AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'ne katılmak üzere dün Azerbaycan'a gitti. Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Erdoğan, Suriye'deki gerginliğe ilişkin "Suriye'nin yeniden istikrarsızlığa sürüklenmesine asla müsaade etmeyiz. Türkiye, sahadaki tüm gelişmeleri yakından izliyor. Sabırlı, sağduyulu, vakur tavrımız, bir acziyet olarak asla algılanmamalıdır. Suriye Demokratik Güçleri verdiği sözü tutmalı. Suriye ile bütünleşmeyi tamamlamalıdır. Ortak tarih, ortak gelecek ruhuyla hareket edilirse inanıyorum ki birçok sorun çözülür. Daha önce söyledim. Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacaktır." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, CHP’ye de Meclis açılışı üzerinden yüklenerek “O kare, gerçek Türkiye fotoğrafıdır. O tablonun parçası olamayanlar, oturup kendilerini hesaba çekmelidir.” dedi.
Trump ile yaptığı görüşmeyi de anlatan Erdoğan, F-35, CAATSA yaptırımları ve Halkbank davasının ele alındığını belirterek, “Sayın Trump, gerek Amerika’daki temaslarımızda gerek son telefon görüşmemizde ‘Halkbank’ın problemi bizim için bitmiştir’ dedi. Bu önemli bir siyasi irade beyanıdır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Halkbank davasına ilişkin Trump’ın açıklamasını “önemli bir siyasi irade beyanı” olarak nitelendirirken, sürecin tamamlanmasını beklediklerini söyledi.
Erdoğan'a sorulan sorulardan öne çıkanlar şöyle:
SORU- Suriye’de SDG zaten 10 Mart mutabakatına ısrarla uymuyor. Hatta dün itibarıyla da Suriye ordusuna bir saldırı da gerçekleştirdiler. Ortam şimdilik durulmuş gibi görünüyor ama herhalde devamı da gelecek. En azından işaretler öyle. Siz defalarca uyarılarınızı yaptınız. Farklı gruplarla birlikte SDG'yi de İsrail'in kışkırttığı ortada. Bugün bazı görüşmeler de var. Onun ötesinde de Suriye ile İsrail arasında güvenlik görüşmelerinden, anlaşmalarından da bahsediliyor. Bizim bundan sonraki süreçte hareket planımız ne olacak?
Biz bu konuda net bir duruş sergiliyoruz. Suriye'nin yeniden istikrarsızlığa sürüklenmesine asla müsaade etmeyiz. Türkiye, sahadaki tüm gelişmeleri yakından izliyor. Sabırlı, sağduyulu, vakur tavrımız, bir acziyet olarak asla algılanmamalıdır. Suriye Demokratik Güçleri verdiği sözü tutmalı. Suriye ile bütünleşmeyi tamamlamalıdır. Ortak tarih, ortak gelecek ruhuyla hareket edilirse inanıyorum ki birçok sorun çözülür. Daha önce söyledim. Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacaktır. Türk, Kürt ve Arap ittifakı bölgede ebedi barışın ve huzurun anahtarıdır. Kimse provokasyonlara gelmemeli, yanlış heveslere kapılmamalı. Halep'teki gerginlikte Suriye yönetimi hassasiyetini korumuş ve Suriye Demokratik Güçlerinden 10 Mart mutabakatına uygun davranmasının beklendiğini de ilan etmiştir. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için olmazsa olmazdır. Bunun aleyhine tutumları kabul etmemiz mümkün değildir. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve yönetimi de bizimle aynı görüşte. Türkiye olarak Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz.
SORU- Gazze için bir barış umudu doğdu. ABD Başkanı Trump'ın barış planını kabul ettiler. Gerçi bazı maddeler üzerinde müzakereler de sürüyor. Şimdi o barış planına baktığımızda dikkat çeken iki uluslararası oluşum var. Biri Filistin'deki geçici yönetiminin üzerine konumlanan bir Barış Konseyi. Diğeri de güvenlik için bir Uluslararası İstikrar Gücü… Siz her konuşmanızda “Gazze için, her türlü çaba için biz varız” diyorsunuz. Merak ettiğim bu iki uluslararası oluşumda Barış Konseyi ve Uluslararası İstikrar Gücü’nde Türkiye yer alabilecek mi? Ya da şöyle sorayım, Türk askeri Gazze'de olacak mı?
Önceliğimiz acil ve kapsamlı ateşkesin bir an önce sağlanması. Önce bunu başarmamız lazım. İnsani yardımların Gazze'ye bir an evvel kesintisiz biçimde ulaştırılması şart. Gazze'nin İsrail saldırıları neticesinde yok edilen alt yapısının bir an önce ayağa kaldırılması, bu da önceliklerimiz arasında. Bunun için yoğun bir diplomasi trafiği sürdürüyoruz. Gazze'nin Filistin halkının toprağı olarak kalması ise çok çok önemli. Gazze'yi nihayetinde Filistinlilerin yönetmesi de çok mühim. Güvenliğin hangi yolla sağlanacağı konusu, istikrar gücünün nasıl kurulup işletileceği konusu ayrıntılı olarak değerlendirilebilir. Bunun için ben doğrusu ŞarmEl-Şeyh'teki müzakereleri çok çok önemsiyorum. Bugün de görüşmeler başladı ama yarınki görüşmeler mühim. Bizim Milli İstihbarat TeşkilatıBaşkanımız da orada olacak. Oradan çıkacak netice büyük önem arz ediyor. “Her türlü çabaya destek veririz” derken tüm ihtimalleri göz önünde bulundurarak bu açıklamayı yaptım. Umarız İsrail verdiği sözleri tutar ve bu barışı sabote edecek adımlar atmaz. Biz kalıcı ateşkes ve barış için umutlu olduğumuz kadar aynı zamanda da ihtiyatlıyız.
SORU- Sayın Cumhurbaşkanım, saygılar sunuyorum. Meclisin açıldığı 1 Ekim resepsiyonunda bir fotoğraf verildi. Bu fotoğrafı çok kamuoyunda tartışıldığını da gördük. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Meclis açılış resepsiyonu davetine katılanların oradaki yer alışı bizim için çok çok önemliydi. DEM Grubuyla da orada bir araya geldik, sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerin dışında da geleceğe yönelik neler yapılabilir? Bunları konuşma, görüşme fırsatımız oldu. Bundan sonrası da inşallah hayır olur diye düşünüyorum. Resepsiyonda çekilen fotoğraf karesine gelirsek. O kare, gerçek Türkiye fotoğrafıdır. Birileri Türkiye’yi kamplara bölünmüş, paramparça gibi göstermeye çalışıyor, ancak hakikat oradaki birlik ve beraberlik tablosudur. O tablonun parçası olamayanlar, oturup kendilerini hesaba çekmelidir.
SORU - Son dönemde terör örgütleri ve çetelerin çocukları ve genellikle 18 yaşın altındaki çocukları kullanmaları, ailelerimizde hassasiyetle karşılanıyor. Bu konuyla ilgili biliyorum ki 11. Yargı Paketinde, cezalandırmalarda artış sağlanacak. Ama bunların yanı sıra başka yaptırımlar da olacak mı?
18 yaş altı kişilerin işlediği cinayetler yüreğimizi yaktı, yakıyor. Çocuklarımızı terör örgütlerinin, suç çetelerinin elinden kurtarmakta kararlıyız. Devlet olarak bu konuda topyekün bir mücadele içindeyiz. 11. Yargı Paketiyle cezalarda caydırıcılığı arttırıyoruz. Ama sadece ceza yetmez. Aileyi güçlendirmeden, eğitimi desteklemeden, sosyal dayanışmayı büyütmeden kalıcı çözüm olmaz. Yalnızca ceza ile, yalnızca eğitim sisteminde yapılacak düzenlemelerle çözülemeyecek kadar komplike bir sorunla maalesef karşı karşıyayız. Ceza düzenlemelerinin yanı sıra yalnızlaşan, şiddete maruz kalan ya da tanık olan çocukların suça bulaşmadan korunmasını önceleyen tedbirler üzerinde çalışıyoruz. Yani suça bulaşan çocukların yanı sıra suça sürükleyen etkenlere de yoğunlaşmış durumdayız.
SORU - Sayın Cumhurbaşkanım, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaptığınız görüşmelerde gündeme gelen önemli konulardan biri de Halk Bankası'nın durumuydu. Bu görüşmeden acaba nasıl bir sonuç elde edildi?
Sayın Trump gerek Amerika'daki temaslarımızda gerek son telefon görüşmemizde “Halk Bankası'nın problemi bizim için bitmiştir” dedi. Tabii bu önemli bir siyasi irade beyanıdır, bizim için de kıymetlidir. Diğer yandan, tamamlanması gereken bazı süreçlerin olduğunu da biliyoruz. Temennimiz, bu süreçlerin bir an önce olumlu şekilde neticelenmesidir."




