Haber

Özgür Özel: Türkiye'de demokrasi saldırı altında

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Amsterdam'da düzenlenen Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Kongresi’nde konuştu. Türkiye'de demokrasinin baskı altında olduğunu söyleyen Özel, "İktidarı eleştiren kim varsa gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve iddianamesi çıkana kadar aylarca içeride tutuluyor. Adeta bir ön infaza muhatap oluyor." dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Amsterdam'da düzenlenen Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Kongresi’nde konuştu.

Partisine yönelik baskılara dikkat çeken Özel, "Türkiye'de iktidarı eleştiren kim varsa gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, bir gün bile hapis yatmayacakken iddianamesi çıkana kadar ön infaz uygulanıyor" dedi.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye ile dayanışma göstermek üzere bu söz hakkını bize verdiğiniz, dün Ekrem Başkan'ın mesajını dinlerken ayakta dakikalarca alkışlayarak gösterdiğiniz dayanışma için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Türkiye'de demokrasi saldırı altında. Sadece partimize yönelik saldırılan ve cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması değil mesele. İktidarı rahatsız eden gazeteciler, aydınlar, sendikacılar, iş insanları. İktidarı eleştiren kim varsa gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve iddianamesi çıkana kadar aylarca içeride tutuluyor. Adeta bir ön infaza muhatap oluyor.

"KENDİLERİNİ RAHATSIZ EDEN KİM VARSA SALDIRMAKTAN ÇEKİNMİYORLAR"

Daha geçen hafta sadece iktidara muhalif olan sanatçıları sabahın altısında polisle toplayıp zorla idrar tahlili, kan tahlili, saç tahlili yapıp uyuşturucu kullanıyor dediler. İçlerinden birkaçının tahlil sonucu böyle çıkacaktır. Ama geri kalan hepsine büyük bir itibar suikastı yaptılar. Kendilerini rahatsız eden kim varsa saldırmaktan çekinmiyorlar.

Burada kardeş partilerimizin gösterdiği dayanışma inanılmaz. Hem Pedro liderliğinde Sosyalist Enternasyonal, hem PES ilk baştan itibaren çok büyük bir dayanışma gösterdi. Bazı kardeş partilerimizin bu dayanışmanın gerisinde durması ve Erdoğan'la bir takım ilişkiler kurmak için, bu belki de son 50 yılın en büyük hak ihlallerinin yaşandığı bir Avrupa ülkesinde yaşananlara mesafeli durmalarını anlamakta güçlük çekiyoruz.

"ANKETLERDE YEDİ PUAN ÖNDEYİZ"

Belirtmek istediğim bir şey var; 17 belediye başkanımız tutuklu, partimizin kurumsal kimliği saldırı altında, seçildiğimiz kongreleri iptal edip yerimize kayyımlar atamaya, binalarımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Gençler baskı altında. Ama sanmayın ki Türkiye'de bu kötü gidişat sonunda kaybediyoruz. Avrupa'nın genelinin aksine yaşanan bu kaotik ortamda Türkiye'de aşırı sağ değil, sosyal demokrasi sol yükseliyor. 48 yıl sonra partimiz ilk kez bir buçuk yıl önce birinci oldu. Erdoğan partisini kurduğu günden beri ilk kez ikinci parti oldu. Yerel seçimlerde belediyelerin yüzde 65'ini kazandık. Anketlerde oyumuz yüzde 38’di yerel seçimlerde, Erdoğan’ın üç puan önündeydik. Şu anda yüzde 41’le yedi puan önündeyiz. Bir Türkiye modeliyle gençleri işleri mağdur olan herkesi örgütleyen sokağa davet eden İstanbul'da yüz binlik mitinglerini yapan bir sürecin içindeyiz. İnanın ki teslim olmuyoruz.

"TÜRKİYE SANDIĞA SARILIYOR"

Sandığa ve geleceğine sahip çıkanlar son yerel seçimde yüzde 86'lık bir katılımla sandık başına gitti. Yani Türkiye sahip olduğu, sevdiği her şeyini bu günlerini borçlu olduğu sandığı bırakmıyor. Sandığa sarılıyor, bize sarılıyor. Ama Erdoğan buna karşı devletin tüm kurumlarını ve maalesef yargıyı ele geçirdi. Ve büyük haksızlıklarla onu bir siyasi araç olarak kullanıyor. Türkiye'de partilerin ana kademesi var, kadın kolları, gençlik kolları var. Erdoğan'ın bir de yargı kolları var. Eskiden partisinde siyaset yapanları hakim yaptı.

Burada Avrupa, Avrupa’yı Avrupa yapan değerlerden sapmamayı, bunları birisi ayaklar altına alıyorsa yanı başında o liderle çıkar ilişkileri üzerinden bir istikrar tarif etmemeyi, bir otoriterle bugünkü istikrarın yakalanacak, yarının istikrarsızlığının müjdesi olduğunu unutmamak durumundadır. Biz Avrupa’nın güvenlik kaygılarını anlıyoruz ve NATO’nun en güçlü ikinci ordusunun bu noktada sevk programında en önemli katkıları vermesi gerektiğini yürekten savunuyoruz. Nüans şu, lütfen Türkiye’nin güçlü ordusunun Avrupa’nın bir parçası olarak da sizinle birlikte olmasını sağlayın. Ama bunu sadece Erdoğan’la bir al-ver pazarlığıyla, Erdoğan’ın ordusunu alıp, Türkiye’deki antidemokratik uygulamaları görmemek, duymamak gibi bir şeyi asla yapmayın. Tek isteğimiz, bütün irademiz bundan ibarettir.

"TÜRKİYE’DE YAPILACAK SEÇİMLER BİR REFERANDUM OLACAK"

Türkiye’de yapılacak seçimler bir referandum olacak. Otokrasi mi, demokrasi mi? Türkiye’de yapılacak seçimler bir referandum olacak. Otokratların bir arada olduğu koalisyonun bir parçası olan Türkiye mi? Avrupa’nın bir parçası olan Türkiye mi? Biz Türkiye’nin demokratik Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini ve hep birlikte başarmamız, kazanmamız, güven içinde, barış içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ukrayna’yla ve Filistin’le en derin dayanışmalarımızı ifade ediyorum. Buna ilave olarak dün akşamki yemekte hem Filistin’den hem İsrail’den ilericileri dinledik. Bugün burada bu kürsüde her iki sesi de dinledik. Her türlü düşmanlığın karşısındayız, barışın yanındayız. Ve şunu biliyoruz, dünyanın bütün demokratları hep birlikte başaracağız. Türkiye’deki en önemli sloganımız Bertolt Brecht’ten ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.’"