Anlatmaya çalışacağım rozetin, tesisatçıların ayna diye de ifade ettiği rozetle ilgisi yok. O doğrudan musluğun görünümünü güzelleştiriyor. Hani, duvardaki kırık döküğü kapatan, şu çember şeklinde krom ya da nikel kaplı aparat. Kapı rozetinin de konumuzla ilgisi yok. Kapı kolunun altına monte edilen parça kilidin daha güvenli olmasını sağlıyor.
Cambridge Dictionary, konumuz olan rozetin tanımını şöyle yapıyor: “Giysilerinizde taşınan, isminizi, çalıştığınız ya da üyesi olduğunuz kuruluşun adını gösteren, yazılı ya da resimli plastik, metal ve benzeri rütbe, işaret veya amblem. Türk Dil Kurumu’na göre, rozet; genellikle bir kuruluşun simgesini taşıyan, yakaya takılmak için hazırlanmış, çoğu zaman metalden yapılmış, kimi zaman kâğıttan da olabilen küçük simge. Nişanyan Sözlük’te, rozetle ilgili saptanan en eski Türkçe kaynaklar veriliyor. Buna göre, Tıngır ve Sinapian’ın 1892 tarihli Fransızca-Türkçe Istılahat Lugati’nde, rozet (rosette), “nişan fiyongu” diye tanımlanıyor. Ahmed Rasim’in, İstanbul’daki günlük hayata ilişkin mektuplarının bulunduğu Osmanlıca “Şehir Mektupları”nda rozet, “krem renginde adeta rozet gibi ufak bir fiyonga” cümlesinde yer alıyor.
Kim ne yapsın rozeti demeyin. Bakın, koleksiyonu yapılıyor. Guinness’e göre, en büyük rozet koleksiyonu, Finlandiya’dan Seppo Mäkinen’e ait. İngiliz Daniel Hedges’e ait 13 bin 156 rozet rekorunu Haziran 2008 itibarıyla, 1994’ten beri 50’den fazla ülkeden topladığı 30 bin 105 rozetle kırmış. Bu sayı günümüzde aralarında antika ve nadir örnekleriyle 44 bine ulaşmış. Koleksiyon arkadaşlarının desteği büyümüş. Aralarında Amerika Başkanı Trump’ın bizzat gönderdiği rozet de bulunuyor. Rus lideri Putin’le ilgili bir bilgi yok ama onun da rozetinin bulunması muhtemel. Mäkinen, zengin değilmiş ancak masraflarıyla birlikte 549 bin Euro verene koleksiyonunu satabileceğini söylüyor.
Yine Guinness’e göre, Amerika’daki Busy Beaver Button Müzesi, Ocak 2020 tarihi itibarıyla en fazla rozet sergileyen müze konumunda. Müze ülkelerinin tarihini göstermek isteyen Christen ve Joel Carter kardeşler tarafından 2014 yılında Chicago’da kurulmuş. Müzeye bu unvanı veren 9 bin rozetin yanında değerlendirilmeyi bekleyen binlercesi de var. Ancak dikkatinizi çekmek istediğim nokta bu rekorlar her an değişebilir.
Gelelim Türkiye’ye. Milletvekili seçilmişseniz, Meclis’te kaydınız yaptırılırken parti rozeti yerine TBMM rozeti takılır. Sonra rozeti gümüşü ya da altınıyla değiştirmek size kalmış. Kıymetli, yönetmelikle belirlenmiş, darphanede basılıyor. Tabii onunla poz vermek de şart. 600 rozet yakalara takılırken, parti rozeti, yakınlara verilir ya da bir komodinin çekmecesine emanet edilir. Geçen yıl sonuna kadar 28. dönem milletvekilleri içerisinde 28 milletvekili seçildikleri partiden ayrıldı. 15 kişi başka partiye geçti. Yani 15 taze rozet dolaşıma girdi. 12 milletvekili Meclis rozetini taşımayı tercih etti.
Bir zamanlar belki “solcu” görünen efenin topuklusunun ve şürekâsının iktidara transferiyle tartışmalar başladı. Son yerel seçimden bu yana il, ilçe ve belde yöneticisi 56 kişi iktidar partisinin rozetini taşımaya başladı. Bu gelişme beraberinde sıra kimde, hangi belediye başkanı istifa edip parti değiştirecek soru ve beklentisini ortaya çıkardı.
Demokrasilerde de toplumda yöneten ve yönetilenler var. Yönetenler, elitler birçok gruptan oluşsa da gruplar çoğunlukla ortak paydalarda bir araya gelir. Bunun tersine, totaliter rejimlerde tek elit grubundan söz etmek gerekir. Görünürde toplumu yöneten elitler, siyasi elitlerdir. Elitler dışında kalanlar, kaba tabiriyle, seçmenler diye adlandırılabilir. Seçmenin siyasal yönelimi, davranışı, tutumu zamanla tutarlılık gösterir. Seçmen kendinde bulduğu, hissettiği tutarlılığı siyasi elitlerde de görmek ister. Sosyal psikolojiye yaptığı katkılarla bilinen Çiğdem Kağıtçıbaşı’na göre, insanlar tutarsızlıktan hoşlanmaz ve bu durumu ortadan kaldırma eğilimi gösterir. Davranışlarla tutumlar arasında da çoğunlukla bir tutarlılık söz konusudur. Tutarsızlık, kişinin davranışlarıyla ondan beklenen davranışlar arasında da gerçekleşebilir. Genellikle görülen tutum-davranış tutarlılığıdır ancak gündemde olan politik transferler, tutarsızlığın en önemli örneklerinden sayılabilir. Tutarsızlık, inanılırlığı ve dürüstlüğü zedeler ahlâkî sorunları doğurur.
Siyasal bilimcilere göre, yönetsel ahlâk, kararların verilmesinde tutarlı, tarafsız ve gerçeklere dayalı olmayı, bireylerin varlık ve bütünlüğüne saygı, herkes için en iyi olacak eylemlerin seçilmesini ve eylemlerde adalet, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, sorumluluk, saygı, açıklık, sevgi, demokrasi, hoşgörü gibi evrensel değerleri temel almayı sağlayan, yöneticilere eylemlerinde yol gösteren davranış ilkeleri olarak tanımlanmaktadır.
Dictionnaire Laurousse Ansiklopedisi, ahlâkı bir toplumda, belli yaşam anlayışından kaynaklanan ve iyi olduğu düşünülen davranış kurallarının tümü diye tanımlar. Ahlâkla beraber anılan etik, meslek ahlâkı diye bilinir. Etik, insan ilişkilerindeki değerleri ahlâkî açıdan yorumlar. Ahlâk aynı zamanda başkalarının yararının gözetilmesini de öngörür. Ahlâk aynı zamanda tutarlılığı da zorunlu kılar. Tutarlı olmak için fikir birliğinin yanı sıra ifadelerle eylemlerin uyuşması gerekir. O yetmez, farklı zaman ve yerlerdeki söylemlerin de birbirleriyle çelişmemesi şarttır.
Törende takılan rozeti, iğne yeri hâlâ dururuken, ben herkesin belediye başkanıyım diye çıkarmak sonucu değiştirmiyor. Belediye başkanı değişince, Şener Şen’in başrolünü üstlendiği Züğürt Ağa (Nesli Çölgeçen-1985) filmine benzetmek gerekirse köy değil, tüm belediye çalışanları, hatta o şehir parti değiştirmiş sayılıyor. Türkiye’de siyasi elitlerin tutarsızlıklarının örneklerini bulmak hiç de zor değil. Son olarak örnek olarak, yukarıda örneklerini verdiğimiz belediyelerde ayakkabı değiştirir gibi parti değiştirmeleri sayabiliriz. Seçmeni tebaa gibi görmek ve tutarlı olmaya elveda etmek hem de bir rozet uğruna. Acı.