'Kızıl Goncalar'ın 'Meryem'i Özgü Namal, Instyle dergisinin 'öncü kadınlar' özel sayısına kapak oldu ve Eylül Solakoğlu’na röportaj verdi.

Özgü Namal oyunculuğa 9 yıl ara verip köye yerleştiği dönemle ilgili şunları söyledi:

“Her şeyden uzaklaşma hissi uzun zaman önce gelmişti, bir müddet bunu sindirmekle uğraştım. Sonrası hayatın akışı… Eşimle tanışmam, o süreçte babamın kaybı, arkasından altı ay sonra hamile kalmam… Çocukları şehir dışında büyütmeye karar vermemiz derken süreç öyle aktı ve biz kendimizi köy hayatının içinde bulduk. Doğada çocuk büyütmek olağanüstü bir deneyimdi. Hem başka türlü bir kadına, hem anneye dönüşmek, hem eşliği deneyimlemek, hem de şöhretin yükünden kurtulup ara vermek dönüştüren bir deneyime yol açtı.”

Özgü Namal, 2014'te evlendiği Ahmet Serdar Oral'ı kalp krizi sonucu Ekim 2020'de kaybetmişti. Eşini kaybeden Özgü Namal yıllar sonra ilk kez konuştu ve şu ifadeleri kullandı:

“Eşimin kaybı çok zor ve ağırdı. Mutlaka dünyadaki bütün kayıplar ağırdır, hiçbir acıyı birbiriyle kıyaslamam. Ama bugün dönüştüğüm insan olarak şunu söyleyebilirim ki, acının her şekliyle çok yoğun empati kurabilirim artık. Çünkü kendime göre acıların en büyüğünü yaşadım. Etrafımdaki bir sürü insan beni tekrar hayata döndürmek istedi. Fakat ben herkese şunu söyledim: ‘Lütfen izin verin. Bu acıyı layığıyla yaşayayım, yok olana kadar, arınana kadar bekleyeyim. Ve günün birinde, artık kendimi hazır hissettiğimde ayağa kalkayım…”

Eşi kaybettikten bir yıl sonra aralarında 18 ay olan çocukları Nefes ve Su’yla tekrar Köyceğiz’e geri dönen Özgü Namal sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu benim şahsi kararımdı. Ortada çok yoğun sevgi ve aşk varken, birini kaybettiğinizde, o öldüğünde siz de ölüyorsunuz. Çocuklarımla birlikte, yeniden doğabilmemiz için zamana ihtiyacımız vardı. Bir tohumduk, bekledik, içimize döndük şifalanmak için. Sonra topraktan yeniden doğduk, filizlendik. Şimdi de yavaş yavaş çiçek açmaya başladık beraber. Yaşarken çok zordu ama bugün geldiğim noktada, ‘İyi ki öyle olmuş, tam tersi acının içimden geçmesine izin vermek istedim. Herkes de bana saygı duydu.”