Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu Beyazıt Meydanı'nda tarihi bir miting gerçekleştirdi.

DİPLOMA İPTALİNE KARŞI 'MİLLİ İRADE' MİTİNGİ

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'ni cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal eden İstanbul Üniversitesi yönetimine karşı, "Diplomanı da al gel" sloganıyla yurttaşlara çağrı yapılmıştı. 

İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mesajda, "Bu akşam saat 20.30’da Beyazıt Meydanı’nda buluşuyoruz. Diplomanı al da gel" ifadelerini kullanmıştı.

BEYAZIT'TA TARİHİ KALABALIK

Yurttaşlar, milli iradeye sahip çıkmak için bugün akşamüstü saatleri itibarıyla Beyazıt Meydanı'nda yerini almaya başladı. Akşam saatleri itibarıyla alan hıncahınç doldu.  

AYDINLATMA CİHAZLARI MEYDANA ALINMADI

CHP'li Ali Mahir Başarır, mitingde kullanılmak için alana getiren aydınlatma cihazlarının Beyazıt Meydanı'na alınmadığını açıkladı. 

Başarır, "Aydınlatma cihazlarımızı alana sokmadılar. Ekip engellendi" ifadelerini kullandı. 

EKREM İMAMOĞLU'NDAN MESAJ

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun mesajını okudu.

Çelik şunları söyledi:

"Kıymetli hemşerilerim, sevgili İstanbullular, meydan meydan umudu, dayanışmayı, iyiliği, güzelliği çoğaltan yoldaşlarım… Bu akşam, İstanbul’un tarihi ve sembolik meydanlarından birinde demokrasi nöbetindeyiz.

İstanbul’un muhafızları olarak, Beyazıt Meydanı’nı, tarihi dokusuna uygun olarak, yeniden İstanbul’a kavuşturduğumuz için kıvançlıyız. Hepiniz hoş geldiniz, safalar getirdiniz… Dün, 6 Mayıs’tı. Tarihimizin en kara günlerinden biridir 6 Mayıs. Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden, tam bağımsız bir Türkiye için mücadele ederken hayattan koparılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı rahmetle anıyorum. Üç fidanı koparanlar, halkın tam bağımsızlık ve demokrasi talebini boğmak istiyordu.  Bu amaçla, hukuk hiçe sayıldı, iktidar sahipleri ne istiyorsa yargı ona hükmetti. Ama bu büyük adaletsizliğin vicdanlarda açtığı yara, hiç kapanmadı. Tam bağımsız, demokratik Türkiye mücadelesinin ateşi ise hiç sönmedi. İktidar sahipleri, bu milleti ‘sizden – bizden’ diye bölmek, vatandaşlar arasına kanlı bir duvar örmek istiyordu. Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını karşı karşıya koyup, milleti birbirine düşman etmeye çalıştılar."

“MİLLETİMİZİN BİZE GÖSTERDİĞİ TEVECCÜH İKTİDARI KORKUTTU”

"Uzun yıllar boyunca siyasi kamplara ayrıldık. Birbirimizin acılarını yeterince hissedemedik. Demokrasi ve adalet temelinde buluşup, bir büyük dirilişi gerçekleştiremedik. Asker ya da sivil, tüm darbeciler hep bu ayrışmadan yararlandılar, hep bu bölünmeden güç aldılar. Bir başka 6 Mayıs’ta, 2019 yılının 6 Mayıs’ında bu kez bir yargı darbesiyle karşı karşıya kaldık. İstanbulluların iradesini beğenmeyenler, seçimi iptal ettirdiler.  ‘Sandıktan bizim çıkmadığımız seçim, geçerli sayılmaz’ dediler. Ama 23 Haziran’da, demokrasi ve adaletten taviz vermeyen milyonlar sandıkta birleştiler ve yargı darbecilerine büyük bir demokrasi tokadı attılar. 2024 seçimleri, Türkiye’nin geleceğini, milletin sandıkta gerçekleştirdiği, demokrasi ve adalet ittifakının belirleyeceğini ortaya koydu. Milletimizin bize gösterdiği teveccüh, iktidarı korkuttu. Bu sebeple, siyasi tarihimize kara leke olarak kalacak bir operasyona başladılar. Önce 30 yıllık diplomamı, savcılık baskısıyla, yetkisiz bir kurula iptal ettiler. Ardından da dün, yine hukuksuz bir girişimle sistemden sildiler.

Tarihimizde hiçbir siyasetçi, rakibinden bu kadar çok korkmamıştır. Hiçbir siyasetçi, rakibinin korkusundan bu kadar hukuk ve ahlak dışı işlere tevessül etmemiştir. Tarihimizde hiçbir siyasetçi, korktuğu rakibini saf dışı bırakmak için, devleti ve hukuku bu kadar ayaklar altına almamıştır. Devletin verdiği resmi diplomanın siyasi amaçlarla, zorla, hukuku çiğneyerek geçersiz sayıldığı bir ülkede, altında devletin imzası, mührü olan bütün belgeler değerini yitirir. En başta da milli paramız, Türk Liramız değerini yitirir. Paramız işte bunun için pul oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, kendi kişisel mülkü zanneden bir şahıs, devletimizin verdiği belgeleri, kendi siyasi ikbali için, gerektiğinde geçersiz ilan edebildiği için paramızın kıymeti düşüyor. Böyle giderse, daha da düşecek. Çünkü devleti milletin koruyucusu değil, milletin kazanılmış haklarına karşı bir konumda tutmak istiyorlar."

“GERÇEK SİYASETÇİLER MİLLETE SAYGI DUYAR”

"Vesayetçilerle siyasetçiler arasında çok temel bir fark vardır. Siyasetçiler, milletin gözü önünde olmaya, rakipleriyle milletin önüne çıkmaya can atarlar. Rakipleriyle sandıkta yarışmak, milletin huzurunda canlı yayınlarda tartışmak isterler. Çünkü gerçek siyasetçiler millete saygı duyar, milletin fikrini esas alır, milletin fikrini kendi fikirlerini anlatarak etkilemeye çalışır. Vesayetçiler ise siyasi rakipleriyle milletin önünde yüz yüze gelmekten korkar, kaçarlar. Siz hiçbir vesayetçiyi, televizyonlarda siyasi rakibiyle milletin önünde tartışırken gördünüz mü? Göremezsiniz. Darbeciler, siyasi rakipleriyle ancak yargı ve polis aracılığıyla muhatap olabilirler, rakiplerinin karşısına çıkmaya ne akılları yeter ne yürekleri. Beni Silivri’de bir hücreye kapattılar ama halen benden ödleri kopuyor."

“GENÇLERİMİZE SÖZÜMÜZ VAR: BU ÜLKEYE ADALET GELECEK”

"Günlerdir, ‘Benim mahkememi televizyondan canlı yayınlayın, millet gerçekleri görsün,” diyorum; tek kelime edemiyorlar. ‘Tabii yayınlarız’ da diyemiyorlar, ‘Asla yayınlanamaz’ da diyemiyorlar. Susup kalıyorlar. Çünkü bunlar, artık siyasetçi değil; bunlar, vesayetçi… Bunlar, milletin gözü önünde olmaktan korkarlar, bunlar her işlerini milletten gizli yapmak isterler.  

Lozan rahatsızlığına Cumhur İttifakı’ndan neden ses yok? Lozan rahatsızlığına Cumhur İttifakı’ndan neden ses yok?

Seçimi çaldılar. Diplomayı çaldılar. Özgürlüğü çaldılar. 60 milyar doları yaktılar. Ama şunu unutmayın: Millet, tüm vesayetçilerden, darbecilerden büyüktür. Acı çekeceğiz, bedel ödeyeceğiz ama umudumuzu hiç kaybetmeyeceğiz. Güler yüzümüzü hiç soldurmayacağız. Tam bağımsız, demokratik Türkiye için genç ömrünü ortaya koymuş evlatlarımıza, 19 Mart’ta Beyazıt’tan Saraçhane’ye korku dağlarını yıkarak gelen o günden beri meydanlarda demokrasiye, geleceklerine sahip çıkmak için gençlerimize sözümüz var: Bu ülkeye adalet gelecek. Bu ülkeye özgürlük gelecek. Bu ülkeye eşitlik gelecek… Ve her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

ÖZGÜR ÖZEL HALKA SESLENİYOR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, burada bulunan yurttaşlara sesleniyor.

Özel'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle: 

-Sevgili gençler, gözümün içine bakın. Ben sizin gözünüzün içine baka baka, bugün buraya bir büyük haksızlığa itiraz etmeye, meydan okumaya değil, burada, yarınlara, umutlara, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmaya gelmiş, 100 binlerin, günahsız, cesur gözlerini görüyorum. Size inanıyorum, size güveniyorum.

"EKREM BAŞKAN SİZİN GÖZLERİNİZDEKİ IŞILTIYA GÜVENİYOR"

-Size inanan, size güvenen, İstanbul Üniversitesi'nden mezun olmuş olan, hizmet için sizlerin görevlendirdiği, haksızca hukuksuzca içeride tutulan Ekrem Başkan da sizin gözlerinizin içindeki o ışıltıya güveniyor.

-Bu meydan 40 bin metrekarelik bir meydan, eskiden bir otoparka dönmüştü. Gençlerin talebiyle, Ekrem Başkan tarafından bu gördüğünüz alanı İstanbul Üniversitesi geri kazandı.

"BİRİLERİ BU MEYDANI AYDINLATMAMIZA İZİN VERMEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPTI"

-Bugün bu coşkuyu gölgelemek isteyen birileri, bu meydanı aydınlatmamıza izin vermemek için her şeyi yaptı.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE TEŞEKKÜR 

-İstanbul'un işgaline ilk direnenler, ilk kıvılcımı öğrenciler yaktı. Şunu biliyorduk: Bir şey olacaksa bugün olacak, bu akşam olacak. İşte o gün, bu meydanda olanlar oldu, Dârülfünûn İstanbul Üniversitesi önündeki barikatları yıkarak Saraçhane’ye geldi, Saraçhane’yi kurtardı.

-İstanbul Üniversitesi ile birlikte, yedi gün Sarçahane'de direnen, Türkiye'ye umut saçan İstanbul Teknik Üniversitesi'ne, Yıldız Teknik Üniversitesi'ne, Marmara Üniversitesi'ne, Boğaziçi'ne, Galatasaray'a, Mimar Sinan'a bin selam olsun. Bugün aramızda çok sayıda vakıf üniversitesi öğrencisi de var. Koç Üniversitesi'ni görüyorum. Onların şahsında tüm İstanbul'un üniversitelerine selam olsun. İyi ki geldiniz, iyi ki varsınız. 

"KİMSE İYİLİĞİMİZE GÜVENİP BİZİ EZMEYE KALKMASIN"

-Belediye başkanlarımızı içeri tıkmaları, kayyım atamaları, iradeye saldırmaları savaş ilanıdır dedim. Biz barışçıyız. Ama uysallığımıza, iyi niyetimize, aklımızın iyiliğine güvenip de kimse ama kimse bizi ezmeye kalkmasın. Bizi kavgaya davet ederseniz, o zaman işler değişir. Birileri bizleri kavgaya davet etti, davetleri kabulümüzdür.

ERDOĞAN’A DİPLOMA GÖNDERMESİ

-Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını sistemden kaldırttın ya… Beyazıt'ta ne oluyor diyorsan, 200 bin genç toplanmış onlar da senin diplomanı sorguluyorlar. Diplomasız Erdoğan.  

"14 MİLYON 800 BİN İMZA TOPLADIK"

Özel, burada yaptığı konuşmada Ekrem İmamoğlu için yurt genelinde toplanan imza sayısını da açıkladı. 

Özel konuyla ilgili şunları söyledi: 

-14 milyon 800 bin imza topladık. Bu imzalar toplanıyor, depolanıyor, noter çağrılacak, hesaplattırılacak.

Kaynak: Haber Merkezi