DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Bakırhan, PKK'nın dün açıkladığı fesih kararına dair değerlendirmesinde, halkın demokratik siyaseti dönüştüren bir irade ortaya koyması çağrısı yaptı. Bakırhan, yürütme erkinin ise barış sürecini kalıcı kılacak hukuki ve siyasi düzenlemeleri hayata geçirme sorumluluğu olduğunu belirtti. Bakırhan, "İnsani, somut ve güven artıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye'nin önünü açacaktır. Kurban bayramını çifte bayram haline getirecektir. Bu konuda da yürütme erkinin üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesini beklediğimizi belirtmek istiyorum" dedi.
Bakırhan'ın açıklamaları şöyle:
"Tarihi bir anın içinden geçiyoruz ve geleceğe umutla bakıyoruz. Toplum yıllardır bugünlerin hayalini kuruyordu. Toplumun barışa, çözümün tartışıldığı günlere büyük bir özlemi vardı, bugün o günlerin kapısı aralandı. Şimdiden Türkiye halklarına hayırlı olsun. Umarız barışla, eşit yurttaşlıkla bunu taçlandırırız ve halklarımıza armağan ederiz.
5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde PKK tarafından yapılan kongre ve ardından 12 Mayıs’ta açıklanan kararlar, demokratik çözüm için bir şans, barış için önemli bir fırsat sunmuştur. 12 Mayıs artık Türkiye’de yalnızca bir takvim yaprağı değil; geçmişin ağır yükünü hafifletmenin başlangıcıdır.
Geldiğimiz bu nokta; mücadele edenlerin, bedel ödeyenlerin, kaybettiklerimizin, anne babaların duaları ve çabaları sayesinde mümkün olmuştur. Barış ve demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz tüm canlarımızı minnet ve şükranla anıyorum. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Dün, Türkiye ve Ortadoğu’nun en tarihi günlerinden biri yaşandı. 27 Şubat’tan 12 Mayıs’a uzanan bu kısa ama anlamlı süreç, bir dönemin kapanışının ve yeni bir dönemin ilanıdır. Öcalan’ın öncülüğünde gerçekleşen bu dönüşüm, hem Kürt siyasal tarihi hem de Türkiye tarihinin belki de en sarsıcı olaylarından biridir. Bu süreçte 86 milyondan beklenen haklarına ve geleceğine en güçlü şekilde sahip çıkması ve demokratik siyaseti dönüştüren bir irade ortaya çıkarmaktır. Kalıcı, hukuki ve siyasi düzenleme yapmak da siyasete düşen görevdir. Bu süreçte bizden beklenen demokratik siyaseti dönüştüren bir irada ortaya çıkartmamızdır. Barış süreci hukuki, kalıcı bir hale getirmek biz siyasilere düşendir. Başta Meclis olmak üzere; aydınlar, yazarlar, sanatçılar bu sürecin gerçek sahipleridir.
BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARINA DESTEK
Bu süreçte çok önemli açıklamalar yapıldı. Bu sürece katkı sunacak iki önemli açıklama var. Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı 'Barış havası kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. Siyasi ve hukuki adımlarla siyasetin güçlendirilmesi' şeklindeki değerlendirmesini değerli buluyor, bu yapıcı yaklaşımı yürekten destekliyoruz. Aynı şekilde, Sayın Özgür Özel’in 'Kalıcı toplumsal barışın olması; atılacak adımların samimiyetine ve hukukiliğine bağlıdır' tespiti de son derece kıymetlidir. Yürütme erkinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.
DÜZENLEMELER İÇİN BAYRAM ÖNCESİNİ İŞARET ETTİ
İnsani, somut ve güven artıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye'nin önünü açacaktır. Kurban bayramını çifte bayram haline getirecektir. Bu konuda da yürütme erkinin üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesini beklediğimizi belirtmek istiyorum.
Kapına bir fırsat geldiyse onu ertelemek haramdır. Bugün de barışı ertelemek haramdır. Çünkü bu topraklara barış yakışır.
MECLİS'İ İŞARET ETTİ
Öcalan da Meclis'i işaret etti, PKK kongresinde de, biz de Meclis'i işaret ediyoruz. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü gerçek olsun artık. Silahlar susuyorsa demokratik siyaset konuşmalıdır. Gelin ikinci yüzyılda cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıralım. Barış, demokrasi ve hukuk sadece bir kesimin değil, sanki sadece Kürtler haklarına kavuşacağı gibi yapılan tartışmalar yanlıştır. Barış kazanırsa hepimiz kazanacağız. Bu süreç bir al ver süreci değil, bu sürecin pusulası siyasettir.
Bu kavga isteyenlerin yalanlarına lütfen kimse kanmasın. Bunun neresi Türkiye'yi bölüyor Allah aşkına. Bilen varsa aydınlatsın. Bu Meclis niye var. Toplumun barış talebine uyarak. Emin olun barış ve demokrasi kazanırsa Türkiye kazanır.
ORHUN ABİDELERİ'NDEN ÖRNEK VERDİ
Orhun Abideleri'nden bir şeyi uyarlayarak anlatmak istiyorum. Orhun Abideleri aynen şöyle söyler: "Barış aç olanı tok etmek, az olanı çok etmek için büyük bir fırsattır." diyor. Bu tarihi sürecin gelişmesinde büyük sorumluluk üstlenen en başta Sayın Öcalan'a, çözüm yolunda cesur bir duruş sergileyen Sayın Bahçeli'ye, bu iradeyi sahiplenen Sayın Erdoğan'a ve sürece ilk günden destek sunan Sayın Özel'e, Sayın Davutoğlu'na, Sayın Babacan'a, Sayın Arıkan'a ve tüm muhalefet partilerine de en içten şükranlarımızı, teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yine 13 yıldır bizimle birlikte gece demeden, gündüz demeden duran, direnen, mücadele eden, bizimle birlikte cezaevine giren, işkence gören ama Kürt'ü terk etmeyen bileşen partilerimize, onların yöneticilerine, il ilçe örgütlerine, onlara gönül verenlere de büyük bir teşekkür etmek istiyorum.
13 yıldır bizimle birlikte direnen mücadele eden, bileşenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, değerli yol arkadaşımız sayın Sırrı Süreyya Önder'i anıyoruz. Bu yolda yitirdiğimiz bütün canları anarak sözlerimi bitirmek istiyorum."
BAKIRHAN 'LOZAN' TARTIŞMALARINA GİRMEDİ
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakırhan, PKK'nın feshinin ardından siyasi adımlar ve yasal düzenlemelere ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"Toplumun aslında beklentilerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bayram öncesi en çok bizim halktan duyduğumuz talepler yani hasta tutuklular, cezaevinde bulunan yüzbinlerle ilgili yasal adımlar olmadan da kimi şeyler yapılabiliyor. Yine işte Sayın Öcalan'ın koşullarıdır. Biraz şüphesi olan, kaygısı olan işte toplumun bu sürece tamamıyla inanması için bence yürütme deki bulunan yürütme erki kimi adımlar atabilir."
"Lozan üzerinden yapılan tartışmalara ne diyorsunuz? Gerçekten böyle o cümleleri kabul ediyor musunuz?" sorusuna da Bakırhan şunları ifade etti:
"Bence sanırım bu süreç ilerlerse muhataplarına bu soruyu sorabilirsiniz. İyi de bir şey yapmış olursunuz. Biz de duymuş oluruz."