CHP’de cumhurbaşkanı adaylığı için gerçekleşecek olan ön seçime tek aday olarak girecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim çalışmalarına İzmir'den başladı. İmamoğlu, Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu'nda İzmirlilere seslendi.

Konuşmasına "İktidara hazır mıyız?" diye sorarak başlayan İmamoğlu şunları söyledi:

"İzmir gerçekten özel bir şehirdir. Cesur başlangıçların, güzel finallerin şehridir. İlk kurşunun, son zaferin şehridir. Bugün yeni bir yolculuğun ilk adımını hep birlikte atıyoruz. Başarmak için her şeyden önce yola çıkmak gerekir. Yerimizde sayarak, şikayet ederek hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Ayağa kalkacağız, hedefe yürüyeceğiz. Hep birlikte başaracağız. 

"MİLLET ESARETİ KABUL ETMEZ"

Hedefimiz belli. Biz yalnızca seçimi kazanmanın değil, milletçe birliğimizi, kardeşliğimizi yeniden kazanmanın peşindeyiz. Milletçe tek yürek olabilmenin peşindeyiz. Ortak acılarımızı, mutluluklarımızı bile partizanlıkla zehirlemeye çalışan, milletimizi ayrıştıran bir avuç insandan ülkemizi kurtaracağız. Onlar bizi eşitsiz, adaletsiz bir düzene mahkum etmek istiyorlar. Ama bu millet esareti asla kabul etmez. Eşitsizliği, adaletsizliği asla kabul etmez.

'Her şey çok güzel olacak' sloganının ilham kaynağı Berkay da gözaltında iddiası 'Her şey çok güzel olacak' sloganının ilham kaynağı Berkay da gözaltında iddiası

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu güzel Cumhuriyet hepimizi eşitleniş, önümüze bir hedef koymuştu. 'Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak.' Bu yalnızca kanun önünde değil, hayatın her alanında eşit olmak demektir. İmkan ve fırsatlara erişimde, hak ve özgürlüklerin kullanımında herkesin eşit olması demektir. Mahkemelerde olduğu kadar gelir dağılımında da eşitliğin olması demektir. Bilimde, teknolojide, üretimde öncü olmak demektir. Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk'ten aldığı ilham ve direktifle her daim bu hedefler doğrultusunda yürümüştür.

"BU BİR MEYDAN OKUMADIR"

Ülkemizin; cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti, laiklik, sosyal devlet yolunda attığı adımların hepsinde CHP'nin iradesi vardır. Bütün bu ilkelerin bugün ne kadar sıktıya düştüğünü hepimiz yaşıyoruz. CHP 23 Mart'ta bir kez daha gücünü ve iradesini ortaya koyacak. Partimizin cumhurbaşkanı adayı bizzat üyelerin oylarıyla belirlenecek. Bunun adı demokrasi devrimidir. Devrim yapıyorsunuz. Tarihe geçiyorsunuz. Bu bir meydan okumadır. 23 Mart'ta meydan okumaya hazır mıyız?

CHP tek admaların ve dar kadroların iradesiyle şekillenen siyasete meydan okumaktadır. Bizler Cumhuriyetçiyiz, bizler demokratız. Bizim anlayışımıza göre nasıl ki vatandaşlar ülkenin sahibiyse üyeler de partinin sahibidir. Onlar ne derse o olur. Biz kendini devletin sahibi devletten itaat bekleyenlere benzemeyiz. Bizim anlayışımıza göre millet devletin efendisidir. Yöneticiler vatandaş karşısında hadlerini bilmelidir. Devlet milletine hizmet eder. Vatan ve millet hepimiz için kutsaldır. Devleti yöneten yöneticilerin yüzü asık olmaz, vatandaşını korkutmaz, vatandaşına parmak sallamaz. Yöneticiler vatandaşlara karşı hadlerini bilmelidir.

Yapacağımız ön seçimde iktidara en korktuğu şeyi -iktidar neden korkuyor biliyor musunuz? Sandıktan korkuyor. 23 Mart'ta sandığı onlara göstereceğiz. Seçilmişlerin değil seçenlerin üstün olduğunu hatırlayacağız. Herkes anlayacak ki mühür kendini sultan sananlarda değil millettedir.

Ön seçimde atacağınız her oy demokrasinin, milli iradenin değerini gösterecek ve sandıktan kaçanları zangır zangır titretecek.

"O BİR AVUÇ İNSANIN UYKULARINI KAÇIRACAĞIZ"

Normal şartlar altında değiliz. Gerçek bir demokraside ve hukuk devletinde yaşamıyoruz. Milletçe iktidarın giderek dozunu arttırdığı zulüm ve baskıyla karşı karşıyayız. Kazandığı parayla geçinemeyen milyonlarca yoksul ve dar gelirli kendilerini hiçe sayan bu iktidarın zulmü atındadır. Devletin temel hizmetlerinden eşit olarak yararlanamayan milyonlarca vatandaşımız zulüm altındadır. Bu zulmü yapanlar Cumhuriyet Halk Partisine boyun eğdirip millete boyun eğdiriyoruz sanıyorlar. Milletimiz boyun eğer mi? Cumhuriyet Halk Partisi yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğer. Ön seçimde bu gerçeği hep beraber göstereceğiz. O bir avuç insanın, bu zalimliği yapan insanların uykularını kaçıracağız.

Bu devrim gibi kararı alan genel başkanımıza, bütün merkez yöneticilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Özgür Özel'i ve bu kararın altına imza atan bütün yöneticileri tebrik ediyorum. Beni bu yola çıkaran TBMM CHP grubundaki bütün milletvekillerime teşekkür ediyorum. Ön seçimde ortaya koyacağımız irade bu bozuk düzeni değiştirmek isteyen herkese uzatılmış onurlu dost eli olacak. Sizlerin elleri on milyonlarca vatandaşımızın elini sıkacak.

Zulme karşı adaletin, vicdanın, iyiliğin yanında saf tutan herkesin yanında saf tutacağız. Partizanlığı silip atacağız bu memleketten. Partimiz bir kurtarıcı belirlemiyor, 23 Mart'ta partimizin güçlü iradesini koyacağız. Benim bütün gücüm sizden geliyor. Cesaretim sizden geliyor. Karşınızda sizin gücünüz, karşısınızda sizin cesaretiniz, karşınızda sizin kararlılığınız.

"BU YOLCULUK EN GÜÇLÜ İNANÇLA YÜRÜYECEĞİM YOLCULUK"

Muhakkak kazanacağız. Yaradan bana çok güzel şeyler lütfetti. İnandım mı oluyor. Bu sefer bu yolculuk en güçlü inançla yürüyeceğim yolculuk. Bugün çıktığım yolculuğun sonundaki o güneşli, umutlu sabahı şimdiden hissediyorum. O gün seçim kazanmanın değil, milletçe birliğimizi, geleceğimizi kazanmanın mutluluğunu yaşayacağız. O gün bir avuç insanın dışında herkes 'çok şükür' diyecek. Belki kimi avazı çıktığı kadar, kimi içinden söyleyecek. Kalbinden de söylese canım ona kurban. Ama herkes ülkeyi bu kadar yoran, geren, millete bu kadar acılar yaşatan bir devrin sona ermesinin huzurunu hissedecek.

2009 yılında alın teri dökerek bir idealle yola çıktım. Görevini en iyi yapan milletini en çok sevendir değil mi? Ben görevimi en iyi yapacağımı diye ilçe başkanı olmanın gururunu yaşadım bu partide. Sonra yine bir ön seçimle ilçemde ilk kez CHP'yi iktidar yapmanın onurunu yaşadım. Dava arkadaşlarımla birlikte kazandığımız bu seçimden sonra 31 Mart 2014'ten 2 gün sonra mazbatayı alıp belediyeye gittik. Beraber dua ettik 'Allah'ım beni aileme, şehrimin insanlarına mahçup etme' dedim. Sonra bana aile büyüğüm 'partinin en çalışkanı, en çok alın dökeni sen ol ama partizanlık yaparsan benim evladım değilsin' dedi burada beni izleyen babam. Ben o partizanlığı zihninden söküp atan kardeşinizim. Ben artık devlet artık milletin ortak hayallerine uygun hareket etsin. Ülkemiz adaletin, eşitliğin, kardeşliğin gücüyle büyüsün. Zenginleşsin, özgürleşsin. Ülkemizin dört yanı gibi İzmir'i ve Ege Bölgesi'de hep birlikte hak ettiği değere kavuşturalım.

"BİR YÖNETİM BELEDİYEYİ DÜŞMAN EDİNİR Mİ?"

Bir ülke yönetimi ona oy vermiyor diye belediyeyi düşman edinir mi? Belediyenin işini yapmasını engeller mi? Ben bunu 11 senedir yaşıyorum. Yahu ben ülkemi yöneten biri olacağım, İzmir'i de başka bir parti yönetecek... Bne ona rağmen 'yardımcı olmalıyım, desteklemeliyim' derim. Ama bunlar öyle değil. Kendinden değilsen onun düşmanısın. Bu milleti birbirinden uzaklaştıran bir iktidarla karşı karşıyayız. 

Ne yazık ki İzmir ülkeyi yöneten akıl tarafından ayrımcılığa uğruyor. Bereketi kurutulmak isteniyor, önü kapatılıyor, ihmal ediliyor. İzmir cezalandırılıyor. Yüreğindeki Atatürk sevgisi eksilmediği için İzmir'in ışığını söndürmek istiyorlar. Böyle bir akıl olabilir mi? Bizler ülkenin her yanına aynı gözle, aynı şefkatle bakan bir iktidar olacağız. Devlet şehrine, vatandaşlarına, kurumuna her ortamına böyle bakar. İzmir'i ve çevresini üretimin, bilimin merkezi yapacağız.

Halkçılık vadediyoruz, şeffaflık vadediyoruz. İstanbul'da hep şeffaflığı gözettik. Attığımız her adımın hesabını verdik. Görevimiz bu. Artık Türkiye'de kapalı kapıların ardında işleyen mülakatlar yapmadık. Asla hesap vermeyen olmadık. Hesap sormayan yöneticilerin devrini bitirme vakti gelmiştir. Partizanlıktan, ayrımcılıktan tamamen arındırılmış bir yönetim vadediyoruz. 

"ÖNCE ADAY SONRA CUMHURBAŞKANI OLMA İDDİASIYLA YOLA ÇIKYIORUM"

Bugün benim için çok özel bir gün. Ben önce aday sonra cumhurbaşkanı olma iddiasıyla yola çıkıyorum. Elbette odalarını bile sayamayacağımız, söylemeye bile utanacağımız bir sarayda oturup ülkeyi yönetmek gibi bir hayalimiz yok. Ben bir makama değil zorlu bir mücadeleye adayım. Tek derdim ve hayalim bu iktidarın yerle bir ettiği devlet yapısını, demokrasiyi, hukuku, eğitimi, sağlığı sizlerle inşa etmek. Devleti milletin bekçisi haline getirmek. Bunu hep birlikte başarabiliriz. Bu mücadelenin en çalışkan neferi olma iddiasıyla partimin ve milletimizin cumhurbaşkanı adayı olmaya talibim.

"HER GEÇEN GÜN BANA VE ARKADAŞLARIMA YENİ BİR SALDIRI"

Konuşmanın son bölümüne geçmeden biraz dertleşeceğim İktidar zalimliğine yeni bir sayfa ekledi. Dün öğrendim ki aralarında kimi yol arkadaşım, kimi tanıdığım, kimi hiç tanımadığım insanların mal varlıklarına, banka hesaplarına el koymuşlar. Aralarında tanımadıklarım da var. Herhalde selam verdim diye ya da bana geçerken dokundu diye onları da yaktılar. Günde 20 saat çalışıyorum. Her geçen gün bana ve arkadaşlarıma yeni bir saldırı uyduruyorlar. Sizlerin karşısına çıkarak defalarca söylediğim bir şey var; bu haktan ve hukuktan nasibini almamışların, bu makam ve mevkiye esir olmuşların hiçbir saldırısından korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım.

Benim yürüdüğüm bu yolca önce yüce Allah'a sonra milletime güveniyorum. Kumpaslarla, kirli tezgahlarla, entrikalarla, fitneyle, fesatla kurdukları oyunu sizlere söz veriyorum başlarına yıkacağız. Sanıyorlar ki; bu insanların malına, mülküne, parasına çökerlerse korkar, kaçarız. Sanıyorlar ki onların zulmünden yılarız. Sanıyorlar ki ben yalnız kalacağım. Yahu siz 10-15 kişinin malına mülküne el koyarak beni yalnız bırakabileceğinizi mi düşünüyorsunuz. Millet benimle. Bunlar körleşmiş. Varsa yoksa koltuk. O koltuk senin mi? O koltuk milletin. O koltuk Türkiye Cumhuriyeti'nin saltanatın değil.

"EY İLGİLİ ŞAHIS..."

Ey ilgili şahıs, o biliyor kendini. Seni gidi seni. Kafanı kuma gömerek gerçeklerden kaçamazsın. Gerçekler senin peşinde. Bir yere kadar kaçabilirsin ama kurtulamazsın. Sanıyor ki ben sineceğim, korkup kaçacağım. Bu mübarek Ramazan gününde söylüyorum. Ey ilgili şahıs, sana kötü bir haberim var; vallahi de billahi de rüyalarından çıkmayacağım. Korkmayacağım, sinmeyeceğim. Sen benim bir köşeye çekilip susacağımı zannediyorsun. Ben birilerinin yaptığı gibi dış güçler, örgütler, şebekeler bilmem ne demiyorum. Eğer benim arkadaşlarım en ufak bir haksızlığa, hukuksuzluğa karışmışsa bütün dosyaları açın, belgeleri koyun. Buradan sesleniyorum. Buradan hodri meydan. Sana meydan okuyorum.

ERDOĞAN'A 'TRT' TEKLİFİ: MEYDAN OKUYORUM

Elinizde ne varsa dökün ortaya. Ama öyle uydurma belgelerle, gizli tanık beyanlarıyla belediye başkanlarımı, yol arkadaşlarımı o şekilde değil. Mertçe, mert ol mert. Hakka ve hukuka uygun olarak dökün ortaya. Hatta gelin hepimizin vergileriyle ayakta duran TRT canlı yayın yapsın. Senin savcıların sorsun, benim arkadaşlarım yanıtlasın. 86 milyon görsün, duysun karar versin.

Buradan İzmir'den soruyorum; var mı yüreğin, var mı cesaretin? Ben meydan okumama verecek yanıtın varsa bekliyorum. Yoksa yine sarayın odalarına saklanarak mı konuşacaksın. Uydurma gizli tanık seversin. Yalanlarını boy boy medyanda yayınlayarak bu milleti kandıracağını sanıyorsun. Sana kimse inanmıyor, senin medyana zaten inanmıyor. Kusura bakma Erdoğan atı alan Üsküdar'ı geçti. Senin dönemin bitti. Öyle de bitti böyle de bitti. Mertsen, yiğitsen, ufacık da olsa vicdan kırıntın varsa bu meydan okumama yanıt verirsin. Savcıların sorsun, arkadaşlarım yanıtlasın. 86 milyon canlı yayında izlesin. Kararı milletin vicdanı versin. Hodri meydan. Millet senin ali cengiz oyunlarından bıktı. Ben buradayım, bekliyorum. Millet de burada, sandık da orada. Millet sandığı bekliyor.

"KORKUYORSUN DEĞİL Mİ?"

Milletimle beraber tam karşındayım. Bırak yan yollara sapmayı. Gel millete gidelim, ne istiyorsun belediyelerimizden? Yakınlarımızdan ne istiyorsun? Neymiş ahmak davası... Millet gülüyor. İngilizceye çevirip dış dünyaya anlatamıyoruz bile. Bilirkişi davası, savcıya tehdit davası bir de üstüne kendinde olmayan diploma davası. Ben milletime sesleniyorum, 35 yıl sonra ben 19 yaşında yatay geçiş yaptırdım eğer 17 yaşında olsaydım 'O zaman annemi babamı mı çağıracaktınız' dedim. 'Evet' dedi. Gülüyoruz ama durum ciddi. 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışan bu kişi yarın sizin 40 yıllık, 50 yıllık tapularınıza, arabalarınıza, bankadaki paralarınıza diplomam gibi çöker. Bugün bana yarın hepimize. Açıkça, mertçe söyleyin ne istiyorsunuz? Ben de biliyorum, millet de biliyor. İstanbul'a, Türkiye'ye hizmet etmeyelim istiyorsunuz. Ekrem İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorsunuz. Korkuyorsun öyle değil mi? Korkuyor korkuyor. Benden korkulur mu? Beni gören korkar mı? Beni gören 1 yaşındaki çocuk omzuma atlıyor. Ama bu korkuyor. Benden kim korkar? Millete yanlış yapan korkar. Çünkü karşısında dimdik Ekrem İmamoğlu var. Bu millete çok yanlış yapmışsın ki korkun da çok büyük.

"AKLINA KAZI, BİZE YENİLGİYİ ÖĞRETEMEYECEKSİN"

Bizde sözde suç icat ediyorlar. 2019'dan beri bir belediyeye 5 senede 1200 soruşturma, teftiş duydunuz mu? Biri ahmak, biri bilmem ne davası. 2014'ten beri benim tek bir suçum var; sandıkta yenilmeyen Ekrem İmamoğlu olmak. Bize buldukları esas suç bu. Bak; bu cümleleri aklına kazı; bize yenilgiyi öğretemeyeceksin. 4 kere yaşattığım gibi beşinci ve son yenilgiyi tadacak, evine gideceksin. Çok korkuyorlar bir sandık daha gelir diye. Çok korkuyorlar o sandıkta karşısında olurum diye.

"CESARETİNİZ VARSA KARŞIMIZA ÇIKIN"

Ekrem İmamoğlu olmadan seçime gireceksiniz, milletin iradesini sözünü tanımayacaksınız öyle mi? Milletin tarihte görmediğiniz demokrasi tokadını yiyeceksiniz. Ne yapsan nafile, o sandık gelecek, millet seni o sandıkta evine gönderecek. Yıkılmadık, korkmadık, yorulmadık. Cesaretiniz varsa karşımıza çıkın. Milletin iradesi kararını versin.

23 Mart'ta önce Cumhuriyet Halk Partililer ayağa kalkacak. Bu umut dalga dalga büyüyecek ve iktidar olacağız. İktidar olmaya hazır mıyız? Devlete çöreklenmiş bir avuç insan kaybedecek, Türkiye kazanacak. Güler yüzümüze, temiz kalplerimize, sıcak kalplerimize yenilecekler. 23 Mart'ta tek bir fire vermeden oy kullanmaya hazır mıyız? Hep birlikte ayağa kalkmaya hazır mıyız?

Kurtuluş yok tek başına, 23 Mart'ta hep beraber sandık başına."

Kaynak: HABER MERKEZİ