CHP, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı 'Millet İradesi' mitinglerine devam ediyor. İstanbul mitinglerinin bu haftaki durağı Başakşehir oldu. Yüzbinlerce yurttaş Başakşehir'de mitingin yapılacağı alanda toplandı. Miting'de konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB dosyasındaki iddialar ve MASAK raporları için, "Oturdukları sofrada hep aynı menü var. Yalan, iftira... MASAK raporu o masanın peçeteleri olmuş. Ama o mutfakta pişenleri bu millet yemiyor. Midesi kaldırmıyor" değerlendirmesinde bulundu. Kanal İstanbul için de konuşan Özel, "İmamoğlu 19 Mart darbesinin siyasi hedefiydi. Kanal İstanbul bu darbenin mali hedefidir' dedi.
"ADALETSİZLİĞİNİZE TESLİM OLMAYACAĞIZ"
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, mitingde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mesajını okudu. İmamoğlu mesajında şunları söyledi:
"Yüreği demokrasi için atan yoldaşlarım. 19 Mart'tan bu yana meydanlardasınız. Bu buluşmalar benim için çok kıymetli. Adalet, haysiyet için ses veriyorsunuz. Bu meydanlar herkes için adil ve özgür ülke hayaline ses oluyor. Yargı eliyle yapılan kumpaslara gösterdiğiniz irade o kadar değerli ki... Birlikte direniyoruz. Hep birlikte ayağa kalktık çünkü biliyoruz ki adalet olmadan umut olmaz... Kıymetli İstanbullular hepimiz için beka meselesi olan deprem kendini hatırlattı. Ve ne yazık ki bu deprem meselesini insan odaklı değil rant odaklı gören iktidar aklıyla karşı karşıyayız. İstanbullular can derdindeyken bir avuç insan beton kanalı yeniden gündeme getirdi. Şehri depreme karşı dayanıklı hale getirmek isteyen arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. İstanbul'un suyunu riske atan şantiyeler kuruluyor. Mücadelemiz bambaşka. Depreme dayanıklı, çocuklarımıza güvenle emanet edeceğimiz bir İstanbul... Yapacağız... Sizin adaletsizliğinize asla teslim olmayacağız.
"YÜRÜYÜŞÜMÜZ ADALET YÜRÜYÜŞÜDÜR"
Sizin rant projelerinize İstanbul'umuzu kurban etmeyeceğiz. Beton kanala İstanbul'u teslim etmeyeceğiz. Hemşerilerim bilir ki ne hak yerim ne hak yediririm ne de hemşerilerimin hakkını yediririm. Yalana, talana ve kanala asla geçit vermeyeceğiz. Başakşehir'den yükselen bu ses tüm dünyaya ulaşıyor. Biz milyonlarız. Milyonların duası, kararlılığı karşısında hiç bir baskı, tuzak duramayacak. Bu büyük yürüyüş adalet yürüyüşümüzdür. Çocuklarımızın özgür yarınları içindir. Şehrimizi korumak içindir. Ne yaparlarsa yapsınlar hangi oyunları kurarlarsa kursunlar. Bu millet haklıdan yana saf tutmaktan vazgeçmeyecek. 86 milyonun gücüyle başaracağız."
"BAŞAKŞEHİR MİLLETİN KALESİDİR"
İmamoğlu'nun mesajından sonra kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıktı. Özel'in açıklamaları şöyle:
"Başakşehir'de kalabalık olmaz dediler. AKP'nin kalesi dediler. Artık Kadıköy de bizim Başakşehir de bizim. Yozgat da bizim Mersin de bizim. Hafta sonu gidiyoruz Konya da hepimizim. Başakşehir milletin kalesidir. CHP'nin kaleleri de millete feda olsun. AKP'nin kaleleri de bu güzel insanlarca feth olunsun. Bu insanlar yan yana olsun. Bunun için çalışıyoruz."
"MUSTAFA KEMAL'İN EMANETİNE DARBE YAPTILAR"
"19 Mart'ta yapılanlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti sandığa, milli iradeye yapılmış bir darbedir. Bu darbeyi kılıfına uydurmak için bir kumpas dosyası hazırladılar. İlk dalgada işi gizli tanıklara dayandırdılar. Öyle ya geçmişte İstanbul'da kentin rantını kendi siyasetlerine sermaye edenler... Kent suçlarından finanse edenler... İstanbul'u vaktiyle 'Bu şehre ihanet ettik' diye itiraf edenler bir başsavcıya 'git bak elinle koymuş gibi bulacaksın' dediği iftira dosyası teslim ettiler. Gizli tanıklarıyla bir çok iftira, yalanla dolu bir dosya hazırladı. Ancak o gizli tanıklar söylediği sözleri iddiaları somut delil desteklemeyince 3 ay anlattıkları MASAK raporu ki yokmuş bir peçete torbası gibi dökülünce kendi yandaş müteahhitlerinden iftiracı yaratmaya çalıştılar. Onların da ne somut bir delili ne gördüm demeleri ne benden biri istedi demeleri mümkün değildi. Savcının işine gelecek bir şey söyleyemediler. En sonunda çare içeride tuttukları arkadaşlarımıza tehdit etmek şantaj yapmak onları birbirine karşı yalancı şahit noktasına getirmek gibi bir kötülüğe yeltendiler. İçerideki kadınlara avukatı olmadan doktora götürüyoruz diye savcı ile bir odaya sokup 'dediğim gibi ifade ver çocuğuna kavuş yoksa 10 yıl evladını göremezsin' dediler. Uzaktan bağlantıyla bağlanıp '4 dakikan kaldı dediğim gibi ifade vermezsen beni de unut evladını da unut' dedi. Bu şartlarda itirafçı, etkin pişmanlıktan yararlanacak insanların peşine düştüler. Ama onurlu gururlu arkadaşlarımız karşısında avuçlarını yaladılar. "
"ŞİMDİ DE 3 HAYVAN BULMUŞLAR"
İlk dalgada ellerinde meşe, ladin ve çınar adında 3 odun vardı. Bu odunların yalanları milletin vicdanından dönünce 2. dalgaya kalkıştılar. Bunda da şahin, doğan, kartal diye 3 hayvan bulmuşlar. Bu sefer öyle bir hale düştüler ki dosya tel tel döküldü. Attıkları yalan kimsede karşılık bulmadı. Ekrem başkanımızın özel kalemini 10 yaşındaki evladı evdeyken alıp getirdiler. Kendisine 'bu plakalı araba sizin mi?' diye soruyorlar. 'Benim' diyor. 'Bu araba 2021-22 yıllarında İpsala sınır kapısından çıkmış bu araba nereye gitti? Para mı kaçırdınız diyor?' Cevap, '2021-22'de araba ne yaptı bilmem ben arabayı 2. el olarak 2023'ün aralığında aldım' diyor Kadriye hanım. İSKİ daire başkanımız Erdoğan döneminde girmiş. Dememişiz ki AKP döneminde girmiş. Liyakatli biri diye terfi almış. Kanal İstanbul için kaçak yapılara karşı çıkınca Erdoğan'ın kendi göreve başlattığı İSKİ Genel Müdür Yardımcısı'na gözaltı yaptılar. İSKİ Genel Müdürü kendinden yasaya aykırı ruhsat isteyen birine ruhsat vermediği için, tehdit edildi 'kafana sıkacağım' denildi. Devlete başvuruldu koruma alındı. Tehditlerinden dolayı devletin korumaya aldığı İSKİ Genel Müdürümüzü saldırganın ifadesiyle gözaltına aldılar. Bakın herkes duysun. Trolün biri çıkıyor İmar A.Ş Genel Müdürü Onur Soytürk'e diyor ki 'kayınpederin senin adına Atina'ya 2024'te para götürdü' diyor Onur Soytürk'ün kayınpederi 2021'de vefat etmiş. Çocuğun kulağındaki küpeyi çıkartmaya çalışıp altın bulduk diyenler var. Çocuğun karton kumbarasından çıkan parayı rüşvet parası diye göstermeye çalışanlar var. İşte 2. dalga budur. Bunların ahlakı budur. CHP tüm arkadaşlarımızın ahlakına, onuruna kefildir. Hepsinin yanındayız. Arslan gibi arkalarındayız."
"SOFRALARINDA PİŞENİ MİLLETİN MİDESİ KALDIRMIYOR"
"Bunlar milletin sofrasından kalktılar Trump'ın sofrasına oturdular. 19 Mart darbesinin iradesini aldılar. 'Bizim çocuktur' diyor Trump. Aynı Kenan Evren'e dedikleri gibi. Trump Gazze'yi boşaltıp Las Vegas yapacağım diyor. Erdoğan susuyor. Güney Kıbrıs'a büyükelçi ata diyor bunlar atıyor. Filistin'i Kıbrıs'ı satıyorlar. Bunlar susuyor. Ama şunu bilsinler ki CHP'nin 3. Genel Başkanı Kıbrıs Barış Harekatı'nın Karaoğlanı Bülent Ecevit'in çizgisi neresiyse biz de oradayız. Bunlar 6. Filo gelince ona selam duranlardır. Bizler Filistin'de Filistin için savaşan 6. Filo'yu denize döken Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yoldaşlarıyız. Bir tarafta Kıbrıs işgal altındayken tüm dünyaya karşı dik duranlar bir tarafta Kıbrıs'ı satanlar var. Tek bir talebi var Trump'tan Türkiye'de iktidar elinden gidiyor. 'Yenemeyeceğim bir rakibim var. 4 kez yarıştık yendi yapmadığım çirkef kalmadı bir daha yendi Cumhurbaşkanı adayı olursa beni yenecek. Ona darbe yapacağım bana ses çıkartma Kıbrıs da senin olsun, Filistin'de' diyen Erdoğan var karşımızda."
Oturdukları sofrada hep aynı menü var. Yalan, iftira... MASAK raporu o masanın peçeteleri olmuş. Ama o mutfakta pişenleri bu millet yemiyor. Midesi kaldırmıyor.
"PERİŞAN OLDULAR"
"Önce 560 milyar yolsuzluk var dediler. İstanbul'un 6 yıllık bütçesi 497 milyar. 560 milyar 6 yıllık bütçeden fazla. Zaten bütçenin yüzde 70'i personel maaşı. 6 yıl hiç personel maaşı ödemesen, hiç çöp toplamasan, hiç hizmet yapmasan bütün para 497 milyar... Bu diyor ki 560 milyarlık yolsuzluk var. Bunu söyleyince önce konuşup sonra susuyorlar. Diyorlar ki, 'İBB'den bir şirket bin 200 telefon alıp delegelere dağıttı' bin 200 değil 1 tane ispat et... Edemiyorlar geri vites yapıyorlar. Kameralarda valiz var diyorlar ki, 'İçinde para var' açıyoruz valizleri içinde Kadir Topbaş'tan kalma jammerlar var. Bunu görünce jammer konuşuyorlar. Erdoğan konuşurken diyor ki 'jammer nedir diye söylesen onu bile bilmezler' diyor. Ama kendi grup toplantısından çıkarken korumaları valizle jammerleri çekip çekip götürüyorlar. Tayyip beyin grup toplantısından valizler çıkıyor. Bir günden bir güne o valizde para var demedik. Jammer neden var demedik. Ama öyle perişan oldular ki yalandan başka sarılacak bir şey bulamadılar. "
Bu meydanı dün bize kapatmaya kalkan, ışıklarını söndürmeye kalkan Ulaştırma Bakanı... Devlet demiryollarının treni geçti selamladı meydanı. Bu da sana kapak olsun.
"İLETİŞİM BAŞKANI AKP'Lİ VEKİLLERE MESAJ GÖNDERMİŞ"
"Bugün Cumhurbaşkanlığı'nın İletişim Başkanlığı, AKP'nin vekillerine televizyonlarda konuşacaklara not yollamış. 'İBB soruşmasında savcılığın iddialarını söyleyin. CHP'nin verdiği cevapları duymazdan gelin, cevap vermeyin, büyütmeyin' Not yazmış 'KKTC, Halil Falyalı konusunda konuya girmeyin. Konu açılırsa FETÖ ve yabancı istihbaratın oyunu olarak değerlendirin. CHP'nin Kıbrıs iddialarına cevap vermeyin' '1 Mayıs'ta Taksim'e gitmek isteyenlerin terör bağlantılı marjinal gruplar olduğunu söyleyin eskilerden soran olursa cevap vermeyin' Bu nedir biliyor musunuz? Bu şudur AKP ahlaki üstünlüğü kaybetmiş. Psikolojik üstünlüğü kaybetmiş kendi zihninde muhalefete düşmüş... CHP'den ve bu meydandan korkuyor ve vekillerine nasıl savunma yapacağını anlatıyor. Bizden korkun. Biz kazanacağız. "
"KANAL İSTANBUL BU DARBENİN MALİ HEDEFİ"
"İmamoğlu 19 Mart darbesinin siyasi hedefiydi. Bu darbenin bir de maddi hedefi var. Yıllardır bu ülkede ne var ney yoksa satıp savan bu iktidarın, kasada para kalmayınca güzelim Boğaz varken bir hançerle tarlaları, çevreyi katledecek olan Boğaz'ın Marmara Denizi'nin dengesini bozacak olan. Depreme karşı güvensiz bir ada yaratacak olan ekonomiye bir faydası olmayacak ama doğaya ihanet olacak olan rant projesi Kanal İstanbul bu darbenin mali hedefidir. Tayyip Erdoğan ilk kez 2011'de 2023'te bitmek Cumhuriyetin 100'üncü yılında hizmete girmek şartıyla bu projeyi açıkladı. 2021'e kadar bir şey yapamadı. 2021'de 6 yılda bitireceğiz diye ilk köprünün inşaatına başladı. İmamoğlu bu projeye geçit vermedi. İSKİ ile beraber karşısında en net tavrı aldı. İşte bu yüzden 19 Mart'ta gözaltına alınanlar ya da 2. dalgada gözaltına alınanlar bir yanda Cumhurbaşkanımızı hapse atarak kurtulmak isteyenler varken. Diğer yanda atayacakları kayyım eliyle sizin topraklarınızı ellerinizden alıp burayı peşkeş çekip Katarlılara lüks konutlar satarak bu kente ihanete niyet ettiler. Oysa seçimlerde Ekrem başkan ya kanal ya İstanbul demiş. Bana oy verirseniz o kanalı yaptırmayacağım demiş. Anketlerde destek görünce rakibi şu anki Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum 'gündemimizde değil' demişti. Ama seçimi kazanmasına yetmedi. Daha bugün yine söylemiş. Oysa darbeden 21 gün önce 27 Şubat günü kendisi, Ulaştırma Bakanı, Erdoğan ile birlikte helikoptere binip önlerine haritaları açıp Ulaştırma Bakanı anlatıyor. Şimdi Murat Kurum. Video orada sen de varsın. Utanmadan 'Gündemimiz değil' diye yalan atıyorsun. Yazıklar olsun sana da... Bunun için şunu söyleyelim. 19 Mart'tan hemen sonra harekete geçip ihaleler yapıp Sazlıdere Barajı'nı içme suyu olmaktan çıkartıp, İSKİ'nin yetkililerini gözaltına alıp operasyonu yapanlara şunu söylüyorum... 2020'de bir savcı hakkında meslektaşlarını dolandırmaktan hakimlere, savcılara Kanal İstanbul güzergahında arsa satmaktan işlem yapılmış ve meslekten atılmıştı. Bugün projeyi canlandırmak için olumsuz tavır takınan İSKİ'de çalışan yetkilileri gözaltına alan savcıya soruyorum her halde sana da arsa sattılar. Onun için mi yapıyorsun? Bu kanalın maliyeti 65 milyar dolar. Bu para ile 1.5 milyon sosyal konut yapılır. İstanbul depreme karşı dirençli hale gelebilir. 470 deprem toplanma alanının İstanbul'da 95 tanesine AVM yapan AKP iktidarıdır. 8 kere İmar Affı çıkartıp çürük binalara yapı izni veren Erdoğan'dır. 6 Şubat'taki depremde seçimlere 1 ay kala '1 yıl içinde herkese ev vereceğim' diyen... Bırakın 1 yılı 2 yılı... 2 yıl 4 ay sonra bunların yüzde 30'unu vermeyen 100 depremzededen 70'ini hala çadıra, konteynera mahkum eden Recep Tayyip Erdoğan'dır. "
"GETİR SANDIĞI İSTANBUL KARAR VERSİN"
"Ekrem başkan Erdoğan'a seslendi. 'Ya Kanal Ya İstanbul' dedi. Sandığı koy referandum yapalım dedi. Biz de sesleniyoruz. Koy sandığı İstanbullu karar versin.
Bu 19 Mart darbesi kara bir delik gibi 52 buçuk milyar dolar paramızı yuttu. Mehmet Şimşek topladığı paraları bugünler için topladığını itiraf etti. Oysa bu paranın TL karşılığı 2 trilyon lira... Bu parayı çiftçimize harcasaydık çiftçilerimizin borçlarını faizleriyle kapatmak için 1 trilyon yeter. Yani yarısı kurtarırdı. Emekliler için harcasaydık maaşlarını 30 bin lira yapabilirdik. Yine de bu lazım olan paranın 9 katı 1 gecede yakıldı. Atanmayan 1 milyon öğretmenin hepsini atayabilir 3 yıllık maaşlarını peşin yatırabilirdik. Anadolu'nun neresine gitsek hastanenin yeterli olmadığını söylüyorlar. 100 yere bin 600 yataklı hastane yapardık. Bu İmamoğlu'nun içerde tutuklamasının maliyetidir. "
"ERDOĞAN AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARTTI"
"Erdoğan dedi ki 'Daha kaç CHP'li Cumhurbaşkanlığı yolunda telef olacak' dedi. Diyor ki ben İmamoğlu'nu hapishaneye koydum diyor. Beni iyi dinle Erdoğan... Sen İmamoğlu'nu telef edemezsin. Bu millet İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanlığı makamına getirecek. Erdoğan sende hiç utanma kalmamış. Hayvan severler telef lafına da karşı çıkıyor. Telef demek hiç uğruna öldürmek demek. Bana diyor ki 'sen de telef olacak mısın?' Ne beni ne bir CHP'liyi sen telef edemezsin. "
"GEL TRT'DEN YAYINLAYALIM"
"19 Mart'ta şüphesiz bir darbe yapıldı ve milletimiz tarafından püskürtüldü. Yıllarca askeri vesayetten şikayet edenler bugün bir başka vesayet kurmak istemekte ama milletten destek bulamamaktırlar. Geçmişte Siirt'te şiir okuduğu için yasaklı olan Erdoğan. Bugün Siirt'in seçilmiş belediye başkanlarına kayyım atayacak kadar hayattan kopmuştur. Erdoğan tam 43 gün oldu. Ben buradayım meydandayım. Başakşehirlilerin ve senin gözünün içine bakıyorum. Ben Saraçhane'deyim. Samsun'da Yozgat'ta Mersin'deyim. Ben Şişli'de ve bugün Başakşehir'deyim. Utanacak bir şeyimiz yok. Sen neredesin salon adamı Erdoğan. Uçakta demiş ki 'olur olmaz yere bana meydan okuyor' demiş. Gel savcına güveniyorsan ben başkanıma güveniyorum soruları TRT'den yayınlayalım. Sizin sorularınızı da duysunlar Ekrem başkanın cevaplarını da. 31 yıllık diplomayı iptal ediyorsun bu millet diyor ki 'devletin verdiğine güvenemeyecek miyim?'
Ekrem başkan dedi ki '45 yıllık babamın şirketini aldılar, ekmeğimi aldılar, diplomamı aldılar, aile cüzdanım var korkarım ona da göz dikecekler' ben de dedim ki CHP Türkiye'nin en büyük ailesi seni bağrına basıyor. "