TELE1 Haber Merkezi

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma çağrısının ardından siyasi partilere gerçekleştireceği 2. tur ziyaretlerine bugün başladı.

Bakırhan ve Hatimoğulları'na DEM Partili Milletvekili Saruhan Oruç da eşlik etti. Heyetin ilk durağı Emek Partisi (EMEP) oldu.

İkinci ziyaret ise Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) yapıldı. 

DEM Parti heyetinin, CHP Genel Merkezi'ne yaptığı görüşme 15.00 sularında sona erdi.  

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. 

Hatimoğulları, şunları söyledi: 

-CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve heyetine, ev sahipliklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Oldukça verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Hem Türkiye'deki siyasal gelişmeleri hem de Suriye'deki çok yakıcı bir sorun olan Alevileri yönelik katliama yönelik değerlendirmelerimiz oldu.

"MART AYI BOYUNCA ÇOK SAYIDA GÖRÜŞME YAPACAĞIZ"

-Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı ile ilgili kendilerini bilgilendirdik. Konuyla ilgili de bir gündemimiz olduk. Birlikte değerlendirme mahiyetinde bugün itibarıyla bir dizi görüşmeler başlatmıştık. Sabah EMEP'i, bugün CHP'yi ziyaret ettik. Bu görüşmeler devam edecek. Bu çağrıyı değerlendirmek üzere mart ayı boyunca çok sayıda görüşmemiz olacak.

-Barışın toplumlaşması bağlamında, Türkiye'de 100 merkezde toplantılarımız olacak. 1 Ekim'den bu yana Sayın Bahçeli'nin de grup toplantılarında dile getirdiği, Kürt sorununun çözülmesi ve PKK'nın silah bırakılması ile ilgili yepyeni bir sayfa açıldı. Bu İmralı'dan gelen çağrı ile açıldı. Bu sayfada özellikle, bu çağrının ana teması, Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak, yasal, siyasi ve demokratik zeminde çözümüne dair de çok önemli ipuçları veriyor.

-Bu çağrının muhatapları bir yandan Öcalan'ın kendi örgütü, öte yandan Türkiye'de siyasal dinamikler, siyasi partiler, iktidarıyla muhalefetiyle bütün partiler ve aynı zamanda devletin kendisidir. Elbette kimi ortamların hazırlanması için çok kıymetli ve önemli olacaktır. Sayın Özel ve heyetiyle bunları da istişare ettik. Parlamentonun burada üstleneceği rolün toplumsal barışa ne kadar büyük bir katkı sağlayacağının altını bir kez daha çizmek istiyorukm.

-Bir çatışmasızlık sürecinin başlaması çok kıymetli olacak. PKK, Sayın Öcalan'ın çağrısına olumlu yanıt verdi. Koşulların hazırlanmasıyla birlikte, kendi kongrelerini toplayabilecekleri bir zeminin oluşmasıyla beraber bu süreci başlatabileceklerine yönelik bilgi vermişlerdi. Çatışmasızlık sürecinin özellikle altını çizmet isterim. Zeminin güçlü bir şekilde hazırlanması gerekiyor.

-Başta bu görüşmeler olmak üzere, bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımların önemi. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, muhalefetin olumlu mesajları çok kıymetli. Bugün barışa yönelik toplumsal mutakabatı sağlamak için başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin mesajları çok değerli. Bu sürece katkılarından dolayı da teşekkürlerimizi sunmak isterim.

-Bu süreç çok önemli bir süreç. Her kesimce bu sürecin sahiplenilmesi çok önemli. Elbette devlete ve iktidara çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Türkiye dışından da dünya çapında bir sahiplenme var. ABD'den Suudi Arabistan'a dek pozitif mesajlarla destek verildi. Zeminin bu kadar güçlü olduğu bir zamanda hepimizin barışa ihtiyacı olduğu bir dönemde, burada başta iktidar ve devletin bu zemini güçlendirmesine katkı sağlamasının çok büyük önemi var.

-Bugün CHP'nin Kürt sorununun çözümünü içeren demokratikleşme paketi hazırlıkları ile ilgili bizleri bilgilendirdiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Atılan bu adımların güçlendirilmesi ve heba edilmemesi gerekiyor.

Dünyanın en yoksul başkanı hayatını kaybetti Dünyanın en yoksul başkanı hayatını kaybetti

"SURİYE'DE ALEVİ KATLİAMI BİR AN ÖNCE DURMALI"

-Suriye'de yaşanan Alevi katliamıyla ilgili de konuşmak istiyorum. Çok ciddi bir katliam gerçekleşiyor. Bizlere ulaşan rakamlar dehşet verici. Sosyal medyaya düşen videolar dehşet verici. Türkiye'de de bölgede de en büyük alevi katliamı ile karşı karşıyayız. Katliamın bir an önce durması, tüm inançtan insanlara haklarının tanınması, bunlar çok önemli ve kıymetli. Biz buradan bugün HTŞ ile iletişim içinde olan başta Türkiye hükümeti ve birçok devlete seslenmek istiyoruz. Katledilen Alevilere sahip çıkmalıyız. Tüm yetkilileri çağrılarını yapmaya davet ediyoruz. 

ÖZEL: ANNELER AĞLAMAYACAKSA, YETİMLER OLMAYACAKSA... 

Daha sonra CHP lideri Özgür Özel açıklamalarda bulundu. 

Özel, şunları söyledi: 

-Hepimiz parlamentoda görev yapan, seçmenlerimizin dertlerini çözmemiz için görevlendirdiği kişileriz. Halkın verdiği yetki bu yöndedir. Çatışmalı bir süreç terk edilecekse, terör örgütü kendisini lağvedecekse, artık hiçbir ana ağlamayacaksa, Türk'ün, Kürt'ün annesi ağlamayacaksa, kan duracaksa, yetimler olmayacaksa, milletin verdiği görev buna katkı sağlamaktır. Böyle bir sürece ne olursa olsun karşıyım demek, akan kana karşı benim bir çözümüm yok demektir. Kürt sorununun ki, varlığını hiç inkar etmedik, yapıcı bir tutum içindeyiz. Sorunun çözülmesi için çaba sarf edeceğiz. Bunun yeri parlamentodur. 

-Biz Kürt sorununu dışlamayan, aksine Kürt sorununu da çözecek olan demokratikleşme paketinin üzerinde çalışıyoruz. Parlamentoda çalışmalar başladığında, kendi görevini yerine getirmiş bir şekilde orada olacağız. Muhataplarımızla da paylaşacağız. Biz, etnik kimliği, inancı ve mezhebi ne olursa olsun, herkes için tam demokrasi ve özgürlük istiyoruz. Bunun için yasal düzenlemelerin tamamının yapılması gerekiyor. Meseleyi ikiye ayırmamız lazım. Eksik olan ve yapılması gereken yasal düzenlemeler var. İkincisi de mevcut yasaların adil ve demokratik kullanılması, kötüye kullanılmaması var. Buradan Türkiye karlı çıkacak. 

"AKP'NİN KARINA OLURSA HEPİMİZ KAYBEDERİZ"

-Bu işi bir siyasi partinin karına, zararına alet edersek hepimiz kaybederiz. Daha önce kaybettik mi, evet kaybettik. 2013-2014 süreci doğru yönetilmediği, o süreçte muhalefet dışlandığı için bu yüzden de toplumun çok önemli bir kısmı dışlandığı için, bu iş başarılı olursa bundan siyasi ben nemalanayım diyen kısır anlayış bu günlere getirdi bizi. Baştan olumsuzlamak istemem ama görünen o ki AKP, CHP'yi, muhalefeti dışlayarak yol alma niyetindeler. Buradan bir kez daha uyarıyorum ki hepimiz kaybederiz. Eğer 2013-2015 süreci olması gerektiği gibi yönetilseydi göz yaşı ve kan akmayacaktı. O gün doğru yönetilseydi Hendek olayları olmayacaktı. Bu kadar çok yuvaya ateş düşmeyecekti. Geçmişte yapılan hatalardan ders almak gerekir.

Özel, Bahçeli'nin ifadeleri ile ilgili gazeteciler tarafından sorulan soruya ise şu yanıt verdi: 

-Sayın Bahçeli kendi değerlendirmesini yapıyor. Bu sorunun bu şekilde çözüleceğini düşünüyorsa, topluma, Meclis'e gerek yok diyorsa, kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu ifade etmemeleri gerekir. Sağlık durumunu da göz önünde bulundurarak, polemik olabilecek bir şey söylemiyorum. -

-Bizim CHP olarak söylediğimiz şu: Bizim adımıza birileri ne gitmiş, ne müzakere yürütmüş değiliz. Demokratikleşme yasal düzenlemeler ile olur. Bunun yeri de Meclis'tir. Sayın Bahçeli'nin ilk başta tarif ettiği zemin de hukuka muhtaçtır. Ama bugün gelinen noktada da CHP kimin ne dediğinden bağımsız, bir demokratikleşme paketi önermektedir. Elinden gelen katkıyı esirgemeyecektir. 

-Birileri, bir sihirli değnek tarif ediyor. Hiçbir şey yapmadan her şey hallolacak diye. Bu ancak masallarda, rüyalarda olur. Bunlara inanılırsa, sonu kabus olur. Benim sorumluluğum bunu hatırlatmaktır. Ben doğrusunu tarif etmeye yükümlüyüm. Anlaşılan o ki birileri meseleyi, hiçbir risk, sorumluluk almadan, konfor alanıyla götürmek istiyor. Millet, yönetsin dediklerinin yönetmekten kaçtığını görürse, yönetecek olanı değiştirmeye karar verir. 

BAKIRHAN'DAN SDG SORUSUNA YANIT: DEM PARTİ BİR ŞEY DİYEMEZ

DEM Parti Eş Genel Başkanı ise SDG ile ilgili kendisine yöneltilen soruya şu yanıtı verdi:  

SDG ile ilgili bir meselenin biz zaten muhatabı olamayız. SDG, Suriye'de kurulmuş örgütlü bir yapı. Dolayısıyla SDG'nin silah bırakmasına DEM Parti'nin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Çağrının kimi kapsadığını zaten görüyoruz. Bunlar önemli sorular ama 50 yıllık çatışmayı ortadan kaldıracak konuya yoğunlaşmak en doğrusudur. SDG kendisi ile ilgili karar alır. Kendisini, bağımsız bir siyasi oluşum olarak değerlendiriyor. Bizim bir şey dememiz doğru değil.

Kaynak: Haber Merkezi