Yaptığı ilaç açıklamasıyla tartışma yaratan Prof. Dr. Ercüment Ovalı, koronavirüs aşısını geliştirdiklerini duyurdu. Ovalı, 25 Nisan'da hayvan deneylerine başlayacaklarını söyledi.
Koronavirüse karşı aşı ve tedavi çalışmalarıyla gündemde olan Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Korona koronavirüse karşı geliştirilen aşının etkisini gösteren bir görüntüyü Twitter hesabından paylaştı. Ovalı daha sonra Habertürk canlı yayınına konuk oldu.
Çalışmalarını ayrıntılı olarak anlatan Prof. Dr. Ovalı, "Bu süreç çıktığında böyle bir pandeminin her zaman ülkenin başına geleceğini düşünen insanlar olarak her zaman hazırız. 2008'de Genelkurmay'a bir rapor sunmuştuk ve böyle bir pandemi karşısında ne yapacağımızı hazırlamıştık. 15 Mart'ta pandemi ile ilgili bir bilgilendirme yaptık. Bakanlığa acil bilgilendirme yaptık. Bir biyolojik etken toplum sağlığına etkilemeye başlarsa elinizde kullandığınız silah hep geçerli olacak. Birincisi bağışık insanların plazmasının kullanılması. İkincisi aşının geliştirilmesi. Böylece hastalığın kötü sonuçları engellenebilir" dedi.
'BAKAN BEY GERÇEKTEN ÇABALIYOR'
Ovalı, "Yarın koronavirüsün başka bir versiyonu gelecektir" diye konuştu. 17 Mart'ta raporları Sağlık Bakanlığı ile paylaştığını kaydeden Prof. Dr. Ercüment Ovalı, "Benim asla kuşkum yok. Ben Bakan Beyin çok doğru ve çok iyi bir adam olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bir iletişim kazası olmuş. Ben Bakan Bey’in gerçekten çabaladığını hissediyorum. Gerçekten uğraşıyor. Kim istemez ki ülkesinde böyle bir enfeksiyonu en iyisiyle tüm gücüyle yok etsin. Benim böyle bir kuşkum yok. Sağlık Bakanı’ndan asla kuşkum yok ama sorun bu anlamda kimseyi suçlamak da istemiyorum ama ben eminim herkes, birçok bilim adamı, Bakanlık’taki birçok insanı inanın çalışıyorlar. Burada hiç kimsenin sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bazen başarısız da olabiliriz, hatalar da yapabiliriz ama burada önemli olan performans göstermektir” dedi.
ELEŞTİRİLERE YANIT VERDİ: KENDİMİ HATALI GÖRMÜYORUM
Sosyal medyadan ilaç paylaşımı yapan ve birçok bilim insanından tepki alan Prof. Dr. Ovalı eleştirilere de şöyle yanıt verdi:
"Ben hiçbir şekilde kendimi hatalı görmüyorum. Çok etkili olduğunu düşündüğümüz bir tedaviyle karşı karşıyayız. Yanılabilirim o yüzden diyorum ki test edelim. Eğer doğruysa hastaların bir kısmının hayatını kurtarabileceksem ne yapabilirim başka?"
'AŞI KARARI VERDİĞİMİZ GÜN 17 MART'
"Türkiye'deki en zengin laboratuvarda, en iyi şartlarda, mükemmel bir şekilde çalışıyoruz. Bir kuş sütümüz eksik" diyen Ovalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Türkiye'deki birçok bilim adamının bizden daha fazla çalıştığını, çok şey yapmak istediğini, belki de bizden çok da iyi şey yapabilecek belki değil kesin. Yetenekli bilim adamlarının olduğunu ben biliyorum. Ama şans bizden yana. Biz bunu yapabilecek bir laboratuvarda ve finansın altındayız. Dolayısıyla bunun karşılığını da verdik biz. 4 haftadır hiçbir personelim güneşi görmedi. Batan güneşi 4 haftadır görmemişim. Arkadaşlarım da görmedi. Ben ve arkadaşlarım günde 4-5-6 saat uykuyla çalışıyoruz. Bütün çocuklarımla çalışıyoruz. Onlara 'kahramanlarım' diyorum. İnsanların tek bir virüsten kaçtığı bir yerde iki litre virüsün olduğu yerde herkes çalışamaz. O yüzden onları kahramanlarım diye çağırıyorum. Aşı geliştirmeyi hiç düşünmemiştim. Bulut beni aradı ve 'Ben evde durmayacağım' dedi. Hasta olup ölmeyi beklemek istemiyorum. Biz risk alalım ve laboratuvara girelim' dedi. O gün aşı kararı verdiğimiz 17 Mart'tır. O gün aşı kararı verdik. O tarihten sonra ben onlara 'kahramanlarım, kahraman çocuklarım' dedim. En genci 22 en yaşlısı 38 yaşında. Hepsi Türkiye'nin çok iyi yerlerinde, yurtdışında eğitim almış insanlar. Hepsi çok iyi. En önemlisi de biz tweetleri atarken bir hayalimiz vardı. Bir aşı üretimini adeta ders verir gibi yayınlayarak konuyla ilgisi olanların virologların, kimyagerlerin ya da bu alanda çalışan veterinerlerin an an izleyerek, nerede hata yaptık gibi bir eğitim dizisi yapmaktı. Tweetlerin başlangıcı buydu. Bir eğitim dizisi yapmaktı. Böylece dünyada ilk kez tweet bir eğitim fonksiyonu görecekti" dedi.
Dornaz alfa ile ilgili konuşan Ovalı, "Kistik fibrozisli hastaların hiçbiri Covid-19'dan ölmemiş. Makale 17 Nisan'da yayınlanmış, insanlarla yazıştık. Amerika'daki bir kadının değiştirdiği ilaç üzerine iyileşmesini İncil'deki duayla iyileştiğini sanması ilham oldu. İlaç birden karşımıza çıktı. Acilen test edilmeli. iyi sonuçlar olabilir. Olursa da insanlara ulaştırılmalı. Sonuçlar tesadüfi olabilir ama bu çalışma yarın sabah başlamalı" dedi.
NASIL BİR PLAZMA ÜRETTİLER?
Laboratuvar ortamında koronavirüse karşı plazma ürettiklerini söyleyen Prof. Dr. Ovalı, "İzin gelirse mukayese edeceğiz. Bildiğim kadarıyla bu mantıkla geliştirilmiş en iyi plazma. Literatürü taradık. İzni gerçekten istiyorum. Bizi görsünler, tanısınlar. Dünyanın en iyi plazmasını ürettik" dedi.
Prof. Dr. Ercüment Ovalı, "Türkiye'nin virüs spesifik T lenfositi hazır. Patenti de alındı. Bağışık bir insanın T lenfositi alınıyor. Bu virüsle savaşmayı bilen lenfositler normal hacmin binlerce katı çoğaltılabiliyor. Kanser gibi bağışıklığı baskılanan hastalarda bu tedavi Covid-19'a karşı hayat kurtarıcı olabilir. Kullanıma hazır. Bu bir ayda piyasaya sürdüğümüz üçüncü ürün" diye konuştu.
'AŞIYI ÜRETTİK VE TEST AŞAMASINA GETİRDİK'
Prof. Dr. Ovalı, "40 yıl sonra ilk defa bir aşıyı ürettik ve test aşamasına getirdik. Ürettiğimiz aşı diğer aşı gelene kadar geçişi sağlayacak. Tüm bu anlattıklarım bir ayda oldu" açıklamasında bulundu.
HAYVAN DENEYLERİ İÇİN TARİH VERDİ
Ovalı, "25 Nisan'da hayvan çalışmalarına başlıyoruz. Sonra insan çalışmalarına başlayacağız. İki tür aşı üretildi. Her şey yolunda giderse Ağustos'ta insanlara dokunacak" diyerek, Türkiye'de bir hastadan elde edilen virüsün görüntüsünü paylaştı.
SOSYAL MEDYA HESABINDAN DUYURDU
Prof. Dr. Ovalı, Twitter'ından yaptığı açıklamada da şunları kaydetmişti:
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun! Covid-19 a karşı 2 farklı aşı üretiminin laboratuvar kısmını tamamladık. Sıra hayvan deneylerinde. Son 1 aydır gece gündüz çalışarak 6 proje 4 ürün ve 3 makale çıkaran kahramanlarıma teşekkür ediyorum. Canım ülkem artık Covid-19 a karşı aşı geliştirebilen az sayıdaki ülkeler arasında."
https://twitter.com/ercumentovali/status/1253315426655838213
https://twitter.com/ercumentovali/status/1253315220987981824
Ovalı sosyal medyadan yaptığı açkılamada şu ifadelere yer verdi:
"1- CORONA VİRÜS AŞISI HAYVAN DENEYİ AŞAMASINA GELDİ!
COVID-19 İnaktif Virüs Aşısı; preklinik invitro test aşaması tamamlanmış olup, 24.04.2020 tarihinde hayvan üzerinde deneylere başlanacaktır.
Bütün dünya corona virüsüne karşı aşı geliştirme çabasında. Dünyada çok sayıda merkezde aşı geliştirmek için çalışmalar sürdürülüyor. Bu aşı araştırmalarının büyük bir kısmı, rekombinant yani sentetik aşı üretimi üzerine.
Aşılar canlı virüslerin kullanıldığı atenue-inaktif veya virüsün sentetik parçalarından oluşturulan rekombinant olmak üzere iki yöntemle hazırlanıyor. İnaktif aşılar, rekombinant aşılardan çok daha hızlı hazırlanabiliyor, viral mutasyonel değişikliklerden daha az etkileniyor ve daha uzun süre etkin kullanılabiliyor. Öte yandan dezavantajları da var; kitlesel olarak çok yüksek sayıda üretilemiyor, daha yüksek maliyetli, virüsü canlı olarak laboratuvarda çoğaltmak gerektiği için maksimum düzeyde güvenlik uygulamaları gerekiyor, bağışıklık oluşturma yüzdesi rekombinant aşılara göre daha düşük.
Acil müdahalelerin hayat kurtarabileceği bu özel süreçte, inaktif aşının olumlu taraflarına odaklanmak ve kısa dönem avantajlarını göz önüne almak gerekiyor. Yüksek sayıda üretilebilecek rekombinant aşılar geliştirilene kadar, doğası gereği az miktarda üretilebilen inaktif aşılar, özellikle risk altındaki sağlık personelini, ileri yaşlıları ve yine kanser, astım gibi ek hastalıkları bulunan risk altındaki kişileri koruyacak sayıda üretilebilir ve çok önemli bir yarar sağlanabilir.
Biz, TÜBİTAK’ın destek verdiği COVID-19 inaktif virüs aşısı çalışmamızda üretimi tamamlayarak hayvan deneylerinin yapılacağı noktaya geldik. Hayvan deneylerinden sonra Faz-1 çalışmaları başlıyor, gönüllülerde 3 hafta süren yan etki ve antikor oluşturma açılarından değerlendirme yapılıyor. Sonrasında daha geniş bir popülasyonda aşı çalışmaları devam ediyor, yeterli güvenlik ve etkinlik elde edildikten sonra yine çalışma daha da genişletilebiliyor… İdeal koşullarda tüm bunlar, ortalama 3 ayda sonuçlanabilir. Tüm bu aşamalar, Sağlık Bakanlığı’nın onay süreciyle gerçekleşiyor. Peki, başarılı olunamazsa?... Pek çok bilimsel araştırmanın başına geldiği gibi, hayvan deneylerinde ya da sonrasında istenmeyen bir etki ile karşılaşabiliriz, bu durumda yine laboratuvara girer, yine çalışırız.
2 - KÖK HÜCRE ÇALIŞMASI: 7 HASTA ÜZERİNDE ARAŞTIRMA YAPILDI
COVID-19 Tedavisinde Mezenkimal Kök Hücrenin Etkinliği; Faz II Klinik Çalışma olarak Sağlık Bakanlığı’na sunulmuş olup, münferit hastalar için bakanlığın izniyle uygulama yapılmaktadır. Kontrol grubuyla birlikte giden standardize çalışma için proje onayına ihtiyaç duyulmaktadır.
COVID-19 hastalığının tedavisinde mezenkimal kök hücre uygulaması yapılabiliyor. Sağlık Bakanlığı tedavi rehberinde de yer almaktadır. Bu ek tedavi şekli konusundaki klinik gözlemlerimize göre; uygun endikasyonla (ileri hastalık, entübe hasta) kök hücre uygulanan 7 hastada iyi sonuçlar elde ettik. Sağlık Bakanlığı’na yapılmış başvurumuz onaylandığı takdirde kontrol grubuyla beraber bilimsel bir veriye ulaşmak için klinik çalışmayı başlatacağız.
3 - İMMÜN PLAZMA: HER KAN GRUBUNA UYUMLU BİR PLAZMA ÜRETTİK
ACU-IP1.0 (Bağışık Konsantre/Patojen Free Plazma); üretimin yapılabilmesi için tüm şartlar oluşturulmuştur. Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 İmmün Plazma kullanımıyla ilgili genelgesi sonrası bu ürün de kullanıma girmiş olup, laboratuvarlarımızda üretilmektedir. Faz II Klinik çalışma için onay beklenmektedir.
TÜBİTAK tarafından desteklenen bu araştırma projesi, hastalığı yenerek bağışıklık kazanmış kişilerden kan alınması ile elde edilecek virüs spesifik antikorların toplanması ve bunların yeni hastaların tedavisinde kullanılmasına dayanıyor. Sağlık Bakanlığı, COVID-19 tanısı alıp iyileşen kişilerden alınan immün plazmanın içerdiği antikorlar nedeniyle hastaların tedavisinde kullanılabileceğini onaylamıştır. An itibariyle hastalarda kullanılacak olan immün plazmanın hazırlanması laboratuvarlarımızda en uygun şartlarda gerçekleştiriliyor. Birden fazla kişiden alınarak havuzlanan plazma; tüm virüs ve bakterilerden arındırılıyor, konsantre ediliyor, içerdiği antikor düzeyi ve çeşitliliği, ayrıca bunların virüs nötralizasyon kapasitesi de ölçülebiliyor ve standart düzeye getiriliyor (üründen ürüne farklılık olmuyor). Hazırlanan plazmadaki antikorların titre edilerek miktarlarının bilinmesi ve virüsü nötralize etme kapasitesinin ölçülebilmesi, plazma hazırlık aşamasında çok önemlidir. Ayrıca kan grubu uyumu sorunu oluşturmayacak şekilde hazırlanmaktadır. İmmün plazmanın hastalara yönelik klinik uygulamaları da devam ediyor.
4 - COVID-19 VİRÜS SPESİFİK T-LENFOSİTLER: VİRÜSLE SAVAŞACAK T LENFOSİTLER HAZIRLIYORUZ!
COVID-19 Spesifik T-lenfositler; üretimi tamamlanmış olup Faz II Klinik çalışma için TÜSEB’e destek başvurusu yapılmıştır.
T-Lenfositler insanlarda bağışıklıktan sorumlu savaşçı hücrelerdir. Laboratuvar ortamında da bazı özel yöntemlerle virüsün tipine özgün olarak hazırlanan bu hücreler, bugün dirençli viral enfeksiyonların (EBV, CMEV, BK, AV) tedavisinde tüm dünyada çeşitli merkezlerde uzun süredir başarı ile kullanılıyor. Özellikle kanser, bağışıklık yetmezliği ya da bağışıklık baskılayıcı tedavi gören hastalar için uygulanılıyor. Günümüzde ise corona virüse karşı savaşmak için yine laboratuvar şartlarında hazırlanan T-lenfositlerin klinik uygulamalarda başarılı olabileceği öngörülüyor. Corona virüsüne özgün üretimini tamamladığımız T lenfositlerin COVID-19 hastalarının tedavisinde etkinliğini kanıtlamak üzere TÜSEB’e destek başvurusu yapılmış olup, Sağlık Bakanlığı’na da klinik araştırma başvurusu yapılacaktır.
5 - DORNAZ ALFA ÇALIŞMASI: KLİNİK GÖZLEMLER DENEMEYE DEVAM EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ GÖSTERİYOR!
COVID-19 Tedavisinde Dornaz Alfa’nın etkinlik ve güvenlilik çalışması; Tüm laboratuvar süreçleri tamamlanmış olup, Faz II Klinik çalışma için TÜSEB’e başvurusu yapılmıştır.
In vitro şartlarda (laboratuvar ortamında) beyaz kürelerin oluşturduğu jelimsi tabakayı süratle eritebildiğini gözlemlediğimiz bu ilacı kullanan kistik fibrozisli hastalarda da COVID-19 enfeksiyonun daha hafif seyretmesi nedeniyle, standart tedaviye dirençli 3 hastada uygulama sonucu iyileşme olduğunu gördük. Bu bulgular daha önce laboratuvar ortamındaki bulgulara uyumlu olarak COVID-19hastalarının akciğerlerinde gelişen solunum zorluğunun kontrol edilebildiğini gözlemledik.
Sonuç olarak bu ilacın tedavide özellikle erken dönemde (entübasyon öncesi) uygulanabilirliği ile ilgili olarak TÜSEB’e destek başvurusu yapılmış olup, Sağlık Bakanlığı’na da klinik araştırma başvurusu yapılacaktır."