Ankara’da Uğur Mumcu suikastı ile 22 faili meçhul cinayeti kapsayan 'Umut Davası'nın 13. duruşması Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, duruşmaya SEGBİS ile katılarak ifade verdi.
Ağar ifadesinde, Güldal Mumcu’ya “Tuğlayı çekersem duvar yıkılır” dediğini inkar ederek "'Duvar' sözünü ben söylemedim. Keşke bunu ucundan yakalasaydık. Ardından Bahri Üçok, Muammer Aksoy cinayetleri çözülürdü" dedi. Ağar, "Sizi devlet içinden tehdit eden oldu mu?" sorusu üzerine, "Ben neden korkayım. Duvar da tuğla da çekerim, kimseden korkmam. O dönemin sıkıntısı yoğun terörle mücadeleydi. Bu olayla ilgili zaten devletin devamlılığı esastır. Bu cinayetin çözülmesini her polis ister" ifadesini kullandı.
Davanın ayrıntılarını Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu Aybars anlattı. Ağar'a iki soru sorduğunu kaydeden Mumcu, yanıt niteliğinde şu paylaşımları yaptı:
"Mehmet Ağar, Umut Davası'na Segbis üzerinden tanık sıfatıyla katıldı. Öncelikle kendisi babamla bir kaç kere görüştüğünü ve Kazım Karabekir Anlatıyor kitabı için kaynak desteği verdiğini söyledi (teyide muhtaç bilgi) - bu noktada tanışıklıkları soruldu havada kaldı. Annemi de Mülkiyelilik üzerinden tanıdığını söyledi. Not: Annem onu Mülkiye üyeliğinden çıkarılmasının önünü açtı.
"DUVAR KONUŞMASI EVİMİZDE OLDU"
Duvar ve duvarın yıkılması konularında ise böyle bir konuşma olmadığını, konuşmanın bakanlıkta olduğunu ifade etti. Konuşma evimizde olmuş, o dönem avukatımız olan Emin Değer konuşmada vardı. Kendisi makama çağrılmadığı ve ev gibi özel bir yerde gerçekleşeceği için annem o dönem aile avukatımız olan Emin Değer'i tanık olması için çağırmıştı. Duruşmada Gladyo yapılanması ile Mossad iddialarına dair sorular soruldu, Ağar, bir dönem çeşitli örgütlenmelerin Sovyetler'den geldiğini düşündüklerini ve ona göre hareket ettiklerini ancak müttefiklerin de örgütlenmeleri olduğunu söyledi. Davanın 2000 yılında Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı'nda açıldığını ve bir örgüte bağlandığını gerisini takip etmediğini söyledi. Örgütün ismi Tevhid Selam.
Kendisine iki ayrı soru sordum: Neden üst düzey görevli olduğu dönemlerde (İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı) soru dava açılamadığı sordum. Dosya, savcı vs vs yanıtlar verdi. İkinci olarak siyasi baskı görüp görmediğini sordum. Devletin memuru olduğunu, kendisine ancak Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın baskı yapabileceğini ve böyle bir baskı görmediğini söyledi.