2014 yılında resmi olarak kurulduğunu duyuran IŞİD ile mücadele yerine tarihi türbenin yeri değiştirildi.
Erdoğan, 2015 yılının başında Süleyman Şah Türbesini korumak için “bu savaş nedenidir, IŞİD ile savaşmak için Suriye’ye giriyoruz” deseydi, geçen ay başlatılan Barış Pınarı harekatı gibi bir operasyon yapılsaydı, tüm dünya yanımızda olurdu. Son operasyonda tümü karşımızdaydı.
Ki Türkiye için Süleyman Şah Türbesinin korunması, uluslar arası arenada haklı bir gerekçeydi.
YARAMAZ ÇOCUKLAR DÖNEMİ
IŞİD terörü, sadece Suriye’de değil, Türkiye’de de can aldı.
Ankara Tren Garı, Suruç, Reyhanlı…
Mehmetçiği diri diri yakan terör örgütü ile mücadele “yaramaz çocuklar” seviyesinde kaldı.
Peki aynı anda IŞİD ile kim mücadele etti, YPG.
YPG güzellemesi değil bu yazılanlar.
Sadece son beş yılın arşiv taraması.
Türkiye, Süleyman Şah Türbesinin yerini değiştirdikten sonra IŞİD için saha daha tehlikesiz bir hale geldi. Kobani’ye girdi.
KOBANİ DÜŞMEDİ, SOYADI OLDU
7 Ekim 2015.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep'e yaptığı ziyarette İslahiye Çadırkent Konaklama Tesisleri'nde Suriyeli sığınmacılara bir konuşma yaptı. IŞİD saldırısı altındaki Kobani için dedi ki:
“Kobani düştü, düşecek”
Düşmedi.
Türkiye IŞİD saldırısı altındaki Kobani’ye destek vermedi.
Erdoğan o zaman da AB ve ABD’den “Suriyeli mülteciler için şu kadar milyar dolar para harcadık” demekle yetindi, para istedi.
Tam o sırada gerçek adı Ferhat Abdi Şahin veya kod adı ile Mazlum Şahin Cilo ortaya çıktı.
Kobani’yi savundu.
Kobani savunması sonrası Suriye Demokratik Güçlerinin komutanı oldu.
Asıl önemlisi soyadını aldı.
Mazlum Kobani oldu.
Mazlum Kobani’ye soyadını Erdoğan elleriyle verdi.
ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’yi aşağıladığı mektupta Kobani’yi övdü, Washington’a davet etti. AB ülkeleri YPG ve SDG’yi PKK’dan ayırdı. Kobani’yi IŞİD ile mücadele eden bir kahraman olarak gördü.
MAZLUM KOBANİ OLMAZDI
Erdoğan’ın ayrımcı yaklaşımı sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada etkisini gösterdi. Çözüm süreci devam etse, Erdoğan sınırdaki Kürtleri katletmek isteyen IŞİD ile mücadele etseydi bugün Mazlum Kobani olmazdı.
Esed veya Esad konuşamazdı.
ABD ve Rusya ile Türkiye anlaşma yapardı.
Mesele madem IŞİD ile mücadele, al sana iki önemli gerekçe.
Yok ama mesele IŞİD ile mücadele değil.
Barış Pınarı harekatı yerine Süleyman Şah Türbesi harekatı olsaydı böyle mi olurdu?
Olmazdı.
CUMHURBAŞKANI ADAYI ABDULLAH GÜL HATIRLATIR MI?
Gelelim, 2020’de siyasette bu nasıl kullanılacak?
2014 yılından beri siyasette olmayan isim Abdullah Gül.
Gül, çözüm sürecini başlatan isim.
Ali Babacan’ın kuracağı partide çözüm sürecinde aktif rol alan isimler olacak.
Peki, Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı sırasında Süleyman Şah Türbesi yaşanmasına izin vermezdim der mi?
Der.
Kobani’yi Erdoğan gibi yalnız bırakmazdım der mi?
Der.
Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi IŞİD terör, Süleyman Şah Türbesi üzerinden hatırlatır mı?
Hatırlatır,
Ahmet Davutoğlu ile arası kötü olan Abdullah Gül, IŞİD’liler için “yaramaz çocuklar” diyen Davutoğlu’nu da vuracak. Ama en çok Erdoğan’ı.
SİYASETTE KÜRT KARTI
Türkiye’de Kürt nüfusun en yoğun ilk dört il, sırasıyla İstanbul, İzmir, Mersin ve Antalya.
Diyarbakır beşinci sırada.
Bu illerden cumhurbaşkanlığı için çıkacak oy oranı, seçim sonucunu belirleyecek.
23 Haziran seçimleri bunun provasıydı.
Mazlum’a Kobani soyadını eliyle veren Erdoğan için belki de en önemli gündem maddesi, Külliye’de oğlu Bilal ile damadı Berat arasındaki iktidar savaşı.
Olabilir.
Ama seçim zamanı, yeni partiler bunu da koz olarak kullanacak.
Pelikancılar, o zaman bakın nasıl paytak paytak kaçacak.