Dünyada kişisel bakım ürünlerine olan talep hızla artarken, bu ürünlerin gerçekten gerekli olup olmadığı konusunda farklı görüşler ortaya çıkıyor.
ABD’li doktor ve sağlık yazarı Dr. James Hamblin, CNN sağlık yazarı Dr. Sanjay Gupta’nın podcast’ine konuk olarak deneyimini paylaştı. Hamblin, kişisel bakım ürünlerinin sağlıklı bir yaşam için ne kadar gerekli olduğu konusunda şüpheleri olduğunu belirterek, “Bir eczaneye gittiğinizde, ilaçların hemen yanında şampuan ve sabunlar görebilirsiniz. Peki, bunlar gerçekten ihtiyaç mı, yoksa sadece pazarlama ürünü mü?” sözleriyle dikkat çekti.
Kişisel bakım ürünlerinin hijyen ve sağlık açısından sanıldığı kadar önemli olmadığı görüşünü savunan Dr. Hamblin, bu düşüncesini test etmek amacıyla beş yıl boyunca duş almadan yaşamını sürdürdü. Deney süresince beklenildiği gibi kötü kokmadığını belirten Hamblin, gözlemlerini 2020’de yayımlanan Clean: The New Science of Skin adlı kitabında detaylandırdı.
Hamblin’e göre, cilt yüzeyinde doğal olarak bulunan yağlar ve mikroorganizmalar (deri mikrobiyomu), cilt sağlığı için kritik bir denge oluşturuyor. Günlük duş alma alışkanlığının bu doğal ekosistemi bozduğunu ifade eden doktor, su ve sabunun cildin koruyucu tabakasını geçici olarak değiştirdiğini söyledi.
HİJYEN ALGISI YENİDEN Mİ ŞEKİLLENİYOR?
Hamblin, sabunun yalnızca yağlı ve yapışkan kirleri temizlemekte etkili olduğunu, ancak su ve sürtünme yoluyla da birçok kirleticinin temizlenebileceğini belirtti. Toplumda iki günde bir duş almanın ‘normal’ olarak kabul edildiğini, ancak daha seyrek yıkanan kişilerin ‘pis’ ya da ‘bakımsız’ gibi yargılara maruz kaldığını dile getirdi.
Dr. Hamblin’in deneyimi, kişisel bakım alışkanlıklarına yönelik mevcut anlayışları sorgulatan bir tartışma başlattı. Uzmanların bir kısmı, duş almanın sadece hijyen açısından değil, psikolojik rahatlama ve sosyal normlara uyum sağlama açısından da önemli olduğunu savunurken, diğerleri kişisel bakım ürünlerinin gereğinden fazla tüketildiğini düşünüyor.