ABD Büyükelçisi’nin cehalet ya da kasıtlı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne Osmanlı modeli tavsiye etmesini eleştiren Anadol, Lozan’ın aleyhinde konuşanlar için de “Bir Türk vatandaşı olarak bunlardan utanıyorum” şeklinde konuştu. Söyleşi de mübadele dönemleri fotoğraflarından oluşturulan bir slayt gösterimi de yapıldı.

Foça’da bir süre önce kurulan Foça Mübadilleri ve Öncesi Birlik ve Beraberlik Derneği’nce düzenlenen “Lozan ve Mübadele” söyleşisi tarihi Beşkapılar Kalesi’nde gerçekleştirildi. Kemal Anadol ve kendisi de bir mübadil ailenin çocuğu olan dernek yönetim kurulu üyesi ve yerel tarih araştırmacısı Ruhi İyigün’ün konuşmacı olduğu söyleşide mübadillik kavramı, mübadele tarihçesi, mübadeleye tabi tutulan halkların çektiği sıkıntılar ve vatan özlemleri anlatılırken, 102.nci yıldönümünde Lozan Antlaşması üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan haksızlık ve saldırılara dikkat çekildi.

Konuşmacılar, mübadelenin ısrarla din temelli olarak yapılmasının Yunanistan’daki Müslüman Türkleri oradan atma amacı taşıdığını, mübadele öncesi bazı dönemlerde dedikodu çıkarılarak özellikle Batı Anadolu’da nüfusları artan Rum halkında Yunanistan’a kaçmalarına zemin hazırlandığına dikkat çektiler.

TANRI BİR DAHA HİÇ BİR TOPLUMA MÜBADELE GÖRMEYİ NASİB ETMESİN

Limnili bir mübadil ninenin “Biz Limni’de altın kaşıkla yemek yerdik. Buraya geldik tahta kaşığı bulamadık” sözlerinin varlığın yokluğa dönüşmesini en ağır şekilde anlattığını hatırlatan Ruhi İyigün insanların kaç yaşında olursa olsun illa ki doğduğu, vatan olarak bildiği toprakları, komşularını, arkadaşlarını aradığını söyledi. Konuşmasını; “Ne yaşayanlar unuttu ne de bugün bizler unuttuk. Tanrı hiçbir topluma bir daha mübadele görmeyi nasibetmesin” sözleriyle bitiren Ruhi İyigün; “Mübadil bir ailenin çocuğuyum. Ailem Limni Adası’ndan mübadele ile gelmiş. Foça’da uzun süredir yokluğunu hissettiğimiz, mübadillerin bir araya gelecek bir kuruluşu, toplantı yeri, mübadil kültürünü anlatacak, yaşatacak bir yeri yoktu. Bu derneği bu amaçla kurduk. Mübadillerin bir araya gelmesi, eski kültürlerini yaşatabilmesi, devam ettirebilmesi, eski anıları paylaşması ve tarihe tanıklık edebilmek, neler olmuş mübadelede, hangi zorluklarla yaşamış insanlar, yaşantıları nasıldı, günümüzde nasıl, bunları konuştuk ve bir dernek kurma kararı verdik. 6 kişi olarak yola çıktı, şu anda 600 kişiye yaklaşmaktayız. Bu akşam şanslı bir akşamımızdı. Çünkü yanımızda Kemal Anadol gibi bir tarih araştırmacısı vardı. Foça’da geçen ilk romanı Büyük Ayrılık ve 24 Temmuz Lozan Antlaşması ile ilgili çok güzel bilgiler verdi. Bilmediğimiz şeyleri söyledi. Duymadığımız konuları anlattı. Teşekkür ediyoruz” dedi.

Bodrum zabıta ekiplerinden çevreyi kirletenlere ceza
Bodrum zabıta ekiplerinden çevreyi kirletenlere ceza
İçeriği Görüntüle

BÜYÜKELÇİNİN SÖZLERİ YA CEHALET YA KASITTIR

Kemal Anadol; “Lozan’ın 102. Yıldönümünü kutluyoruz. Türkiye’nin tapusu olan bu antlaşma üzerine bu günlerde aleyhte bir takım söylentiler, dedikodular hatta demeçler görerek üzülüyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak utanıyorum. Tabii bunu başlatan Amerika’nın Ankara’ya atadığı ve Suriye Özel Temsilcisi olan büyükelçidir. Osmanlı modelini Türkiye’ye tavsiye etti. Cetvelle çizilen Sykes Picot antlaşmalarıyla, Lozan’ı bir tutma gafletinde bulundu. Ya cehaletinden bunu yaptı, ya da kasıtlı olarak yaptı. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Lozan’da, Lozan sonucunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Laik bir devlettir. Demokrasiyi yaşamaktadır. Bütün engellere rağmen, içinde bulunduğu demokratik sorunlara karşın, hala 102 senedir yaşıyorsa, bunu temellerinin sağlam oluşuna borçludur. Ne derlerse desinler Lozan’a atılan bütün çamurlar iftiradır ve inandırıcı olmaktan çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları Lozan’a sahip çıkmaktadırlar” dedi.

Söyleşi sonunda Dernek Başkanı Osman Mert konuşmacılara teşekkür ederek gün anısına belge takdim etti.

Kaynak: Bülten