Google'ın geliştirdiği "Willow" isimli yeni kuantum çipi, parçacık fiziğinin prensiplerinden faydalanarak kuantum hesaplama alanında çığır açıcı bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Şirket, bu çipin “yararlı ve büyük ölçekli kuantum bilgisayarların” geliştirilmesine zemin hazırlayacak önemli atılımlar içerdiğini belirtiyor.

Ancak bilim insanları, Willow’un henüz deneysel bir aşamada olduğunu ve gerçek dünya problemlerini çözebilecek düzeyde bir kuantum bilgisayarın üretilmesinin hâlâ yıllar ve milyarlarca dolar gerektirdiğini vurguluyor. Bu durum, kuantum teknolojisinin vaat ettiği devasa potansiyele ulaşmanın zaman alacağını, ancak bu çipin önemli bir kilometre taşı olduğunu ortaya koyuyor.

10 SEPTİLYON YIL

Google'da Willow'u geliştiren bilim insanlarının bilim dergisi Nature'da yayınladığı makaleye göre, Google'ın adını bir ağaç türünden alan Willow adını verdiği yeni kuantum işlemcisinin 5 dakikadan kısa sürede yaptığı işlemi, geleneksel yöntemle çalışan dünyanın en hızlı süper bilgisayarı ancak 10 septilyon yılda yapabiliyor.

EVRENİN YAŞI 13,7 MİLYAR YIL

Evrenimizin yaşının 13,7 milyar yıl olduğu düşünülecek olursa 10 septilyon yılın ne kadar uzun bir süre olduğu daha kolay anlaşılabilir.

Gupse Özay'ın babası Apple'a dava açtı! ABD'nin ardından Türkiye'de bir ilk Gupse Özay'ın babası Apple'a dava açtı! ABD'nin ardından Türkiye'de bir ilk

Kuantum bilgisayarın fikri ilk olarak Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynmann tarafından 1980’lerin başında ortaya atıldı. Başlangıçta tamamen teorik bir şeydi bu, pratiğe dönmesini imkansız görenler çoğunluktaydı.

FEYMANN TEORİSİ

Geleneksel bilgisayarlar, veriyi işlemek için yalnızca iki seçenek sunan, yani 0 ve 1 ile sınırlı olan transistörlerle çalışır. Bu, her işlemin bir "evet" veya "hayır" cevabına karşılık gelmesi anlamına gelir. Ancak kuantum hesaplamanın temelini oluşturan kuantum evreninde, bu sınırlama ortadan kalkar. Kuantum dünyasının "süper pozisyon" ve "kuantum dolanıklığı" gibi özellikleri sayesinde, bir parçacık aynı anda hem 0 hem de 1 olabilir. Bu durum, birbiriyle dolanık hale gelen parçacıklar sayesinde olası tüm durumların (örneğin, 1-0, 1-1, 0-1, 0-0) eş zamanlı olarak elde edilmesini sağlar. Eğer bu atomaltı düzeyde manipülasyon başarılırsa, geleneksel bilgisayarların transistörlerinin işleme gücü katlanarak artabilir.

Bu fikir ilk kez Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman tarafından 1980'lerde ortaya atılmıştır. Feynman’ın önerisi başlangıçta teorik bir öneri olarak değerlendirilmiş, ancak ilerleyen yıllarda bu düşünce bir matematik teorisi haline dönüşmüştür. Bu sayede, Feynman’ın tasavvur ettiği türden bir kuantum çipi geliştirilmesi durumunda, bunu işletebilecek bir matematiksel çerçeve de oluşturulmuştur. Kuantum hesaplama böylece sadece bir teoriden çıkıp pratik bir hedef haline gelmiştir.

Kaynak: Haber Merkezi