CHP'nin ön seçim cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yurt gezileri kapsamında Kastamonu'da vatandaşlarla bir araya geldi. Salon engeli nedeniyle açık alanda yapılan buluşmaya katılım yoğun oldu.
"Cumhurbaşkanı İmamoğlu" sloganıyla karşılanan İmamoğlu vatandaşların isteği üzerine ceketini çıkardı ve "Gençler size söz iktidar olana kadar bu ceket giyilmeyecek. Bu kollar hep sıvalı kalacak, hiç endişeniz olmasın" dedi.
İmamoğlu'nun buradaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Aklında kötülük olanların, hak hukuk tanımayanların derdi başka olur. Onlar Ramazan ayı dinlemez. İnsanların hak ve hukukuna bakmaz. Onlar zulümlerini, zalimliklerini büyütmenin derdinde olurlar."
"ZULMEDENLERİN KOLTUKLARI ZANGIR ZANGIR SALLANIYOR"
"İşçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin eline geçen para ekonomiyi yönetemeyen iktidarın vatandaşa net olarak zulmüdür. İktidarın birini zengin edip bunun yükünü milyonlarca dar gelirli vatandaşın üstüne bindirmesi zulmün daniskasıdır. Zulmedenler millet elindekiyle yetinsin isterler. Hatta onlar sabretsin, şükretsin... Açmış, evinde aş pişmiyormuş buna bakmazlar çünkü millet hakkını talep etmeye başlarsa, isyan ederse zulmedenler koltuklarında oturamazlar. Buradan söylüyorum; o devir kapandı. Milletimiz hakkını almaya geliyor. Zulmedenlerin koltukları zangır zangır sallanıyor."
"Gördüğünüz herkese söyleyin; biz geliyoruz, milletin evlatlarıyla geliyoruz. Milletin hakkını millete vermeye geliyoruz deyin. Cumhuriyet Halk Partisi kayıtsız şartsız millete güvenmenin partisidir. Millete sırtını dönen değil yüzünü dönen partidir. Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata geçirdiği 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi bizim siyasetimizin temelidir. Partimizin cumhurbaşkanı adayımızı siz üyelerimiz belirleyeceksiniz. Bu bir demokrasi devrimidir, tarih yazmaktır. Tarihe altın harflerle geçecek olan sandıkta cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci çok değerli bir süreçtir."
"GEÇMİŞTE YAPILAN YANLIŞLARDAN UZAK DURACAĞIZ"
"Ön seçimle birlikte tek adamlığın, masa başı siyasetçilerin devrini kapatacaksınız. Ön seçimde ortaya koyacağınız irade seçim kazanma yolundaki kararlılığımızın ifadesi olacak."
"Kararlıyız, iktidar olacağız. Ama bir şeyin altını çizelim; biz ülkeyi tek başına yönetmenin hayalini kurmuyoruz. Bizim hayalimiz bir daha bu ülkenin asla tek adamlığın, tek partinin, ülkenin kurum ve kuruluşlarını partizanlığa esir etmişliğin, tek fikrin hakimiyeti altına girmemesi yolculuğudur. Biz çoğulcu, özgürlükçü, parlamenter demokrasiye yürekten inanıyoruz. Bu inancı paylaştığımız bütün siyasi partiler, toplum kesimleriyle sonuna kadar demokrasi adına, çağdaş gelecek adına birlikte yürümeye kararlıyız. Ama geçmişte yapılan bir kısım yanlışlardan da uzak duracağız. Bu son şansı asla heba etmeyeceğiz."
"EMİNİM HER GECE RÜYASINA GİRİYORUM"
"Şimdi yenileşme, gençleşme, değişme vakti. Hayatın da siyasetin de kuralı budur. Vakti dolanlar, pili bitenler evine gider. Onların yerine umut verenler, tuttuğunu koparanlar, enerjisini millete harcayacak olanlar iktidara gelirler. İktidar yolculuğudur bu yolculuk. Sarayın salonlarında keyif çatanlar, milleti unutanlar gider. Sokaklara, çarşılara, pazarlara çıkamayanlar gider. Kim gelir? Bizler geliriz. Biz kimiz? İşte buradaki insanlar. Yasaklara rağmen coşkuyla bir araya gelen cesur insanlar. Milletin evlatları. Siz geliyorsunuz değerli dava arkadaşlarım. 23 Mart'tan çok korkuyorlar. Zangır zangır titriyorlar. Eminim her gece rüyasına giriyorum. Rüyasında kendine ait zannettiği koltuğu millet altından çekince gece uykusundan uyanıyor. Korksunlar çünkü o sandık senin değil milletin. Millet o koltuğu almaya geliyor. Sandıkta seni evine gönderecek.
"İMAMOĞLU'NDAN KORKUYOR"
Partilerine üye olmuş vatandaşların kendilerine hesap sormalarından da korkuyorlar. Bir kişi ne derse o olur. Allah bu memleketi 'her şeyi ben bilirim' diyen akıldan korusun. Korkuyorlar ki üyelerimiz CHP'deki demokrasiyi örnek alır da 'biz de isteriz' derler diye korkuyorlar. Biz demokrasi aşığıyız o demokrasiden korkuyor. Bir de İmamoğlu ismini duyunca tedirginlikle sağına soluna bakıyor. Bir de İmamoğlu'ndan korkuyor. O kadar korkuyor ki bu korku açıkçası her daim onu tedirgin ediyor. Benimle çağrılarıma rağmen Türk milletinin huzuruna çıkıp mertçe yarışacak cesareti de yok. Onun için tuzaklar hazırlıyor. Çelme takmaya çalışıyor. Bana yaptıkları sık davetlerle adeta ikinci Saraçhane'ye döndürmeye çalıştığı savcılık bugün bir kez daha İstanbul Üniversitesi'ne yazı yollayarak üniversiteye baskı sürecine devam etmiş. Çok aceleleri var. Ben bazen özel kalemimizdeki arkadaşlara bile şunu arayın dediğimde kaygı duydukları bir şeyi bile benim adıma insiyatif alıp süreci kendileri düzenliyorlar. Savcıya talimat verme hakkı olmamasına rağmen talimat üzerine 'bir yazı daha yazarak okulu zorlayın' diyerek acelelerini ortaya koyuyorlar. Muhtemelen 'Bu işi 23 Mart'tan önce halledin' demişlerdir. Haksız, hukuksuz bir şekilde savcılık devreye giriyor.
"YILLARIN BİLİM İNSANI İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALDI"
"Bu süreçte daha önce, 2020 yılında diplomamı sorgulayan CİMER'e fakültem tarafından İmamoğlu'nun yatay geçişi her yönüyle uygundur raporu verilmişti. Bu raporu biz bile yeni öğrendik. 2020'de sormuş, fakülte cevap vermiş. Altında dekan olan profesörün de imzası var. 2020'de bu raporu veren dekan Prof. Dr. Kamil Ahmet Köse'ye öyle baskı yaptılar, öyle canından bezdirdiler ki... Yılların bilim insanı istifa etmek zorunda kaldı. Dertleri ne? Ekrem'in diplomasını iptal ettirecekler. Bu kötülük, bu kötü akıl, bu Cumhurbaşkanı'nın ürettiği korku iklimi düzgün, namuslu insanlara yüklediği yükün karşılığıdır. Yılların bilim insanına bile bunu yaptırdılar. Allah sizi ıslah etsin.
Nasıl bir hainlikle, nasıl bir kötülükle karşı karşıya olduğumuzu iyi anlayacağız. İmamoğlu aleyhine karar vermeyen herkesi yok etme sürecin yaşatıyorlar bu ülkeye. Doğruları yazdı diye bir bilim insanını hem de 5 yıl önce yazdığı yazı üzerinden istifa ettirmek için ellerinden geleni yaptılar. Dekan bey gitti. Şimdi soralım; orada, üniversitemde bir fakültekinin dekanı böyle bir baskıya istifa ettirilirken sayın İstanbul Üniversitesi rektörü 7 Ekim 2024'te bir rapor imzalayıp gönderdin. Bakın rapor burada rektörlüğün raporu, bu raporu dört ay önce hazırladın. Bu raporda Ekrem İmamoğlu için '1990 yılındaki geçiş şartlarını karşılamıştır' dedin. Hatta şöyle diyor: '1990 yılında KKTC'de bulunan Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yapan Ekrem İmamoğlu'nu ilgilendiren hiçbir yönü bulunmamaktadır' diyor. Hatta 'varsa bir sorun bu sorun YÖK'ü ilgilendirir' diyor.
REKTÖRE SESLENDİ: SENDEN BU RAPORU KİM İSTEDİ?
Yahu böyle bir şey olmaz. Bakın böyle bir zulümü hiçbir daim bu ülke görmedi. Dört ay önce bu raporu hazırladın. Bu raporda az önce okuduğum şekliyle 17'nci maddede 'o şartları İmamoğlu yerine getirmiştir' dedin. Şimdi imzanla yazdığın bu raporu hep takip edeceğim. Saat saat takip edeceğim. Arkadaşlarımla üniversitede, fakültede bu süreci takip ettireceğim. 572 yıllık bir üniversitenin rektörü, bir profesör, bir bilim insanı olarak yazdığın bu raporu bakalım inkar mı edeceksin? Bu raporu bu arada yazmışlar ama kime gönderdikleri de belli değil. Kime gönderdikleri bile gizli. Senden bu raporu kim istedi? Bunu mutlaka açıklamalısın. Bakın bunlara biz hep dolaylı ulaşıyoruz bu arada. Kim istedi ki bu raporu yazdın? Bu notu kime gönderdiğini söyleyeceksin. Söylemediğin zaman değerli rektör, sayın rektör, biz onu tahmin edebiliriz ama etmeyeceğim. Sizden açıklamanızı bekleyeceğim. Bu rapora, rağmen bile isteye bakalım kul hakkına girerek yasaları ihlal ederek yani suç işleyerek benim anamın ak sütü gibi helal diplomamı bakalım iptal ettirecek misin?
"BEN BU SAVAŞI KAZANACAĞIM"
572 yıllık İstanbul Üniversitesi Rektörü, buradan sesleniyorum. Şimdi elinin vicdanına koy. Erdoğan, İBB Başkanıyken sen onun daire başkanıydın. Aynı ekiptensin biliyorum. Bol bol fotoğrafları var arşivde. Tamam iktidara geldi seni YÖK üyesi yaptı. 2023'te de rektör oldun. Bunu da biliyorum. Ona karşı vefa duyabilirsin. Ona da saygı duyuyorum. Elini hiç bırakmamış, ona da saygı duyuyorum. Ama ben esas insanın kendisine saygı duyarım. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? 572 yıllık üniversitenin rektörü, bir tıp doktorusunuz. Yemin ederek göreve başlıyorsunuz ve o yeminde bir ifade var. 'Bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden kaçınacağım' diyor yeminin. And içip, namus sözü veriyorsun. Şimdi bizzat imzanla hazırladığın bu raporda dahi beni haklı gördüğün ortada. Peki bana karşı apaçık kötülük ve suistimal yapılırken, fakültende dekan istifa etmek zorunda kalırken buna sessiz mi kalacaksın? Rektör olarak kalmak için, bir koltuk uğruna yeminini mi çiğneyeceksin? Konuşmayarak bu vebalden kurtulamazsın. Ben Ekrem İmamoğlu. Şerefi ve nasumusu için yaşayan, bu ülkenin milletine hizmet etmek için and içmiş olan ben Ekrem İmamoğlu. Namus ve şeref sözü veriyorum ki, ben bu savaşı kazanacağım."