgulayan Emir, şöyle devam etti:
"Bir komisyon kurduk. Bu komisyonun amacı Türkiye’de terörü sonsuza kadar bitirmek, terör örgütünün tasfiyesini sağlamak ama bununla birlikte toplumsal barışı inşa etmek ama bu da yetmez, bunun olabilmesi için demokratikleşme adımları atmak ve işte böylesine ağır hukuksuzlukların yaşandığı ülkemizde hukuk devletini tekrar inşa etmek. Biz bunun için bir komisyon kurduk ama bu komisyon kurulmuşken bile Türkiye’de acaba bir şeyler olacak mı, acaba gerçekten adalet işleyecek mi, acaba gerçekten sesi duyulmayanların sesi de duyulacak mı derken 3. AİHM kararı geldi, diyor ki, ‘Selahattin Demirtaş’ı ortada somut delil yokken, siyasi amaçlarla, siyasi rakibinden kurtulmak için cezaevine koydun, tutukladın. Bir an evvel tahliye etmelisin’ diyor. Bakanlığın büyük daireye 90 gün içinde başvurması lazım ve Türkiye’de bir umut belirdi, ‘Acaba gerçekten burada bir ilerleme olur mu, Sayın Demirtaş’ın hukuksuz tutukluluğuna son verilir mi?’ Ama maalesef beklediler, beklediler 89 günde itiraz ettiler.
"DEMİRTAŞ'I DAHA KAÇ 9 YIL CEZAEVİNDE TUTACAKSINIZ?"
Bu komisyonu kuranların, Sayın Meclis Başkanı’nın, Sayın Devlet Bahçeli’nin, arkasındaki güçlerin, devletin ilgili birimlerinin ve Cumhurbaşkanı’nın şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Siz gerçekten samimisiniz, gerçekten bir şeyler yapacaksanız Selahattin Demirtaş’ı daha kaç 9 yıl cezaevinde tutacaksınız? Eğer hukuk devleti adına, demokrasi adına adımlar atılmayacaksa biz burada ne yapıyoruz? Bu süreci kim torpilliyor? Türkiye’de adalet, barış, demokrasi olmasın diye hangi kirli odaklar çelişiyor? Cumhurbaşkanı bu kirli odakların parçası değilse niye adım atmıyor? Bizim pozisyonumuz her konuda açık. Her dosya, her sanık, her tutuklu, her siyasi mesele için öteden beri aynı tutarlılıkla cevabımızı veriyoruz. Tam da bu nedenle büyük bir cesaret, özgüven ve sorumluluk duygusuyla görevimizi yapıyoruz ama böylesine kirli işleri yapanlar, kirli işlere açıktan destek verenler -Cumhurbaşkanı’nı kastediyorum çünkü onsuz olmaz bu işler- artık bir yol ayrımına gelmiştir, bu soruların cevabını vermelidir, daha fazla bu sorulardan kaçamazlar."
"GÜNDEMİMİZDE BÖYLE BİR KONU YOK"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Emir, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve komisyona katkı veren partilerin grup başkanvekillerinin yaptığı toplantıya ilişkin şunları söyledi:
"Bugün Sayın Meclis Başkanı ile yaptığımız toplantıda İmralı’ya gitmekle ilgili bir konu konuşulmadı. Bizim de gündemimizde böyle bir konu yok. Biz, Meclis’in açıldığı gün Genel Kurul’a girmedik. 19 Mart darbesini yapanlarla, o şekilde Türkiye’yi böylesine bir darbe sürecine sokanların önünde biz ayağa kalkmayız. Milli iradeye saygılıyız, milli irade sadece Cumhurbaşkanı seçilirken olmaz, belediye başkanı seçilirken de milli irade olur. Milli iradenin kendisi TBMM’dir. Sayın Cumhurbaşkanı sadece seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’dır. Dolayısıyla tek başına ‘Ben milli iradeyim’ diyorsa Anayasa bilmediğindendir. Elbette ki onun katıldığı oturuma katılmadık ve bu tavrı hak ettiğine de inanıyoruz. Bizim bağlılığımız, saygımız milletimizedir, milli iradeyedir. Geldik, görevimizi yapıyoruz; dün neredelerdi? Kaçtılar. Biz Meclis’te çalışırken saat 19.00 gibi bir yoklama istedim, yoklardı. Kendi kanunlarını ortada bırakıp gittiler. Bu saygısızlık değil mi?
Sayın Meclis Başkanı’nın başkanlığında bir kapalı toplantı. İmralı ile ilgili, komisyonun oraya gitmesiyle ilgili olarak bir şey konuşulmadığını söylemek durumunda kaldım çünkü konuşulduğuna dair bir iddia var. Onun ötesinde orada konuşulanları veya konuşulmayanları açıktan söylemeyi doğru ve gerekli bulmam. Komisyonumuzun önümüzdeki dönemde yol yürümesiyle ilgili kaygılarımızı, önerilerimizi paylaştık."
ÖCALAN SLOGANI YORUMU
DEM Parti'nin dünkü grup toplantısında terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan için atılan sloganlar ve komisyona olan etkisine ilişkin bir soruya Emir, şu yanıtı verdi:
"Dün DEM grubundaki görüntüler doğru olmamıştır ama biz, komisyonu önemsiyoruz, komisyonun hedefini önemsiyoruz. Türkiye’de terörün kalıcı olarak bitmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, hukuk devletinin güçlenmesi hepimizin ortak amacıdır ve bizim siyaset yapma gayemizdir. Tam da bu nedenle komisyonu önemsiyoruz, komisyonun sahibiyiz ama biz komisyonun çalışmasını, adım atmasını ve umut vermesini öneriyoruz, bekliyoruz. Bizim komisyondaki varlığımız veya oradaki duruşumuz günlük olaylara bağlı bir şey değil. Bu hedef orada durduğu sürece ve o hedefe yürümek konusunda adım atabileceğimize dönük olumlu duygularımız olduğu sürece biz orada olacağız. Bir olay üzerinden komisyonun suçlanması da bana göre abartılı olmuştur."





