Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanmasından sonra başlatılan millet iradesine sahip çıkıyor mitinglerinin yeni adresi bu defa Belçika'nın başkenti Brüksel oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, milletvekilleri ve belediye başkanları, Brüksel'de düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde, bir araya geldi.

Miting, Belçikalı devlet adamı Jean Rey’in adını taşıyan Place Jean Rey Meydanı’nda yapıldı. Avrupa’nın birçok ülkesinden vatandaşlar, sabahın erken saatlerinden itibaren Brüksel’e hareket etti.

OTOBÜSLERLE, MİTİNG İÇİN GELDİLER

Almanya, Hollanda ve Fransa’daki CHP birlikleri ile CHP’ye gönül veren yurttaşlar, otobüslerle mitinge katılmak üzere Brüksel’e geldi. Württemberg Eyaleti CHP Birliği de yoğun katılım sağlarken, yolda tır şoförleri mitinge giden kafilelere destek verdi. Birlik temsilcileri, “Avrupa’daki yurttaşlarımızın demokrasiye, laikliğe ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma kararlılığı bizleri gururlandırıyor” açıklamasında bulundu.

CHP LİDERİ ÖZGÜR ÖZEL BRÜKSEL'DEN SESLENDİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ilk yurt dışı mitinginde Brüksel'den bir kez daha adalet vurgusu yaparak halka seslendi. Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:

Belçika'dan Hollanda'dan, Almanya'dan, Fransa'dan, Avrupa'nın dört bir aynından gelerek, ülkesine demokrasiye adalete seçilmişlere ve seçtiğine sahip çıkan Cumhurbaşkanı Adayının ve geleceğin iktidarının arkasında duran değerli demokratlar hepiniz hoş geldiniz.

Bugün bu kalabalık hem bizim hem de Türkiye'deki milyonların yüreğini ısıtıyor. Ayaklarınıza emeklerinize sağlık. Bugün bu meydan bize ve türkiye'ye çok şey söylüyor. birilerinin dediği gibi, küçümsediği gibi Avrupa'daki Türkler, ülkesinin dertlerinden uzak, ülkesinin sorunlarına kulak tıkayan yılda bir kez gelip tatilini yapan giden, ülkesini düşünmeyen insanlar değil aksine Türkiye için ülkenin geleceği yarınları için sözü olan kahramanlardır.

19 Mart’ın ardından İstanbul’da ve tüm ülke genelinde mitingler yaptık. Dediler ki sadece miting yapıyorlar , toplanıp toplanıp dağılırlar. Uzun sürmez dediler, yaz gelince ne yapacaklar dediler, ama her çarşamba akşamı İstanbul'da bir ilçede, her hafta sonu Türkiye'nin bir başka güzel ilinde, çoğunlukla AKP'nin kalesi denilen yerlerde, o şehirin en tarihi yerlerinde tarihin en büyük mitinglerini yaptık. Çünkü, yaptığımız şey bir miting değil bir eylemdi, bir karşı koyuştu. İşte o yüzden 61. eylemimizde Brüksel'de sizlerleyiz.

Buraya eylem yapmaya, sesimizi duyurmaya, dayanışmaya, sizlerden güç almaya, izlere umut vermeye geldik. Buraya gelmeden önce Türkiye'de iktidar sahipleri her zamanki kolaycılıkla "Yurt dışına mı gideceksiniz? Türkiye'yi mi şikayet edeceksiniz" gibi savsatalara sarılmaya başladılar. Birisi birine gambazlanacaksa karşı tarafın düşman olması lazım, biz buraya dertleşmeye konuşmaya, güç almaya, güç vermeye, dosta sarılmaya geldik.

“AKLINIZI BAŞINIZA ALIN MANSUR YAVAŞ YALNIZ DEĞİLDİR!”

Suçsuz yere 207 gündür hapiste bulunan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na, Adana gibi başkan Zeydan Karalar'a, Toroslar'ın yiğit evladı Muhittin Böcek'e onların da içinde olduğu 16 belediye başkanımıza yüzlerce siyasetçiye bürokrata, Türkiye'deki tüm siyasi tutuklulara, Selahattin Demirtaş'a, Figen Yüksekdağ'a, fikrinden dolayı içeride kim varsa, ona sahip çıkmaya geldik.

Diğer yandan birinden kurtuldum sıra diğerine gelsin diye Mansur Yavaş'ı hedefine almaya çalışanlara "Aklınızı başınıza alın Mansur Yavaş yalnız değildir" demeye geldik.

Diğer yandan Erdoğan ile al ver ilişkisi içerisinde olduğu için kurulan kumpaslarına susanlar var, Türkiye sığınmacılara baksın, ileri karakolumuz olsun diyenler var. İşte bugün burada bütün o demokratların olduğunu bildiğimiz gibi, birtakım çıkar hesaplarıyla Türkiye karşısındaki planlara sus pus olanlaraı da tarih önünde kaydediyoruz kimse bundan endişe etmesin.
Irak'ın işgaline, Amerika ile birlikte nükleer silah var diye susanları ansıl tarih bugün utandırıyorsa, Amerika ile birlikte Suriye'deki darbeye susanları görüyoruz ve not ediyoruz.

"KONUŞULMASINDAN UTANDIĞINIZ ŞEYLERİ YAPIYORSANIZ ASIL SORUN BURADADIR"

AK Parti iktidarı siyasete işine geldiği gibi kural koymaya çalışıyor. "Türkiye'de ne olursa olur ben yaparım o orada kalır diyor. Eğer sen çıkar dışarda konuşursan, seni beni şikayet ettin diye de şikayet ederim" diyor. O iş o kadar kolay değil, nereden bu yoğurdun bolluğu? Erdoğan'a sevap olan, başkasına neden günah olsun. Ona helal olan başkasına neden haram olsun. Türkiye'de öğrencilerin başörtüsü sorunu vardı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde geldiniz dava açtınız. O gün bende karşınızda olmadım. O gün orada siz Türkiye hakkında konuşurken bu şikayet değil, AKP'ye kapatma davası açılmış, dört kişilik heyet yapmış, dünya başkenletini geziyor bu şikayet değil, 15 Temmuz olmuş, gelip kapımızı çalıyor, "Avrupa sizi tanır, sizi bilir gelin birlikte bu darbeyi anlatalım" diyor, darbeye uğrayan kendi locası olunca dünaydan dayanuşma bekliyor, darbeyi kendi yapınca bunu anlatmayın diyor. Vallahi de anlatacağım, bir adım geri durmayacağım. Haksızlığı yapan kendisi olunca susun diyor, susmayacağız konuşacağız. Esas sorun nedir biliyor musunuz? Sorun Brüksel'de Avrupa'nın kalbinde bunları konuşmak değil, Avrupa'nın başkentinde 60 sene önce tam üyesi olmak istediğimiz yerde Brüksel'De söylenmesinden utanıyorsanız, utanılacak işler yapıyorsanız asıl sorun buradadır.

ÖZEL'DEN ERDOĞAN'A: YÜZLERİNE BAKAMAYACAĞIN İŞLERİ YAPMAYACAKSIN

Erdoğan'a buradan söylüyorum. Avrupa'nın parçasıyız diyeceksen, Avrupa Birliği'ni hedefleyeceksen, ne bu işleri yapacaksın, yapıyorsan da dönüp Avrupa'nın gözünün içine bakacaksın. Ben öyle yapıyorum kardeşim. Yüzlerine bakamayacağın işi yapmayacaksın, yaptıysan da gözünü kimseden kaçıramazsın. Esas sorun bu kadar sorunlu işleri yapmaktır. Bunu hepimiz biliyoruz. Biz hepimiz içeride de dışarıda da Türkiye'nin çıkarlarını savunmaktan kaçmayız. Yurt dışına çıktığımızda Türkiye'nin partisiyiz. Ama karşımızdaki iktidar sadece kendi çıkarlarını koruyan, kendi çıkarları için Türkiye'nin tüm çıkarlarını kenara bırakabilen, bu yüzden de her türlü müzakereyi kendi iktidarını sürdürmek üzerinden yapan bir iktidardır.

"AK PARTİ İKTİDARI ARTIK TRUMP'A ÇALIŞMAYA BAŞLADI"

Bu yapılan darbenin millete, ekonomiye, kalkınmaya bir yararı var mı? Eğer yoska Erdoğan yanlış yoldadır. Türkiye'nin karşısındadır. Kendi iktidarı için pazarlık halindedir. Türkiye'nin tarafında olan parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir, Türkiye'nin zenginleşmesini, gençlerin iş bulmasını isteyen ve Türkiye'nin tarafında olan parti CHP'dir Kurulduğu günden beri CHP; Türkiye'nin birinci partisidir. Türkiye'nin çıkarına değil de kendi çıakrlarına çalışan her şey bir yana, yandaşının çıakrına çalışan sadece zenginlere çalışan AK Parti iktidarı artık Trump'a çalışmaya başladı. Ülkesinde bulamadığı meşruiyeti, Avrupa'da bulamadığı meşruiyeti, Beyaz Saray'da oval odalarda arar oldu. Ülkesinin desteğini kaybetti, milletinin yitirdiği desteğe karşı Trump'a güveniyor. Ülkesinin her şeyini pazarlık konusu haline getirdi. 300 tane boeing uçağı da masada, Türkiye'nin pahalıya yakacak alması da masada, maalesef gelecekteki en büyük zenginlğimiz, nadir elementlerimiz de Trump ile pazarlık masasında.

Bir tarafta ülkenin nadir elementlerini Trump'a peşkeş çekenler, diğer tarafta kendi canından geçip ülkenin menfaatini düşünenler. Biz olduğumuz yerde dimdik duruyoruz. Biz Türkiye ittifakıyız. Türkiye'nin çıakrlarını savunuyoruz. Bugün burada sadece sol demokratlar yok. Muhafazakar, liberaller, sağcılar tüm demokratlar burada. Çünkü demokratlar bilir ki, demokrasi varsa her sorun halledilir. Demokrasi giderse, sandık giderse her şey felaket olur. Bunu en iyi bilenler sizlersiniz.

Bir tarafta tasarruf etmediği itibarı ve yoksulluk vaat ettiği halkıyla Erdoğan, bir tarafta onun uçan sarayına en pahalı limuzin arabalarına değil, ülkenin demokrasisine talip olan bizler varız. And olsun ki biz kazanacğız, biz kazanacağız!

Muhalefetteyken bile, yurt dışındaki tüm temaslarımızda, KKTC'nin, Filistin'in, AZerbaycan'ın çıakrlarını savunuyoruz. Bunu kimseden çekinmeden savunuyoruz. Biz bunu kimseden icazetle değil, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurudğu partiden aldığımız cesaretle yapıyoruz.
Siz, çok yakından yaşıyorsunuz ki, Avrupa'dan bakınca Türkiye'de olup biteni anlamak ok kolay değil. Türkiye'de 23 yıllık bir AKP iktidarı var. Bu parti tam 23 yıl sonra ilk kez bir seçim kaybetti. Seçimde yüzde 38 oy aldık, belediyelerin yüzde 65'ini kazandık. Bugüne kadar, demokrasi diyen Erdoğan, demokrasi treninden o istasyonda indi. O günden bugüne artık sandıktan değil başka yerlerden medet umduğu için Türkiye'de demokrasiyi askıya almaya çalışıyor. Halkın tercihine saygı duymadı.

"EKREM İMAMOĞLU'NUN TEK SUÇU ERDOĞAN'I YENMEKTİR"

Önce belediye başkanlarımızı, bakanlarına "bunları silkeleyin" diyerek, paralarını keserek, geçmişteki birikmişleri tek seferde CHP'den tahsil ederek, hizmeti aksatmaya çalıştı. Baktı ki; yeterli olmuyor bu sefer Cumhurbaşkanı adayımızın diplomasını 31 yıl sonra iptal etti. Bu diploma, 31 yıldır her alanda kullanılmış sıkıntı yok, İmamoğlu'nun sınıf arkadaşlarından bir tanesi ülkenin en önemli işletme fakültesinin dekanı, sıkıntı yok, ne zmaan ki Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Adayı diplomayı iptal ediyor ki karşısına rakip aday olamasın. Diplomayı veren fakülte dahi iptal etmiyor, yetkisiz bir kuruldan diplomayı iptal ettiriyorlar. Bunun Almanca'ya, Fransızca'ya tercümesi yok. Bunu uzun anlatmak lazım, bunu iyi anlamak lazım. Ekrem İmamoğlu'nun tek suçu Erdoğan'ı yenmektir. O yüzden diploması iptal edilmiştir diyerek anlatmak lazım.
Bu diploma işi yetmediği gibi, bundan 206 gün önce 1 ay içinde bütün kanıtlar çıkacak dedikleri ancak 7 aydır bir kanıt ortaya koyamadan arkadaşlarımızı hapise attılar. Sonra da dönüp dünyaya yosluzluk algısı yapıyorlar. Öncelikle 7 aydır tek bir kanıt olmadığı gibi, söyledikleri her şeyin kendi içinde çürüdüğünü, artık bizim de bir iddianame beklediğimizi anlatmak gerekiyor.

"ZENGİN DAHA ZENGİN OLSUN, FAKİRLER SÜRÜNSÜN DİYEN ERDOĞAN'I İSTİYOR"

Recep Tayyip Erdoğan, İBBB Başkanı iken, rüşvetle, irtikapla, ihaleye fesat karıştırmakla, terör örgütlerine destek vermekle suçlandı yargılandı ancak bir gün evine polis gelmedi, bir gün cezaevinde yatmadı. Ancak Erdoğan kendine yapılmayanı, seçilmiş belediye başkanının evine polis yollayıp tutuklayarak, onu millete hizmetten uzak tutarak, 7 aydır iddianame hazırlatmayarak, şimdi anlaşılıyor ki kendisine rakip olup onu yenecek birine engel olmak istiyor. ANcak yapmaya çalıştığı mesele sadece Ekrem Başkan'a veya partisine kötülük değil, buhün Brüksel'de dolaşan milletvekillerimiz bakıyor ki, Belçika'daki asgari ücret Türkiye'deki asgari ücretten 4 kat, emekli maaşı da Türkiye'deki maaştan 4 kat fazla. Türkiye'deki asgari ücret 30 kg kıyma alırken, Belçika'Daki asgari ücret, 128 kg kıyma alabiliyor. Biz Ekrem Başkan, ben, Mansur Başkan ve CHP; Erdoğan'ın lüks arabalarına, uçağına sarayına değil, Türkiye'Deki emekçinin kursağından geçecek ekmeği artırmaya, asgari ücreti, emekli maaşını artırmaya, yoksulluğu yönetmeye değil kökten yok etmeye and içmişiz.
Zenginler daha zengin olsun isteyenler Erdoğan'ı istiyor. Fakirler sürünsün isteyenler ERdoğan'ı istiyor. Bu mileltin eşitliğini, kardeşliğini, hep birlikte kazanalım, hakça eşitçe paylaşalım diyenler Ekrem İmamoğlu'nu ve CHP'yi istiyor. Bu kavga zenginle fakir arasındadır. Bu kavga zulmedenle, zulüm gören arasındadır. Bu kavga partiler arasında değil, sınıflar arasındadır. Vicdanı olanları, bu mücadelede İmamoğlu'na ve CHP'ye sahip çıkmaya davet ediyorum.

ÖZGÜR ÖZEL'DEN AB SÖZÜ

Savcıya tehdit davasında tek tutuklu kaldı
Savcıya tehdit davasında tek tutuklu kaldı
İçeriği Görüntüle

Avrupa'daki gençler siyasetten uzak durursa, Türkiye'de konselreri iptal edenler, sanatçıları sabah altıda evlerinden alanlar, sözde uyuturucu kontrolü diyerek onları toplum önünde küçük düşürenler, gençlerin arzu ettikleri bir ülke yerine, bir Ortdaoğu ülkesine çevirenlerin işine geliyor. Özellikle gençlere çağrıda bulunuyorum. Sandıktan ve siyasetten uzak durmayın. Bizler Sirkeci'den kalkan o gurbetçi treniyle gidenlerle hasreti bitireceğiz. And olsun ki CHP iktidarında Avrupa Birliği'nde buluşacağız hep birlikte başaracağız.

Kaynak: Haber Merkezi