'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' saat 14.00’te dördüncü kez toplandı.
Toplantının açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Türkiye tarihi bir döneme girdi. Şehitlerimizi şükranla yad ediyoruz. Geldiğimiz bu sürecin hiçbir noktasında bir pazarlık olmamıştır ve olmayacaktır. Bunu şehit aileleri ve 86 milyon huzurunda söylüyorum. Barış olmasın diye gayret edenlerin de varlığı aşikardır. Bu süreci zehirlemeye kalkanların olacağı biliniyor. Bu konuda hiçbir eksik olmadan yolumuza devam etmemiz gerekiyor" dedi.
Kurtulmuş'un konuşmasının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş bir sunum gerçekleştirdi. Komisyon toplantısında, şehit aileleri, gaziler ve yakınları ile ilgili dernek ve vakıfların yöneticileri dinleniyor.
Komisyonda dinlenen Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Abdurrahman Yılmaz, "Silah bırakmanın yasal zemininin oluşturulması bir devlet politikası olarak önem arz etmektedir. Bugüne kadar ağır bedeller ödeyen şehit aileleri ve gazilerimizi rencide edecek tutumlardan uzak durulmalıdır. Bu hassas dönemde kimden gelirse gelsin hiçbir provokatif eyleme ve şımarıklığa müsamaha gösterilmemelidir. Mesela, yakın zamanda Mardin Dargeçit'te havai fişek kutlamaları... Bunu yapanlar yakalanarak işlem yapılmalıdır. Bugün yine bir 'Beyaz Toros'un yüce Meclis önünde yakılması... Bunlar provokatif eylemlerdir ve devletimiz önlem almalıdır" dedi.
KURTULMUŞ'TAN 'BEYAZ TOROS' YAKILMASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
Komisyona katılan diğer bazı temsilcilerin de sürece zarar vermek isteyenler olduğu yönündeki konuşmalarının ardından Numan Kurtulmuş, şu açıklamada bulundu:
"Sabahtan beri bazı spekülasyonlar yapıldığı, burada da dile getirildiği için Beyaz Toros'la bir iki bir şey söylemek istiyorum. Benim de Meclis binasına gelirken karşılaştığım bir tabloydu. İçişleri Bakanlığımızın yaptığı açıklama herhalde hepinizin önündedir. İçişleri Bakanlığımızın yaptığı ilk tahkikatta aracı yakan kişinin, hurda araçlardaki ÖTV indirimi ile ilgili yasa çıkmadığı için bu meseleden infial halinde olduğu ve bundan dolayı aracını yaktığı ifade ediliyor. Ayrıca daha önce de Mersin Adliyesi önünde de başka bir aracı yıllar önce yakmış. Bu şahsın psikolojik bir zorluğu olduğu anlaşılıyor. Ama nihayetinde devam eden bir tahkikat var. Bu tahkikatın devamının detaylı bir şekilde sürdürülmesinden sonra bu işin ne olup olmadığı bütünüyle ortaya çıkacaktır. Barışı konuştuğumuz, Türkiye'de artık terörün tamamen geride kalmasını temenni ettiğimiz, o dönemlere ilişkin hatırladığımız Beyaz Torosların sembolize ettiği faili meçhul cinayetlerin tamamıyla artık Türkiye'nin tarihinde kalmasını dilediğiniz bir sürecin içerisindeyiz. Böylesine sembolik konular üzerinden bir kısmı bilerek bir kısmı bilmeyerek spekülasyonları icat etmek isteyenler olur. Bu vesileyle hatırlattığınız için çok teşekkür ediyorum. Bu tür münferit olaylara karşı da son derece hassas olmamız ve Türkiye'nin bu konuya ilişkin yaklaşımlarındaki sıhhatli yaklaşımları engelleyecek bu tür davranışlara karşı dikkatli olmamız gerekir."
GÜRS: TERÖR ARTIK TAMAMEN ORTADAN KALKMALI
Türkiye Şehit Yakınları ve Gazilerle Dayanışma Vakfı Başkanı Bilge Gürs de "Terörsüz Türkiye" hedefinin herkesin ortak arzusu ve en büyük ideali olduğunu söyleyerek "Bu süreç sadece devletin değil, tüm toplumun ortak çabasıyla başarıya ulaşacaktır. Bu süreçte şehit ailelerimiz ve gazilerimizin desteği en güçlü teminatımızdır. Terör, ülkemizi bölmeye, devletimizi yıkmaya karşı verilen bir ihanet çalışması ise, şehadet de bu vatan, devlet, millet için feda edilen candır" dedi.
Türkiye düşmanı olanların terör destekçisi olduğunu belirten Gürs, "Teröristler, terörist faaliyetler bu ülkenin düşmanı olan ülkelerin maşası olanların eylemleridir. Eğer terör başarılı olacaksa, bu devlet bölünecek, ezanımız susacaksa, şehit kızı olmamızın, şehit eşi olmamızın, şehit annesi, babası olmamızın, gazi olmamızın ne anlamı var? Bu devlet güçlü oldukça, bu devlet sürdükçe, bu devlet birlik, beraberlik içerisinde var oldukça, o zaman benim şehit yakını olmamın, gazi olmamın anlamı var" dedi.
Gürs, terörsüz Türkiye'nin mümkün olduğuna değinerek şunları kaydetti:
"Terörsüz bir Türkiye öncelikle huzur ve güven demektir. Hiçbir çocuğun babasız, hiçbir annenin evlatsız kalmadığı bir gelecek demektir. İşte o zaman kardeşlik daha güçlü, milletimizin birliği daha sağlam olur. Yıllardır süren çatışmalar sadece canlara kastetmedi, bölge insanının kalkınma hayallerini çaldı. Artık mazlumların, çiftçilerin, esnafın umutları geri verilmelidir. Terör mücadelesi için ülkemiz ekonomisinden harcanan miktarlar yatırımlara dönseydi her köyde okul, her köyde fabrika olabilirdi. Artık yatırımlar sınır, bölge, etnik köken tanımamalı, herkesin refahı ulaşacağı bir kalkınma stratejisi izlenmelidir. Terörsüz bir ekonomi, üretimin ve yatırımın önündeki en büyük engelin kalkması demektir. Yatırımcı güvenle gelir, turizm gelişir, işsizlik azalır. Devletin kaynakları; terörle mücadeleye değil, üretime, eğitime, teknolojiye aktarılır. Milletimizin alın teri, yarınlarımızı büyütmek için harcanır. Kanla kazanılmış topraklarımızın bereketi bir daha çalınmamalıdır. Terörsüz kalkınmış bir Türkiye her şehrin, her köyün eşit şekilde gelişmesi demektir. Doğusu ile batısı arasında farkların kapanması, gençlerimizin kendi topraklarında iş ve aşk bulması Kalkınma sadece büyük şehirlerde değil, vatanımızın dört bir yanında hissedilir ve elbette terörsüz bir demokrasi, milletin iradesinin tam anlamıyla tecelli etmesi demektir. Korkunun, tehdidin, şiddetin gölgesinde değil; özgürce, eşitçe, adaletle işleyen bir demokrasi. İşte o zaman vatandaş kendini daha güçlü hisseder, devletine daha güvenle bakar."
Gürs, TBMM'ye seslenerek "Sahip olduğumuz bu tarihin fırsatı kaçırmayalım. Terör artık tamamen ortadan kalkmalı. Bu süreçte hızlı bir şekilde yol alınmalıdır. Bu süreçte elbette en hassas kesim olan şehit yakınları ve gaziler incitilmeden, hakları en özenli şekilde korunarak süreç yönetilmelidir. Şehit yakınları ve gazilere sözde değil, özde değerlendirmek gerekmektedir. Şehitlik, gazileri makamlarını istismar edenlere fırsat verilmemelidir. Bunu buraya yüksek sesle ifade etmek isterim ki şehitlik, gazilik makamların kimsenin rant kapısı değildir. Şehit yakınlarımız ve gazilerimize yaklaşırken hassas olmalıyız. Şehit yakınlarımız, gazilerimiz cam misali kırılmadan önce çok hassas, kırılırsa keskin olurlar. Karıncayı bile incitmem deme bileden incinleri karınca. Şehit yakınlarımıza, gazilerimize yaklaşırken bilemize, amamıza, hakatımıza dikkat etmeliyiz. Hiçbir şehit çocuğunun gözünün yaşını sildiniz mi? Sanmam. Çünkü içe akan göz yaşları silinmez, hissedilir." ifadelerini kullandı.
KOMİSYON ÇALIŞMALARINA YARIN DA DEVAM EDECEK
Komisyonun beşinci toplantısı ise yarın yapılacak. Sabah bölümünde Cumartesi Anneleri ile Barış Anneleri dinlenecek. Günün ikinci yarısında ise İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH), İnsan Hakları Derneği (İHD), Mazlum-Der ve Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı temsilcileri söz alacak.