Muğla’da 5.2 büyüklüğünde depremin ardından deprem uzmanları Prof. Dr. Süleyman Pampal ve Prof. Dr. Şükrü Ersoy çok önemli uyarılarda bulundu.

NEDEN BU KADAR ÇOK SALLANIYORUZ?

Prof. Dr. Süleyman Pampal’ın konuşması şöyle; Türkiye’nin zaten aktivitesi çok yüksek. Bazen böyle bir zaman aralığında oldukça fazla deprem olabilir. Zaman zaman bu sıklık azalabilir ama genel anlamda Türkiye’nin aktivitesi böyle. Türkiye’de o kadar çok fay sistemi var ki… İşte Kuzey Anadolu fayının üzerinde geçen haftalarda Yedisu yani Karlıova-Erzincan arasındaki birtakım faylarda, Yedisu fayı kırılmadı, o kırılırsa daha büyük yıkıcı deprem bekliyoruz. Ama Kargapazar-Elmalı fayları kırıldı. Bu Kuzey Anadolu fayının üzerindeydi. Daha Doğuda Van Özalp’da civarında meydana geldi. O daha farklı bir deprem. Muğla’da 5.2 büyüklüğünde deprem! İzmir ve çevre illerde de hissedildi.

BU DERİNLİKTE KARA ÜZERİNDE BİR DEPREM OLMAZ

Prof. Dr. Şükrü Ersoy açıklamaları şöyle; Buralar 30-40 yıl çalıştığım bölgeler. Kara üzerindeki fayları da zaten çizmiştim. Şimdi şöyle bir tuhaflık var. Bu kadar derinde görünüyor ama kara üzerinde görünüyor. Ya Merkez üslerinde bir yanlışlık var ya da bu derinlikte kara üzerinde bir deprem olmaz. Çünkü kabuk kalınlığını biliyoruz. Ancak bu yitim zonu dediğimiz Girit’in güneyindeki dalma batma zonunda bu kadar derin depremler olabilir. Ya da orada meydana gelmiştir. Merkez üssü yukarısı görünüyor.

61 KM DERİNLİKTE DEPREM NE KADAR GÜÇLÜ?

Şöyle bunun mekanizması önemli. Bu derinlikte Türkiye’de böyle bir deprem olmaz. Sadece Güney Ege’de dalma batmaya bağlı olarak böyle bir deprem meydana gelebilir. Dolayısıyla bu kadar derinlikteki deprem Bozburun üzerine Merkez üssü düşse bile Bozburun depremi değil bu. Bu dalma batma zonunun derinde oluşturduğu deprem. Dolayısıyla bunu Marmaris depremiyle tam düşünemeyiz. Tam üzerinde olduğu için deprem dalgaları hissedilmiş. Ta İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedilmiş. Ama bu kırılma Marmaris üzerinde olduğunu düşünmüyorum. Daha derinde olan bir şey. Tuhaf olan buydu. Girit depremleri gibi düşünülmesi gerekiyor. Onu yaşadık şimdi.
Muhabir: Alp Yanardağ