1. Güneş Işığından Korur

Yeşil cam, ultraviyole (UV) ışınlarını filtreleyerek maden suyunun bozulmasını engeller.

Maden suyunda bulunan mineraller – özellikle bikarbonat, magnezyum ve kalsiyum – ışığa duyarlıdır.

Yeşil cam, bu minerallerin yapısının bozulmasını önleyerek ürünün raf ömrünü ve kalitesini korur.

2. Tüketici Algısı Yeşille Özdeşleşti

Türkiye'de maden suyu, yıllardır yeşil cam şişeyle özdeşleşmiş durumda.

Tüketicilerin büyük çoğunluğu, yeşil şişeyi doğrudan “doğal maden suyu” olarak tanıyor.

Farklı renkli şişelerde sunulan ürünler, genellikle daha az güven uyandırıyor.

Bu yüzden markalar, görsel standarttan sapmak istemiyor.

3. Yeşil Cam Geri Dönüşümde Avantajlı

Cam endüstrisinde yeşil cam, diğer renkli camlara göre daha kolay ve ekonomik geri dönüştürülebiliyor.

Ayrıca üretiminde daha az saf hammadde gerekiyor.

Bu da hem çevresel sürdürülebilirlik açısından hem de maliyet açısından avantaj sağlıyor.

4. Yasal Zorunluluk Yok, Ama Teknik Gerekçeler Var

Türkiye’de maden suyunun yeşil şişede satılması, herhangi bir kanuni zorunluluk değil.

Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı'nın belirlediği standartlar, ürünün cam şişede ve uygun şartlarda saklanmasını şart koşuyor.

Yeşil cam, bu teknik gereklilikleri en iyi karşılayan seçeneklerden biri.

5. Uluslararası Pazarda da Benzer Tercih Var

Yalnızca Türkiye değil, Almanya, Avusturya ve İtalya gibi ülkelerde de maden suları çoğunlukla yeşil şişelerde satılıyor.

Bu durum, yeşil camın küresel bir standart haline geldiğini gösteriyor.

Yeşil şişe, hem maden suyunun korunması hem de tüketiciyle kurulan güven ilişkisi açısından kritik bir rol oynuyor. Zorunluluktan değil, bilimsel, ekonomik ve kültürel nedenlerle tercih ediliyor.