TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 7. kez toplandı. İki oturum olarak yapılan toplantının ilk bölümünde 20. TBMM Başkanı Hikmet Çetin, 21. TBMM Başkanı Ömer İzgi, 22. TBMM Başkanı Bülent Arınç, 23. TBMM Başkanı Köksal Toptan ve 24. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, ikinci bölümde ise 25. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 26. TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, 27. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 28. TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve 29. TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un değerlendirmelerde bulundu.
PKK'LILARIN AFFEDİLMESİ
Toplantıda konuşan Hikmet Çetin, “Dağdan gelecek olanların bir eylemi olmamışsa bunları hemen affetmek lazım. Silah kullanmış, olaylara karışmış olanları bu aşamada affetmek çok zor. Yargılanmalılar ama, onlara da "Zaman içinde eğer her şey normale dönerse sizi de affedeceğiz" sözü verilmeli. 15-20 kişi (yönetici) şu aşamada İsveç, Norveç, Danimarka, Güney Afrika gibi ülkelere gönderilebilir. Ama zaman içinde eğer toplum normal düzeye gelirse onların da affedileceğini bilmesi lazım” dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Eski Meclis Başkanlarından Ömer İzgi çocuk yaşta örgüte katılmış ancak eline silah almamış olanların hukuki durumları ile ilgili çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, "TBMM'nin temel görevi tam da bundan ibarettir. Bu özel durumu fırsat sayarcasına başka talepleri olanlara kulak verilmesi, süreci sekteye uğratır. Suç işleyen herkes, mutlaka cezasını çekecektir" ifadelerini kullandı. İzgi, "Böyle bir çalışmaya girilecek olursa, örneğin Anayasa'nın 66. maddesi değiştirilmeli ve yerine Atatürk'ün 1924 Anayasası'nın 88. maddesine koydurduğu ‘Türkiye ahalisine, din ve ırk ayrımı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla Türk denir.' ifadesi konulur" diye konuştu.
ARINÇ UMUT HAKKI VE KHK'LILARI GÜNDEME GETİRDİ
Bülent Arınç ise anayasa konusuna ilişkin, "Demokrasi ne diyorsa o olması lazım. Bugün anayasadaki bazı hükümleri doğru bulmayabilirsiniz, değiştirebilirsiniz, yeni bir anayasa da yapabilirsiniz ama 'en iyi anayasa uygulanan anayasa, en kötü anayasa uygulanmayan anayasadır'. Bugünkü anayasanın işimize gelen taraflarını alıp da bu bana yaramaz denilen hükümleri ertelemeye çalışmayı çok yanlış buluyorum. Yeni, çağdaş, daha az maddeli bir anayasa temel haklar ve görevler noktasında özgürlükçü bir anayasaya her zaman ihtiyacımız var. Ama bu komisyonun görevi bence yeni bir anayasa hazırlamak değil" diye konuştu.
Bahçeli'nin 'umut hakkı' konusunu gündeme getirdiğini hatırlatan Arınç, "Mutlaka uygulanmalıdır, yerine gelmelidir. Umut hakkı konusunda şu istifade edecek, bu istifade edecek diye düşünmeyelim. AİHM'in umut hakkı konusundaki kararının üzerinden belki on sene geçti. Müebbet hapse mahkum olanların bile birgün çıkabileceklerini düşünmeleri mutlaka gerekir. Genel bir affa zaruri bir ihtiyaç olarak bakıyorum. Özellikle hak ihlallerinin had safhaya ulaştığı bir zamanda umumi bir affın sınırları, kapsamanı ve geçerlilik tarihi ve bazı suçların kapsam dışı kalmasıyla mutlaka düşünülmesinde ve tartışılmasında fayda var. KHK ile ihraç edilenler büyük bir ıstırap yaşıyorlar. Kendi en yakınlarımdan beraat etmiş insanların bugün görevlerini yapamaz olduklarını görüyorum. Bu kapsamda hukuk içerisinde kalmak şartıyla süreç için de kabul edebileceğimiz birtakım düzenlemeler yapılabilir" ifadelerini kullandı.
CEMİL ÇİÇEK'TEN 'ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ' TEPKİSİ
Anayasa değişikliği konusunun gündeme gelmesini eleştiren Cemil Çiçek ise, "Bu komisyon bir Anayasa hazırlık komisyonu mu? Buna bir karar verin o da olabilir. Öyle mi? Kimine göre öyle, kimine göre öyle değil. Bu komisyon ileride çıkarılması muhtemel infaz yasaları ile ilgili bir öneri komisyonu mu? Onu Adalet Komisyonu'nda da yapardık. Niye burada yapıyoruz? Dolayısıyla bu ve benzeri konular beraberinde bir kısım sıkıntılar getiriyor. Bu komisyonla ilgili bir tarafta ümit var, kamuoyu anketlerinde vatandaşın çok önemli bir kısmı bu komisyonu önemsiyor. Bu komisyonda beklentiler var. Öbür tarafta da kafasında 50 tane de problem var. Bildiğini zannettiği birçok kişiye soruyor. Burada şu var mı, burada bu var mı vesaire. Peki, böylesine kafa karışıklığının sebebi ne?" değerlendirmesinde bulundu.
Cemil Çiçek, Komisyonun göreviyle ilgili muğlaklıkların olduğunu söyleyerek, "Bu vesileyle yapılan açıklamalarda kafa karıştırıcı hususlar var. Bunlardan bir tanesi bu ülkede görev yapan yabancı misyon şeflerinin her hafta değişik görüşleri olması. Bu herkesin kafasını karıştırıyor. Özellikle Suriye üzerinden yapılan değerlendirmelere bakarsanız sanki 'bu komisyonda dışarıda bir anlaşma var, bir mutabakat var, filanca ile falanca ile bu komisyon onu meşrulaştırma komisyonu gibi bu var mı yok mu' diye soruyor. Bunu gidermek gerekiyor" dedi.
SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI VE 15 TEMMUZ VURGUSU
26. TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, “Silah bırakma sürecinin zamana yayılmasını önlemek, bu sürecin bir al-ver süreci olmadığını da göstermek için komisyonun, bir an önce silahların bırakılması için ortak bir çağrı yapması toplumun süreci olan desteğini de arttıracaktır” dedi. 27. Meclis Başkanı İsmail Kahraman da “15 Temmuz Türkiye'yi işgal teşebbüsünde hep bir araya geldik, dört siyasi parti vardı grubu olan; AK Parti, CHP- MHP ve HDP. Ortak bildiri yayınladık sonunda ve bir yumruk olduk, tek başına olduk, tek vücut olduk, hepimiz ay yıldızlı rozetin altında toplandık, siyasi partilerin değil. O ruhu mutlaka yakalamalıyız” ifadelerini kullandı.





