CHP'nin, Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin onuncusu belediye başkanı tutuklanan Büyükçekmece'de düzenlendi. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün İBB'ye yönelik soruşturmada tutuklanmıştı.

Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, anket sonuçlarında AKP'nin oy oranının eridiğine dikkat çekerek, "2 Kasım Pazar günü karşımıza çık. Seni yüzde 29 oyla orada oturtmam" dedi.

"GÜÇSÜZLER"

Tutuklu Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu'nun mesajını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu.

İmamoğlu mesajında şunları söyledi:

"Sevgili Büyükçekmeceliler, benim iyi kalpli cesur komşularım, ülkemiz her gün yeni güne yeni bir hukuksuzlukla, yeni bir zulümle uyanıyor. Hukuka, demokrasiye, milli iradeye saldırıyorlar. Birliğimize, kardeşliğimize saldırıyorlar. Ekonomik krizler, ekonomik krizler karşısında aciz, afetler karşısında güçsüzler.

Ülkenin sorunlarını çözecek kadroları, enerjileri, hevesleri kalmamış. Ülkemizin etrafını yangın yerine çeviren sömürgeci zalimler karşısında sesleri bile çıkmıyor. Bütün güçlerini, enerjilerini muhalefeti yok etmek için seferber etmiş durumdalar. Tek bir projeleri var, o da koltuklarını korumak. Milletin önünde benimle mertçe yarışmaya cesaretleri olmadığı için yargı eliyle pehlivanlık yapıyorlar."

"İDDİANAMENİN HAZIRLANIP YARGILAMANIN BAŞLAMASINDAN KORKUYORLAR"

"Bunlarınki yalancı pehlivanlık. Aslında normal şartlarda seçim kazanamayacaklarını bilmenin korku ve telaşı içerisindeler. Beni ve arkadaşlarımı içeri attılar ama korkuları geçmek bilmiyor. İddianamenin hazırlanıp yargılamanın başlamasından bile korkuyorlar. Bu cümleyi tekrar ediyorum. İddianamenin hazırlanıp yargılamanın başlamasından bile korkuyorlar. Onun için yalanlarını, iftiralarını büyüttükçe büyütme, dava sürecini de uzattıkça uzatma çabası içerisindeler.

Bu amaçla attıkları her adım, onların acizliklerini daha fazla ortaya çıkartıyor. Büyükçekmece'nin 30 yıllık belediye başkanı, benim sevgili abim Hasan Akgün'ü suçlu ilan edebileceklerini, yalanlarla, iftiralarla vatandaşın ona sevgisini, saygısını azaltabileceklerini zannedecek kadar acizler."

"MİLLİ İRADE NEDİR UNUTTULAR"

“Bunlar; insanlık nedir, vicdan nedir, mertlik nedir unuttular. Bunlar; hukuk nedir, demokrasi nedir, milli irade nedir, unuttular. Ülkeyi kendi tapulu malları, devleti kendi aile şirketleri zannediyorlar. Milleti istedikleri gibi hizaya sokabileceklerini zannediyorlar. Hiçbir güç, bu aziz milleti kendi adaletsizliğine, kendi zulmüne ortak edemedi, edemeyecek. Biz, tek bir kişiye yapılan adaletsizliğin, hepimize yönelik bir tehdit olduğunu çok iyi bilen, haksızlıklara gönülden isyan eden bir milletiz. Bizim için vatan, üzerinde özgürlük, adalet ve huzurun hâkim olması için uğruna can vermeye hazır olduğumuz toprak demektir. Bizim için devlet, milletin adaleti sağlayan elidir. Devlet adaletini yitirirse, milletin kolu kanadı kırılır. Bizler; bu mücadeleyi adalete, yani vatanımıza, milletimize, devletimize sahip çıkmak için veriyoruz. Bizler; herkes için, her yerde adalet isteyenleriz. Bir şahsın, bir grubun, bir partinin değil, milletin iktidarı için yola koyulduk ve mutlaka başaracağız. Bir avuç insan kaybedecek, 86 milyonun kardeşliği kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.

"EYLEM YAPIYORUZ"

İmamoğlu'nun mesajının okunmasının ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıktı. Özel konuşmasında şunları söyledi:

"Diyorlar ki yazın ortasında, yazın ortasında İstanbul'da miting mi olur? Büyükçekmece'de miting mi olur? Öğrenciler yokken, okullar kapalıyken, millet memleketteyken miting mi olur? Normalde miting olmaz ama miting yapmıyoruz ki, eylem yapıyoruz biz burada, eylem yapıyoruz.

Burada 19 Mart'tan sonra korkuyu evde bırakanlar, 19 Mart darbesine karşı direnenler, itiraz edenler, seçtikleri belediye başkanına sahip çıkanlar ve bu meydanda korkmayanlar, yılmayanlar, biz çökmeyenler var."

"PARTİM İÇİN ÇALIŞIRIM"

"Bugün buraya Silivri'den geldim. Silivri'de Hasan Akgün Başkan'ımızı ziyaret ettim. Biraz önce onun adına kıymetli eşine, değerli torununa sarıldım, selamlar getirdim. Hasan Akgün burada, Büyükçekmece'de tam 7 kez seçime girdi, 7 kez seçildi. Hasan Akgün ANAP'tan seçildi. Hasan Akgün Cumhuriyet Halk Partisi'nde Baykal aday gösterdi seçildi. Kemal Bey aday gösterdi seçildi. Biz aday gösterdik seçildi. 31 yıldır belediye başkanı olarak, 50 yıldır belediyeci olarak, çocuk yaşından beri buralara hizmet etti.

Bugün de konuştuk, gülüştük. Biz bu dönem Ekrem Başkan'la birlikte Hasan Abi dedik, 30 yıl yaptı. Değişim diyoruz. Bir genç arkadaşa görevi versin. Hasan Başkan'a bir görev tanımlayalım. Belediye başkanlarının abisi olarak, genel koordinatörü olarak, onlara katkı sağlasın, onlara tecrübelerini aktarsın. Allah var, Hasan Başkan da olmaz demedi. Yani biz Hasan Başkan'dan vazgeçtik Büyükçekmece için. Hasan Başkan kendinden vazgeçti. 'Bunca yıl yaptım, nasıl derseniz öyle yapalım. Nerede derseniz partim için çalışırım' dedi. Ama anketi bir yaptık ki, Hasan Başkan'dan kim vazgeçmedi? Siz vazgeçmediniz, Büyükçekmeceliler vazgeçmedi. Memnuniyet yüzde 65. Altı sefer seçilmiş, en az iki kişiden birinin oyunu almış. Kimi koyduysak ankete Büyükçekmeceliler Hasan Akgün dedi, başka bir şey demedi. Özal'ın adayı, Ecevit'in başkanı, Baykal'ın adayı, Kemal Bey'in adayı, bizim adayımız ama sizin göz bebeğiniz. Siz bırakmıyorsunuz."

"SUÇU BU İSE HELAL OLSUN HASAN BAŞKAN'A"

"Gece gündüz çalışan ve bir an durmayan başkan geçen sene Mart'ta 30 yılı tamamlayınca 'yeter' demiş. 30 yıl boyunca çoğu, tamamı neredeyse muhalefetteki hizmetlerinde Erdoğan İBB Başkanıyken, kendi grubunun başkanıyken başlayarak çalışmış, defalarca denetlenmiş. 30 yıl boyunca buraya binlerce müfettiş gelmiş, incelemiş, hiçbir kusur bulmamış. Şimdi bu sene, bir yıl içinde 7. döneminde güya gelmişler, Hasan Başkan'da kusur bulacaklar, kara çalacaklar.

Bakın, buldukları kusuru ben söyleyeyim, Türkiye duysun. Bu ilçenin tanınmış müteahhitlerinden bir tanesi inşaat yaparken yapması gereken fore kazıkları çakmamış. Vatandaşın biri de bunu CİMER'e şikayet etmiş. CİMER almış, buraya yollamış. Hasan Başkan gitmiş baktırmış, kazıkları çakmamış, inşaatı mühürlemiş. Müteahhit mahkemeye gitmiş, mahkeme Hasan Başkan'ı haklı görmüş. Bu süreçte ona buna iftira at kampanyasında bu müteahhiti götürmüşler, 'Hasan Başkan aleyhine rüşvet istedi, vermedim diye inşaatımı mühürledi' diyor.

Buradan, buradan savcıya, başsavcıya sesleniyorum. Dedim ya, sert kayaya çarptınız diye. Şimdi yaz iddianameyi, göreyim bakalım bu müteahhitin söylediğini. CİMER'e şikayet var, yollayan CİMER. Mühürlüyor, mahkemeye başvuruyor, Hasan Başkan'ı haklı gören mahkeme ama siz iftiracı üzerinden bunu getirip ifade verdirtiyorsunuz.

İkinci bir husus. Yine bir başka müteahhit. Bir başka müteahhit. Bir AVM var, emsal artışı istiyor. AVM olacak ama bu emsal artışından da müteahhit yararlanacak. Hasan Başkan diyor ki, 'Bunu veririm ama 45 derslikli kız meslek lisesi yaparsın'. Kabul ediyor, resmi protokol yapıyorlar. 45 derslikli kız meslek lisesi karşılığı AVM'ye emsal veriliyor. Savcı bunun adına rüşvet diyor.

Ey savcı, eğer bu İstanbul'da ne AVM'ler diktiniz, ne gökdelenler diktiniz, Tayyip Erdoğan diyor ya, 'Bu şehre ihanet ettik. Ben dahil ihanet ettik'. Geldiklerinde 4 gökdelen vardı, şimdi 257 tane. O artışlardan, o artışlardan ayakkabı kutuları doldu, çikolata kutuları doldu, elbise askıları doldu, 'Babacığım, sıfırladım' dedi, o da oldu. Hasan Akgün cebine 1 lira koymamış, 45 derslikli kız meslek lisesi yaptırmış. Eğer suçu bu ise helal olsun Hasan Başkan'a."

"SOYLU GÖKÇEK'İN DOSYLARINA EL KOYDU"

"O emsal artışlarıyla kimler neleri cebine koyuyor, dolarları nerelere istifliyor, neler yapıyor bütün İstanbul biliyor. En iyi de AK Partililer biliyor. 'Biz bu partiyi Erdemliler Hareketi diye kurduk. Sonra emsalciler hareketine döndü' diyorlar. Emsalciler, size söylüyorum. Bizde leke yok. Kirli ellerinizi çekin başkanımızın üzerinden.

Bir başka müteahhite şikayet yaptırmışlar, 'Bana kreş yaptırdı' Bir başkasına şikayet yaptırmışlar, 'Bana hasta bakım evi yaptırdı' Bunu şuradan söylüyorum, şuradan söylüyorum. Ankara Büyükşehir'de 97 yolsuzluk dosyasına savcıdan önce Süleyman Soylu el koydu. Birini bile açmıyorlar. Her birisi Melih Gökçek'in haksız emsal artışları karşısında aldıkları."

"SENİ YÜZDE 29'LA ORADA OTURTMAM"

Bugün çıkan anketlerde kararsızlar dağıtılmadan Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 30'un altında. Cumhuriyet Halk Partisi kararsızlar dağıtılınca 6-7 puan ileride. Cumhuriyet Halk Partisi, çok partili dönemde 1977'deki 41,5'luk puana en yakın durumda yüzde 40'ın üstünde.

Şimdi Erdoğan'a sesleniyorum, 'Benim adayım belli. Sandığı istiyoruz. Oyumuz belli, oyun belli. 2 Kasım, 2 Kasım Pazar günü çık karşımıza, getir sandığı. Seni yüzde 29'la orada oturtmam. Yüzde 29'la orada oturamazsın. Milletten kaçamazsın. Cesaretin varsa hodri meydan. Getir sandığı'.

"EKREM BAŞKANIN BİR VESİKALIĞINA YENİLECEKSİN"

Ekrem Başkan'ın afişleri yasak, sesi yasak, korkuyorlar. Ama, ama Erdoğan'a sesleniyorum, 'İster afişi yasakla, ister sesini yasakla, ister zindanda tut, sandığı getir, Ekrem Başkan'ın bir vesikalığına yenileceksin, bir vesikalığına."

"İNSANDA UTANMA OLUR"

Diyorlar ki buradakiler, diyor ki ‘Erdoğan istifa, Tayyip istifa.’ Nasıl demesin? Nasıl demesin? Son 10 yılın en yüksek işsizliği yüzde 33’le şu anda son 10 yılın en yüksek işsizliğindeyiz. Genç işsizliği yüzde 37. Kadın işsizliği yüzde 40. Ve çiftçi yaşı 30’dan çıkmış 58’e. 20 yılda 500 bin çiftçi artacağına, 20 milyon nüfus artarken, aksine 500 bin de azalmış. 1 milyon çiftçi kayıp. Dünya gıda enflasyondan şikayet ediyor, Avrupa ortalaması yüzde 3, Türkiye’deki gıda enflasyonu yüzde 33. Avrupa’daki 29 ülkenin en fakiriyiz, en yoksuluyuz. Ve öyle bir iktidarla karşı karşıyayız ki; verdiği hiçbir sözü tutmayan, emekliye, asgari ücretliye dokunmayan, ama Ekrem Başkan’dan korkusuna 60 milyar doları harcayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu şehre biz aday olarak Ekrem Başkan’ı gösterdik, onlar güvendikleri bakanları, Murat Kurum’u gösterdiler. O Murat Kurum geçtiğimiz günlerde çıkmış, deprem konutlarını teslim ediyor, hava yapıyor. ‘Dediler ki’ diyor ‘Konutları yapamazsınız. Bakın 250 bin konutu teslim ettik.’ Gerçekten insanda birazcık utanma olur, arlanma olur. Senin Genel Başkan’ın Erdoğan, depremden hemen sonra seçime giderken, o isterken dedi ki ‘650 bin konut yapacağız, konutları bir yıl bitmeden teslim edeceğiz.’ Üstünden tam 2.5 yıl geçmiş, ‘Bir yılda bütün konutları vereceğiz’ diyen 2.5 yılda yüzde 38’ini vermiş. Bir de utanmadan böbürleniyorlar. Erdoğan, oy almak için depremzedeyi kandırmıştın. Murat Kurum, konutların yüzde 38’ini yapmakla övünmektedir.

"TALEBİMİZ 30 BİN 205 LİRA"

Bu milletin düşmanı bu yalancı iktidardır, gerçek dostları buradayız, bizleriz, burada olacağız. AK Parti iktidara ilk geldiğinde, teslim aldığı Türkiye’de en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alırdı, bugün 2 çeyrek altın. Geldiklerinde asgari ücret 7 çeyrek altın alırdı, bugün ancak 3 çeyrek altın alıyor. Ve bu son seçimden önce ‘Gerekirse asgari ücrete yılda dört zam’ diyenler, seçimden sonra geçen sene bir kez bile asgari ücrete zam yapmadılar. 17 bin 2 lirada bir sene asgari ücretliyi beklettiler. Bursa mitingimizden beri meydan meydan gezerek, hem asgari ücrete enflasyon farkını, hem de asgari ücretlilerin hak ettiği refah payını istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretle ilgili beklentimiz, talebimiz 30 bin 205 liradır. Ve bu ara zammı bir büyük mücadeleyle ya alacağız, ya bu milletin o zammı vermeyenleri yolladığını en kısa zamanda göreceğiz. Şimdi bütün asgari ücretliler ve bütün emekliler için buradan Büyükçekmece’den bütün Türkiye’ye seslenelim. Ara zam hakkımız, söke söke alırız. Bu yüzden işte, evinizde televizyon karşısında, rahat balkonunuzda, şezlongda ya da bu güzelim Büyükçekmece’nin sahil kenarında, kordonda oturmak varken; yazın bu sıcağında ayakta burada gelip de hem seçtiklerine, hem emeklisine, asgari ücretlisine, alın terine sahip çıkanlar gerçek halkçılardır, vatanseverlerdir. İyi ki varsınız. Bu millet bakan evlatlarını da görüyor, kendi için dertlenen vatan evlatlarını da görüyor. Vatan evlatlarını da. Tutmuş bu şartlar altında Erdoğan bana diyor ki, ‘Efendim Ekrem’i bırak, başkanları bırak, Ankara’ya gel partinde otur.’ Hatta diyor ki ‘Bugüne kadar onlara sahip çıktığın için gel, etkin pişmanlıktan yararlan’ diyor bana. Bir sözüm Tayyip Erdoğan’a. Ben etkin pişmanlık falan bilmem. Ama bu millet seni gördü, gerçek yüzünü gördü. Son pişmanlığın fayda etmeyecek. Bu millet seni gönderecek.”

“KEFİL OLDUKLARININ DURUMU ORTADA”

“Kimin arkasında durduğunu bileceksin. Geçmişi hatırlayalım. Çok kudretli bir başsavcı vardı, Zekeriya Öz. Erdoğan ona kefildi, onun yerine davanın savcısıydı. Altına zırhlı araçlar çekerdi. Özel konutlar verirdi. Ama ne oldu? O günlerde o Zekeriya Öz’cüydü, Özgür Özel yine Silivri’de, yine Ergenekon’da, Balyoz'da, askeri casuslukta, cümle kumpasta vatanseverlere kefil oluyordu. Şimdi Erdoğan gözümün içine bak, o gün sen Zekeriya Öz’e kefildin, ben Mehmet Haberal’a. Sen Zekeriya Öz’e kefildin, ben Mustafa Balbay’a. Sen Zekeriya Öz’e kefildin, ben İlker Başbuğ’a. Sen Zekeriya Öz’e kefildin, ben bu ülkenin namuslu, onurlu askerlerine, komutanlarına. Seninki 15 Temmuz’da sıçan gibi kaçtı, benimkilerin alnı açık, başı dik dolaşıyorlar. Benimkiler onurlarıyla, gururlarıyla, İlker Başbuğ alnı açık başı dik geziyor. Senin kefil olduklarının durumu ortada. Bugün de onurla, gururla Ekrem Başkan’a kefilim ben. Göreceğiz senin kefil olduğunu da. Göreceğiz. Burada bir çağrı: Eğer kefaletine güveniyorsan, iddialara güveniyorsan, benim kadar cesaretin varsa gel bu hafta Meclis’te iki maddelik kanun yapalım. İsteyenin mahkemesini televizyondan yayınlayalım. Millet iftiraları da dinlesin, cevaplarını da dinlesin. Hodri meydan. TRT’de her gün namusuzumuza, şerefimize, haysiyetimize dil uzatanlara çağrı yapıyorum. Ey TRT, cesaretin varsa yayınla bakalım duruşmaları. İftirayı da görsün millet, gerçekleri de duysun.”

“12 YILDIR YENİ UÇAK YOK”

“Bir yandan yukarıda Rusya-Ukrayna savaşı, aşağıda Filistinlilere soykırım yapan İsrail’in zulmü, istikrarsız Suriye ve en nihayetinde uluslararası hukuku hiçe sayarak, gelip İran’ı hiçbir Birleşmiş Milletler kararı olmadan bombalayıp giden Trump. O Trump bugün ‘İran’ı bombala’ diye şarkılar, klipler yapıp, yayınlıyor. Bir yandan da Erdoğan Trump ile fotoğrafını yayınlayıp övünüyor, seviniyor. ‘Gazze güzelmiş, buralara oteller, kumarhaneler yapacağım, Filistinlileri süreceğim’ diyen Trump’a, İran’ı vuran Trump’a, İsrail’i şımartan Trump’a bir kelime söylemeyen Erdoğan da ortadayken Trump’ı da kınıyorum, Erdoğan’ı da kınıyorum. Ben bu gece mitinglerinden asla vazgeçmem. Bu gece sizinle birlikte olmak için geldik ama yarın sabah 08.00’de Brüksel’de toplantıda olacağım. Gece 03.00’de uçağa binip gideceğim. Brüksel’de Avrupa Birliği Konseyi’nin Liderler Toplantısı’na, hazırlık toplantısına Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin sol, sosyal demokrat partilerinin çatı örgütüne, İsveç’in önceki Başbakanı’nın başkanlığında, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile Alman Şansölye Yardımcısı Lars Klingbeil ile ve tüm Avrupa’nın sosyal demokrat liderleriyle; içlerinde devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar bir araya geleceğiz. Türkiye’nin hakkına ve menfaatine olan ne varsa konuşacağız, anlatacağız. Maalesef Türkiye son 23 yılda envanterine sadece 30 tane uçak ilave edebildi. Son 12 yıldır tek bir uçak yok. F35’in parasını verdik, programdan atıldık. S400 yüzünden bu başımıza geldi. Ama S400’ü aldık, kullanamıyoruz. Tepemizde füzeler uçuyor. Hangarda tutuyoruz. Böyle günde bile kuramıyoruz. F16’lara modernizasyon; ona bile izin vermiyorlar. Yunanistan’ın F16’sı modernize olmuş. Bizimki onu göremiyor, o bizi görüyor. Yunanistan’da F35 var, İsrail’de F35 var. Durumumuz envanter olarak kötü. Bunların giderilmesi lazım. Eurofighter’in Türkiye’ye verilmesi lazım. Her gittiğim toplantıda hem bunu söylüyorum, hem Avrupa Birliği’ne tam üyelikle ilgili kararlılığımızı ifade ediyor, onların desteklerini imza altına alıyorum. Buradan bütün gençlere sesleniyorum: Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında hızla Avrupa Birliği’ne tam üye olacağız. Hem yasaksız Türkiye, hem vizesiz Avrupa’yı biz sağlayacağız. Söz veriyoruz gençlere.”

“MÜCADELE EDEREK KAZANACAĞIZ”

“Değerli ilçe başkanım, belediye başkanvekilim, il başkanım buradalar. Hepinize teşekkür ederim ki onların huzurunda imza kampanyasında büyük bir emek verdiniz. 20 milyonuncu imzayı topladık, geri saymaya devam ediyoruz. Buradan bir müjdeyi sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye’deki en önemli sorun; sandık güvenliği. Seçimler yaklaşırken, hep sorulur: Sandıklar tamam mı? Buradan, Büyükçekmece’den Türkiye’ye duyuruyorum. Tüm sandık görevlileri tamam. Şimdiden tamam. Biz hazırız, sandığı bekliyoruz. 180 binin üzerindeki sandık görevlimizle, 50 bin mahalle temsilcimizle birlikte, 230 bin kişi yarın öğlenden itibaren tüm Türkiye’de kendi sorumluluk alanlarında… Ne demek sandık görevlisi? 350 kişinin, 300 kişinin oy kullanacağı o sandıkta listeyi eline alacak. İmza atanı, atmayanı tespit edecek. Atmak isteyenin imzasını alıp getirecek. Seçime kadar AK Partili-MHP’li olsun sandığındaki herkesin ismini öğrenecek. Seçim günü kapıdan girene ismiyle hitap edecek. Böyle bir döneme başlıyoruz. Söz vermiştik, durmak yok. Çok çalışacağız. Asla ve asla durmayacağız. Nasıl Ekrem İmamoğlu, 2012’de bize ‘Durmak, uyumak yok’ deyip Beylikdüzü’nü, İstanbul’u aldıysa; nasıl Manisa’yı yüzde 6 ile başlayıp, yüzde 60 ile kazandıysak; Türkiye’yi de çalışarak, mücadele ederek kazanacağız. Tüm sandık görevlilerime sesleniyorum: Listeleri alın, yarından itibaren 300 kişilik sandığınıza santim santim çalışın. Bir hafta, 10 gün sonra gittiğim şehirde sandık görevlisinin koluna gireceğim, kapıları birlikte çalacağız. ‘Bu görevli sana geldi mi?’ diye bizzat soracağım. Sandığını tanıyanı, çalışanı, ismini öğreneni alnından öpeceğim. ‘Sen gerçek bir Cumhuriyet Halk Partilisin’ diyeceğim.”

“ATATÜRK’ÜN PARTİSİNİ İKTİDARA GÖTÜRÜYORUZ”

“Değerli Büyükçekmeceliler; bu sıcak günde, bu zor günde, bu kasvetli günde bugün hep birlikte olduk. Bundan sonra bugün olduğu gibi çağrıldığınız her toplantıya gitmenizi, verilen her görevi yapmanızı, iradenize, ilçenize, şehrinize, ülkenize sahip çıkmanızı, bugünkü enerjiyle, bugünkü inançla bu büyük mücadeleyi sürdürmenizi bekliyorum. Var mıyız? Hazır mıyız? Hazır mıyız? Nereye gidiyoruz? Hep beraber el ele, omuz omuza, yılmadan ve durmadan Atatürk’ün partisini iktidara götürüyoruz. Var mıyız? Hazır mıyız? O zaman yürüyelim mi arkadaşlar? Yürüyelim arkadaşlar, haydi bakalım.”

"SİZLERE SİLİVRİ ZİNDANINDAN SESLENİYORUM"

Büyükçekmece İlçe Başkanı Halis Çiçekci Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün mesajını okudu.

Akgün, mesajında şu ifadeleri kullandı:

"Sevgili Büyükçekmece ailem, kıymetli vatandaşlarım. Her birinizin yüreğine hitap etmek istiyorum. Sizleri Silivri'deki demir parmaklıklar ardından yüreğimdeki sınırsız sevgi ve bağlılıkla selamlıyorum. Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyor, 40 yılı aşkın bir sürede sürdürdüğüm bu onurlu hizmet yolculuğunda sizlerle aynı yolu yürümüş olmanın gururunu her an, her şartta taşıyorum. Şundan emin olun. Kalbim her zamanki gibi aranızda, Büyükçekmece sokaklarında, çocukların gülüşünde, sahilin mavisinde, doğanın yeşilinde atıyor.

Cumhurbaşkanı adayımız, üç kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş Ekrem İmamoğlu'nun hukuksuzca tutuklanmasının ardından Cumhuriyet Halk Partili belediyeler üzerinde başlatılan baskıcı uygulamalar sonucu bugün sizlere Silivri zindanından sesleniyorum."

"40 YILDAN BERİ İLK KEZ SİZDEN UZAĞIM"

"40 yıldan beri ilk kez ailemden, Büyükçekmece ailemden ayrı kaldım. Kurban Bayramı'nda kucaklaşamadık. Ama bu karanlık günler geçecek. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emaneti Cumhuriyet! Onun çizdiği yolda ilerleyecek ve bu ülke er geç çağdaş medeniyet seviyesine ulaşacaktır. Bundan asla şüphem yok.

Bugün yaşadığımız bu hukuk, adalet ve insaf dışı uygulamalar, Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak anılacaktır. 11 belediye başkanının, başkan yardımcımız Rızacan Özdemir, Ömer Kazancı ve diğer arkadaşlarımızın zindanlarda ne işi var? Sizler, sizler bizleri özgür iradenizle seçmediniz mi?

Bu uygulamaların ne ülkeye, ne millete, ne de yerle bir olmuş ekonomiye bir faydası var. Ekmek bulamayan vatandaşa, umutsuz gence ne katkısı var? Bu çağ dışı tutumlar memleketimizi her geçen gün daha da karanlığa sürüklüyor. Unutmayınız ki gecenin en zifiri vaktinin hükmü şafak sökene kadardır. Ve o şafak çok yakındır.

32 yıldır sizlerin büyük desteğiyle sosyal belediyecilik bilinciyle insanların yaşamaktan zevk aldığı, medeni, kültür sanatla iç içe, sporla, eğitimle gelişen bir Büyükçekmece yarattık. Bu şehri hep birlikte sizlerle, halkımızın, hatta çoğu zaman muhalefette olmamıza rağmen el birliğiyle kurduk. Belediyemizin bütçesini halkımızın katkısıyla şekillendirdik. Yatırım projelerimize sizlerle birlikte karar verdik. Şehrimizin 2050 vizyon planını halkımızla birlikte hazırladık. Örnek bir belediyecilik anlayışıyla şeffaflığı rehber edinerek çalıştık."

"HER ZAMAN ALNIMIZ AÇIK"

"Diğer belediyelere senede bir müfettiş gitmezken, bizim belediyelerimize yılda en az 10-15 kez müfettiş gönderildi. Ama ama biz her zaman alnımız açık, başımız dik bir şekilde karşıladık. Çünkü biliyoruz ki hak yerini bulacak, bu zor günler geçecek ve biz yine hep birlikte daha büyük hizmetlere imza atacağız.

Ülkemizin geleceği için, hak, hukuk, adalet için çalışmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Allah şahidimdir ki yaşamım boyunca ülkem için, vatandaşlarımın mutluluğu için gece gündüz demeden var gücümle çalıştım. Kendimi Büyükçekmece'ye, vatandaşlarıma adadım.

Büyükçekmecemi, yurdumu, yurttaşları ile sevdim, sevmeye de devam edeceğim. 40 yıldır Büyükçekmece'de sizlere bir aile anlayışıyla hizmet etmenin onurunu ve mutluluğunu yaşadım, yaşıyorum. Hepinize minnettarım.

Deprem haritası güncellendi! İşte en riskli iller
Deprem haritası güncellendi! İşte en riskli iller
İçeriği Görüntüle

Bu yaz birlikte çok önemli hizmetleri gerçekleştirecektik. Ama bugün fiziken Silivri'de olsam da ruhum, gönlüm, bütün varlığımla sizin ve ekip arkadaşlarımın yanındayım.

Yaşamakta olan, yaklaşmakta olan büyük depreme karşı mega projemiz kentsel dönüşüm davamızın peşindeyim. Birinci önceliğimiz, hiçbir vatandaşımızın burnunun kanamayacağı, deprem dirençli bir Büyükçekmece inşa etmektir. Çok şükür ki 1999 depreminden ders çıkararak sizlerle birlikte şehir merkezimizde 50.000'den fazla riskli konutu yeniledik. Bu çalışmalar sayesinde kentsel dönüşümde şehir merkezimizin %70 başarı sağladık. Bu yaz da aynı kararlılıkla bu çalışmalar devam edecektir.

Şimdi, bugün neden Silivri'de olduğumu anlatmak istiyorum: Yıllarca şehir planlamasında yatay yapılaşmadan ödün vermediğim, planı deldirmediğim için. Şehri betona teslim etmeyip, kaçak yapılaşmaya karşı direndiğim için. Esenyurt'ta kişi başına 1 metrekare yeşil alan düşerken, Büyükçekmece'de bu alan oranı 120 metrekarenin üstüne çıktığı için. 2050 vizyon planını halkla birlikte yaptığım için. Türkiye'nin en büyük fuar ve kongre merkezini, dünya standartlarında TV kulesini, görkemli bir marina ve yat limanı şehrimize kazandırdığımız için. Türkiye'nin en büyük film platosunu buraya getirdiğim için. Kaymakamlık, Emniyet Müdürlüğü, 38'den fazla kreş okul, 28'den fazla cami ve cemevi yaparak halkın her kesimine dokunduğum için.

Kuzey Makedonya'daki kardeş şehrimiz Struga'da Mustafa Kemal Atatürk İlkokulu. Bulgaristan'daki kardeş şehrimiz Gorna'da bir cami yaptırdığım için. Şehri çağdaş kent estetiğiyle buluşturduğum, parkları, sokakları, caddeleriyle örnek bir kent yarattığım için. UNESCO ödüllü kültür ve sanat festivalleriyle Türkiye'ye örnek olduğum için. Spor kenti anlayışıyla 40'tan fazla spor kulübüyle her yaştan insanı spora teşvik ettiğim için.

Halkın malı, halkın malı sahilleri işgalcilere karşı koruduğum için. Sokaktaki can dostlarımızın her daim yanında olduğum için. Ve en önemlisi bu hizmetlerin çoğunu muhalefetteyken başardığım için. Ve siz Büyükçekmece'nin aydınlık halkı, beni tam yedi kez üst üste Belediye Başkanı seçtiğiniz için.

İşte bu hizmet anlayışı bazılarını rahatsız etti. Ama hiç kimse merak etmesin. Er ya da geç hak yerini bulacaktır. Alnım açık, başım dik. 1975 yılında belediyeciliğe başladığım ilk günden itibaren her platformda hesabını vermeye hazırım.

Ve ve son olarak, tüm halkımızı, son olarak tüm halkımızı dünyanın en iyi festivali unvanını 10 kez alan ve bu yıl 26'ncısı düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali'ne davet ediyorum. Sizleri sevgiyle, hasretle kucaklıyorum. Yaşasın halkın iradesi! Yaşasın demokrasi! Yaşasın Cumhuriyet!"

Kaynak: Haber Merkezi