CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yönetimin görevden alınması kararı üzerine CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda açıklama yaptı. Açıklama esnasında görevden uzaklaştırılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de Özel'in yanında yer aldı.

Özel şunları söyledi:

"Biz Türkiye’nin en güçlü ailesiyiz. Arkamızdaki bina baba ocağıdır. Baba ocağının kimin kavgası olmaz. Baba ocağının bir tane sahibi var. Tapusu ona kayıtlı, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun koltuğunda, onun koltuğunda. Onun koltuğunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Sivas Kongresini Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1. kongresi kabul eder. Onun genel başkanlık koltuğunda oturan kişi olarak 83 tane makam odam var. Yani sarayların odaları, sayıları, makamlar, mevkiler, çoklu mevkiler, çoklu maaşlar konuşulur. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın 83 tane makam odası vardır. Bunlardan biri Meclis'te, biri genel merkezimizdedir. 81 tanesi de 81 ilde il başkanlıklarıdır.

"BENİM VEKİLİM ÖZGÜR ÇELİK'TİR"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanı nerede görev yapar? Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanı İl Başkanlığında, il binasında görev yapar ve genel başkana vekalet eder. Benim vekilim, adaşım, yoldaşınız Özgür Çelik'tir. Özgür Çelik İstanbul İl Başkanı olarak görevinin başındadır.

Şimdi seçilmiş Cumhurbaşkanı adayımızı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanını Silivri'de ziyarete gitmeden önce tüm Cumhuriyet Halk Partililer adına buraya il başkanımızı ziyarete geldim. Kendisiyle yöneticilerimizle, milletvekillerimizle içinde bulunulan durumu değerlendirdik ve birazdan buradan ayrılacağım.

Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet 102 yaşında
Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet 102 yaşında
İçeriği Görüntüle

Ardından da her birimiz görevimizin gereğini yapmaya devam edeceğiz. Dün alınan karar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin hukuken ve siyaseten yok hükmünde olan, yetki gaspı olan ve kabul edilmesinin Türkiye'deki hukuk sistemi açısından da mümkün olmadığı bir karardır.

Siyaseten bir siyasi partinin genel başkanını o ilde kimin temsil edeceğine o partinin üyeleri, onların seçtiği, onların seçtiği delegeler karar verirler. Bu karar bundan 2 yıl önce yapılan İstanbul İl Kongresi ile belirlenmiştir. Şimdi, il kongresinin iradesine, buraya atanmış bir darbe sürecini yöneten bir başsavcının kontrolünde bir hamle yapılmaktadır. Yapılan iş, Türkiye'deki hukuk sistemini allak bullak etmeyi göze alan, mazbataların her birini tartışmaya açan, asliye hukuk mahkemelerinin her birini YSK'nin temyiz mercii gibi değerlendiren ve AYM'ye dair başvurduğunuzda 'YSK'nin kararı kesindir, ben bile bakamam' diyen AYM kararları ortadayken bir ilin onlarca asliye ceza mahkemesinin yetki gasbı kararıyla karşı karşıyayız.

"KARARI TANIMIYORUZ"

Bu kararı tanımamız, bu kararın görevlendirdiği kişilerin görevini meşru görmemiz, seçilmemiş birisini İstanbul İl Başkanı kabul etmemiz hem hukukun hem siyasetin, seçimin, sandığın inkarı olur. Bu durumda, elbette bu kararı tanımıyoruz, il başkanımız ve yönetimi görevine devam ediyor.

Ancak benim burada büyük bir gururu paylaşmam gerek. Sabahın erken saatlerinden itibaren bana, il başkanımıza, yöneticilerimize gelen yüzlerce telefon... İstanbul'un dört bir yanında noterlerde CHP'nin seçilmiş delegeleri, kongrede oy kullanan delegelerin kuyrukta olduğunu görüyoruz. Bütün arkadaşlarımız 'İl başkanına biz karar verdik, sakatlandı diyorsanız doğrusunu 15 gün sonra görürsünüz' diye imza veriyorlar.

Gelecek haftadan itibaren ilçe başkanlıklarımız seçimlerini yaparak 2025 yılı kongre sürecini sürdüreceklerdir. Bunu engel olmaya, buna engel olmaya hiçbir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkisi yoktur. Bu yetki gaspını tanımıyoruz. Buna yönelik olarak da hukukçu arkadaşlarımız hazırlıklarını gece boyunca yaptılar.

Bugün tüm hukuk yolları, tüm hukuk yollarına yapılması gereken en titiz başvurular, itirazlar gerekli müdahaleler yapılıyor.

Bunun yanı sıra akan akan süreç ilçe seçim kurullarının ve Yüksek Seçim Kurulunun yetkisindedir. Bunun dışında bir yetki tanımlamasıyla Türkiye’de bugün elinde mazbatası olan kimse güvencede kalmaz

“BİR BAŞKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ ASKIYA ALABİLİR”

Bir başka Asliye Hukuk Mahkemesi döner herhangi bir siyasi partinin genel başkanının ya da belediye başkanlarına verilmiş, milletvekillerine verilmiş mazbataların dahası Cumhurbaşkanlığı seçimini askıya alabilir. Yerine kayyum heyeti atayabilir. Böyle bir yetki ne kanunlarda tanımlanmıştır ne Anayasa’ya uygundur. Anayasaya sahip çıkmaya kanunlardan gelen yetkileri ile ilçe seçim kurullarının ve Yüksek Seçim Kurulunun kuralları belirlediği kurallar dahilinde sürecimizi yönetmeye bizi kimin yöneteceğine, ilçeleri kimin yöneteceğine, ili kimin yöneteceğine, partiyi kimin yöneteceğine Cumhuriyet Halk Partililer olarak karar vermeye, irade koymaya devam ediyoruz."

Resim

Kaynak: HABER MERKEZİ