AİHM'in, Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ikinci ihlal ve tahliye kararına ilişkin Türkiye’nin itiraz süresi 8 Ekim’de sona erecek.
AİHM’in, Demirtaş ile ilgili verdiği ikinci ihlal kararının kesinleşme tarihinden önce Demirtaş'ın avukatları dosyanın gittiği istinaf mahkemesine ilk tahliye başvurusunu yaptı.
DEM PARTİ'DEN AÇIKLAMA
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 17 Eylül 2025 tarihli oturumunda Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi'nin (AİHS) 5. maddesinin 1 ve 3. fıkraları ile 18. maddesinin ihlali niteliğinde olduğunun hatırlatıldığı belirtildi. Açıklamada, "Kobanî Davasında, başta Sayın Demirtaş olmak üzere Sayın Yüksekdağ ve diğer arkadaşlarımızla ilgili bugüne kadar verilmiş çok sayıda AİHM kararı dikkate alınarak ve en son AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli kararı gözetilerek Bakanlar Komitesi kararının gereği yerine getirilmeli ve arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani davası hükümlüleri için çağrıda bulunarak serbest bırakılmalarını talep etti.
İMAMOĞLU'NDAN DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ ÇAĞRISI
Başvurunun ardından Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da hasta tutuklular ile Selahattin Demirtaş ve Figden Yüksekdağ için çağrı yaptı. 'Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi' sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, ""Hiç hak etmedikleri halde cezaevinde bulunan Tayfun Kahraman, Mehmet Murat Çalık, Muhittin Böcek ve tüm hasta mahkumlar ve tutuklular da vicdan gereği tahliye edilmelidir. Aynı şekilde, hukuk ve yasalarımız gereğince AİHM ve AYM kararlarının uygulanmasını, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Can Atalay’ın tahliyelerini bekliyoruz" ifadeleri yer aldı.
DİYARBAKIR BAROSU: TALEBİMİZİ YİNELİYORUZ
Diyarbakır Barosu'ndan yapılan açıklamada ise şöyle denildi:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 8 Temmuz 2025 tarihli kararında, Sayın Selahattin Demirtaş'ın 2019 yılında yeniden tutuklanmasının hukuki temelden yoksun ve esasen siyasi saiklerle gerçekleştirildiği sonucuna varmıştır. Mahkeme, bu tutuklamanın Sayın Demirtaş'ın özgürlük ve güvenlik hakkı, makul sürede yargılanma hakkı ile tutukluluğun yargı denetimine tabi tutulması hakkını ihlal ettiğini belirtmiş, söz konusu uygulamanın demokratik kamuoyu tartışmasını ve seçilme hakkını engelleyen siyasi bir müdahale niteliği taşıdığını açıkça ifade etmiştir."
Baro açıklamasında, AİHM'in Türkiye'yi, Demirtaş'ın serbest bırakılması ve benzer nitelikteki uygulamalara son verilmesi yönünde yükümlülük altına soktuğuna, daha sonra değerlendirdiği başvurularda da önceki ihlal kararına rağmen benzer gerekçelerle sürdürülen tutuklamaların siyasi nitelik taşıdığına ve yargı bağımsızlığını zedelediğine dikkat çektiğine işaret edildi.
Açıklamada, "Kobani davasında yargılanan ve halen tutuklu bulunan diğer siyasetçilerin durumunu da doğrudan ilgilendirdiğinden dosya kapsamında tutuklu bulunan tüm siyasetçilerin tahliye edilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik, içerisinde bulunduğumuz toplumsal sürecin zorunlu bir adımı olarak görülmeli ve buna ilişkin yargısal kararların da süreci olumlu olumlu yönde geliştireceği göz ardı edilmemelidir" denildi.




