İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda belediye yöneticisinin tutuklanmasıyla başlayan süreçte yapılan operasyonlara 29 Temmuz sabahı bir yenisi daha eklenmişti. İETT Genel Müdürü İrfan Demet'in de aralarında bulunduğu 25 yönetici, bu sabah Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
Yöneticilerin savcılık sorguları ise saat 11:00 sularında başladı. Savcılık katında sonucu bekleyen yakınlarını ise İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ziyaret etti.
Ziyaretin ardından açıklama yapan Özgür Çelik, şunları söyledi:
“Çağlayan Adliyesi’ndeyiz. Tam 300 gündür buralardayız. Çağlayan Adliyesi’nde, Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde, cezaevlerinde... Esenyurt’tan bugüne uzanan büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Şimdi buradan, Gençlik Kolu Başkanımızla birlikte İzmir’e gidiyoruz. Mehmet Murat Çalık Başkanımızı hastanede ziyaret edeceğiz, ailesiyle görüşeceğiz ve ardından İstanbul’a döneceğiz.
"İRFAN DEMET, TAM 25 YIL BOYUNCA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NDE YÜZBAŞI OLARAK HİZMET ETMİŞ BİR ASKER”
Peki, neden şu anda Çağlayan Adliyesi’ndeyiz? Dört gün önce, yine ‘iftira at, kurtul’ düzeninin bir parçası olarak 25 İBB bürokratı gözaltına alındı. İETT’den 12 kişi, İSFALT’tan 13 kişi… Gözaltına alınanların tamamı devlet memuru. Yani, bu insanlar devletin çeşitli kademelerinde uzun yıllar hizmet etmiş, memuriyetle, bürokrasiyle ülkemize katkıda bulunmuş kişiler. Her birinin bu güzel memlekete ayrı ayrı emekleri var. Sadece bir örnek vermek istiyorum: İETT Genel Müdürü İrfan Demet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne tam 25 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak hizmet etmiş bir asker. Şanlı ordumuzda 25 yıl görev yaptıktan sonra emekli olmuş, ardından İETT’de daire başkanlığı görevine başlamış ve sonrasında genel müdürlüğe atanmış, ülkemiz için üstün hizmetleri olan çok kıymetli bir insan. Peki, bu sabah nasıl sevk edildi adliyeye? İrfan Demet, dört gün boyunca Vatan Emniyet Müdürlüğü’nün bodrum katında, uyuşturucu kokuları içinde bekletildi. Ardından, darbe dönemlerini aratmayan bir şekilde, 25 kişiyle birlikte tek sıra halinde dizilip, kolluk kuvvetleri eşliğinde adliyeye getirildi.
“MASUMİYET KARİNESİ AYAKLAR ALTINA ALINIYOR”
Haklarında herhangi bir mahkeme kararı yok. Masumiyet karinesi ayaklar altına alınıyor. Bu ülkenin onurlu, şerefli, haysiyetli bürokratları, itibarları zedelenerek kamuoyuna teşhir ediliyor. Ve bakın açıkça söylüyorum: Bu görüntüler emniyet tarafından basının WhatsApp gruplarına servis edildi.
ÖZGÜR ÇELİK'TEN EMNİYET'E TEPKİ
Buradan emniyet yetkililerine sesleniyorum: Kimin görüntüsünü servis ettiğinizi biliyor musunuz?
Bu ülkeye 25 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'nde hizmet etmiş bir yüzbaşının görüntüsünü... Terörle mücadele etmiş bir insanın görüntüsünü... Beraber güvenliğini sağlamakla sorumlu olduğunuz bir arkadaşınızı, bu ülkenin şerefli bir askerini... Yakışmıyor bu manzara Türkiye’ye. Siz de devlet memurusunuz. Bizim vergilerimizle maaş alıyorsunuz. Bu memurları, haklarında hiçbir yargı kararı olmayan insanları, nasıl arka arkaya dizip suçlu gibi teşhir ediyorsunuz? Hangi hakla masumiyet karinesini bu şekilde ayaklar altına alıyorsunuz? Adliye koridorlarında aileler bekliyor. Her siyasi görüşten insanlar var. Başörtülüsü, çarşaflısı, açığı, kapalısı… Bir aileyle konuştum. 'Yozgatlıyız' dediler. 'Eşim gözaltında, şu anda ifade veriyor.' Kime yapıyorsunuz bunu? Bu ülkenin insanına. Ve tekrar söylüyorum: Masumiyet karinesi ayaklar altına alınıyor. Neden ifade veriyor bu insanlar? Yine 'iftira at, kurtul' düzeninin bir sonucu olarak… Karşımızda tanıdık bir isim: Aziz İhsan Aktaş. Bu şahıs suç örgütü lideri diye gözaltına alındı, cezaevine konuldu. Sonra, ne hikmetse, bir takım 'iftiranameler' kaleme aldı ve dağıttı. Bugün 25 kişi, bu yazılanlar nedeniyle ifade veriyor."




