Bolu’da 21 Ocak'ta Grand Kartal Otel'de 36’sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin de yaralandığı yangın faciası davası 7 Temmuz’da Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı.

Duruşmanın ilk beş gününde 19'u tutuklu 32 sanığın tamamı savunmalarını yaptı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşma, dün sanık savunmalarını tamamlamasının ardından bugün müştekilerin beyanlarının dinlenilmesiyle başladı.

Duruşmada yangında doktor oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Daire Ceza Başkanı Abdurrahman Gençbay dinlendi. Gençbay, şunları söyledi:

"Beş gün boyunca duruşmayı izledim. Gördüğüm tablo zaten yüreğimiz yanmış ama daha da canımız acıdı. Biz buraya mahalle kavgası için gelmedik. Biz bize emanet edilen canlar için buraya geldik. Sanıklar, sanık müdafiileri ve müştekilerden bu anlayış doğrultusunda hareket etmelerini beklerdim. Otelde kalan misafirler, ev sahipleri tarafından uykularında katledildiler. Müşteki yakınlarının insani tepkilerine bile tahammül edemediler. Sanık yakınları ağza alınmayacak küfürler ettiler. Oysa bu insanları anlamaya çalışmak gerekiyor. Bakıyorum sanıkların tamamı kendilerini suçsuz görüyorlar, damat, kızlar sanki.

"OĞLUM VE ARKADAŞI HİÇ TANIMADIĞI İNSANLAR İÇİN CANLARINDAN VAZGEÇTİ"

Benim oğlum ve oğlum gibi sevdiğim oğlumun çocukluk arkadaşı, bu iki çocuk hiç tanımadıkları insanlar için Emine Hanım sizin karşı odanızda yatıyorlardı. Onlar da sizin gibi çıktı odalarından. Benim evladımın odasında da sizin odanızda da duman bile yoktu. Odalarında kalsalar belki hiçbir şey olmayacaktı. Dışarı çıktılar evet ama çocukların haykırışlarını duyunca gözlerini karartmadan ateşin içine girdiler. Görenler anlatıyor, kendilerini parçalamışlar orada insanları kurtarmak için. Bu iki insan öyle soylu ruhlara sahipti işte. Bizim evlatlarımız hiç tanımadığı insanlar için canlarından vazgeçmişler. Benim oğlum intörn doktordu, 2 ay önce arkadaşları mezun oldu hepsinin mezuniyetini izledim kahrolarak. Ben herhalde bunu yaşasam gidip otelin en üst katından kendimi atardım, gidip meyve yemezdim karşı otelde.

“BURADA YARGILANMASI GEREKEN TURİZM BAKANLIĞI, ÇALIŞMA BAKANLIĞI, VALİLER GİBİ BU OLAYIN HESABINI VERMESİ GEREKEN ÇOK İSİMLER VAR”

Ben Halit Ergül’ü dinledikten sonra bu harami düzeni kuranın Halit Ergül olduğunu anladım. Ben hayatta böyle bir otel işletmesi görmedim. Genel müdür, ben genel müdürüm diyemiyor, ‘silah ruhsatı’ için diyor. Burada aynı zamanda organize bir vergi kaçakçılığı var. Buradan çıkınca Hazine ve Maliye Bakanlığı’na suç duyurusunda da bulunacağım. Herkes suçu birbirine atıyor. Bu kadar organize kötülüğü bir aşçı yamağına bağlamaktan çekinmiyor. Vicdanı bile sızlamıyor. Bunu heyetinizin takdirine bırakıyorum. Burada yargılanması gereken Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, valiler gibi bu olayın hesabını vermesi gereken çok isimler var.

Bu dava her yönüyle tarihe geçecek bir davadır. Bu dava cezasızlık algısının ortadan kaldırıldığı, yapanın yanına kar kalan anlayışın paramparça edildiği bir dava olacaktır. Bu yargılama sonunda verilecek karar hukuk tarihinde altın bir sayfa olarak geçecektir. Mahkeme dışı faktörlerin de yargılamayı engellememesi, yargılamanın önünü açması gerek. Dünyada kayıtlara geçmiş en büyük 6’ncı otel yangını. Burada otel sahipleri, belediye özel idare yetkilileri, özellikle Turizm Bakanlığı denetimden ve gözetimden sorumlular şüphelilerin başında gelmektedir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri de aynı şekilde.

"TURİZM BAKANLIĞI KOLTUĞUNDA OTURAN BU KİŞİ NE YAPMAK İSTİYOR?"

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın istemine rağmen Turizm Bakanlığı yetkililerine soruşturma izni verilmedi. İtirazlara rağmen izin verilmedi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı 12 Mayıs 2025 tarihinde Danıştay’ın 157’nci kuruluş yıl dönümünde 'Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. Yapanın yanına kar kalıyor türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz' dedi. Daha geçen hafta Adalet Bakanı ‘kamu görevlileri dahil herkes denetime tabiidir’ dedi.

Kamu görevlilerinin birinci derecede sorumlu olduğu gerekçesiyle 'Turizm Bakan Yardımcısı’na soruşturma izni istiyorum’ denildiği noktada Turizm Bakanlığı, ‘bunlar benim kıymetlilerim’ demeye getiriyor ve soruşturma izni vermiyor. Soruyorum, Turizm Bakanlığı koltuğunda oturan bu kişi ne yapmak istiyor? Mahkemenin yargılamasına gölge düşürecek her türlü baskı ve işlemlerden kaçınılması gerek.

"Partnerlerden biri işini doğru yapsa belki zincir kopacak ve bu facia yaşanmayacak"

Bu olayda herkes payına düşen doğrultuda ceza almalı. Partnerlerden biri işini doğru yapsa belki zincir kopacak ve bu facia yaşanmayacak. Bu yüzden organize kötülük diyorum ben. Üç perdeli bir tragedya bu. Burada ilk bölümde, bir bölümüne itfaiye aracı giremeyen bir binaya belediye birden fazla yangına uygunluk belgesi veriyor. Otelde afet yönetim planlamasının temel aşamaları bile bulunmuyor. Lüks otomobillerin çıkartılması için otoparkın kapıları sonuna kadar açılarak yangının hızlanmasına ve zehirli gazların otelin her yanını sarmasına neden oluyor. Otelin kibrit kutusu gibi olduğu itfaiye tarafından bilinmesine rağmen bitişikteki kafeye ‘yangına uygunluk’ raporu verilerek ikinci yangının çıkmasına sebep olunmuştur.

Otel işletmecilerinin kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar verdiği 10 dakikanın olduğu altın zaman bölümü var. Otel sahipleri, yakınları ve ayrıcalıklarının tahliyelerinin yapıldığı, hiçbirinin kılına zarar gelmeden kurtarıldığı, görsel ve işitsel tahliye uyarılarının çalıştırılması yerine bireysel kurtarılma eylemlerinin gerçekleştiğini görüyorum. Otelde bulunan uyarıların bilinçli olarak kapatıldığı görülmüştür. Yangın çıktığında 10 dakikalık altın zaman varken bütün bunların yapılmadığı, sesli panik uyarısıyla insanlar yangından haber edilebilecekken bunun yapılmadığı açıktır.

"BU OTELİN KURULUŞUNDAN BUGÜNE KADAR GÖREV ALMIŞ TÜM VALİLER NEDEN BU SORUŞTURMAYA DAHİL EDİLMEMİŞ?"

Yargı yolu kapatılan diğer kamu görevlisi olan şüphelilerle ilgili süreci takip ediyoruz. Bu otelin kuruluşundan bugüne kadar görev almış tüm valiler neden bu soruşturmaya dahil edilmemiş? İçişleri Bakanlığı, belediye görevlilerini soruştururken onları soruşturmamıştır. Biz valiler ile ilgili iddiamızın peşindeyiz ve İçişleri Bakanlığı’na müracaatımız devam etmektedir.

Bu oteli denetlemeyen, soruşturmayan Çalışma Bakanlığı yetkilileri hakkında da soruşturma izni istenilmiş ama buna henüz bir yanıt verilmemiştir. Biz tüm bu isimlerin yargılanması için elimizden geleni yapacağız. Bolu Belediyesi, itfaiye aracına uygun nitelikte uygun yol ve alan, yangına uygunlu belgesi vermesi aşamasında sorumluluğu kendisindedir. Bolu İl Özel İdaresi ve Valisi, yangın tedbirlerini denetlememiştir. Otelin kurulduğu tarihten bu yana tüm görev almış Valiler de sorumludur. Sonuç olarak yangına engel olmak için pek çok kamu kurumunun sorumluluğu olduğu açıktır. İdarenin varlık sebebi olan görevlerini yerine getirmemiş olmaması, geç yerine getirmiş olması cezai yaptırıma sebebiyet vermektedir.

"TURİZM BAKANI’NIN TUR ŞİRKETİ OLAN ETS, NEDEN DENETİM YAPSIN Kİ?"

Necati Özkan'dan 'casusluk' suçlamasına Kandıra'dan sert yanıt
Necati Özkan'dan 'casusluk' suçlamasına Kandıra'dan sert yanıt
İçeriği Görüntüle

Bu organize kötülük de belki de en büyük pay, oteli Avrupa kriterlerine uygun hale getirmemek. Bu olay sonrasında bana Marmaris’te bir otel sahibi yazdı, 'Benim oteli denetlemeye Turizm Bakanlığı gelmez, uğramaz bile. İngiliz tur şirketi gelir denetler ve yapmam gereken 13 maddeyi sıralar öyle misafirlerini getirir. Senin evladının yandığı otele müşterilerin yüzde 35’ini getiren ETS tur şirketidir. O yapmış mı hiç denetim?' diye sordu. Turizm Bakanı’nın tur şirketi olan ETS, neden denetim yapsın ki. Yüce mahkemeye burada çok büyük bir iş düşüyor, yükünüz çok ağır. Bolu’da hakimlerin olduğunu tüm dünyaya gösterin.''

GENÇBAY AYAKTA ALKIŞLANDI

Gençbay’ın açıklamalarını müştekiler alkışladı. Ardından Gençbay ailesinin avukatı Mehmet Eren Turan, özetle şunları söyledi:

"Ben bu oteli krematoryuma benzetiyorum. İçlerine ölülerin konulması gereken yere misafirler konuşmuştur haberleri olmadan.

Turizm Bakanı soruşturma izni vermemiştir bakanlık yetkililerine. Turizm Bakanı’nın tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz, bu izni hangi gerekçelerle vermediğini anlatmasını talep ediyoruz huzurda. Kendisi seçilmiş değil, atanmış olduğu için de bunun önünde bir engel yoktur.

En kıdemsizinden en kıdemlisine kadar herkes tüm sorumluluğu otel sahibi Halit Ergül’e yüklemektedir. Ancak bu olayda herkesin kendi payına düşen sorumluluk vardır. Ölü sayısının artmasına neden olan şey yangın uyarı sisteminin kapatılmasıdır. Öte yandan, HTS kayıtları üzerinden telefon trafiği incelenince sanıklar Kadir Özdemir, İrfan Acar ve Ahmet Demir arasında White Fox’a verilecek yangın raporu hakkında konuştuklarını anlıyoruz. Sanık İrfan bizce hiç oraya gitmeden raporu düzenledi. Fikir ve eylem birliği içinde hareket eden tüm sanıkların olası kasttan cezalandırılmasını talep ediyoruz."

'HALA BİZ SORUMLU DEĞİLİZ, DİYORLAR'

Yangında ölen Yiğit Gençbay'ın annesi Serpil Gençbay, duruşmada müşteki olarak ifade verdi. Oğlunu teşhis etmek için Adli Tıp'a gittiğinde yaşadığı o anları gözyaşları içinde anlatan Serpil Gençbay, “Oğlum 25 yaşında kısa süre önce mezuniyeti oldu. Arkadaşı ile TUS'a çalışıyordu birkaç günlüğüne oraya tatile gittiler. Televizyonda yangını öğrendik, ‘3 kişi öldü’ dediler. Telefonla aradık açmadılar. Gittiğimiz zaman bir sürü kişiyi siyah poşetlere dışında kızarmış tavuk resmi olan kamyona koymuşlar. Evlatlarını arayan insanları gördük. Doğru düzgün bilgi yok, hastanelerde yatanların isimleri yok. Bu otel bir süre önce denetlendi, eksiklikleri olduğunun söylendiğini oralarda olan insanlardan duydum. Öğleden önce oradaydık, biz saatlerce çocuğumuz öldü mü, diye öğrenemedik. Bunu bir düşünün. Bunları savunma yaparken de düşünseydiniz. Gece 03.00'de Adli Tıp'a gittim, o kapının açıldığı an filmlerde gördüğünüz gibi yavaş yavaş açılan. O anları düşünün. Biz bir kişi ölmedik, biz bin kişi öldük. Toplumda artık bu ahbap çavuş ilişkileri bitsin, diye mücadele ediyoruz. Dosyadaki bilgi ve belgelerde kimin yalan söylediği o kadar belli ki. Herkes kendisini, yakınını, aracını kurtarıyor. Hala biz sorumlu değiliz, diyorlar. Yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı, üyeleri ve yöneticiler kim varsa hepsinden şikayetçiyim. Kim varsa cezasını çeksin" dedi.

Gençbay'ın konuşması sırasında salonda bulunanlar da gözyaşlarını tutamadı.

‘BU YANGIN BİR KAZA DEĞİL’

Yiğit Gençbay ile birlikte yanan otele girerek tatilcileri kurtarmak isterken yaşamını yitiren Alp Mercan'ın babası Eray Mercan, oğlunun yangından kurtulmasına rağmen insan olmanın gereği olarak ateşin içine daldığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Genetiği gibi kahraman oldu. Benim oğlum ne yönetici ne otel çalışanı ne itfaiyeci ama o kurtarmak için otele girdi. Hayatında ilk defa kayak yapmaya geliyor. Odasını gördüm. İçeride bir tane is yok. Yönetim kurulu başkan vekili diyor ya camdan çıkamadık, tam karşısındaki oda. Benim oğlum çıktığı yere giriyor. Resepsiyon görevlisi dışarıya çıkıyor ve tutuksuz yargılanıyor. Bir babanın evladını morgdan alması ve yüzünü görememesi nasıl tarif edilebilir. Bu yangın bir kaza değil. Denetim elemanıyım ben. Otel sahibi 300 çalışanı olduğunu bir kişinin hatasıyla yangının çıktığını pişkince söylüyor. İnsan hata yapabilir önemli olan hatayı gidermektir. Resepsiyon görevlisi ‘İkinci kattaki odada sigara içiliyordu, duman dedektörü çalışmıyordu’ dedi. Çünkü kapatmışlar. Belgeler sümenaltı edilmiş, genel müdür, ‘Kağıt üzerinde genel müdürüm’ diyor. Yönetim kurulu üyeleri 'Biz bundan anlamayız, biz çocuk bakarız' diyor. Geçin bunları. İkisi de en iyi üniversiteleri okuyor ve yaptıkları işin farkındalar" dedi.

KARTALKAYA FACİASI

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi yaralanmıştı.

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 98 sayfalık iddianamede, otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in de "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.

Kaynak: Ajanslar-DHA-ANKA-AA