Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni Eğertutmaz Deresi kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti duruşmasına ikinci günde devam edildi. Sanıklar bugün de geniş güvenlik önlemi arasında Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.

Narin'in ağabeyi Baran Güran salona çağrıldı. Mahkeme Başkanı, Baran Güran’a tanıklık yapıp yapmak istemediğini sordu. Güran'ın yanıtı ise "İstiyorum" oldu.

Mahkeme Başkanı: Aile gizli toplantı yaptı mı?

Baran Güran: Gizli toplantı olsa evde mi yapardık. Bakan gibi misafirler geliyordu. Bunun için evi boşaltın diyorduk.

Mahkeme Başkanı: Peki, kadınlar kavgası var mı?  

Baran Güran: Orada değildim.  

Mahkeme Başkanı: Kadınların neden kavga ettiği konusunda bilgi sahibi misin? 

Baran Güran: Küçük bir melek söz konusu olduğu için gerginlik çoktu.

Mahkeme Başkanı: Bu olay ‘siz her şeyi biliyorsunuz, susuyorsunuz’ konusundan değil mi?  

Baran Güran: Bence değil, orada masum bir çocuk var.

Mahkeme Başkanı: Narin kaçırıldı veya öldürüldü diye bir şey duydun mu?

Baran: Olay günü bir araba geldiği söylendi bir araba gelmiş o gün biz kaçırılmış dedik.

NAHİT EREN'İN BARAN GÜRAN'A SÖYLEDİKLERİNDEN SONRA BABA ARİF GÜRAN FENALAŞTI

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Baran Güran'a, “Dün amca Salim Güran bana, ‘neyin peşindesin’ diye soruyor. Ben neyin peşindeyim… Biz Adli Tıp’ın önündeydik. Sana teşhis yaptıracaklardı. Ben o teşhise izin vermedim. Bir ağabey, Narin’in bu kokusunu bu halini görmesin istedim. Onu güzel kokusuyla hatırlasın istedim. Ama sen dışarıda bile o kokuyu aldın değil mi?” dedi. 

Eren'in sözlerinin ardından baba Arif Güran ağlayarak ve masaya vurarak ‘Beni öldürün, diye bağırdı ve salondan çıkarıldı. Aile bireyleri Nahit Eren'e tepki gösterdi. Nahit Eren ise tekrar söz alarak, "Duygusal ve manevi bir tepki olduğunu dileyerek özür diliyorum" dedi.

Nahit Eren yeniden Baran Güran'a soru somaya başladı. 

Nahit Eren: Biz Narin’in köyde defnedilmesini istemedik. Sen o zaman ne dedin?  

Baran Güran: 'Köy dışında bir yere defnedilmesini istemiyorum' dedim. 

Nahit Eren: Ben söyleyeyim mi ne dediğini?  'Bu konuda benim ve babam dışında başkası söz hakkı söyleyemez' dedin.  

Baran Güran: 7 saat adli tıpta beklettiniz, yaralı ağabey olarak babam karar versin dedim.

Nahit Eren: Kim öldürdüyse ceza alsın dedin. Ailem de olsa Nevzat da olsa ceza alsın dedin. Sen de bana bunun için vekalet verdin.

Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre, Sanık avukatları "Vekâlet ilişkisi gizlidir soru sorulamaz" diyerek itiraz etti. Mahkeme başkanı "Sanık avukatlarının itirazı doğru" dedi. Bunun üzerine Baran cevap vermedi.

Diyarbakır Barosu’ndan avukatlar, Baran Güran’a "Neden Narin'i 5 saattir aradığınızı söyledin?" diye sordu. Güran'ın yanıtı ise, "1 saattir kayıp desem, ilgilenmezler diye öyle dedim" oldu.

SORUYA YANIT VERMEDİ, 'AİLEM HAYATI BOYUNCA KARAKOLA GİTMEDİ' DEDİ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Avukatı, Baran Güran’a yanlış yönlendirme tutanaklarını sordu. Mahkeme Başkanı ise avukatın sorusunu "Çelişkileri plan dahilinde mi yaptınız?" diye açıkladı.

Baran Güran'ın ise soruya karşılık söylediği sözler şunlar oldu:

"Benim ailem hayatım boyunca karakol görmedi. Bunları neden kimse konuşmuyor?" 

BARAN GÜRAN: NEVZAT BAHTİYAR 50 CİNAYET İŞLEMİŞ GİBİ SOĞUKKANLI

Barolar Birliği'nden Baran Güran'a sorulan sorular şöyle:

Barolar Birliği: Babanla ve Nevzat arasında araç tartışması oldu mu?  

Baran Güran: Oldu, ben şahittim. Nevzat sesini yükselterek, 'Parayı vermiyorum' dedi. Sonra babam ona bağırınca Nevzat kekelemeye başladı, babam ona kızdı. Babamla kötü bir üslupla konuşuyordu, ben ona orada saldıracaktım.

Barolar Birliği: Sence Nevzat bu tartışma için bunu yapmış olabilir mi?  

Baran Güran: Yapabilir çünkü 50 cinayet işlemiş gibi soğukkanlı.

Mahkeme Başkanı: Nevzat soğukkanlı dedin, para vermiş dedin, o zaman neden şüphelenmedin?  

Baran Güran: Köy ortamı olduğu için şaşırmadım.  

Mahkeme Başkanı: Tamam, normal, gelip dini bakış açısıyla çocuk sevindirmek için para verebilir ama sen şimdi soğukkanlı dedin sana şimdi soruyorum. 

Baran Güran: Kendisi cinayet işledim diyor zaten.

Mahkeme Başkanı: Hayır demiyor, ortadan kaldırdım diyor.  

Enes Güran'ın avukatı: Salim Güran’ın böyle yeğenlerini dövme durumu var mı?

Baran Güran: Yok

Avukat: Enes annesi ve amcasını öyle görse ne yapardı Baran?  

Baran Güran: Kafasına sıkardı.  

Avukat: Narin’in ölümünü saklar mıydı? 

Baran Güran: Asla.  

Baran Güran yerine geçti. Baran Güran'ın ardından Narin'in kuzeni Osman Güran tanık olarak çağrıldı.

NARİN'İN KUZENİNE KIRMIZI TERLİK SORULDU

Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre, Mahkeme Başkanı Osman Güran'a olay gününü sordu.

Osman Güran: Ben sadece Enes ile o gün görüştüm. Patikadan yengem seslendi, Narin kayboldu diye. O gün öncesinde Enes’i görmedim. Ben şehir merkezinde kalıyorum. Enes ile kaybolduğunu anladığımız zaman görüştük. Sohbetimiz olmadı ama aynı ortamdaydık. 

Mahkeme Başkanı: Terlik konusunu açar mısın? 

Osman Güran: Arabada kırmızı terlik gördüm, bu kimin dedim, Baran’a fotoğrafını attım.  

Mahkeme Başkanı: Terliği ne zaman buldunuz?  

Osman Güran: Ya ertesi gün ya sonra…  

Savcı: ‘6 kez o yolu kullandım ama görmedim’ dedin mi?  

Osman Güran: Evet ama görmemiştim

Diyarbakır Barosu avukatı: Muhammet o terliği ne zaman bulduğunu söyledi?"  

Osman Güran: Yarım saat önce bulduğunu söylemişti. 

Avukat: Kimse Narin’e ait olabilir demiş miydi?  

Osman Güran: Olayın ilk günü Yüksel Güran, Narin’in üzerinde siyah kıyafet var dediği için kimsenin aklına gelmedi.

ARİF GÜRAN HASTANEYE KALDIRILDI

Duruşmada fenalaşan baba Arif Güran ambulansla hastaneye götürüldü.

Osman Güran'ın ardından tutuklu tanık Muhammet Kaya getirildi. Mahkeme Başkanı Kaya'ya "O gün neredeydin?" diye sordu. 

Muhammet Kaya: Sabah 8’de uyandım, davetiye dağıtıyordum. Kuzenime akşam haber geldi, Narin kaybolmuş diye. Köye geldik. Köyü aramaya başladım. Kuyulara baktım.  

Mahkeme Başkanı: Terliği bulduğun güne gelir misin?  

Muhammet Kaya: İkinci gün süt almaya gidiyordum. Es geçtim, yan tarafta çingenelerin çadırı vardı, onlarındır diye düşündüm. 

Mahkeme Başkanı: Terliğin üzerinden mi geçtin?  

Muhammet Kaya: Evet, yolun ortasındaydı.  

Mahkeme Başkanı: Peki, kimse görmeden neden sen gördün?  

Muhammet Kaya: Sana kimse o terliği oraya koy, jandarmayı ortaya çek diyen oldu mu?" 

Muhammet Kaya: Hayır. 

Mahkeme Başkanı: Peki, neden sen buldun? Hikmeti nedir? 

Muhammet Kaya: Ben geçtim, gördüm ama çingenelerin sandım, sonra ne olur olmaz, yengeme göstereyim dedim. Köye gittim, dayımın evinde bir kargaşa vardı. 

Muhammet Kaya: Yanımda sürekli birileri olduğu için terliği hatırlayamadım. Sonra Baran’ı aradım, fotoğrafını attım. İki dakika geçti, Baran aradı, çığlık sesleri oldu, 'Kim buldu?' dediler, 'Ben buldum' dedim. Salim Güran geldi, karakola gittim.  

Mahkeme Başkanı: Terliğin Narin’in terliği olmadığını nasıl anladınız? 

Muhammet Kaya: Komutan, 'Hiç mi fark etmediniz? 8 yaşında kız 25 numara terlik mi giyer?' dedi.

DARP İDDİASI

Muhammet Kaya: Beni 9 saat, 20 tane istihbarattan kişi darbetti.  Jandarma bana 'katil' dedi.

Mahkeme Başkanı: Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nda suç duyurusunda bulunabilirsiniz.  

Muhammet Kaya'nın ardından Maşallah Güran getirildi. Mahkeme Başkanı Maşallah Güran'a kadınların kavgasını sordu. 

MAŞALLAH GÜRAN 'SALİM SAKİNDİ' DEDİ, NEVZAT BAHTİYAR'I SUÇLADI

Maşallah Güran: Narin’in bulunduğu gün Hülya komutan geldi, Yüksel’e haber verdi, 'Başın sağ olsun' dedi. Yüksel de, 'Hani bana söz vermiştin,' dedi. O anda çığlık attı, bayıldı. Sonra ekip onu ambulansa aldı. Ben de dedim, 'O Narin, hangi şerefsizler sana kıydı? Allah belanı versin.' 

Mahkeme Başkanı: Her şeyin herkes tarafından bilindiğini söylemişsin, beni konuşturmayın demişsin.  

Maşallah Güran: Öyle demedim.  

Mahkeme Başkanı: Erkekler sizin ağzınızı kapatmaya çalışmış.  

Maşallah Güran: Öyle bir şey yok. 

Mahkeme Başkanı: Salim sizi ifade için yönlendirdi mi? 

Maşallah Güran: Hayır, kesinlikle olmadı.  

Mahkeme Başkanı: Narin’in koşarak gittiği video var. O sırada size mi geliyordu?  

Maşallah Güran: Evet, bize geldi. Kızlarım evde değil diye camiye gitti.  

Mahkeme Başkanı: Yani o videodan önce sizin evinize geldi. Peki, iddia makamının iddiası şu: Birsen ve Melike, Salim’in size geldiğini ve başka saat söylettiği belirtiliyor.  

Maşallah Güran: Öyle bir şey yok.

Mahkeme Başkanı: Salim’de şüpheli bir şey sezdin mi?  

Maşallah Güran: Her zamanki haliydi. 

Mahkeme Başkanı: Panik ve heyecan var mıydı?  

Maşallah Güran: Yoktu.  

Mahkeme Başkanı: Nevzat’ı tanır mısın?

Maşallah Güran: Komşumuz.

Mahkeme Başkanı: Nevzat ve Güran ailesinin arası nasıldı?
 
Maşallah Güran: Bugüne kadar iyiydi, bu saatten sonra bizim için bittiler. 

Mahkeme Başkanı: Niye?  

Maşallah Güran: Şüphe ona gidiyor.

Mahkeme Başkanı: Şüphe Enes’e de, Salim’e de, Yüksel’e de gidiyor.  

Mahkeme Başkanı: Nevzat’ın birini öldürme ihtimali var mı?
 
Maşallah Güran: Yoktu.  

Mahkeme Başkanı: Salim’in var mı? 

Maşallah Güran: Yok.  

Mahkeme Başkanı: Enes ve Yüksel öldürür mü?  

Maşallah Güran: İnanmıyorum. 

Diyarbakır Barosu'ndan bir avukat, Maşallah Güran’a Yüksel Güran'ın Narin kaybolduktan sonra halı yıkayıp yıkamadığını sordu. Maşallah Güran 'Hayır' dedi.

Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre, sanık avukatı, Maşallah Güran’a sordu: Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar 'Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık,' demiş.

Maşallah Güran: Benim evimde böyle bir şey olmadı.

Avukat: Narin’in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar, 'Biz buralardan gideceğiz.' dedi mi?

Maşallah Güran: Hayır. Şunu söylemek istiyorum, yangın çıkmadan önceki gün Yüksellerdeydik, Yüksel ağladı, sigara verdim. 'Rüya gördüm, köy yanıyordu' dedi. Sonraki gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi? 

Mahkeme Başkanı araya girdi:  Olur, olur, rüyalar alemi diye bir şey var.

ENES GÜRAN MAŞALLAH GÜRAN'A 'BENİ GÖRDÜN MÜ' DİYE SORDU

Enes Güran: Yenge, ben annemin yanındayım, beni gördün mü tepede? Muhammet de yanımdaydı.

Maşallah Güran: Görmedim.

Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre, Salim Güran, Maşallah Güran’a soru sormak istedi. Ne dediği anlaşılmadı; yüksek sesle bir şey söyledi. Mahkeme Başkanı müdahale ederek, soruyu iptal etti.

Duruşmaya ara verildi.

Aranın ardından tanık çocuk M.E.G. dinlenilmeye başlandı. M.E.G. Narin'in camiye gitmesinin ardından Enes Güran'la oyun oynadıklarını anlattı. Saati hatırlayamadığını ifade eden çocuk "Saat 16.30’a kadar evde uyudun mu?"  sorusuna  "O saatlerde bakkalın oraya indim" yanıtını verdi.

TANIK ÇOCUĞA SALİM GÜRAN SORULDU

Pedagog: Şimdi tekrar sorayım, siz PUBG oynadınız. Sen uyandığında evde kimler vardı?  

M.E.G.: Annem vardı ve Eren vardı. 

Pedagog: Abinin evden çıkma zamanı ne zamandı? 

M.E.G.: Bilmiyorum.  

Pedagog: Hediye yengeni gördün mü?
 
M.E.G.: Geldiğini görmedim.  

Pedagog: Nereden biliyorsun geldiğini? 

M.E.G.: Eren dedi.  

Pedagog: Ne dedi?  

M.E.G.: Gördüm dedi.

Pedagog: Salim amcan neredeydi?
 
M.E.G.: Onu okulun orada gördüm. 

Pedagog: Okulda görünceye kadar hiç görmedin mi? 

M.E.G.: Yok, görmedim.  

Pedagog: Hediye yengen geldiğinde evde kim vardı?

M.E.G.: Eren açmış.  

Pedagog: Sen orada mıydın?  

M.E.G.: Yok. 

Pedagog: Neredeydin?  

M.E.G.: Evde.  

Pedagog: Neresinde? 

M.E.G.: Oturma odasındaydım. 

Pedagog: Başka kim vardı?  

M.E.G.: Annem. Bir koltukta annem, diğerinde abim uyuyordu.  

Pedagog: Hediye yengenin geldiğini kendin gördün mü?  

M.E.G.: Kendim görmedim.  

Pedagog: Hediye yengen ikinci kez daha gelmiş, o zaman sen ne yapıyordun?  

M.E.G.: Hatırlamıyorum.  

Pedagog: Sen Eren söyledi dedin, birinciyi mi söyledi, ikinciyi mi?  

M.E.G.: Birinciyi. 

Pedagog: Ağabeyin Enes’in davranışı nasıldı?

M.E.G.: 

M.E.G.: Abim mısır tarlasına gidip aradı.

Pedagog: Peki, kendini ısırması, yüzündeki morluklar nasıl olmuş, biliyor musun?

M.E.G.: Yok.

Narin'in 6 yaşındaki kardeşinin ise ağlaması sebebiyle ifadesi alınmadı. M.E.G.'nin ardından 9 yaşındaki M.K.'nin ifadesine geçildi. M.K., Narin'i en son camide gördüğünü ifade etti.

SALİM GÜRAN'IN KIZI İFADE VERDİ

M.K.'nin ardından Salim Güran’ın, 16 yaşındaki kızı G.G.'nin ifadesi alınmaya başlandı. 

Pedagog: Baban kaçta çıktı?  

G.G.: 15.30 gibi babam çıktı.

Pedagog: Nereye?  

G.G.: Tarlaya gitmiş. 

Pedagog: Sonra ne oldu?  

G.G.: Eve gelmedi. 

Pedagog: Sonra babanı ne zaman gördün?  

G.G.: Babam eve gelmedi. Narin kaybolunca babamı aradım.  

Pedagog: O zaman saat kaç gibiydi?  

G.G.: Karanlıktı.. Yüksel yenge geldi, kalktı çaldı.  

Pedagog: Peki, baban 15.30 gibi evden çıktı ya, hiç telefonla konuşup sana bir şey söyleme dedi mi?  

G.G: Hayır 

Pedagog: Enes sizin evinize gelmiş mi?  

G.G.: Hayır, hiç gelmedi. Ben de evden hiç çıkmadım. 

TANIK ÇOCUK KAVGAYI ANLATTI

Salim Güran'ın kızı G.G.'nin ardından M.G.'nin ifadesine geçildi. 

Pedagog: Narin’in kaybından sonra kavga olmuş. Anlatır mısın? 

M.G.: Narin kaybolduğu gün kadınların arasında kavga oldu. Yüksel yengemi ambulansa götürdüler. Narin’in teyzesi annem ve Birsen anlamda parmağını salladı, ben de sinirle ayağa kalktık. 'Yeter, biz bir şey bilmiyoruz,' dedim. 

Pedagog: Yasemin neden öyle dedi? 

M.G.: Annemler çok ifadeye gelip gitti. Herkes herkesten şüpheleniyordu, bence ondan. 

Pedagog: Peki annen kavga esnasında bir şey dedi mi Yasemin’e?  

M.G.: Hayır, annem ona bakıyordu.  

Pedagog: Narin olay günü size geldi mi?  

M.G.: Kapı çaldı, 'Narin,' dediler, ben Narin’i görmedim, köydekiler hep 17.00-18.00 diyordu.

Çocukların ifadesi tamamlandı. Çocuklar SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile adliye içerisindeki A.G.O. (Aile Gelişim Odası) odasından duruşma salonuna bağlandı. Çocukların ifadesinin ardından Narin'in anneannesi getirildi.

SALİM GÜRAN'IN EŞİ İFADE VERDİ

Salim Güran'ın eşi Melek Güran getirildi.

Salim Güran’ın eşi Melek Güran, eşinin eve gelişini anlattı. Kaçta çıktığı sorusuna ise "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Meek Güran, eve Enes Güran veya başka birinin gelmediğini, kendisi ve kızlarının da dışarı çıkmadığını ifade etti.

Mahkeme Başkanı: Bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?

Melek Güran: Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum. 

Mahkeme Başkanı: Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?

Melek Güran: Hayır.
 
Mahkeme Başkanı: Dosyada şöyle bir iddia var: Kızınızın telefonu 15.39’da aranmış.

Melek Güran: Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.  

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren: Olay günü için demiyorum. Sen Hediye’yi 3-4 defa cevapsız kalacak şekilde başka bir zaman aradın mı?  

Melek Güran: Hatırlamıyorum.

 Diyarbakır Barosu avukatı: Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı? 

Melek Güran: Eşim beni aldatmaz.  

Avukat: Kocanız size altın hediye alır mıydı?  

Melek Güran: Hayır.  

Avukat: Size 600 bin liralık altın almadı mı?  

Melek Güran: Hayır. 

MAHKEME BAŞKANI BİRSEN GÜRAN'A SÖYLEDİĞİ SAATİ SORDU

Melek Güran'ın ifadesi tamamlandı. Melek Güran'ın ardından Narin'in kuzeni Birsen Güran getirildi.

Mahkeme Başkanı: 17.40’ta Narin’i gördün diye söylemeni Salim mi istedi?

Birsen Güran: Hayır, olmadı. Ben ve Melike Narin’i arıyorduk. Saat konusunu tartışıyorduk.
19 Ağustos’ta ben, babam ve annem üniversiteye kayıt etmeye gitmiştik. Heyecanlıydım. 

Mahkeme Başkanı: Yani Salim size 17.40 söyleyin demedi mi? 

Birsen Güran: Hayır, böyle olmadı.

Mahkeme Başkanı: Bu olaydan sonra Salim sizi başka konuda yönlendirdi mi?  

Birsen Güran: Hayır olmadı. Ben sürekli evdeydim. 18.00’de görenler olduğunu söylemişti. 

Diyarbakır Barosu avukatı: İlk ifadenizde sorun var mıydı?  

Birsen Güran: Sorun vardı. Yüksel yengemden duyduğumu söylemişti. 

Avukat: Olaydan 8 gün sonra yine ifade veriyorsunuz, burada baskı gördünüz mü? 

Birsen Güran: Kim tarafından? 

Avukat: Kötü muameleye maruz kaldınız mı?  

Birsen Güran: Kötü muameleye maruz kaldım. 

Birsen Güran: Kimseye suç duyurusunda bulunmadım, korkuyorum.

Duruşmaya ara verildi.

2 saatlik aranın ardından duruşma yeniden başladı. Mahkeme Başkanı duruşmanın başlamasının hemen ardından "Mahkememize ulaşan bir gizli tanık ifadesi yok" dedi.

Tutuklu tanık Ramazan Atasoy, “Tanık olmak istemiyorum” dedi.  Atasoy cezaevine geri gönderildi. Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, CMK'nin hangi maddesine göre tanık olmamasının dosyaya eklenmesini istedi. Atasoy'un ardından Hediye Güran tanık olarak getirildi. 

HEDİYE GÜRAN YEMİN ETMEDİ

Hediye Güran yemin etmeden tanıklık yaptı.

Hediye Güran saat 15.00 sularında Yüksel Güran'ın evine gittiğini söyledi. Mahkeme Başkanı'nın "Kapıyı kim açtı?" sorusuna ise "Eren mi açtı, kapı açık mıydı hatırlamıyorum"  diye yanıt verdi. Güran, patika yoldan gittiğini ve herhangi bir araba veya insan görmediğini ifade etti.

Mahkeme Başkanı: Olay günü orada kaç tane telefon vardı?  

Hediye Güran: Enes'inki onun başındaydı, Eren ve Muhammet bir telefonda oynuyordu."  

Mahkeme Başkanı: Peki Enes’e telefon geldi mi?  

Hediye Güran: Vallahi sanki biri aradı, konuştu. 

Mahkeme Başkanı: Ne konuştu?  

Hediye Güran: Arkadaşıyla konuştu. 

Okul servislerinin rengi değişiyor Okul servislerinin rengi değişiyor

Mahkeme Başkanı: Narin bulunduğu gün Yüksel’in tavrı nasıldı?  

Hediye Güran: Perişandı.  

Mahkeme Başkanı: Nasıldı? İşlediği bir suçun açığa çıkması gibi bir durumu var mıydı? 

Hediye Güran: Bir anne olarak yüreği yanar gibiydi.  

Mahkeme Başkanı: Salim’le hiç görüştünüz mü?  

Hediye Güran: Hayır.  

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren: Saat 13.00-15.00 arası nerede olduğunu hatırlıyor musun?

Hediye Güran: Evimdeydim.

Nahit Eren: Oğlun ifadesinde, 'Ben saat 13.00’te uyandım, annem evde değildi, annemi 21 Ağustos'ta sabah uyanıp bir daha uyanmamışsa, sadece 17.00 sıralarında annemi gördüm' diyor. Annenin ifadesi bu şekilde. 13.00-15.00 arası neredeydin?

Hediye Güran: Evdeydim.

Nahit Eren: 15.00-17.00 arası neredeydin?

Hediye Güran: Evdeydim.

Tutuklu sanıkların yemek yemesi için verilen yarım saatlik ara bitti. Duruşma yeniden devam ediyor. Mehmet Atasoy tanık olarak getirildi.

Mehmet Atasoy: Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu.

Mahkeme Başkanı: Saatini hatırlıyor musun?

Mehmet Atasoy: Saat 15.00’i geçiyordu.

Mahkeme Başkanı: İkindi ezanı okunmamış mıydı?

Mehmet Atasoy: Hatırlayamadım.

Mahkeme Başkanı: Tarlaya gittim, Salim ve Ramazan oradaydılar. Kısa bir süre oturdum. Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarlaya indim suyu değiştirmeye gittim. Ondan sonra tekrar yukarı çıktım. Güneş batmak üzereydi. Tekrar Tavşantepe ile Batı Karakoç’un oraya gittim, güneş batmak üzereydi. Telefonu çaldı, bizim köyde bir çocuk kayıp dedi.

Mahkeme Başkanı: Yani o zaman yaklaşık 4 saat tarlada birlikteydiniz?

Mehmet Atasoy: Saati tam olarak hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Salim ile konuştuğunuzda Salim’in hareketlerinden şüphelendiniz mi?

Mehmet Atasoy: Ben orada çok kalmadığım için…

Mahkeme Başkanı: İddianameye göre, Salim Narin’i öldürdükten sonra oraya gelmiş oluyor. Hareketleri nasıldı?

Mehmet Atasoy: Onu bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: 15.52’de sizi telefonda aramış.

Mahkeme Başkanı: Ramazan size başka bir şey söyledi mi?

Mehmet Atasoy: Beni aramadı, öyle bir şey konuşmadık.

Mahkeme Başkanı: 15.52’de bu konuşma ne için gerçekleşti? Sizinle değil Ramazan ile konuşuyor. Sizi kaçta aradığını biliyor musunuz?

Mehmet Atasoy: Aradığını biliyorum, saati hatırlamıyorum.

Avukat: 18.38’de neredesiniz?

Mehmet Atasoy: Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarladaydım.

Avukat: Oğlunuz Ramazan sizinle birlikte mi?

Mehmet Atasoy: Hayır.

Avukat: Bir telefon konuşması var. Salim Güran oğlunuzu arıyor. Kürtçe bir konuşma. 'Senin bir şeyin düşmüş sınırda...' Bununla ilgili bir şey söyledi mi?

Mehmet Atasoy: Hayır, söylese söylerdim.

Avukat: 18.51’de bu kez oğlunuz arıyor, bir araçtan bahsediyor. Sonra 1 dakika sonra yeniden arıyor. 'Tamam gitti' demiş. Nedir?

Mehmet Atasoy: Salim bize kaçaktan dolayı haber vermemizi söylemişti.

Avukat: TEDAŞ’ın gece saati teftişi oluyor mu?

Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Mehmet Atasoy’a soruyor:

Bir jandarma tutanağı var. Jandarma tutanağında, oğlunuz, 'Muhtar öğleden sonra geldiğinde her iki ayak bileğinde paçaları ıslaktı' demiş. Doğru mu?

Mehmet Atasoy: Hayır, öyle bir şey yok.

Avukat: Dere kenarına gitmeniz mi?

Mehmet Atasoy: Hayır.

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren, Mehmet Atasoy’a soruyor:

Sen yukarıdaki sondaj olduğu yerde Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere saat tam olarak kaçta geldiğini hatırlıyor musun?

Mehmet Atasoy: Hatırlamıyorum.

Nahit Eren: Genelde işçiyi sabah 6’da tarlaya bırakıyorum, sonra köye saat 15.00 gibi bırakıyorum, motosiklet ile tarlaya geri dönüyorum. Süreyi hatırlamıyor musun?

Mehmet Atasoy: Hayır.

Nahit Eren: Sen Narin’in nereden çıkarıldığını biliyor musun?

Mehmet Atasoy: Hayır, bilmiyorum.

Nahit Eren: 3 tarlaya gittiğinde Eğertutmaz Deresi’nin konumunu görebiliyor musun?

Mehmet Atasoy: Bilmiyorum.

Gazeteci Rojda Altıntaş, duruşmada yaşananları şu ifadelerle aktarıyor: 

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren, 16.28’de gerçekleştirilen bir telefon görüşmesini Kürtçe okuyor.

Mehmet Atasoy ve Salim Güran arasında gerçekleşmiş bir konuşma.

Salim Güran dahil olmaya çalışıyor.

Avukatları ses kaydını talep etti.

Ses kaydı flash bellekten bilgisayara aktarılıyor ve mahkeme salonunda dinletilecek.

Herkes ayağa kalktı, yemin edildi. Her iki taraftan da Kürtçe bilen avukat, ses kaydını çevirecek.

Ses kaydı dinletiliyor...

Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi.

Sanık avukatı, “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi.

Mehmet Selim Atasoy’a soruldu: “bilmiyorum” diyor Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek ona söz hakkı verilmesini istiyor. Nahit Eren, yanlış çeviri yapıldığını ifade ediyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Mehmet Selim Atasoy’a sordu:

Salim size emir verir miydi?

Mehmet Selim Atasoy: Hayır, bizim işimiz tarla işiydi, bize yardım ederdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Nevzat’ı tanıyor musun?

Mehmet Selim Atasoy: Tanımam.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Salim’in maddi durumu nasıldı?

Mehmet Selim Atasoy: Bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı: Salim, bu Kürtçe konuşma nedir?

Salim Güran: Biz traktörün arkasına takılan taş atmak için kullanılan alete kepçe diyoruz.

Salim, yerine geçti.

Yüksel Güran’ın kız kardeşi tanık Yasemin Gül’e Mahkeme Başkanı soruyor:

Narin’in kaybolması ve öldürülmesi olayı ile ilgili ne biliyorsun?

Yasemin Gül: Ben Bismil’de oturuyorum, bir bilgim yok.

Mahkeme Başkanı: Bu sırada Yüksel’in ‘Ne olur kızımın en kötü mezarını getirin’ gibi söylemi oldu mu?

Yasemin Gül: Hayır, Tülin hastaydı, Narin tek kızıydı, biz dedik belki mafyalar götürdü. Arayıp para isteyeceklerini düşündük.

Mahkeme Başkanı: Peki daha sonra Yüksel, ‘Ben bu Enes’i nasıl kurtarırım?’ gibi söylemlerine şahit oldunuz mu?

Yasemin Gül: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Enes’te morluk var mıydı?

Yasemin Gül: Fark etmedim, sonra yaklaşınca fark ettim.

Yüksel Güran’ın kardeşi tanık Yasemin Gül’e Mahkeme Başkanı soruyor:

Kadınlar arasında kavgayı anlatır mısın?

Yasemin Gül: Narin’in bulunduğu haberini gördüm, eşimi aradım. Geldim ve ablamı o halde gördüm. Allah kimseye yaşatmasın. Maşallah’ı gördüm; ‘Allah belanızı versin, boyunuz posunuz devrilsin’ gibi şeyler söyledi.

Mahkeme Başkanı: Neden böyle dedin?

Yasemin Gül: Beddua etti. Kürtçe beddua etti.

Mahkeme Başkanı: Tercümana sordu, tercüman: ‘Allah belanı versin, gözlerin çıksın’ dedi.

Yasemin Gül: Böyle diyince ben de ‘Biliyor musunuz?’ dedim. Sonra bana kızı Maşallah’ın kızı tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı: Bu sırada olay yerinde Yüksel var mıydı?

Yasemin Gül: Yüksel yoktu

Diyarbakır Barosundan bir avukat, Yüksel Güran’a Yasemin Gül’e şu soruyu yöneltti:

Narin’i görmemesi gereken bir durumla mı karşılaştı? Dedin mi?

Yasemin Gül: Asla demedim. Ablamın öyle bir ilişkisi olsaydı, (Salim’i kastediyor) ablam söylerdi.

Mahkeme Başkanı: Komutanlar söylemiş, kendisi ‘olabilir’ demiş.

Yasemin Gül: Balkondan onlara baktım, şoktaydım. İçeri koridora geçtim, çok korkuyordum. Ablam gelince klima odasına geçtik. Bir komutan nefes almam gerektiğini söyledi.

Avukat: İlk kavga anında sizi oradan kim uzaklaştırdı? Kimse sizin ağzınızı kapattı mı?

Yasemin Gül: Kesinlikle kimse kapatmadı.

Bu kez sanık avukatı soruyor:

Kime yönelik söylediniz bunları?

Yasemin Gül: Onlar bela okuyunca, ben de ‘bir şey biliyor musunuz?’ anlamında söyledim.

Yasemin Gül’ün ifadesi bitti. Salondan çıkarken ablası Yüksel Güran’a dönerek, “Allah büyüktür, Yüksel, hiçbir zaman Allahtan umudunu kesme” dedi.

Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar dinleniyor.

Mahkeme Başkanı: Anlatabilirsin.

Vecdi Bahtiyar: Ali Rıza Güran, Hasan Kaya’ya demiş ki, 'Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, itiraf etsin, suçu üstlensin.' Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim.

Mahkeme Başkanı: Siz kiminle konuştunuz?

Vecdi Bahtiyar: Yeğenim İbrahim bana söyledi.

Mahkeme Başkanı: Nerede yaşıyorsunuz?

Vecdi Bahtiyar: Çarıklı.

Mahkeme Başkanı: Narinin kaybolma olayını biliyor muydunuz?

Vecdi Bahtiyar: Ben Hatay'da çalışıyordum, eşim aradı haber verdi. Salim Güran'ı aradım.

Mahkeme Başkanı: Salim’i nereden tanıyorsunuz?

Vecdi Bahtiyar: Eski köylümüzdür.

Mahkeme Başkanı: Nevzat diyor ki, 'Ben eve gittiğimde kız evde ölüydü, Salim bana ben öldürdüm, al bu cesedi yok et dedi.' Salim size bu yönde temkinlerde bulundu mu?

Vecdi Bahtiyar: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Sizin bu rutin aramalarınız tamamen meraktan mıydı? Salim size talimat verdi mi?

Vecdi Bahtiyar: Hayır.

Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

Sıralı aramaları hatırladın mı?

Vecdi Bahtiyar: Aradığımı biliyorum.

Nahit Eren: Aynı gün içerisinde 2-3 saat arayla Salim’e ne sordun?

Vecdi Bahtiyar: İnşallah bulursunuz dedim, buldunuz mu dedim."

Nahit Eren: Bir günde 2-3 defa sorma ihtiyacı hissettin yani?

Vecdi Bahtiyar: Evet.

Nahit Eren: 23 Ağustos’tan sonra niye bir daha hiç aramamışsın?

Vecdi Bahtiyar: Çünkü köye geldim.

Diyarbakır Barosu Avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

Siz mi daha samimiydiniz, Salim ile abiniz mi?

Vecdi Bahtiyar: Abim.

Avukat: Peki, nasıl oluyor da siz daha fazla görüşüyorsunuz?

Zaten onlar işbirliği yapmışlar.

Aile ve Sosyal Politikalar Başkanlığına bağlı avukat, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

50 bin liralık ödeme bu cinayete mi sebep oldu?

Vecdi Bahtiyar: Hayır, öyle bir şey yok.

Avukat: Arama çalışmalarına beraber mi gidiyorlardı?

Vecdi Bahtiyar: Hayır, ben görmedim.

Avukat: Alacak verecek meselesinden sonra Salim ve Nevzat’ın arası nasıldı?

Vecdi Bahtiyar: İyiydi, aralarında problem yoktu.

Yüksel Güran’ın avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

Aileniz Salim’den korkar mı?

Vecdi Bahtiyar: Hayır, ama arkadaşı olduğu için çekinirdi.

Avukat: Siz?

Vecdi Bahtiyar: Ben sadece Allahtan korkarım.

Avukat: Dosyada sizin adınıza bir ihbar var.

Vecdi Bahtiyar: Kabul etmiyorum.

Avukat: Nevzat yakalanınca siz neredeydiniz?

Vecdi Bahtiyar: Evdeydik, yollar kapalıydı, giriş çıkışlar kapalıydı.

Avukat: Ali Rıza Güran teklif ile bulunmuş dediniz. Başka aracılar ile teklif ilettiğini söylediniz değil mi?

Vecdi Bahtiyar: Evet, telefon görüşmesi de oldu.

Avukat: Kimle?

Vecdi Bahtiyar: İbrahim Bahtiyar, Hasan Kaya ona söylemiş.

Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

Mahkeme başkanı bu soruyu geçti

Avukat: Kardeşinizi nasıl bir insan olarak tanımlarsınız?

Vecdi Bahtiyar: Kendi halinde, sakindir.

Avukat: Kardeşiniz soğukkanlı mı?

Vecdi Bahtiyar: Gördüğünüz gibi soğukkanlılığı ortadadır.

Avukat: Siz Nevzat'ın bu suçu işlediğine inansaydınız, yardımcı olur muydunuz?

Mahkeme Başkanı: Bu soruyu geçiyoruz.

Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

Nevzat’ın paraya ihtiyacı var mı?

Vecdi Bahtiyar: Abimin paraya ihtiyacı yok. 3 tane erkek oğlu var. Hepsi çalışıyor.

Avukat: Ağabeyiniz Askeri Bahtiyar parayı sever miydi?

Vecdi Bahtiyar: Sen de avukatsın, sen daha çok parayı sevmez misin?

Mahkeme Başkanı: Doğru söyledi. (Vecdi için diyor)

Salim Güran’ın kardeşi Erhan Güran dinleniyor.

Mahkeme Başkanı yangını soruyor, Salim Güran’ın kardeşi Erhan Güran cevaplıyor:

Bu yangını planlı mı yaptınız?

Erhan Güran: İstesek de yapamayız, teller çok yüksek.

Mahkeme Başkanı: Kamerayı neden taktınız?

Erhan Güran: Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık.

Mahkeme Başkanı: Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?

Erhan Güran: Evet, 4 Eylülde.

Mahkeme Başkanı: Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?

Erhan Güran: Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık.

Mahkeme Başkanı: Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?

Erhan Güran: Evet.

Mahkeme Başkanı: Bu toplantılarda Salim var mıydı?

Erhan Güran: Yok, o hep kolluk ile beraberdi.

Mahkeme Başkanı: Siz dışardasınız, tutuklu değilsiniz. Vecdi Bahtiyar olayı nedir? Para teklifi oldu mu?

Erhan Güran: Kesinlikle Vecdi ile yan yana gelmedik. Numarası da kayıtlı değildi. Beni aradı, kendimi tanıttı; 'Bizim bir suçumuz yok,' dedi. 'Dedim biz sana bir şey dedik mi?' Hayır dedi.

Mahkeme Başkanı: Ben masumum demek için aramış olamaz mı?

Erhan Güran: Niye beni arıyor ki?

Mahkeme Başkanı: Sen nasıl evine başın belaya girmesin diye kamera taktırmışsın; o da ondan aramış olamaz mı?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan avukat, Erhan Güran’a soruyor:

Saat 13.00-15.00 sıralarında bir şey gördünüz mü?

Erhan Güran: Benim evim altta görmüyor. 17.00 sıralarına kadar evdeydim.

Avukat: HTS baz kayıtlarından haberiniz var mı?

Mahkeme Başkanı: "Bu soruyu geçelim, evdeyim dedi zaten.

Diyarbakır Barosu'ndan avukat sormaya başladı:

'Kanala yoğunlaştık' dediniz, neden?

Erhan Güran: Köpekler yönlendirdi

Diyarbakır Barosu’ndan avukat, Erhan Güran’a soruyor:

Siz Diyarbakır Barosu ile görüşürken Enes'e kötü muamele olacağından duyum aldığınızı söylemiş miydiniz?

Erhan Güran: Evet.

Avukat: Baro başkanı ne dedi?

Erhan Güran: Nasıl böyle olur, böyle bir şey dedi?

Sanık avukatları itiraz ediyor: O zaman özel avukat yoktu.

Mahkeme Başkanı: Şu an amacından saptın, teşekkürler

"BARAN GÜRAN'IN ADAMLARI PEŞİMDE"

Vecdi Bahtiyar: 1-2 gündür peşimde olan kişiler var. Araştırdım, Barış Güran’ın adamları çıktı.

Mahkeme Başkanı: Diyarbakır Başsavcılığına gidin lütfen.

Nahit Eren, işkence konusunda yapılan diyaloğu şu şekilde aktarıyor:

"Çocuklarımız okula gidemiyor. Aile üzerinde baskı oluştuğunu söylediler. Gözaltında çocuklarımıza işkence yapıldı” dediler.

Diyarbakır Barosu'nun tarihi, bu tür iddialarla mücadele ile geçmiştir dedim, ancak aile bireylerine işkence iddiası varsa lütfen bana anlatın. Bir arkadaşımız eline telefon aldı ve Taner isimli birini aradı. Sorduk, "Kötü muamele yapıldı mı?" sorusuna evet dedi.

Bizim işlem yapmamız için başvuru yapmaları gerekiyor dedim, ancak başvuru yapılmadı.

Mahkeme Başkanı: Toparlayalım.

Baran’ın bize vekâlet vermesini söyledik.

Mahkeme Başkanı: Aynısını söylediler, 'Ben de Baran’a söyledim' dediler.

Barış Güran mahkeme başkanına doğru konuşuyor:

Barış Güran, "Adalet mülkün temelidir ama şu an benim dişlerim sallanıyor. Kim gelse yüzümüze yumruk atıyordu. İçeriye gelen bizi dövüyordu. Bütün odalar doluydu, bütün Güran ailesine işkence yaptılar" ifadelerini kullandı.

Barış, "Ferhat Bahtiyar’ın evini bilmediğim halde, dayak yememek için biliyorum dedim. Nevzat Bahtiyar bizi görünce elini cama attı, kaçmaya başladı. Sonra Nevzat'ı karşı inşaata götürdüler, topla attılar. Nevzat orada itiraf etti bence. Şakir komutan geldi, 'çok şükür çözüldü' dedi."

Ali Rıza Güran tanık olarak ifade vermek üzere geldi...

Mahkeme Başkanı Ali Rıza Güran’a soruyor:

Vecdi Bahtiyar’a Nevzat’a iletmesi için suçu üstlenmesi için para teklif ettiniz mi?

Ali Rıza Güran: Efendim, bu işin aslı astarı yok, yalan.

Yeğeniniz Salim’den şüphelendiniz mi?

Ali Rıza Güran: Hayır Salim sürekli jandarma ile beraberdi. Ben hep yeğenlerimi köşeye çeker, sorardım. Nevzat bile bazen gelirdi, bana bir kere 'Allah halkınızı bırakmasın' dedi.

(O esnada Yüksel Güran bela okudu.)

Mahkeme Başkanı: "Aile içinde toplantı yaptınız mı?"

Ali Rıza Güran: Evet, yaptım

(Avukatlar çok yorulduklarını ve duruşmanın bugün sonlandırılmasına talep etti. Mahkeme Başkanı, “Ben de bittim ama 1 saat daha devam” yanıtını verdi.)

Ali Rıza Güran’ın ifadesi tamamlandı. Şimdi bir sonraki tanık yerini alacak. 5 tanık kaldı.

Yusuf Kaya geldi, olay gününü detaysız anlattı. Enes’in diğer arkadaşı Ufuk Kaya geldi.

NAHİT EREN: UFUK KAYA ÇELİŞKİLİ İFADE VERİYOR

Tanık Ufuk Kaya, Mahkeme Başkanına dönerek “Enes yanımızdaydı. Annesi Enes’i çağırdı. Bir iki dakika sonra geldi. Sigara içiyorduk, annesi uyarıda bulundu. Enes’in yüzünde morluk yoktu. Şüpheli bir hareketi yoktu” dedi.

Nahit Eren Ufuk Kaya’nın çelişkili ifade verdiğini söylüyor

Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, tanık Ufuk Kaya'ya soruyor:

Nahit Eren: Enes annesi çağırdıktan sonra tekrar yanınıza geldi mi?

Ufuk Kaya: Evet.

Nahit Eren: Ne kadar sürdü?

Ufuk Kaya: 5-10 dakika oturmamız oldu.

Ufuk Kaya’nın ifadesi tamamlandı. Furkan Kaya getirildi.

Mahkeme Başkanı, tanık Ufuk Kaya'ya soruyor:

Sen Enes’i aradığında kardeşim yanında mıydı?

Ufuk Kaya: Tam olarak hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Siz orada hangi marka sigara içtiniz?

Ufuk Kaya: Enes Winston, ben Tekel 2000.

Mahkeme Başkanı: Esrar değil yani?

Ufuk Kaya: Hayır.

Gazeteci Rojda Altıntaş: 3 tanığın ifadesi kaldı. Son 3 tanık Salim’in kızları.

Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ın kızı Rojin Güran’a soruyor:

Olay günü neredeydin?

Rojin Güran: Alışverişteydik, 12 civarıydı. 14.30 gibi döndük. Annem babama yemek hazırladı. Banama aldığımız kıyafetlerimizi gösteriyorduk.

Mahkeme Başkanı: O saatten sonra evinize gelen kimse oldu mu?

Rojin Güran: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Siz evinizden Arif’in evini görebiliyor musunuz?

Rojin Güran: Evet.

Mahkeme Başkanı: Hareketlilik var mıydı?

Rojin Güran: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Sizin evinizin orada var mıydı?

Rojin Güran: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Ablan Rezan babanızı gün içinde aradı mı?

Rojin Güran: Hayır, arasaydı haberim olurdu.

Enes Güran babasını sordu: Sayın hakim, babamın durumu nasıl

Baran Güran içeri geldi: Babamın durumu iyi

Savcı da durumunun iyi olduğunu söyledi

(Rojin Güran ifadesinin tamamlanmasının ardından yerine geçerken babası Salim Güran’a dönerken, “Sen benim canımsın, senin kızın olmaktan gurur duyuyorum” dedi.)

Rezan Güran geldi, O da “Babamın kızı olmaktan gurur duyuyorum, adalet yerini bulacak” dedi.

Gazeteci Rojda Altıntaş'ın duruşma ile ilgili aktardığı bilgiler şöyle:

Duruşma sona erdi. Mahkeme Başkanı, "Yarın savunma makamının tanıkları dinleyeceğiz” Yani avukatlar başka tanıklar getirecekler. Duruşma yarın saat 10.00'da başlayacak.

-Salim Güran’ın kızları ağlayarak salondan çıkış yapıyor

-Enes Güran ve Salim Güran ağlıyor

-Nevzat Bahtiyar, salondan 8 jandarma eşliğinde salondan çıkartılmak için bekliyor.

-Enes Güran, salondan çıkarken “Nevzat bahtiyar kamera kayıtları çıkınca göreceğiz” dedi.

-Nevzat Bahtiyar 8 jandarma eşliğinde çıkarıldı. Salon boşaldı.

Kaynak: Haber Merkezi/Rojda Altıntaş