Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Konuşmasına hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'i anarak başlayan Özel, iktidar sözü verdi.

"BİR TANENİZ DIŞARDA KALMAZ"

Özgür Özel CHP'li belediyelere yapılan operasyonlara tepki göstererek suç bulmaları için 2019 öncesine bakmaları gerektiğini işaret etti. Özgür Özel isyan ettiği konuşmasında "Buradan,  AK Parti'nin vicdan sahibi siyasetçilerine sesleniyorum. Şu kadar vicdanınız varsa 879 araba partinize tahsis edilmiş. Açıp bakan yok. Seçimde 1,5 ay bir Peugeot Partner kullanılmış diye belediye başkanı görevden alıyorsunuz. Başkanın haberi yok, ilgisi yok. Bu kadar zulüm, bu yaptıklarınızın açtığı yoldan yarın başkası yürür. Bir taneniz dışarıda kalmaz. " ifadelerini kullandı.

Özgür Özel açıklamalarında şunları kaydetti:

Kardeşim Ferdi Zeyrek'in kaybettik, feci bir kaza, ardından da acı bir kayıp Türkiye siyasi tarihine geçen bir cenaze ve ardından hayata dönmenin zaruretiyle Bayburt Ekrem Başkanımızın duruşması ve bugün karşınızdayım. CHP’nin yüzde 6’yı alıp sonra herkesin çalışmasıyla yüzde 60’a çıkardığımızı anlattığımda Ferdi ayakta alkışlamıştı, Ferdi abi bir kez daha anlat derdi. Son kez tabutu başında anlattım. O hikaye Atatürk’ün partisinde siyaset yapanların umdun hikayesidir. 

ATATÜRK'ÜN PARTİSİNİ İKTİDAR YAPACAĞIZ SÖZ VERİYORUM

Atatürk’ten hepimize miras olan tüm vatanseverlerin Türkiye Cumhuriyeti’ni seven hereksin birbiriyle omuz omuza kol kola girdiğinde, partinin çıkarını kendi çıkarından ülkeninkini partiden önde görenlerin başarı hikâyesidir Ferdi Zeyrek’in hikayesi. Ben bir kez daha söz veriyorum bu ülkede temiz namuslu dürüst ve birbirini sevenlerin siyaseti başarılı olacak 100 yıl sonra hep birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapacağız Ferdi kardeşim sana söz veriyorum.

"MADDE GEÇERSE ZEYTİNLİKLER MADENE AÇIKACAK"
Kurban Bayramı'nı geride bıraktık. Bayram tatili dolayısıyla bir süredir çalışmayan, geçen hafta sadece seçimlerini tamamlayıp yasa çalışması yapmayan meclisimiz bugün tekrar mesaiye başlayacak.

Bu vesileyle hem Cumhuriyet Halk Partisi grubunun belirlediği ve mecliste seçilen Başkanlık Divanı üyelerimizi, hem diğer partilerden seçilen Başkanlık Divanı üyelerini hem de bundan sonraki süreçte grubumuz adına görev yapacak olan grup yönetim kurulu üyelerini, önceki görevlerini yapan arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi, minnetlerimizi ileterek yeni görevlerinde başarılar diliyorum.

Maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi bir inadı sürdürüyor, bir tekrarı sürdürüyor. Benim mecliste geçirdiğim 14 yıl ve AK Parti'nin mecliste geçirdiği bugüne kadarki 23 yıl defalarca onların zeytinliklere saldırdığı yasa tekliflerini gece yarısı önergelerini efendim ilgili komisyonlardaki çabalarla eklenmeye çalışılan maddeleri geri püskürtmekle geçti.

Çevreciler yorulmadı, biz yorulmadık ama anlaşılıyor ki zeytinin ve doğanın düşmanları da yorulmamış. En son 2022'de büyük tartışmalarla ve AK Parti içinde de bir yarılma yarattıktan sonra geri çekilen zeytinliklerle ilgili düzenlemeyi bir kez daha getirmeye çalışıyorlar. Eğer madde geçerse zeytin alanları madencilik faaliyetlerine açılacak.

Zaten başta Karadeniz kıyıları olmak üzere Türkiye'nin herhangi bir yerinde uçaktan baktığınızda, helikopterden baktığınızda nasıl bir vahşi madencilik. Ordu Giresun başta olmak üzere birçok şehirde alanın yüzde 70'inin, 80'inin maden aramasına açılmış olması Yeşil güzelim dağlarımızın her birisinin delik deşik olması her birimizin içini yaralıyor. Zeytin tüm kutsal kitaplarda bulunan Anadolu için fevkalade önemi bulunan besin değeri ayrı, barışa yapılan tarihsel atfı ayrı. Anadolu toprakları için en önemli, en kıymet verilen adeta kutsal bilinen ve insanların gözü gibi baktıkları hem ülke ekonomisine katkısıyla hem aile ekonomileriyle katkısıyla hem bulundukları alanların korunmasından dolayı doğanın daha fazla tahrip edilmesine engel olmasıyla son derece önemli bir ağaç.

"AK PARTİ'NİN SALDIRISINA KARŞI OMUZ OMUZA MÜCADELE ETMEYE DAVET EDİYORUM"
Şimdi bir kez daha zeytinliklerde maden aramak istiyorlar. Bu konuda grubumuz elbette en önemli direnci gösterecek. Yine sivil toplumla dayanışma halinde olacağız. Akbelen'deki direnişin ruhuyla tüm Türkiye'deki hangi görüşten olursa olsun doğayı sevenleri, ağacı sevenleri ve zeytini sevenleri AK Parti'nin bu saldırısına karşı bir kez daha omuz omuza mücadele etmeye davet ediyorum.

KRİZ HALA BİTMEDİ

2025 yılının ilk yarısına geldik. 2018 yılından bu yana süren 19 Mart darbesi sonrası ise milletin üzerine karabasan gibi çöken bir krizin içindeyiz. Geçmişte bu ülkede krizler yaşandığı yıllarla anılır bu sefer 2018 kriz bitmek bilmedi. Önce çok destek verse de 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi revize edilmelidir diye rejime yönelik 100 maddelik paketi ittifak ortağıyla paylaştığı. her geçen gün Erdoğan için yapılan Anayasa’nın nasıl her birimize dar geldiğini kendisine tanınmış yetkilerin nasıl milletin felaketi olduğunu nasıl bir çöküş yaşadığımızı hep birlikte görüyoruz.   

ALMANYA'NIN YÜZDE 9'U ASGARİ ÜCRETLİ TÜRKİYE'DE YÜZDE 55

Ben bu ülkenin ekonomisindeki değişimleri ifade etmeye çalışacağım. Birincisi asgari ücret büyük bir sorun. Almanya’da büyük bir mücadele veriyorlar asgari ücretin genel ücretteki payı çok yüksek diye yüzde 9 orada. dert ediyorlar. Türkiye’de yüzde 55 yüzde 60’a yakın. 2021’den beri bu veriyi açıklamayıp maskeliyorlar. Normalde birisine zam yapacaksanız nasıl yaparsınız maaşının üzerine enflasyonu koyar üstüne refah payı koyarsınız. Refah payı yok büyümeden pay vermiyorlar. Enflasyonu veriyorlardı orada bir sorun var öncelikle TÜİK enflasyonu olması. Normalde yüzde 80 TÜİK onu yüzde 39 hesaplıyor. Bir de üstüne bu sene gerçekleşen enflasyonu değil hedeflenen enflasyonu vereceğiz. Buradan 15 puan  daha insanların cebinden para çaldılar. En kötü 30 bin lira olması gerekirken asgari ücretliye 22 bin lira verdiler. 

BU MAAŞLA GEÇİNİN DİYOR

Üstüne de bu senenin enflasyonu yaşanıyor. AK Parti son seçildiğinde seçime niye gidiyorsun? Millete ülkeyi nasıl yöneteceğini söylüyorsun. O da sana oy veriyor. Son seçime gittiğinde seçimden önce şöyle söylüyordu Erdoğan: "Enflasyon tek haneyi geçtiyse yani yüzde 9'un üstündeyse, çift haneliyse yılda dört kez asgari ücreti güncellemek lazım." Onu dediği sene ve bir önceki sene de iki kez güncellemişti. Temmuz zammı da vermişti. Yetmiyordu, azdı, enflasyon yakamı yanlıştı ama hiç olmazsa Temmuzda bir ara zam geliyordu. Onu yeterli görmedi beyefendi. Martta, Temmuzda, Ekimde, Aralıkta yapalım dedi. Alkışı aldı. Oyu aldı. İlk turu kazanamadı. İlk tur 2. tur arası en çok konuştuğu konu bir bu, bir de mülakatın kaldırılmasıydı.

Seçimi kazandı. Takip eden sene, geçen sene 1 lira bile asgari ücrete zam yapmadı. Şimdi 22.100' liralık asgari ücret TÜİK'in 5 aylık enflasyon hesabına göre bile şu anda 19.000'ya düştü. Alım gücü açısından. TÜİK'e göre. Bir ay daha var. 18.000 küsur liraya düşecek ve önümüzdeki 6 ay daha bu maaşla geçinin diyorlar. Bunun kabul edilebilecek bir tarafı yok.

Aynı şekilde emekliler 14.500 gibi bir sefalet maaşıyla geçiniyorlar. Emekli maaşlarına TÜİK hesabına göre bir şey yaparlarsa eyvah ki eyvah. 15,5 falan yapacaklar yıl sonuna kadar. Oysa ki oraya da mutlaka bir seyyanen zam yapılması gerekiyor. Biz bununla ilgili olarak hem sendikaları gezdik. Geçtiğimiz hafta zor bir haftaydı. Ara vermek durumunda kaldık ama hızla diğer konfederasyonları, esnaf birliklerini, tüketici birliklerini, emeklilerin yapılarını ulaşabildiğimiz tüm yapıları da gezerek fikirlerini alıyoruz ve Genel Başkan Yardımcılarımız, ilgili üç Genel Başkan Yardımcımız doğru bir paket üzerinde çalışıyorlar ve kamuoyunun karşısına asgari ücrete karşı mutlaka ve mutlaka hem geçinilebilir bir asgari ücret hem küçük esnafı çok koruyan kobiye ciddi destek veren ve sanayiciye de artışı sanayiciyle paylaşan bir destekleme modeli ile birlikte karşılarına çıkacağız.

"İNANMAYAN AK PARTİLİ ÇIKSIN BİZİ MAHCUP ETSİN"
Asgari ücret ne durumda? Bayburtlu teyzem altın hesabı şaşmaz deyince son halini getirdik. Asgari ücret 2002 yılında 7 tane çeyrek altın satın alıyordu. İnanmayan AK Partili çıksın. Hesaplasın bizi mahcup etsin. Ben Türkiye'nin her yerinde esnaf gezerken bir kuyumcu görünce alıyorum hesap makinesini önüme ya da esnafın önünde duruyor. Biz söylüyoruz. 2002'de bakıyoruz altın kaç para? En Asgari ücret kaç para? Zaten tık tık tık hesaplıyorlar. 7 çeyrek altın alıyor AK Parti geldiğinde asgari ücretli. Bu senenin başında 4 çeyrek altına düşmüştü. Büyük kayıp. Şu anda 3 çeyrek altına düştü asgari ücret. 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına düştü. Kayıp eldekinden fazla. 7'nin dördünü kaybetmiş asgari ücretli, 3'ü duruyor. Bu tablo asgari ücretlerinin. Emekli maaşı daha da berbat bir durumda. Emekli 2002 yılında 8 çeyrek altın alıyormuş en düşük emekli maaşım. Bu senenin ocağında 3 çeyrek altına düşmüş. Şu anda 2 çeyrek altın. 6 çeyrek altın kayıp. 8 çeyrek altın alabilen emekliden 4 biri iki çeyrek altına düşen emekli.

Biz söylüyoruz. 2002'de bakıyoruz altın kaç para. En asgari ücret kaç para? Zaten tık tık tık hesaplıyorlar. 7 çeyrek altın alıyor. AK Parti geldiğinde asgari ücretli. Bu senenin başında 4 çeyrek altına düşmüştü. Büyük kayıp. Şu anda 3 çeyrek altına düştü asgari ücret. 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına düştü. Kayıp eldekinden fazla. 7'nin dördünü kaybetmiş asgari ücretli. 3'ü duruyor. Bu tablo asgari ücretlerinin. Emekli maaşı daha da berbat bir durumda. Emekli 2002 yılında 8 çeyrek altın alıyormuş en düşük emekli maaşı. Bu senenin ocağında 3 çeyrek altına düşmüş. Şu anda 2 çeyrek altın. 6 çeyrek altın kayıp. 8 çeyrek altın alabilen emekliden dörtte biri iki çeyrek altına düşen emekli. En arkada bir ablam oturuyor. Elini kaldırdı. Hesabı yapınca elini böyle dizine vuruyor. Vah vah diye bu abla. Bu şu ablama alkışlayalım. Nereden geliyorsun sen? Muş'tan. Nereden geliyorsunuz? Muş merkez. Eyvallah.

"BU MEMLEKETİ BU HALE GETİREN SENSİN"
Şimdi asgari ücretin 7 çeyrekten 4 3 çeyreğe düştüğü, emekli aylığının 8 çeyrekten 2 çeyreğe düştüğü durumda bakalım bu maaşla gidilen çarşıda pazarda durum ne? Elma geçen sene 25 lira şimdi 100 lira. Şeftali kilosu 50 lira şimdi olmuş 180 lira. Limon 30 liraymış olmuş 120 lira. Doğru mu? Doğru. Armut kilosu 40 liradan çıkmış 120 liraya. Erik 60 liradan 300 liraya çıkmış. Muz kilosu 50 liradan 120 liraya çıkmış. Kiraz 70 liradan 600 liraya çıkmış. Kimsenin alabildiği bir şey değil. Benim rahmetli amcam Almanya'daydı. Geldi herhalde 1980'ler babama dedi ki "Telat birader memleketin kıymetini bilin. Almanya'da karpuzu dilimle satıyorlar." Ben o zaman çok şaşırmıştım, çok üzülmüştüm. Bu Almanya nasıl memleket? Karpuzu bile dilimle satıyorlar diye.

"BİR ELMA 26 LİRA 20 KURUŞ"

Dün bizim arkadaşlar gittiler bir markete. Dünkü alışveriş saati dakikası fiyatı belli. Markette olmaz yok. Bir elma alabilir miyim? Tabii 26 lira 20 kuruş. Bir limon ver 23 lira 51 kuruş. Bir şeftali 38 lira. Bir armut 31 lira 19 kuruş. Bir avuç kiraz 8 tane. 8 tek kiraz Allah rahmet eylesin. 8 tek kiraz 80 lira. 3 tek can erik 21 lira 60 kuruş. Bir tane muz 25 lira 91 kuruş. Bir kaseye 8 kiraz, 3 erik, bir şeftali, bir elma, bir limon, bir armut koydun mu 246 lira. İşte hani diyor ya ben ekonomistim ben bilirim ben. Bu memleketi bu hale sen getirdin Erdoğan sen başkası değil.

"AL SANA 50 LİRALIK MAZOT"

Şimdi benzine ve mazota zam geliyor. Bunun en kötü özelliği şu. Hani diyor ya dünyaya bir cisim yaklaşıyor. Meteor geliyor. Benzine ve mazota zam geldi mi? İğneden ipliğe her şeye zam geliyor demek. Çünkü hem nakliye giderleri açısından hem üretim, enerji giderleri açısından ikisine zam geldi mi her şeye zam gelecek. İğneden ipliğe, ekmekten çocuğun çorabına kadar her şeye zam gelecek. İki gecede bir bir buçuk lira bir buçuk lira dün gece gelen 170 lirayla birlikte maalesef 1 litre mazot 50 lirayı geçti. 52 lira 53 lira oldu. Ve 1 litre mazottan alınan vergi 20 lirayı geçmiş durumda. Şimdi onu söylüyorsun bir şey. Bunu söylüyorsun bir şey. AK Parti'nin yıllarca yaptıklarını savunan birtakım sahada elemanları, televizyonda elemanları, sosyal medyada birtakım savunucuları vardı. Onlara onlara mazota zam geldi deyince ne diyordu?

"BİR YANDA BİR BİDON MAZOT BİR YANDA BİR LİTRE BİLE OLMAYAN MAZOT"

Beni ilgilendirmez ki ben zaten 50 liralık alıyorum. Al sana 50 liralık mazot. Al sana 50 liralık mazot. O bana ne zaten 50 lira alıyorum diyen 50 liraya artık 1 litre mazot alamıyor. Burası da gitti. Ama ona, ona sen 2018'de Tayyip Bey'e oy verdin. Biz yapma dedik. Biz dedik ki bu tek adam rejimi Türkiye'ye iyi gelmez. Tayyip Bey gelirse ekmek küçülür. Zamlar gelir. O dedi ki verin yetkiyi, görün etkiyi. Bakalım nasıl düşüreceğim enflasyonu, ucuzlatacağım hayatı, nasıl düşüreceğim faizleri, doları, euroyu, mazotu, benzini nasıl indireceğim görürsünüz. Yetkiye ihtiyaç var. Verdiler yetkiyi gördük ettiğini. Bu Tek adam rejimi başladığında

Tek adam rejimi başladığında 50 litre mazot bunu dolduruyordu. Tek adam rejimi geldiğinde 50 lira verdin mi bu kadar mazot alıyordun. Şimdi 1 litre mazot alamıyorsun. Bundan sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın tek adam rejiminin etkisini merak edenler bunu görsünler. Bir yanda bir bidon mazot, bir anda 1 litre bile olmayan mazot.

F Q A W D W

"ZAMMI ALACAĞIZ YA DA VERMEYENLERİ YOLLAYACAĞIZ"

Bunun için yaz geliyor. Yaza girerken önce meclis grubumuz emekliye seyyane zam verilmesi için doğru bir seyyane zamla emeklinin bu ıstıraptan kurtarılması için kanun teklifimizi hazırlıyor. Sunacağız ve meclis kapanmadan emekliye seyyane zammı gündeme getireceğiz. Ayrıca asgari ücrete ara zam için hem temaslarımızı sürdürüyoruz. Hem asgari ücret önerimizi somutlaştırıyoruz. Onu önümüzdeki haftalarda netleştireceğiz ve asgari ücrete Temmuz hakkında seyyenen Temmuz ayında seyyane zam yapılması için bir büyük mücadeleyi hem mecliste hem de sahada, sokakta, meydanda vermeye devam edeceğiz. Bu ülkedeki insanların seyyane zam almak da ara zam almak da analarının ak sütü gibi helaldir. Bu zammı ya alacağız, ya vermeyenleri yollayacağız. Tabii bir yanda emekliler, bir yanda emekçiler, bir yanda da kamu emekçileri var. Kamuda çalışan ortalama maaşları 42.000 lira olan kamu emekçileri 5 ayda 6.500 lira kaybettiler maaşlarından.

"BİR TEK YOLU VAR SEÇİM YILI OLMASIDIR"
Erdoğan halen daha yorulmadan, usanmadan hayal satmaya devam ediyor. Bu sene şunu söyledi: 2026 yılı refah yılı olacak. Erdoğan Erdoğan 2022 yılında herkes hesabını 2023'te %20'ler seviyesine göre yapsın." dedi. Enflasyon %68 olarak gerçekleşti. %20 kim eğer enflasyonu hesap ettiyse %48 Erdoğan'ın kazığını yedi. 2023'te 2024 enflasyonu tek haneli rakamlara göre belirlenecek, tek haneli rakamlara düşecek hesabınızı buna göre yapın." dedi. Enflasyon %44 olarak gerçekleşti. 2024'te 2025'te faizi kesinlikle indireceğiz." dedi. 47,5 olan gösterge faiz şu an %46. Kobiler %70'le kredi kullanıyorlar. Halen daha aynı lafla peynir gemisi yürütmeye süslü laflarla vatandaşın karnını değil ama zihnini doldurmaya çalışıyor. 2024'te Erdoğan'ın ilan ettiği emekli yılında emekliler perişan oldu. Aile yılı ilan edilen 2025'te boşanma davalarında patlama yaşanıyor. Aileler geçim sıkıntısı yüzünden dağılıyor. Şimdi Erdoğan 2026 yılını refah yılı olarak ilan ediyor. 2026 yılı hem refah yılı olabilir. İnanıyorum. Hem emekli yılı olabilir. Hem emekçilerin yılı olabilir. Hem aile yılı, hem gençlerin yılı olabilir. Bunun bir tane yolu var: seçim yılı olmasıdır. Seçim yılı olmasıdır. Yapılacak ilk seçimler yapılacak ilk seçimler Türkiye'de değişimi gerçekleştirecektir. Türkiye iktidar değiştikten sonra emeklinin de emekçinin de esnafın da çiftçinin de gencin de yaşlının da yüzü gülecektir. O yıl onların yılı gelecek yüzyılda hepimizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetinin 2. yüzyılı olacaktır.

TRUMP’A AĞZINIZI AÇMAYAŞINIZIN SEBEBİ NEDİR?

Maalesef ülkemizin çevresi yangın yeri. Yukarda Rusya Ukrayna, Suriye’de belirsizlik devam ediyor. Filistin ve Gazze’de katliamlar sürüyor. Dünyadan tepki görmeyince. Türkiye iç politikada kullanılacak kadar Netanyahu’ya tepki gösterip esas onu azdıran Trump’a laf söylemeyince. Öyle ya Gazze güzelmiş diyor oraya kumarhaneler yapacağım Filistinlileri de dağıtacağım. Filistinlileri oradan sürmeyi önündeki hidrokarbon yataklarını Avrupa’ya 100 yıl yetiyor planlamış programlamış bizimkiler de sus pus oturuyor. Biz buna karşı Saadet Partisi önderliğinde bir mitingde sesimizi yükselttik. Biz Filisin meselesini parti meselesi olarak görürüz. Erdoğan’a sormak lazım siz Filistin meselesinde neredesiniz. Oraları Trump kumarhane yaparken neredesiniz hidrokarbon yataklarına çökülürken neredesiniz. bugün de İsrail’in İran’ı vurması karşılığında Trump’a ağzınızı açamayasınızın sebebi ne? Neyi takas ediyorsunuz? Türkiye’nin hangi menfaatleriyle hangi şahsi menfaatleri takas ediyorsunuz. 19 Mart darbesi öncesi ABD’yi arayıp Türkiye’nin seçilmiş belediye başkanlarına gelecekte seni yendiği belli olan geleceğin cumhurbaşkanı adayımıza geleceğin iktidarına darbe yapmanın karşısında bu pozisyonu mu tutuyorsunuz. Yazılar olsun.

"İKTİDAR DEMOKRASİYİ ZEDELEYEREK İÇ BARIŞI TEHDİT EDİYOR"

Elbette Türkiye güçlü olmalıdır. Lafa gelince iç cepheyi tahkim etmekten bahsedenlere sesleniyorum. Tahkim edelim iç cephe elbette güçlü olsun. İçerde dışarda bu ülkede yaşayan insanların menfaatleri ortak. Artık iç barışımızı tehdit eden her şey ülke için güvenlik sorunu toplumsal barışı sağlamadan bir bütün olarak mücadele etmek imkan dahilinde değil. 

Eğri oturup doğru konuşalım. Eleştirdiğim için falan da söylemiyorum. Birbiriyle didişmenin, 50 yıllık sorunları çözmemenin, bütün ekonominin en büyük giderlerini silahlanmaya, terörle mücadeleye ayırmanın her gün şehitlerin gelmesinin, anaların gözyaşı akmasının bu ülkeye bir faydası yok. Sayın Bahçeli deme gitti el sıktı. Dün neler neler söylediği partiye biz sade selam veriyoruz diye terörist ilan ettiği bize karşı bambaşka bir tutumda. Ne için gerekçelendiriyor? İç cepheyi güçlendirelim. Birbirimizden çatışmayalım. Birbirimizden kavga etmeyelim. Peki bunu yapmak için demokrasiye dönmek, hukuka dönmek gerekmeyecek mi? Böyle bir dönemde iktidar ne yapıyor? Demokrasiyi zedeleyerek iç barışımızı tehdit ediyor. Siyasi rakiplerine darbe yaparak Türkiye'yi zayıflatıyor. Zorda olan ekonomimizi sırf kendi siyasi çıkarları için 60 milyar dolar ilk elden yan etkileriyle birlikte 110 milyar dolar zarara uğratmış bile şimdiden.

"YA AKLINIZI BAŞINIZA ALACAKSINIZ YA ONU BİZ GETİRECEĞİZ"
19 Mart darbesinin üzerinden tam 90 gün geçti. Arkadaşlarımız dünya kadar iftiraya rağmen bir kuruşu bile ispatlanamayan bir yolsuzluk iddiası ile içeride tutuluyorlar. Her gün televizyonlarda kendilerinin, yakınlarının, ailelerinin haysiyetiyle oynanıyor. Tıpkı gözaltında günlerce tutuluyorlar. Çağırıldıklarında gidecekleri bir Emniyet Müdürlüğü'ne apar topar sabahın köründe tıkılıyorlar. 4 gün tutuluyorlar. Kimi bırakılıyor. 3 gün sonra bir daha alıp 4 gün daha aynı işkenceye tabi tutuluyor. Silivri'de zindanlarda yüksek güvenlikli cezaevlerinde terör örgütünün, suç örgütlerinin başıymışcasına tecritte tutuluyorlar. İçlerinden çocuğu olanlar çocuklarıyla tehdit ediliyor.

Gel şuraya imza at çocuğuna kavuş. Yoksa 20 yıl göremezsin. Birbirlerine düşürmek için yalanlar, iftiralar söyleniyor. Hangisinin annesi yola gidemeyecekse 500 kilometre öteye o arkadaşımız yollanıyor. Hangisinin evladı, eşi ona ulaşamayacaksa 400 kilometre öteye yollanıyorlar. 50 kişiliğin yatması gereken koğuşlarda 80 kişinin kaldığı yer yatağında nöbetleşe yatıldığı kendine ait yataklarının olmadığı koğuşlarda tutulup sonra kızla geri çağırılıp oraya mı gidersin evine mi gidersin. Bence sen bu iftira metnine imza atarsın diyorlar. Böyle bir zulüm varken böyle bir zulüm varken Cumhuriyet Halk Partisi kendi doğrularından sapmadan kendi tutarlılığını terk etmeden ama asla mücadeleyi bırakmadan ve bu Tayyip Erdoğan'ın iç cepheyi güçlendirmek lazım. Çatışmamak lazım derken bir yandan da bu bu zulme asla ve asla sessiz kalmayacaktır. Mücadelemizi sonuna kadar meydan meydan miting miting, eylem eylem sürdüreceğiz. Ya aklınızı başınıza alacaksınız ya onu biz aklınıza getireceğiz.

"TÜRKİYE'Yİ BU KABUSTAN UYANDIRMAK LAZIMDIR"
Türkiye'yi bu kabustan uyandırmak lazımdır. Bunun için buradan hem Erdoğan'a hem Bahçeli'ye sesleniyorum. İç cepheyi tahkim etmek 50 yıldır süren son dönemde en zayıf hallerinden birini yaşayan terör örgütünü silah bırakmaya ikna etmek ve bundan sonrası için olumlu adımlar atmaksa evet bu iç cepheyi tahkim edecekse hep beraber edelim. Ama bunun yanında ülkenin kurucu partisini, bunun yanında son seçimlerde belediyelerin %65'ini, ekonomik açıdan %80'ini alan partiyi şu andaki anketlerde AK Parti'den 7 puan önde olan Cumhuriyet Halk Partisi'ni cezaevlerinde mahkeme salonlarında belediye başkanlarının çocuklarıyla, babalarıyla, eşleriyle gencecik bürokratları küçücük evlatlarıyla tehdit ederek iç barışı sağlayamazsınız. Bunun Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur.

ÜMİT ÖZDAĞ'IN TAHLİYESİNİ KÜRSÜDEN DUYURDU

Bir gözüm bir gözüm Silivri'deki mahkemesindeydi. Geçen mahkemesine katılmıştım. Bugün Mansur Başkan hepimiz adına orada. Biz grup toplantısı için buradaydık. Aylardır büyük bir haksızlıkla Silivri'de tutulan ve bizim de her mitingimizde kendisine destek verdiğimiz sevgili Ümit Özdağ'dan iyi haber var tahliye oldu. Zafer Partisi'ne hayırlı uğurlu olsun. Bunun bunun önemli bir adım olmasını şunu söylemiştim hep. Bir partinin, bir siyasi partinin genel başkanını alıp içeri atamazsınız. Bir siyasi partinin belediye başkanlarını milletin yönetsin diye oy verdiklerini suçu ispatlanmadan asla içeri atamazsınız. Tayyip Erdoğan yıllarca yargılandı ama bir gün gözaltına alınmadı. Yıllarca yargılandı bir gün tutuklu yargılanmadı. Cezası onaylandığında bile evine polis gidip almadı. Cezanız onaylandı buyurun cezaevine teslim oldun dendi. Davulla, zurnayla, konvoyla mitingde gitti teslim oldu. Dün kendisine yapılmayan zulmü bugün genel başkanlara ve belediye başkanlarımıza yapıyor.

"KENDİMİZE GÜVENİMİZ TAM TRT'DEN CANLI YAYIN İSTİYORUZ"
Bunun için bir kez daha ki Ümit Özdağ'ın kararı bu açıdan önemli bir kazanımdır. Tüm siyasi tutsaklar için hem Selahattin Demirtaş için, hem Ekrem Başkan için, tüm Figen Yüksekdağ için tüm siyasi tutsaklar için, tüm belediye başkanları, meclis üyeleri için tutuksuz yargılanma istiyoruz. Kendimize güvenimiz tam TRT'den canlı yayın istiyoruz.

"YAMYAM GİBİ GAZİOSMANPAŞA'YA ÇÖKTÜNÜZ"

AK Parti Belediye Meclis çoğunluğu elinde olduğu için Gaziosmanpaşa'da geçen bir karardan dolayı başkan içeride. Başkan içeride o belediye meclis grubu kendi içinden bir AK Partili'yi seçiyor belediye başkan vekili diye. Ya düşünün. Gaziosmanpaşa'da millet oturmuş karar vermiş belediye başkanı Hakan demiş. Kendinden önceki AK Partilinin yolladığı AK Partili komisyon üyelerinin onaylayıp meclise yolladığı AK Partili belediye meclis üyelerinin oylarıyla geçmiş bir karardan Hakan'a tutuklama yapıyorlar. Yerine de Gaziosmanpaşa'yı Hakan yönetecek diyor. Hala Hakan belediye başkanı unvanı onda. Maaşının 3te 2'si yatıyor. Vekil seçilecek AK Parti çoğunluğuyla bir AK Partili'yi vekil çıkarıyorlar. Sonra da Sayın Erdoğan arıyor bu kişiyi kahkahalar arasında gülerek tebrik ediyor. Gaziosmanpaşa'yı aldık diyorlar. Siz Gaziosmanpaşa'yı almadınız. Gaziosmanpaşa'yı Gazi Osmanpaşalılar Hakan'a verdi. Siz yamyam gibi gittiniz. Gaziosmanpaşa'nın iradesine çöktünüz.

Önce ameliyat sonra anjiyo olan Murat Çalık cezaevi cezaevi gezdirildi
Önce ameliyat sonra anjiyo olan Murat Çalık cezaevi cezaevi gezdirildi
İçeriği Görüntüle

“BU İFTİRACI ADAM BİR İKİ ARABA GİYDİRMİŞ”

Şimdi şimdi bütün milletimizin gözünün içine bakarak öyle bir noktadayız ki bizim arkadaşların suçu neymiş? Bu iftiracı adam güya bir iki araba giydirmiş. AK Parti'ye yolladığı gibi bizimkilere yollamış. O araçlar kampanyada kullanılmış. Belediye başkanı suçluymuş içeride. 2019 yılı Ekrem İmamoğlu İBB başkanı olur. Bir envantere bakalım. Araçlarımız kaç taneymiş, neredeymiş der. Sonuç 879 tane İBB aracı İBB'nin kendi ya da kiraladığı araçlar yok. Belediye hizmetinde değil. Nerede bunlar? Okçular Vakfında TÜGVA'da AK Parti'de AK Parti Genel Merkezinde, AK Parti İstanbul İl Başkanlığında, AK Parti'nin İstanbul'daki çeşitli ilçe başkanlıklarında. 879 tane. Bunlardan sadece 59'una bakalım. Her birinin dökümü uzun uzun var.

SUÇ ARASAN 2019 ÖNCESİNE GİTMEN LAZIM

Bakın gazeteci arkadaşlarıma vereceğim. Birden başlıyor. Plaka 34 NZ 7552. Marka Volkswagen Pasat 2.0. Model 2017, o gün için 2 yıllık araba. Tahsis edilen kurum AK Parti İl Başkanlığı. Tahsis tarihi 28 Mart. Böyle tam 59 tane var. Haydar başkanım bir numara söyle 1'den 59'a. 49 dedi. 49 neymiş? 34 Hakkari Erzurum, Datça, Lodi Marka 2018 model AK Parti İl Başkanlığında. 59 tanesi AK Parti İl Başkanlığında bu araçların. Damatların kızların, oğlanların vakıflarında bolca araç var. Böyle en tepedekiler çoğunlukla kendileri tarafından kullanılıyorlar vakfın başkanı olarak. 879 tane araç. Örneğin bu araçlardan bir tanesi 343819 Renault Fluence binek oto Tahsis tarihi 2019 7 Şubat AK Parti İl Başkanlığına verilmiş. Ne zaman kullanılacakmış? Seçim süresince yazıyor. Bakın seçim süresince. Belediyenin aracını, belediyenin şirketten kiraladığı aracı AK Parti İl Başkanlığına seçim süresince pek çoğu 18 20 ay boyunca. Bakın Gaziosmanpaşa'nın yeni belediye başkanı var ya 10 yıl boyunca hiç çalışmadan bankamatik memuru olarak İBB'den maaş almış. O da ispatlı. Bu arkadaşlar bu arkadaşlar şimdi buradan Gürlek'e söylüyorum. Sen 2019 öncesine bakmıyorsun ya. Neden? Çünkü adaletin peşinde, suçun peşinde, yolsuzluğun peşinde değilsin. O yüzden bir şey bulamıyorsun. 2019'dan sonra. Sen ismin peşindesin. Ekrem İmamoğlu'nun peşindesin. Suç arasan 2019'un öncesine gitmen lazım.

“AKIN GÜRLEK’E TAHSİS EDİLMİŞ ARABA”

2019 öncesine gitse Akın Bey ne görecek? Ekrem İmamoğlu'nun gelir gelmez Teftiş Kuruluna bir yazı yazdığını, Teftiş Kurulu'nun 879 arabayı bulamadığını, arayınca bunların kiminin AK Parti Genel Merkezi'nde, kiminin o vakıfta, bu vakıfta AK Parti siyasetine emanet olduğunu görecek. Bir tane bu arabaların bazılarının konu gündeme gelince hemen getirilip bırakıldığını. Bazılarının Teftiş Kurulu'nun raporundan sonra geldiğini ama bazılarının Teftiş Kurulu'nun bakanlığa yazı yazmasından, bakanlığın da aracın peşine düşmesinden bir ay sonra ancak geri geldiğini görecek.

Bunlardan bir tanesi lüks bir araç Opel İnsignia. En lüksü Opel'in. Aynı yöntemle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Soruşturma Raporu Teftiş Kurulu Başkanlığı Sayfa 34. Tahsis tarihi belli. Plakası 34 NZ 2301 Kime tahsis edilmiş? Akın Gürle'in kendisine arkadaşlar. Akın Gürlek'in kendisine Akın Bey hem de en sonu teslim etmiş arabayı. 34 N Z 2301 plakalı Opel İnsigna arabasına İstanbul Büyükşehir tarafından verilip de bu araca 540 gün boyunca bindiniz mi?

Bindin OGS'sini, HGS'sini benzinini şoförünü, bakım masraflarını hepsini İBB karşıladı mı, karşıladı mı? Şimdi seçim döneminde seçim dönemi arıyorsan bak AK Parti'ye verilmiş. Bir müteahhitin bir belediye kampanyasına araç yollamasından belediye başkanı tutukluyorsun.

CHP’NİN TAHSİS ETTİĞİ EMNİYET’İN DÖRT ŞOFÖRÜNÜN KORUMA ARACI ÇIKTI

11 belediye başkanımız tutuklu Bu rezilliğin içinde bizzat kendin varsın. Ondan 2019'un öncesine gitmiyorsun. Şu kadarını söyleyeyim. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden CHP'li ne il başkanlığına, ne ilçe başkanlığına ne bir başka yere ta 5 yıl önce İstanbul İl Başkanlığına bir araç tahsisliymiş Beşiktaş'tan dediler. Emniyetin kullandığı koruma aracı çıktı. Ondan bile bir siyasiye tahsis çıkmadı. Emniyetin dört şoförünün istediği koruma aracı çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bu işler asla ve asla yaşanmazken AK Parti burasına kadar içinde. İçinde olanlardan bir tanesi de bir araba için belediye başkanı tutuklayan Akın Gürlek.

LÜKS YAT GEZİSİ, İNKAR ETSİNŞER HODRİ MEYDAN

Buradan devam ediyorum. Akın Gürlek'in 87 yıl boyunca alacağı bütün maaşları harcamayıp biriktirip verse alabileceği bir lüks yat gezdiğini biliyorum. İspatı elimde inkar etmesini bekliyorum. Akın Gürlek'in korunması gereken kültür varlığı olarak geçen Maliye Hazinesine kayıtlı İstanbul öngörünün Boğaziçi bölgesinde imar mevzuatına aykırı ekleri var diye tutanak tutulmuş bir yerin kendisine tahsis edildiğini, aşırı lüks döşendiğini kurşun geçirmez camlarla donatıldığını projede olmayan havuz yapıldığını yakınları, korumaları, şoförleri için kaçak müştemelat inşaatı yapıldığını biliyorum. İnkar etsin açıklamayı bekliyorum. Hodri meydan.

"BİR TANENİZ DIŞARIDA KALMAZ"
Bu kadar açık, bu kadar net tuz kokmuş diyeceğim, tuz kokmamış. Kokmuş bir şeyi tuzun, tuzluğun içine koymuşlar. Tuz diye yutturmaya çalışıyorlar. Tuz diye yutturmaya çalışıyorlar. Buradan,  AK Parti'nin vicdan sahibi siyasetçilerine sesleniyorum. Şu kadar vicdanınız varsa 879 araba partinize tahsis edilmiş. Açıp bakan yok. Seçimde 1,5 ay bir Peugeot Partner kullanılmış diye belediye başkanı görevden alıyorsunuz. Başkanın haberi yok, ilgisi yok. Bu kadar zulüm, bu yaptıklarınızın açtığı yoldan yarın başkası yürür. Bir taneniz dışarıda kalmaz.  Bu kadar haksızlık, bu kadar hukuksuzluk, bu kadar vicdansızlık hala hiçbir şey yokmuş gibi yüzümüze bakıyorsunuz ya vallahi bu da bu kadar büyük bir yüzsüzlük. Yazıklar olsun ya.

"CUMHURBAŞKANLIĞI ADAY OFİSİ KURULDU"
Sorunlar çok da bunları anlatmak iyi de meydan meydan gezmeye, mücadeleye devam da CHP bu işleri nasıl çözecek? İşte Cumhuriyet Halk Partisi. Bir yandan kendi tüzüğünü yapmıştı, önüne yol haritası koymuştu. Mayıs dedik. Bu yaşanan 2 ay biraz geciktirdi. Temmuz ayında partinin programı hazır. Bütün Türkiye'ye arz edeceğiz. Son bir tartışmayı hep beraber yapacağız.

Sonra da hayata geçireceğiz. Parti programı partilerin ülkeyi yönetmeye dair, ülkenin nasıl yönetileceğine dair vizyon belgeleridir. Son derece titiz, 81 ilde, 973 ilçede çalışıldı. Tekrar il raporları geldi. Akademisyenlerle, sivil toplum örgütleri ile çalışıldı.

Barolarla çalışıldı hukuk için. Bütün illerden gelenin yanında bizler Ankara boyutunda çalıştık. Dünyanın başarılı Sosyal Demokrat Parti programlarını okuduk. Özetledik, alıntıladık. Belli bir yere geldik. Ama ülkeyi yönetmenin de hele hele bu sistemde, bu rejimde bir başka adının, bir başka duruşunun, partisinin tutumuyla paralel ama net söylemlerinin olması gerektiği açık.

Bir yanda devletin bütün imkanları elinde, her şeyi ben yaparım diyen devletin bakanlıklarından partinin sloganına Türkiye Yüzyılı diye ilanlar verip, her bakanlığın ne yapacağına özel gazeteler bastıran birilerine karşı şüphesiz Cumhurbaşkanı adayının da bu ülkeyi nasıl yöneteceğinin, nasıl düzelteceğini söylemesi gerektiği bir zemin var.

Ama bir yandan aday arkasında 15.500.000 vatandaşın attığı oy önünde Silivri'nin demir parmaklıkları var. Bunun için, bunun için 23 Mart'ta 15.500.000 yurttaşımızın oyuyla Cumhurbaşkanı adayımız olan Ekrem İmamoğlu'nu onu fiziken hücresinde tutarak siyasetten men edeceklerini onun azmini kıracaklarını onu yıldırıp yok edeceklerini siyaset arkadaşlarının ona sırt döneceğini onu orada bırakıp hatta bunu kendilerine fırsat bileceğini düşünenler Cumhuriyet Halk Partisi'ni tanımamışlar.

O günden bugüne ben partinin genel başkanı olarak hemen her hafta bazen birden çok kez grup başkanvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz kendilerine ziyaretlerde bulundular. Elbette dayanışma duygularını ifade ettik.

Ama oturduk, çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Yerel seçimlerde Türkiye'nin 1. Partisi partimizi yapmış kadrolar olarak bugün de açık ara 1. Olmamızı sağlayan Türkiye İttifakı toplumun tüm kesimlerini bir araya getirmeye devam ediyor. 19 Mart darbesi sonrasındaki direniş bu birlikteliği bir kez daha gösterdi. Bu birliktelik darbeye karşı demokrasiyi savunduğu gibi Türkiye'nin geleceğini inşa edecek gücü de içinde barındırıyor.

Milletin demokrasi için verdiği mücadele nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz sorusunun cevabını Bayburt'tan Yozgat'a, Van'dan İstanbul'a ülkemizin her yerinde görüyoruz. Bayburtlu teyzenin altını anlat dediği gibi İstanbul'daki esnaf da nasıl çözeceksiniz diyor. Mücadeleye elbette devam ediyoruz. Ancak nasıl çözeceğimiz konusunda Türkiye'yi hak ettiği saygın yere taşıyacak, çağın getirdiği büyük değişimleri yakalayan, çağa yön veren bir ülke olma yolunda tüm yurttaşlarımızı haysiyetli bir yaşama kavuşturacak ortak bir geleceğin inşası için hep birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızla kuracağımız ortak geleceğin iktidar programını da hep birlikte şekillendireceğiz.

Partinin programının tamamlanmasıyla birlikte oradan start alan bir şekilde Türkiye İttifakı'nın temsil ettiği birlikteliği daha da güçlendireceğiz. İktidar programı hazırlıklarımızın kurumsal yapısını hazırladık, tasarladık. Büyük bir memnuniyetle bugün anonsunu önümüzdeki günlerde fiziki pozisyonunu, ardından açılışını ve yol yürüyüşünü hep beraber tarif edeceğiz, hep beraber gerçekleştireceğiz. Bu kurumsal yapı ile Cumhuriyet Halk Partililerin ve kendini Türkiye İttifakı'ndan gören herkesin katkılarını alacağız. Bu birlikteliği sağlamak iktidar programımızı en kapsayıcı şekilde oluşturmak kararlılığıyla Cumhurbaşkanlığı aday ofisimizi kurduk. Bunun müjdesini buradan her birinize vermek isterim.

Kaynak: Haber Merkezi