İstanbul ve Tekirdağ'da SGK'dan günde 8 bin lira para kazanmak için 112 acil servisi manipüle ederek hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve 12 bebeğin ölümüne neden olan, 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı Yenidoğan Çetesi davasında ikinci duruşmasının dördüncü günü Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edldi..

DURUŞMA PAZARTESİ DEVAM EDECEK

Bugün 4 sanık dinlendi. Savunması alınmayan 3 tutuksuz sanık kaldı. Duruşma Pazartesi günü saat 09.30’da diğer tutuksuz sanıkların dinlenmesiyle devam edecek

İKİNCİ DURUŞMADA 4'ÜNCÜ GÜN

Gazeteci Rojda Altındaş'ın aktardığına göre, duruşmaya 81 yaşındaki Reyap Hastanesi Başhekimi Hıdır Yüksel'in savunmasıyla başlandı. 

Savcı Kadir Kocakaya: Reyap Hastanesi’nde bir ortaklığınız var mı?  

Reyap Hastanesi Başhekimi Hıdır Yüksel: Az bir hissem var.  

Savcı Kadir Kocakaya: Ne kadar?  

Hıdır Yüksel: 5 veya 7 olabilir.  

Savcı Kadir Kocakaya: Yüzdelik mi?  

Hıdır Yüksel: Evet.  

Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı, Reyap Hastanesi’nde doktor olarak çalışıyormuş. Onu kim doktor olarak aldı?  

Hıdır Yüksel: İnsan kaynakları. Şimdi, insan kaynakları hangi alana ihtiyaç varsa araştırmışlar. Mesul müdür, İl Sağlık Müdürlüğü'ne gönderir.  

Savcı Kadir Kocakaya: O kadar detay sormuyorum. Siz mi görüşüp işe aldınız, başkası mı?  

Hıdır Yüksel: Ben görüşmedim. İnsan kaynakları alıp gereken evrakları hazırlamış.  

Savcı Kadir Kocakaya: Yani siz işe almadınız, tanımıyorsunuz?  

Hıdır Yüksel: Belki benim zamanımda da olmuştur, hatırlamıyorum

"SGK BASAMAĞA GÖRE ÖDEME YAPIYOR"

Yüksel'den sonra sanık kürsüsüne Birinci Hastanesi sahibi Ali Aksu geldi. Aksu'nun savunması şöyle:

“SGK, zaman zaman hastaneleri ziyaret ederek yerinde inceleme yapmaktadır. Basamağı yükseltmek, ödeme yapılacağı anlamına gelmez. Bazı hekimlerin 3. basamak dediği bir hastaya, başka bir hekim 2. basamak diyebilir.

Bu davada da tartışmaların kaynağı, SGK’nin basamağa göre ödeme yapmasıdır. Basamak düzeyleri arasındaki farklılık nedeniyle şu anda SGK ile hastaneler arasında çok sayıda dava bulunmaktadır. 

Opara Bebek, 14 Ocak 2024’te Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne öksürük şikayetiyle geliyor. Muayene edildikten sonra evine gönderiliyor. İlk tanılar maalesef uzman görüşünde yer almamaktadır. Tekrar durumu kötüleşince 16 Ocak'ta hastaneye getiriliyor, servise alınıyor. Oksijen tedavisi yapılıyor. Yatışının 8. saatinde kalp durması gerçekleşiyor. İki kez canlandırma işlemi gerçekleştiriliyor.  

Arkasından yenidoğan ünitesinde kuveze konuluyor. Yaşı gereği 6 aylık olduğu için 112’den çocuk yoğun bakım yatağı aranmasına rağmen maalesef bulunamıyor. Acil olarak geldiği için yerimiz yok diye reddedilmesi mümkün değildir.  

AKP'li eski vekilin 'mahşer' dediği görüntü Suriye'ye ait değil AKP'li eski vekilin 'mahşer' dediği görüntü Suriye'ye ait değil

"OPARA BEBEK İÇİN OTOPSİ TALEP EDİYORUZ"

Burada tekrar uzman görüşüne dönmek istiyorum. Uzman görüşü o kadar hatalı ki, ilk hastanenin adını bile yanlış yazmışlar. Beylikdüzü Medilife Hastanesi yerine Bağcılar Medilife Hastanesi olarak yazmışlar.

Salonda bulunan çocuk uzman hekimlerinden özür diliyorum. Opara Bebek 6 aylık olmasına rağmen sadece 5 kilo. Normalde 7-8 kilo olması beklenir, yani ciddi bir gelişim geriliği mevcut.  

Keşke Adli Tıp Kurumu tarafından otopsi yapılma imkanı olsaydı. Sayın heyet, bu dosyanın en büyük eksikliği otopsilerin yapılamamış olmasıdır. Bu aşamadan sonra yapılacak Adli Tıp incelemeleri dahi eksik kalacaktır.  

Taraflar uygun görürse, Opara Bebek için otopsi talep ediyoruz

Bu dava, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde doktor ve hemşirelerin iş birliği yaparak bebekleri öldürdüğü iddiasıyla sosyal medya aracılığıyla kararın verildiği ilk dava olarak kayda geçmiştir. Yargısız infaz yapılmış, insanların haysiyetiyle oynanmıştır. Maddi gerçeğin en kısa zamanda ortaya çıkacağına olan inancım tamdır."

Mahkeme Başkanı: Bu ay zarar edilmiş mi, edilmemiş mi? Bu işi kim yapar?  

Ali Aksu: Genel müdür yapar. Başhekimler genellikle işin Sağlık Müdürlüğü kısmıyla ilgilenir.  

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile bir talebiniz var.

Ali Aksu: Ağustos ayına ait, maaşların ödeneceği zamana ait. Asgari ücrete yüksek zam gelince, genel müdürlük bütçeyi bana getirdi. Asgari ücret nedeniyle personel giderinin arttığını söylediler. Genel erişkin ve yenidoğan yoğun bakımda, SGK’nin bir hemşirenin nöbet ücretini bile ödeyemediği için rica ettim.  

Mahkeme Başkanı: Serdarov Bebek ile ilgili bilginiz var mı?  

Ali Aksu: Gerçekten tapelerden öğrendim.

Mahkeme Başkanı: Denetimlerde epikrizlerin değiştirildiği iddiaları var, 10 kişilik ekip ile ilgili, ne diyeceksiniz?

Birinci Hastanesi sahibi Ali Aksu: Bu konu tapelerde sık geçiyor. SGK teftişinin yazısı hastanemize geldiğinde, gereğinin yapılmasını söyledim. Ancak hasta sayısının fazla olması nedeniyle ek süre istedik. Yapılan işlem, SGK müfettişlerinin bizden istediklerinin fiziki ortamda sunulmasıdır.

"HEKİM OLMADIĞI İÇİN MAKİNEYE BAĞLI BEKLETMİŞLER"

Bahar Kanık savunma yaptı:

Hakkımda yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. 2015-2020 yılları arasında Reyap hastanesinde çalıştım 2 yıl ara verdim. Başka hastanelerde çalıştım. Sonra tekrar 2022 yılında Çorlu Reyap’ta çalıştım.

Sorumlu hemşire Fırat Sarı motivasyon adı altında para dağıtacağını söyledi. Aldık. Sonra sorumlu hemşire olunca ben dağıttım 6 kişiye.

(Halime) Bebek 2 aydır hastanede yatan kötü bir bebekti. Ben hastaneye geldiğimde durumu daha da kritikti. Bebeğin durumunu görünce Fırat Sarı’yı aradım. Bize İstanbul’da kötü bir bebekle ilgilendiğini gecikebileceğini söyledi. Bebeğin durumunu gün içinde bildirdim. Sürekli kendisinin söylediklerini yaptık. 

Bana bir iki kere dokun dedi ben müdahale anladım. Müdahale yaptım. Damar yolu aşırı  kötüleşmişti. En son saçını kazıyarak adrenalin yaptım. Hastaneye gelip müdahale ettiğinde de curosurf denilen ilacı yapmış. Fırat Sarıyla  4 gibi toplantıya çıktık. O sıra bebek eks olmuş. Hekim olmadığı için başlarında arkadaşlar makineye bağlı şekilde bekletmişler. Sonra Fırat Sarı geliyor. Ölüm saatini değiştiriyor. Aileye ulaşıyoruz. Bebeği temizledik ama aileyi bekledik, kefenlemedik. Sonra da denetim geldi zaten.

HASTALIK ÜZERİNDEN ŞAKA YAPMIŞLAR

Sarıkaya bebekle ilgili ‘dedemin fişini çek’ tapesi soruldu.

Bahar Kanık: Biz o çocuğu sabahtan akşama kadar müdahale ettik. Sarıkaya bebekle de ilgili maalesef öyle  bir şey söyledim. Bir filmle ilgiliydi öyle şaka yapmıştık.

"ÇOCUĞUNUZ VAR MI?"

Mahkeme Başkanı tapeleri soruyor: “En azından ben gelinceye kadar yaşasın ahahah” diyorsunuz. Sizin çocuğunuz var mı?

Bahar Kanık: Var.

Mahkeme Başkamı: Annesi yerine koyun kendinizi. Bunu duysanız ne hissedersiniz?

Bahar Kanık: Haklısınız, ben de oradaki şakalar gerçekten çok talihsiz keşke yapmasaydık. Biz hemşireler olarak tüm müdahaleleri yaptık. Damar yolu baştan açmak zordur, onu bile yaptık. Eksik bir şey yaptığımız

Mahkeme Başkanı: “Bir tane curosurf varmış keşke bıraksaydınız. Sarıkaya’ya kalsaydı” diyorsunuz. Savunmalarda hem o kadar çok var diyorsunuz. Ama bir tane kalmış sizde de.

Bahar Kanık: Curosurf bizim için çok önemli bir ilaçtı. Karekodla muhafaza edilecek bir ilaçtı. O dönem eczacımız değişmişti sanırım. Curosurf ilacınsipariş vermeyi unutmuş. O yüzden diyorum bunu Fırat Sarı’ya
 

"FIRAT SARI'YI ŞİKAYET ETTİNİZ Mİ?"

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı yönetime şikayet ettiniz mi?

Bahar Kanık: Ettim, ilk defa o kadar uzun süre kalmıştık. Kendisine de söyledim. 2 saatlik anlaşmam var dedi. Talebimiz üzerine çocuk doktoru geldi ama yoğun bakıma geçirmediler. Sanırım anlaşamadılar. Başlarda Fırat Sarı sıkıntı yapmıyordu. Sanırım onun yoğun bakım doktoru olarak geldiğini duymuş. Ondan sonra izin vermedi. Bazen gizli şekilde doktora gösteriyorduk bebekleri ama ondan da yönetimin haberi vardı.

Savcı Kadir Kocakaya: Hemşirelere parayı ne diye dağıtıyordun?
Bahar Kanık: Motivasyon adlı prim

Savcı: Kimden geldiğini söylüyor muydun?
Bahar Kanık: Fırat beyden geldiklerini biliyorlardı

Savcı: Sana gelen paradan yönetimden haberi var mıydı?
Bahar Kanık: Vardı, başhemşirenin.

Savcı: Sadece başhemşire mi?
Bahar Kanık: Evet

Savcı: Kimdi
Bahar Kanık: Hilal Vatansever.

Savcı Kadir Kocakaya: Halime bebek nasıl geldi?
Bahar Kanık: Tekirdağ Şehir Hastanesi’nden geldiğini biliyorum.

Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı sorumluluktan kaçmak için ölüm saatini değiştirdi diyorsun, açar mısın?

Bahar Kanık: Orada olmadığı için aileye bilgi veremedi. O yüzden ölüm saatini değiştirdi.

SGK avukatı: Motivasyon ücretinin kaynağını kendileri biliyorlar mıydı?

Bahar Kanık: Hastanelerde hemşireler yokluktan şikayetçilerdi. Hastaneye geldiğimde sorumluluğumuz dağıtıyordu. Ben sorumlu olduktan sonra ben dağıttım kaynağını bilmiyorduk.

SGK avukatı: Sorumlu kimdi?
Bahar Kanık: Ümmügül Orhan.

SGK avukatı: Ne kadardı?
Bahar Kanık: Bana 15 bin yatırıldı.  Ben de kıdeme göre 5-6 kişiye dağıtırdım.

SGK avukatı: Aylık ortalama ne kadar alıyordunuz?
Bahar Kanık: 2-3 bin lira arasında.

SGK avukatı: Ne kadar etkiliyordu hayatınızı?
Soruya itiraz edildi.

"5 İLACIN EKSİK OLDUĞUNU GÖRDÜM"

TRG Hospital hastanesinde hemşire olarak çalışan Ceylan Çetin sanık kürsüsüne geldi.

Ceylan Çetin: TRG hospitalist hastanesinde hemşire olarak çalışıyordum. 

Curosurf ilacını anlatmak isterim. Temmuz’da danışmanlık hizmeti anlaşması yaptık. Aynı hemşireler devam etti. Ben hasta bakmadım 3 yıl boyunca. Orta alanda ilaç hazırlıyordum. Bir hemşire 4 hasta bakar ben de tedavilerini hazırlarım.  Hasan Basri arkadaşımızı Fırat Sarı'nın yanında hemşire olarak biliyordum. 

Hasan Basri benden curosurf istedi. Başka hastalara götürdüğünü söyledi. Mesaiye geldim 5 tane ilaç eksiği olduğunu gördüm. Onu aradım. Ve dedi ki aldım. Ben de teyit amaçlı sordum. Öyle olduğunu görünce üstüne düşmedim. Herkesin haberdar olduğunu söyledi.

Bundan bir ay sonra 20-30 kadar curosurf kaybı vardı ve direkt yönetime çıktım. Murat Mantuşla görüştüm. Fırat Beyin haberi var mı dedim. O da beni azarladı nasıl olur diye. Ben de yönetimin haberi olduğunu zannettiğimi söyledim. O sırada hasanı gördüm. Biraz yüzü asıktı.

Ben birçok süreci nezarette tutulduğumuz zaman orada öğrendim ilaç sattığını. 

Özel sektörde hemşirelerin maaşı çok düşük ben de o yüzden çıktım.

Mahkeme Başkanı:  Çağla durmuş ile hesap hareketleriniz var. Nedir?

Sanık: Ev arkadaşımdı. Paraya sıkıştığımda ondan alırdım. Ev tutacakken ben 30 bin lira ondan aldım. 

Mahkeme Başkanı: İşletmeyi temmuz 2023’te aldılar dedin detaylar ne?

Sanık: Detaylar hakkında bilgim yok. 

Mahkeme Başkanı: Cansu ile tapende. ‘Ayşeyi 3’ncü kata gönderiyorum’ demişsin?

Sanık: Bir yıl oldu hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Çağla durmuşla.. bizim dosyalar var da uyumlu değil ha. Bizde de beslenmeler uyumlu değil diyorsun. 

Sanık: Daha önce denetim yoktu. Çok şaşırdım. Hastanın orderlarına bakıp her şeye baktılar. Çarşafların uyumlu olmadığını söyledim. Kimse de daha yazmamıştı. 

Mahkeme Başkanı: Çağla diyor ki Kanka bilmiyorum bir şey buldular mı bilmiyorum diyor. Sen de bulurlar her şey apaçık diyorsun. 

Sanık: Denetimde 3-4 ekip gelmişlerdi. İnce ince arıyorlardı. Mehmet Bey eşlik etmişlerdi. Bir şey arıyorlarsa mutlaka bulurlar demek istedim. 

Mahkeme Başkanı: Kanka ilker hocanın ne işi var diyorsun. Biz de mal çok diyorsun? Yakalayamazlar kanki diyorsun. 

Sanık: İşletme mantığını az çok duyduk. Usulsüz epikriz yazımı yapılıyorsa bundan kaçılma ihtimalinin olmadığını kesin fark edileceğini söyledim.

Mahkeme Başkanı: Fırat sarı ve hasan basri. Zaten o bir şey bilmiyormuş gibi beni arıyor. Ceylan söylemese bilmeyeceğiz. Ceylan’a sen aptal mısın dedim diyor. 

Sanık: İkisi arasında ne konuşuldu bilmiyorum ama benim Murat Mantuş’a şikayet etme gereksinimi duydum. 
(İlaç satışı ile ilgili)

Mahkeme Başkanı: Hasan basri ile tapede… Curosurf mu aldın diyorsun. O gün verdiklerin hariç almadım diyor. 

Sanık:
Muhtemelen ben servise geldiğimde 5 tane aldığını söylemişti. Bu sonuçta hastaneye gelip yoğun bakım dışındaki küçük odasında kendi eşyalarını koyuyordu.

“HALA KÖTÜ NİYETLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Mahkeme Başkanı: Denetim daha bitmedi buradalar diyorsun. Hasan Basri’ye 4 tane curusorf vardı da düşmedim diyorsun. 

Sanık: Ben zaten olayları anlamadım. Böyle bir danışma hizmeti verdikleri için soruyordu sürekli. Biz sanıyoruz ki danışmanlık verdikleri hastanelere ilaç götürüyorlar. Ben hasan Basri’ye hem saygı duyuyordum hem sevgi. Benden küçüktü. Kötü niyetli olduğunu hiç hissetmedim. Şu andaki düşüncem de hala kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum.

“KOMİK RAKAMLARA SATMIŞLAR”

Sanık: Ben kendim Murat Mantuş’a söyledim. İlaçlar alınıyor sizin bilginiz olduğunu söylediler dedim. O da kızdı. Bundan sonra en ufak malzeme buradan çıkmayacak dedi. 
İlaçların satılma ihtimali varmış ben bu ihtimali düşünmedim.  İlacı 500-600₺ satmışlar çok komik rakamlar. İyi hemşirelerdi niye sattılar anlamadım.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri ile Fırat Sarı görüşmesi. ‘Hocam ceylanı katma ben kızdan curosurf alıyorum curosrf vermez bana.  Hocam ceylanı bağla. Ceylan avucumun içinde diyor. Ne diyeceksin?’

Sanık: Böyle bir şey olamaz. Düşürdüm ne. Bu durumu söyleyen benim. Çok sinirlendim. Ben tapelerde gördüm. Çok şaşırdım.

Mahkeme Başkanı: Epikrizlerle zaman zaman oynandığını biliyorum demişsin.
Sanık: Doktorla sekreter arasınsa olan ilişki. Usulsüz olarak ne biliyorsam onu söyledim.

Hemşire Ceylan Çetin’in savunmasını üstlenen avukat:  

“Soruşturma savcısı, bacak bacak üstüne atarak ‘Bana seni tutuklamamam için bir şey söyle’ demiş. Bu şekilde bir ifade alma yöntemini kabul etmiyoruz. Savcılıkta alınan ifadeyi geçersiz sayıyor, mahkeme huzurundaki ifadelerin geçerli olmasını talep ediyoruz.”

 DAVANIN GEÇMİŞİ  

19 HASTANE SORUMLU

Bin 400 sayfalık iddianamede, ölen 10 bebek maktul, 5 kişi müşteki, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü suçtan zarar gören, 19 özel hastane ve sağlık şirketi 'malen sorumlu' olarak yer aldı.

582 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Çete elebaşları Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da 10 ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

KAN DONDURAN İTİRAF

Çete üyelerinin yargılandığı ikinci duruşmanın üçüncü gününde kan donduran bir itiraf geldi. Hemşire yardımcısı Batuhan Çetin, doktor Rıza Keykubat'ın kendisine " '500 gram, bu bebek zaten ölecek. Çek fişini, gitsin' dediğini itiraf etti.

Kaynak: Rojda Altıntaş - Nagihan Yılkın