Antik Çağ
Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı yapıtında şöyle der, “ Geniş çizgileri ile, asya üretim tarzı, antik çağ, feodal modern burjuva üretim tarzları, toplumsal-ekonomik şekillenmenin ileriye doğru gelişen çağlar olarak nitelendirebilirler.”(1)
Araya sıkışmışçasına görünen antik, var olan toplum biçimlerinden çok ayrıdır. Ayrıca toplumsal ilerleme açısından… Hiçbir çağ toplumu antik çağı kadar ileri götürememiştir.
Antik Çağın Nitelikleri
Aristoteles, antik çağın bilgi görüşünü, metafizik adlı yapısında şöyle gösterir, “Şimdi bir sorunu fark etmek ve hayret etmek, kendisinin bilgisiz olduğunu kabul etmektir.(bundan dolayı efsaneyi seven de bir anlamda bilgeliği sevendir. Çünkü efsane, hayret verici şeylerden meydana gelir. Şimdi bilgisizlikten kurtulmak için felsefeye yapmaya giriştiklerine göre onlar, kuşkusuz herhangi bir faydacı amaçla değil, sırf bilmek için bilimin peşine düşmüşlerdi.”(2)
Antik çağı, öbür çağlar’dan ayıran üstün kılan ilk nitelik, felsefe… Bilgi. feodal çağda hıristiyanlığın buyruğuna verildi. Burjuva çağında hem felsefe hem bilim burjuva sınıfının çıkarı için kullanıldı.
Aristoteles, antik çağın niteliğini şöyle gösterir, “Nasıl ki bir başkasının amacı için değil, kendi amacı için var olan insana özgür insan diyorsak, aynı şekilde bu bilimin biricik özgür bilim olarak aramaktayız. Çünkü yalnızca o, kendi amacı için vardır. Buna karşın feodal-hıristiyanlık, burjuva sistemleri insanı altüst etti. İnsanı… bilimi… felsefeyi sınıf çıkarlarına tutsak etti.
Bilimsel Bilginin Bayramı
Bilginin tadı… Bilmenin güzelliği… Bilmenin coşkusu… Çağımız insanının unuttugu duygular bunlar. Hegel, antik çağda bir sevgi bayramını gösterir, şöyle; “Diogenes’e göre, Pitagoras teoremi keşfetmesi sebebiyle 100 hayvan kurban etmişti, onu bu derece önemli görüyordu, zengin insanların ve halkın davet edildiği büyük bir şölen düzenlenecek kadar şaşırtıcı gözükebilir. Ama zahmete değerdi, tinsel bilmenin bir bayram şöleniydi.”(3)
Bilginin Toplumsallığı
Aristoteles, bilginin toplumsallığını gösterir. Feodal-hıristiyanlık, bilginin bu özelliğini kırdı.
Lenin, bu konuda şöyle der “ Aristotoles’te canlı olan ne varsa öldürmüş papazlar ve ölü yanlarını sürdürmüşler düşünürün.”(4)
Aristoteles, kültür akışını şöyle gösterir, “ sadece görüşlerini paylaştığımız kişilere değil, daha yüzeysel görüşler ileri sürmüş insanlara da minnettar olmamız gerekir. Çünkü onlar da düşünme yetkemiz geliştirmek suretiyle bize yardımda bulunmuşlardır.”(5)
Kapitalizmin içini dişini bozduğu insan, bunu anlayamaz. Nasıl olurda karşı görüş düşünme yetimizi geliştirir.
Aristoteles sürdürür konuşmasına, şöyle, “Hakikat üzerine görüşler ileri sürmüş olan insanla ilgili olarak da aynı durum söz konusudur. Çünkü biz bazı filozoflardan bazı görüşleri aldık. Ancak bu filozofların ortaya çıkmalarının nedeni onlardan başkaları olmuştur.”(6)
Tanrısal Sorun
Antik çağın önemli bir başka niteliğini Hegel gösterir, şöyle “Daha önemli bir mesele ise Anaksagoras’ın (daha sonra Sokrates’in ve başka pekçok filozofun da başına geldiği gibi) halkın benimsemiş olduğu tanrıları küçümsemekten dolayı suçlanmış olmasıydı.(…) bu filozofların tüm fikirleri de şunda ortaktır ki o onlar yoluyla doğa tanrısal olmaktan çıkarılmaktadır.”(7)
Doğa, tanrının boyunduruğundan kurtulamadı... Hıristiyanlık doğayı tanrının tutsaklığına soktu.
Burjuva bilimi… Felsefeyi araçsallaştırdı. Bilgi sevgi ilişkisi koparıldı.
Özgür Bilim, Özgür İnsan
Antik insan, günümüz insanın unuttuğu… anımsayamadığı etkinlikler yarattı. Günümüz insanın belleği silindi. Antik insanı tanısın istemedi.
.Not: Gelecek yazı, Antik insandan çağdaş insana
1. Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, çev: Sevim Belli, Sol Yayınları, Ankara 1993, Y- 24
2. Aristoteles, Metafizik, çev: Prof. Dr. Ahmet Arslan, Sosyal Yayınlar 1996, Y - 84
3. Hegel, Felsefe Tarihi cilt bir, çev: Doğan Barış Kılınç, Notabene, İstanbul 2018 Y -220
4. Lenin, Felsefe Defterleri, çev:Atilla Tokatlı, Minor Yayınları, İstanbul 2013, Y-311
5. Aristotoles, age,Y-145
6. Aristotoles,age, Y-146
7. Hegel,age, Y-696