Gizem Özlen - tele1.com.tr

Adli Tıp Kurumu, 'Yenidoğan Çetesi'nin ölümüne neden olduğu bebekler hakkında hazırladığı raporu mahkemeye sundu. Söz konusu raporlarda solunum desteği alan bebeklerde yakın klinik ve kan gazı izleminin yapılmaması, bebeklerin gereksiz uzun süre solunum cihazında tutulması, enfeksiyon düşünülen bebeklerde kan kültürü ve laboratuvar incelemelerini yapılmaması, klinik tanı ile örtüşmeyen uzun yatış süreleri, yenidoğan için uygun olmayan tedavilerin uygulanması gibi konularda sorunlar olduğu tespit edildiği aktarıldı.

Raporda aynı zamanda, tıbbi tedavi ile ilgili olarak standart ve güncel yenidoğan bakım ilkelerine uyulmadığı tespit edildiği bildirilerek, "Solunum desteği alan bebeklerde yakın klinik ve kan gazı izleminin yapılmaması, bebeklerin gereksiz ve uzun sürede solunum cihazında tutulması, enfeksiyon düşünülen bebeklerde kan kültürü ve laboratuvar incelemelerinin yapılmaması, klinik tanı ile örtüşmeyen uzun yatış süreleri, yenidoğan için uygun olmayan tedavilerin uygulanması gibi konularda sorunlar olduğu gözlenmiştir. Ayrıca bebek izlem notlarının bebek dosyalarına günlük olarak kayıt edilmediği ve kaydedilen notların da bebeğin klinik durumunu net olarak tarif etmediği görülmüştür. Hekim orderlannın imza ve kaşesiz biçimde düzenlendiği saptanmıştır" denildi. Aynı zamanda yanlış teşhis ve tedavi, sonuçların değiştirilmesi gibi skandallar da yer aldı.

ROUDA KADAN BEBEĞİN ÖLÜMÜNDE SORUMLU DOKTOR

Roua Kadan bebeğin ölümüyle ilgili hazırlanan raporda skandallar peş peşe sıralandı. Bebeğin ölümünden sorumlu olan kişinin Doktor Dursun Eryılmaz olduğu belirtildi. Yine, epikrizlerin hastane dışında doktor olmayan kişiler tarafından yazıldığı, bebekler adına çekilen grafilerin başka bebeklere ait olduğu belirtildi. Çete lideri Dr. Fırat Sarı'nın da tıbben sorumlu olduğu belirtildi. Laboratuvar sonuç çıktıları dosyada bulunamadığı da aktarıldı.

Komisyonda önümüzdeki hafta 2 bakan dinlenecek
Komisyonda önümüzdeki hafta 2 bakan dinlenecek
İçeriği Görüntüle

Raporda şu ifadeler dikkat çekti:

Zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskobik, histopatolojik ve toksikolojik araştırma yapılmamakla birlikte adli dosyada mevcut belgelere göre; Konjenital pnömoniye (doğumdan itibaren olan akciğer enfeksiyonu) bağlı solunum yetmezliği olan bebeğin ölümünün solunum yetmezliği ve yapılan müdahale sonucu gelişen pnömotoraks (akciğerde hava kaçağı) sonucu meydana gelmiş olduğu,

Bebeğe ait grafilerin gönderilen klasörlerde bulunmadığı ve İl Sağlık Müdürlüğü Denetim ekiplerince tutulan 29/07/2024 tarihli tutanak ekinde yer alan dosyada bulunan A4 kağıda basılı olan grafi fotokopisinin ise incelemeye elverişli olmamakla birlikte mevcut belgelere göre prenatal (doğum öncesi) öyküsü bilinmeyen, miadında doğan, doğum tartısı doğum haftası ile uyumlu olan doğduktan sonra ağır solunum sıkıntısı olan bebeğin (Roua Kadan) ekirizde kayıtlı olan “bilateral parakardiyak infiltrasyon alanları” bulgusu dikkate alındığında tanısının diyafragma hernisinden ziyade konjenital pnömoni ile daha uyumlu olduğu, epikrizde kayıtlı olan akciğer grafisi raporunda belirtilen “Sol hemitoraksta cildaltı amfizami görünümü” ve olaya ilişkin tape konuşmalarında bebeğe çekilen grafinin Dr. İlker Gönen tarafından görüldüğü ve bunun pnömotoraks olduğunun Dr. İlker Gönen tarafından belirtildiği göz önüne alındığında bebekte tespit edilen pnömotoraksın entübasyon ve/veya bebeğe yapılan kardiyopulmoner resüsitasyonun bir komplikasyonu olabileceği, bu durum tespit edildikten sonra bebeğe tüp torakostomi uygulanması gerektiği, dosyada tüp torakostomi uygulandığına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, pnömotoraksı tanımaması ve uygun bir şekilde yönetememesi (tüp torakostomi uygulanmaması) nedeniyle Dr. Dursun Eryılmaz’ın tıbben hatalı olduğu, söz konusu hatalı eylem ile bebeğin ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu,

'FIRAT SARI TIBBEN SORUMLU'

Tape kayıtları, İddianame ve Sağlık Bakanlığı Teftiş Raporu dikkate alındığında; Hastane yenidoğan yoğun bakım servislerinin işletilmesi amacıyla (gerek devreden, gerekse devralan kişilerin) devredilmesinin, doktorların bilgisi olmadan yenidoğan bebeklerin orderlarının (uygulanacak tedavi emirleri) hemşireler tarafından düzenlenmesinin, doktorların günlük hastanelere gelerek vizit yapmamasının, epikrizlerin hastane dışında doktor olmayan kişiler tarafından yazılmasının, bebekler adına çekilmiş grafilerin başka bebeklere çekilen grafilerle yer değiştirilmesinin, kan gazlarının şablonlara göre epikrize uygun olacak şekilde çıkarılmasının, laboratuvar değerleriyle oynanmasının, yoğun bakımda çalışma yetkisi olmayan kişilerin yoğun bakımlarda çalıştırılmasının, yoğun bakım şartlarının 3. düzey yoğun bakım şartlarını taşımadığı halde 3. düzey yoğun bakım gibi gösterilerek yenidoğan bebeklerin yatırılmasını sağlayıp uygun olmayan koşullarda yürütülen takip ve tedavi sürecini organize eden Uzm. Dr. Fırat Sarı’nın ayrıca tıbben sorumlu olduğu,

Hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisinin işletmesinin sözleşme ile başka bir şirkete devredilmesi, yenidoğan yoğun bakım servisinde takip-tedavi süreçlerinde hekimler yerine hemşireler ile yetkisiz yardımcı sağlık personeli görevlendirilmesi ve gerekli denetim yükümlüğünün yerine getirilmemiş olmasının Özel TRG Hospitalist Hastanesi Yönetiminin organizasyon hatası olarak değerlendirildiği oy birliği ile mütalaa olunur.

Kaynak: HABER MERKEZİ