19 Mart operasyonu mağdurları tarafından kurulan Aile Dayanışma Ağı, Saraçhane'de toplandı.
İlk olarak konuşan Dilek İmamoğlu, tutuksuz yargılama istedi. İmamoğlu şunları söyledi:
"Toplumun vicdanının harekete geçiren bu dayanışmaya güç kattığınız için teşekkür ederim. Geçen zaman umudumuzu kırmıyor güçlendiriyor. Sadece kendi mücadelemiz için değil ülkemizin geleceği için de umut doluyoruz. Biz tutuksuz yargılama istiyoruz. Masumiyet karinesinin korunmasını talep ediyoruz. Düşüncelerini dile getirdiği için özgürlüklerinden mahrum bırakılanların özgürlerlüklerine kavuşmasını diliyoruz. Hiçbir delil olmadan kimsenin ailesinden koparılmamasını talep ediyoruz.
-Bizim talebimiz yargının bağımsız olması. Ne yazık ki bu siyasi davaların tüm hızıyla devam ettiğini görüyoruz. Ankara'ya yapılan operasyonlar bunun siyasi bir dava süreçlerinin parçası olduğu apaçık ortadadır.
Belediyelere açıklan davalar bir baskı unsuru olarak kullanılıyor. Yerel yönetimlerin halka hizmet etmesi engelleniyor. Bu baskılar sadece belediye başkanlarına da yapılmıyor. Her alandan aktivistler adaletsiz tutuklamalarla sindirilmeye çalışılıyor. İçi boş davalar yoktan yaratılan suçlarla toplumu susturma çabası zirveye ulaşmış durumda. Muhalifler için beraat kelimesi neredeyse ortadan kalkmış. İnsanlar bir davaya bile dönüşmemesi gereken iddialar nedeniyle evlerine hapsediliyor. Bizim bu hak ihlallerine sevinmemiz bekleniyor. Yarım kalmış bir adalet adalet değildir. Tüm bu hukuksuz uygulamalar nedeniyle gençler yurt dışında bir gelecek düşünüyor.Üniversiteler açıldı. Gençler giderek derinleşen barınma ve eğitim sorunları ile baş başa bırakılıyor. Bu soruna yönelik İBB çok önemli adımlar attı. Bugün İmamoğlu bu vizyonu ortaya koyup milletin sevgisini kazandığı için Silivri'dedir. Adalet demokrasi isteyen herkesle yolumuz devam edeceğiz."
"KAYBEDİLEN SAĞLIĞIN HESABINI KİM VERECEK?"
Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Çalış'ın kardeşi Hicran da "Henüz 9 yaşında hem inşaatlarda çalıştı hem de okudu. Tüm zorluklara rağmen babamızın hayalini gerçekleştirip hepimiz okuduk. Abim bir yüksekokul iki lisans bir yüksek lisans bitirdi. 2019 yılında Esenyurt Veterner İşleri Müdürü olarak göreve başladı. Zaten kendi evinde de bir köpeği bir kedisi ve bir hamsterı ile can dostuydu. O bir arada olamayacak hayvanların bile sevgiyle bir arada olabileceğine canı gönülden inanıyordu. İsrafın her türlüsüne karşı olduğu için fabrikalardan arta kalan yemeklerle mama makinesi ile mama yaparak fark yarattı. Veteriner İşleri Müdürlüğü duvarına "Hayat tüm canlıların nefesinde bütündür" diye yazılar yazdı. 2024 yılında dört buçuk ay boyunca yaptığı belediye başkan yardımcılığı görevi onun çalışkanlığı sayesinde kendisine verildi. İşte o zaman liyakat diye bir şey varmış dedim ve Ahmet Özer'in başkanlığına bir kez daha saygı duydum. Abim gibi insanların yeri dört duvar olmamalı. Bu insan hiçbir iddianame olmadan tutuklu. Temel haklarımız bir lütuf değildir. Adalet hepimiz için elzemdir. Geç kalan adalet de adalet değildir. Abim üstüne üstlük bu süreçte ciddi kalp rahatsızlıkları yaşadı. Mahkeme raporlarımızı reddediyor. Ben insan haklarının ihlal edildiğini düşünüyorum. Bu durumun daha ötesi nedir? Ölüm müdür? Bu insanlar bu ülkenin vatandaşı. Henüz daha ceza almamış insanlara ceza niteliğinde. Kaybedilen sağlığın giden günlerin hesabını kim verecek? " ifadelerini kullandı.




