Haber

Özür Özel Elazığ'da: İmamoğlu bizi 12 metrekarelik zındandan izliyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Elazığ'da Gazi Meslek Teknik Anadolu Lisesi açılış töreninde konuştu. Özel, "İmamoğlu bizi 12 metrekarelik zındandan izliyor. Esas suçu bir sonraki seçimi kazanmaya azmetmiş olmak" dedi.

Elazığ'da 2021 depreminde ağır hasar alan Gazi Mesleki Tekn ik Anadolu Lisesi'nin yapım ve onarım ını İstanbul Büyükşehir Belediyesi üstlendi. Açılışa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel katıldı. Özel'e CHP'li kurmaylar ve Ekrem İmamoğlu adına eşi Dilek Kaya İmamoğlu eşlik etti.

İMAMOĞLU SİİVRİ'DEN SESLENDİ

Açılış töreninde kürsüye çıkan Diek İmamoğlu, Ekrem İmamoğlu'nun mesajını iletti. İmamoğlu Silivri'den Elazığ'a şöyle seslendi:

Kültür ve medeniyet şehri Elazığ'ın iyi yürekli yürekli yiğit insanları. Sizleri saygıyla sevgiyle hasretle selamlıyorum, dostlukla kucaklıyorum. Bugün resmi açılışı yapılan Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 2020 depremde ağır hasar almıştı. Bu değerli kurumun çok daha işlevli ve donanımlı biçimde eğitime başlaması için yapımını ve tadilatını İBB olarak biz üstlenmiştik. Bu sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getirmiş olmanın, Aziz Elazığ'a hak ettiği kalitede bir okul kazandırmanın huzuru ve mutluluğu içindeyim. Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yenilenerek, modern eğitim anlayışına uygun bir eğitim kampüsüne dönüştürüldü. Derslikler, atölyeler, laboratuvarlar, çok amaçlı salonlar, yemekhane, kütüphane ve spor alanları ve sosyal donatılar ile öğrencilerin hem teorik hem de pratik tüm eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak niteliğe kavuştu. Emeği geçen herkese, öncelikle Elazığ Valiliği ve çalışanlarına, ardından yüklenici firma ve çalışanları, ayrıca İBB çalışanlarına çok teşekkür ederim.

Depremden sonra Elazığ'da yaşanan deprem sıkıntısına derman olmak, İstanbul, İzmir ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri'nin birer okul yatırmasını teklif eden ve takibini yapan milletvekilimiz ve sevgili dostum Gürsel Erol'a teşekkür ediyorum. Konuyu partiler üstü bir yaklaşımla ele alan ve bu okulun yapımında gerekli bütçenin ayrılması için oy birliği ile kara veren İBB önceki dönem meclis üyelerine teşekkür ediyorum.

Siyasette hedefinizi ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak olarak tanımlar, bu amaçla hukuku, milletin iradesini hiçe sayarsanız, devlete ve adalete güveni sarsar, ülkeye büyük zararlar verirsiniz. Çocuklarımıza, gençlerimize dünyanın en ileri eğitim imkanları kadar, dünyanın en ileri adalet ve demokrasi, hak ve hürriyet standartlarını da sunmak zorundayız. Aksi takdirde dünyanın ikinci sınıf insanları gibi algılanıp öyle muamele görmelerini engelleyemeyiz.

"İMAMOĞLU YANIMIZDAYDI"

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ise, "Deprem olduktan birkaç gün sonra Ekrem İmamoğlu yanımızdaydı. Çadır çadır gezdik, depremzedelerin problemlerini dinleyerek ‘ne yapabilirim’' heyecanını yaşamıştı ve okulu söyleyince ‘Evet orada bir okul yaptıracağız’ dedi" şeklinde konuştu.

Dilek İmamoğlu'nun konuşmasının ardından Özel, kürsüye çıktı. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bugün burada bulunuşumuzun en önemli vesilesi hiç şüphesiz, uzun yıllar, dokuz dönem boyunca milletvekili çıkaramadığımız Elazığ’da, kendisinin aday olmasıyla milletvekili çıkardığımız, 5 yıllık milletvekilliğinin sonunda büyük bir teveccühle ve partimizin oylarını Türkiye çapında dikkat çeken bir şekilde yükselterek yeniden sizlerin göreve getirdiğiniz, 2020 yılında yaşanan büyük felakette o acıyı bütün Türkiye’nin tüm boyutlarıyla duymasına aracılık eden, milletvekili grubumuzu buraya seferber etmemizi, yerel yönetimlerin buraya üst düzeyde ilgi göstermesini sağlayan Elazığ milletvekilimiz Sayın Gürsel Erol’un şahsında tüm hemşerilerimizi selamlıyorum. Buraya Sayın Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte, Sayın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekilimizle, Gölge Kabinemizdeki Milli Eğitim Bakanımızla, Genel Başkan Yardımcılarımız, bölgedeki milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimizle, il başkanlarımızla, kuvvetli bir heyetle geldik. Çünkü bu eserin görünür olması son derece önemli. Biraz önce Nuri Başkan ifade etti. Gerekli protokol davetleri yapıldı. Konuşmasındaki güçlüğün farkındayım. Büyük bir nezaketle konuşma hazırlanmış. Birçok yerinde burada bulunması olası protokole teşekkürler ediliyor. Ama yoklar, ama olanlar var. Yeniden Refah Partisi’nin, İYİ Parti’nin, Saadet Partisi’nin Genel Başkan Yardımcıları, değerli tüm muhalefet partilerinin çok değerli siyasetçileri, yöneticileri buradalar. Çünkü onlar aldıkları davetin ne manaya geldiğini ve burada bulunmalarının, burayı şereflendirmelerinin, Elazığ’a verdikleri, partilerinin verdiği kıymetin burada cisimleşmesinin ne kadar önemli olduğunu biliyorlar.”

"DEMOKRASİ TRENİNDEN İNMİŞ BİR İKTİDAR VAR"

Değerli Elazığlılar, bir kişinin, bir yapının, bir örgütün, bir partinin ne kadar demokrat olduğu seçim kazandığı gün belli olmaz. Seçimi kaybettiği gün belli olur. Bugün Türkiye’de 23 yıl boyunca seçimleri hep kazanmış, milli iradeyi dilinden düşürmemiş. 31 Mart tarihinde ilk kez ikinci olmuş, ilk kez seçim kaybetmiş, o günden sonra bindiği demokrasi treninden inmiş bir iktidar var. Öyle olunca kazandığında baş tacı ettiği millet iradesini görmeyen, onun seçtiklerini küçük gören, hakir gören, hatta Türk Ceza Kanununda yazılı bütün cezaların üstünde bir suç icat eden, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni yenme suçu, Tayyip Erdoğan’ı yenme suçunu işleyenleri en ağır şekilde cezalandıran bir iktidar var. Bugün burada bu neredeyse 1 milyar liraya mal olacak, 720 milyar liralık bir yatırımı, kendinden bir okul istenmişken, 10 okul maliyetindeki bir teknik liseyi, bir mesleki eğitim nasıl olmalıdır bu çağda onu gösteren bu eseri, Elazığ’a kazandıran hem İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı, hem de Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu maalesef bizi 12 metrekarelik bir zindandan izliyor.

"EKREM İMAMOĞLU'NUN SUÇU SEÇİM KAZANMAK"

Onun suçu seçim kazanmak. Bir kez Beylikdüzü’nde, üç kez İstanbul’da, dört kez Tayyip Erdoğan’ı yenmek. Belki bu suçu affedilebilirdi. Ama esas suçu, bir sonraki seçimi kazanmaya azmetmiş olmak. Elazığ’a üç okul yapıldı. Bunun birini sevgili Mansur Yavaş yaptı. Milli Eğitim’e teslim edildi. Birini bugün açıyoruz, öğrencilerine bu öğretim yılında ev sahipliği etmeye başlayacak. Bir diğeri de yapım aşamasında. Onun da o gün yapılmasına karar veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, o da maalesef İzmir’de cezaevinden bu töreni izliyor. Buraya emek veren ve şu anda içeride olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çok sayıda hem siyasetçisi, hem yöneticisi bizleri cezaevlerinden izliyorlar. Onları buradan saygıyla bir kez daha selamlıyorum.

“HEPSİ DAVETLİ, AMA BURADA HİÇBİRİ YOK”

Elbette bu tören bizzat da davetiyesi yollanması sorulduğunda elbette Cumhurbaşkanı bir okul açılışına davet edilmeyecek, nereye edilecek dediğimiz, bugün Amerika’da olan Sayın Erdoğan da davetli. Partisi davetli, bakanları davetli ama burada hiçbiri yoklar. Biz Elazığ Valisi’nin, Elazığ Milli Eğitim Müdürü’nün burada olmasını isterdik. Yıllarca Manisa’da, 2011’den beri milletvekiliyim, 2009’da belediye başkan adayıydım. Yıllardır Manisa’da seçimlerden birinci çıkamamış bir partinin, Ana Muhalefet Partisi milletvekili olarak sayısız açılışa gittim. Sayısız açılışta protokolde yerimi aldım. Bu açılış AK Parti’ye yarar diye bakmadım. Bu açılış millete yarar, Manisa’mıza yarar diye baktım. Türkiye’nin dört bir yanında açılışlara davet edildik. Gittik, protokoldeki yerimizi aldık. Ama valiyi alkışladık, ama bakanı alkışladık. Kim hizmet ettiyse teşekkür ettik, tebrik ettik. Siyaset böyle bir şeydir. Bugün bu kıymeti burada birileri bilmiyor olabilir ama havaalanından buraya gelirken benim gördüğüm Elazığ’ın bu yapılanları ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisine döndüğü sıcak yüzünü gördüğüdür, sahiplendiğidir, selamladığıdır. Yıllardır Elazığ’a gelip giderim, her geldiğimde bir öncekinden daha sıcak karşılandığımız, bugün milletvekilimizle birlikte otobüsümüzden selamladığımız Elazığ’da kendimi Manisa’da saydım. Buna katkı sağlayan il başkanıma, milletvekilime, örgütümüze ve sımsıcak Elazığlılara yürekten teşekkür ediyorum.

“MİLLİ EĞİTİM; CEMAATLERİN, TARİKATLARIN İŞİ DEĞİLDİR”

Burada anmadan olmaz. Elazığ’da bir cemaat yurdunda Enes Kara hayatını kaybettiğinde, hayatına son verdiğinde hepimiz büyük üzüntüler çekmiştik. Oradaki sorun aynen kreşlerde olduğu gibi İstanbul Büyükşehir’i devraldığımızda hiç yurdu yokken, 16’ncısını önümüzdeki haftalarda Zübeyde Hanım Kız Yurdu olarak açacağız. Tam 16 tane İstanbul’a yurt kazandırdık. Niye yurt yapılmaz, niye kreş yapılmaz? Bunu buradan açıklıkla söyleyelim. Bunların hepsi siyasi tercihler. Bu siyasi tercihler kadını evde gören, istihdamın dışında gören, öğrenciyi birilerinin kucağına itmeye çalışan bir yaklaşım. Biz milli eğitimin, eğitimin, yurtların devlet eliyle yapılmasını şundan dolayı önemsiyoruz. Milli Eğitim devletin işidir. Cemaatlerin, tarikatların işi değildir. Biz hiç birimiz inanca, insanların giyimine, kuşamına, dinini yaşamasına asla ve asla söz söyleyecek insanlar değiliz. Demokrat en çok buna saygı duyar. Ama devletin işini birilerine verince 15 Temmuz’da olduğu gibi sadakati devlet ve millete değil, başkalarına olanların neler yapabileceğini gördük.

“O GÜN SÖYLEDİĞİM SÖZÜN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ”

Bu açıdan bu devletin ülkedeki bütün insanlara; eşit, ayrımsız, sağlık, eğitim, bütün öğrencilere bakınma imkanlarını sunduğu bir yeni bakış açısıyla, olması gereken bakış açısıyla Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girmesi gerekiyordu. Geçtiğimiz seçimde çok yaklaştık, nasip olmadı. Ama milletin kararına saygı duyduk. Ardından Cumhuriyet Halk Partisi yapılan yerel seçimlerde Türkiye'nin nüfus olarak yüzde 65’inde birinci oldu. Ekonomik olarak yüzde 85’inde birinci oldu. O gün söylediğim bir sözün sonuna kadar arkasındayız. ‘Bu seçimi biz kazandık, kaybedeni yoktur. Kimseyi CHP’ye oy verdiğine pişman etmeyeceğiz.’ Ki dedik ‘Belediye başkanlarımıza emanet edilen, ne şehrin altın anahtarıdır, ne belediyenin kapısının, kasasının anahtarıdır, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Türkiye’ye yakışır bir iktidarın kapısının anahtarıdır. Hizmet edeceğiz, ayırmadan hizmet edeceğiz. Kimseyi siyasi görüşünden dolayı ötekileştirmeden hizmet edeceğiz ve sonunda biz başaracağız, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak’ dedik. Tam da o noktadayız.