Dünya, uzun zamandır görmediği türden bir güç mücadelesinin tam ortasında. Bir yanda ekonomik hegemonya mücadelesi, diğer yanda kanlı bir savaşın getirdiği diplomatik arayışlar... Tüm bu gelişmeler, sıradan bir bireyin bile cebindeki altın fiyatını belirleyecek kadar derin sonuçlar doğuruyor.
ABD – Çin Gerilimi: Çiplerden Başlayan Restleşme
ABD’nin, Çinli öğrencilere kapıları kapatması ve yapay zeka çiplerine ambargo koyması, aslında Washington’un yalnızca ticaret değil, aynı zamanda teknoloji liderliği üzerinden yürüttüğü bir savaşı işaret ediyor. Bu hamle, Çin’in yükselen teknoloji ekosistemini frenlemeyi hedefliyor. Pekin ise geri adım atacak gibi görünmüyor. Aksine, “meşru haklarımızı koruyacağız” diyerek tehditkâr bir dil kullanıyor.
Buradaki mesele yalnızca ticari değil. Çipler artık tanklardan uydulara, yapay zekâdan cep telefonlarına kadar hayatın her alanında stratejik bir silah. Bugün çiplerin akışı kesilirse, yarın sadece Çin değil, tüm küresel tedarik zinciri sarsılır.
Altın: Belirsizliğin Sığınak Limanı
Küresel gerginlikler arttığında yatırımcıların güvenli limanı bellidir: Altın. Gram altının sabah saatlerinde 4 bin 157 liradan 4 bin 230 liraya fırlaması, sadece ekonomik değil, psikolojik bir göstergedir. Yatırımcılar “dünya nereye gidiyor?” sorusuna güvenlik duygusuyla yanıt arıyor. 73 liralık günlük artış, küçük yatırımcı için bile dikkate değer.
Yani Washington ile Pekin arasında yükselen her söz düellosu, aslında İstanbul’da kuyumcu vitrininde rakamlara yansıyor.
Ukrayna – Rusya: Barış Masasında Yeni Bir Şans mı?
Bu arada gözler doğunun başka bir cephesinde: Ukrayna – Rusya savaşı. Zelenski’nin, Rus heyetiyle yeni görüşmeler yapılacağını açıklaması dikkat çekici. Geçmişte yapılan görüşmeler somut sonuç getirmemişti; sadece büyük bir esir takasıyla hatırlanıyor. Şimdi masada yeniden taraflar olacak ama ateşkes ya da kalıcı barış adına beklentiler düşük. Çünkü Moskova kendi şartlarında, Kiev ise Batı desteğinin gölgesinde.
Sonuç: Satranç Tahtasında Yeni Hamleler
Küresel tablo net: ABD, Çin’in yükselişini sınırlamak istiyor. Çin ise meydan okumaya hazırlanıyor. Rusya-Ukrayna savaşı ise hâlâ kanlı bir çıkmaz. Tüm bu satranç oyununun taşları hareket ettikçe, dünya piyasaları altın fiyatlarından döviz kurlarına kadar anında tepki veriyor.
Sorulması gereken asıl soru şu: Büyük güçler bu satranç tahtasında oynarken, biz piyonu mu olacağız, yoksa oyunu okuyabilen ve kendi stratejisini geliştiren bir oyuncu mu?