Ekonomim’de yer alan habere göre; uçaklar, kaza riski en az olan taşıt olarak biliniyor. Her ne kadar son yıllarda Boeing model uçakların kazaya karıştığı durumlar olsa da, yine de diğer araçların aksine kaza riskleri çok düşük.
Ancak hem pilotlar hem havayolu şirketleri her zaman en güvenilir adımları atar. Konu güvenlikse devreye elbette ışıklar da giriyor. Dışarıdaki kırmızı ve yeşil renkli ışıkların ne kadar önemli olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Öte yandan uçakların içerisinde de iniş ve kalkış sırasında kısılıp artan ışıklar var. Genelde fark ettiyseniz uçakların kalkış ve iniş sırasında pilotlar ışıkları kısar, kemerlerin mutlaka bağlı olması konusunda tavsiyelerde bulunur. Peki, neden kalkış ve iniş sırasında ışıklar kısılıyor?
Uçak ışıklarının bu kritik anlarda kısılması, yıllardır güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Uçaklar, dünyanın en güvenli ulaşım araçlarından biri olmasına rağmen, havayolu şirketleri her zaman en kötü senaryolara karşı hazırlıklı davranıyor.
Bu da en çok kazaların yaşandığı kalkış ve iniş anlarını ön plana çıkarıyor. Nitekim verilere göre uçak kazalarının neredeyse %50’si iniş sırasında meydana geliyor.
Olası bir acil durumda kabin ışıklarının kısılması, mürettebatın dışarıyı net bir şekilde görebilmesi, durumu doğru değerlendirebilmesi ve kontrol kulesiyle sağlıklı iletişim kurabilmesi açısından kritik önem taşıyor.
Işıkların önceden kısılması, yolcuların da gözlerinin karanlığa alışmasını sağlıyor. Böylece, ani bir ışık kesintisi durumunda yaşanabilecek panik ve karmaşa da en aza indirilmiş oluyor. Buna ek olarak acil çıkış yönlerini gösteren işaretler gibi hayati öneme sahip uyarılar da daha belirgin hale geliyor.
Peki, başka nedenleri var mı? Elbette var. Işıkların kısılmasının asıl sebebi güvenlik olsa da, bunun dışında da çeşitli faydaları bulunuyor. Bunlardan biri de enerji tasarrufu.
Uçaklar, özellikle çok yaygın olan Boeing 747-400 gibi büyük ticari modeller, devasa miktarda enerjiye ihtiyaç duyuyor. Işıkların düşük seviyede tutulması, motorlara düşen yükü azaltarak uçağın performansını daha stabil hale getiriyor. Bu durum, özellikle zorlu hava koşullarında daha büyük önem kazanıyor.
Ayrıca kabin ışıklarının kısılması yolcu konforunu da artırıyor. Uzun süren uçuşlar birçok kişi için rahatsız edici olabiliyor. Özellikle gece uçuşlarında uyumaya çalışan yolcular için loş bir ortam, psikolojik olarak daha rahatlatıcı bir etki yaratıyor. Bu psikolojik rahatlık, acil durumlarda yolcuların sakinliğini koruması açısından da dolaylı yoldan güvenliği destekliyor.