CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanmasının ardından düzenlemeye başladığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bu hafta İstanbul'daki adresi Sarıyer oldu.

ÖZGÜR ÖZEL: KİMSE TEK BAŞINA KURTULMAZ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel mitingde İstanbullulara seslendi. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

-Hayalim şudur; seçim akşamı geldiğinde, hani Saraçhane'de gençler Taksim'e gitmek istediğinde onlara engel olması için polise kanunsuz emir verdiler onları karşı karşıya getirdiler ya, seçim akşamı gelecek, sandıkları bekleyeceğiz, sonucu alacağız. Ertesi günün akşamı saat 20.30'da Bozdoğan Kemeri'nin önünde, polisler ve gençlerle omuz omuza halay çekeceğiz.. Bu memlekette gençler kurtulmadan polis kurtulmaz. Kimse tek başına kurtulmaz. Hep birlikte kurtulacağız.

-Seçimin ertesi veya mazbatanın ertesi... Cumhurbaşkanı adayımız, o günkü cumhurbaşkanımız Ekrem Başkanımızın açacağı ilk telefon TOKİ'yedir. Talimat şudur; Cumhuriyet yurtlarını yapın, öğrencileri barınma sorununu çözün, 1 yıl süreniz var. İşte o kadar! CHP iktidarında barınma sorunu olan öğrenci kalmayacak, kreşe gitmek isteyip de gidemeyen çocuk olmayacak. Ücretsiz, ayrımsız, en iyi eğitim bütün çocuklara birlikte verilecek.

"TAYYİP ERDOĞAN NASIL BİRİSİ BİLİYOR MUSUNUZ?"

-Bu Recep Tayyip Erdoğan nasıl birisi biliyor musunuz? Zengini seviyor, fakiri sevmiyor, düşene hiç acımıyor. Yere düşene tekmeyi vuran düzen Tayyip Erdoğan'ın saray düzenidir. AK Parti iktidarı yere düşene tekme vuran iktidardır.

-Bu kara düzenle 100 liralık verginin 89 lirasını vatandaştan, sadece 11 lirasını gerçekten kazananlardan alıyorlar. Ben bıkmadan usanmadan AK Parti'nin kara düzeninin vergi alış şeklini anlatıyorum. Vergi çok kazanandan çok, az kazanandan az, kazanmayandan alınmaz. Ama bu ülkede verginin yüzde 66'sı dolaylı vergi. En ahlaksız vergi. Bir fabrika düşünün. Fabrikatörün kendisiyle kapıdaki bekçi aynı vergiyi ödüyor. Elektriğe, suya, mamaya, çocuk bezine. Fabrikatörden de bekçiden de aynı vergiyi alıyor. Yüzde 23 maaşlardan kesilen vergi. Kar edenlerin ödediği vergi sadece yüzde 11. yüzde 89 gariban vatandaştan, yüzde 11 kazananlardan. Bu AK Parti'nin kara düzenini ters yüz edeceğiz.

-Recep Tayyip Erdoğan... Sarıyer'in gözünün içine bakıyorum, birbirimizin gözünün içine bakıyoruz ve diyoruz ki; 'Arkadaşlarımız masumdur, senin savcıların iftiracıdır, sen iftiracısın.' Tam 210 gün geçti, arkadaşlarımız içeride, bir kör kuruşu ispatlayamadılar. Her gün attıkları iftiraları çürüttük, yenisini attılar. Arkasında duramadılar ama biz arkadaşlarımızın arkasında durmaya devam ediyoruz.

"TAYYİP BEY'İN BİR KORKUSU DA MANSUR BAŞKAN"

Tayyip Bey'in bir diğer korkusu da Mansur Başkan. Geçtiğimiz hafta da Mansur Başkan'ın üzerine, hem de kendisi bir iddiayı duyar duymaz soruşturma başlattığı, iç denetimden, Sayıştay denetiminden temiz çıktığı süreçten sonra adının ne tanık ne sanık olarak geçmediği bir iddianamenin üzerinde tepinip Mansur Başkan'ı yıldırmak, korkutmak, akılları sıra Ekrem Başkan'dan sonra Mansur Başkan'a yürüyeceklerini sanıyorlar.

İDDİANAME TEPKİSİ

-Söz verdikleri iddianameleri yazmıyorlar. Akın Gürlek kendisi 'Eylül ayında bir iddianame, ekim ayında bir iddianame' dedi. Ekimin sonuna yaklaşıyoruz daha eylül ayında çıkacağı söylenen iddianame çıkmadı. İBB iddianamesi ekimde çıkacaktı, şimdi duyuyorum ki savcılardaymış. Savcılar diyormuş ki, 'Ayrı ayrı iddianameler yapalım', o da diyormuş ki 'Büyük konuştuk, cumhurbaşkanımızda turpun büyüğü dedirttik, ahtapot dedik, şimdi bunların hepsini birbiriyle ilişkilendirmelisiniz.'

O iddianameleri yazın getirin. Yargılanmak için değil, bu kara düzeninizi yargılamak için bekliyoruz.

-'AK Parti kaybetmeyecek mi?' diyor. AK Parti kaybedecek, Recep Tayyip Erdoğan kaybedecek, bakan evlatlarının dönemi bitecek, vatan evlatlarının dönemi başlayacak. Ama AK Partililer kaybetmeyecek. 'Ver kimliği üye yapayım' üye yapmışlar, torun mülakata, oğlan sınava girecek üye yapmışlar, kömür yardımı demişler üye yapmışlar. Bu insanlar şimdi pişman. Ama korkuyorlar, 'İktidar değişirse bana bir şey olacak mı?' diye. Korkmasınlar. İktidar değişince AKP seçmeni de MHP seçmeni de kazanacak.

'BARINMA KRİZİ' VURGUSU

Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet 102 yaşında
Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet 102 yaşında
İçeriği Görüntüle

-Türkiye'de büyük bir barınma krizi var. Öğretmen ev alırdı, esnaf ev alırdı, emekçiler biriktirir ev alırdı. Ama şimdi ev almak milli piyango çıkmayacaksa veya miras kalmayacaksa çalışarak ev almak mümkün değil. Daha 3 yıl önce vatandaşa anahtar vadeden Erdoğan rejimi şimdi 'kirayla sosyal konut' diyor. Bu hiç yanlış bir şey değil. Bu CHP'nin sosyal konut projesidir. Beyefendi duymuş bunu aklınca önlem alıyor. Soralım 100 bin konut projesi ne oldu? Deprem bölgesine 622 bin konut dedi, 3 yıl geçti bu yılın sonunda 250 bine tamamlayacak, sözümü tuttum sayıyor. 1 yılda yapacağım dediğinin yarısını 3 yılda yapamadılar.

Buradan ev ve araba hayali bile kuramayan ülkenin bütün insanlarına şunu söylüyoruz; isteyen herkesin işine kavuşabileceği, işi olmayanların temel vatandaşlık geliriyle yoksulluktan kurtulacakları, insanların düşük ücretten kurtulacakları ve çalışarak, biriktirerek konut sahibi olabilecekleri, barınma sorunun çözüleceği bir iktidarın yürüyüşünü yapıyoruz hep birlikte.

-19 Mart sürecinde öğrencilerin rahatsız olduğu bir kahve şirketini boykot listesine dahil etmişti. Aylar süren görüşmelerden sonra o şirket 'Kampüslerde rahatsızlık yaratıyorsak kampüslerdeki karımızı bir yere aktaralım' dediler. Biz '19 Mart darbesinin mağdur ettiklerine aktaracağız' dedik.

-Cumhuriyet Halk Partisi'nin esas meselesi Saraçhane'yi görmeyen, göstermeyen, bu meydanlara şaşı bakan iktidar yandaşlarıyla güya merkez medyada ki ama muhalefetin gücünden ürküp iktidara yani parayı bizden kazanıp, bu meydandan parayı kazanıp saraya hizmet edenlereydi. Onlardan bir tanesi de NTV televizyonu Sarıyer'de. Doğru mu? Şimdi bu NTV gezi'de de penguen yayınlardı, biliyorsunuz. Sonra bu NTV bizi göstermedi, meydanı görmedi. Biz de boykota karar verdik. Şimdi reytingleri 0,43 olmuş. İyi olmuş mu?" "Emeğinize, elinize sağlık. Sarıyer mitingini NTV'nin önünde yapacaktık da dedik ki, bakın arkadaşlarla konuşuyoruz, bir genç arkadaşımız dedi ki, "Efendim," dedi, "orada yaparsınız, orada çalışan emekçilerden birinin çocuğu yarın miting NTV'nin önündeymiş." diye o gece huzursuzlanır. Bir şey olmaz ama onun da vebali bizim üstümüze kalır. Çalışanlara hürmetten, ailelerine saygıdan, emeğe saygıdan mitingi burada yaptık. Ama bu NTV Nusret diye lokantada eti, içeceği bize satıyor. Günaydın'da, Mezzaluna'da parayı bizden kazanıyor. Volkswagen arabaları, Audi'leri, Skoda'ları, Seat'ları bizim belediyelere, bizim seçmenlere satıyor. Ondan sonra Kral TV'de müzik, Star TV'de diziyi bizim kitleye izlettiriyor, hizmeti saraya yapıyor. Bu NTV'nin bütün, bütün lokantalarını, bütün araçlarını ve bütün televizyonlarını sonuna kadar protesto etmeye devam, sonuna kadar.

ÖZGÜR ÇELİK İMAMOĞLU'NUN MEKTUBUNU OKUDU

Mitingde Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. İmamoğlu'nun mektubu şöyle:

“İstanbul’un her bir köşesi gibi, Sarıyer de bizim göz bebeğimizdir, kıymetlimizdir. 2019’dan bu yana, Sarıyer’in tarihine, doğal güzelliklerine, insanına yakışır çalışmalarla sizlere layık olmaya çalışıyoruz. Sarıyer Belediye Başkanımız Mustafa Oktay Aksu’ya da Sarıyer ilçemizde hayata geçirdiği hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Kent Lokantası, kreşler, kütüphaneler açtık. Meydan ve cadde düzenlemeleri, geniş kapsamlı altyapı yatırımları yaptık. Rumeli Hisarı ve pek çok tarihi eseri restore ettik. 2 yaşam vadisini, Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nı, Hacıosman Atatürk Kent Ormanını Sarıyer’e ve şehrimize kazandırdık. Rumeli Hisarüstü-Aşiyan Füniküler Hattı’nı hizmete açtık. Bütün bunlar çok ahlaklı, çok disiplinli bir bütçe yönetimi sayesinde gerçekleşti. Milletin parasını doğrudan millete verme anlayışı sayesinde gerçekleşti. Böylece, İstanbul tarihinin her alanda en çok yatırım yapan, vatandaşına en çok sosyal destek ve yardım sunan yönetimi olduk.

Bu anlayışımızı, bu başarılarımızı İstanbullular ödüllendirdikçe, iktidar bizi cezalandırmaya kalktı. 2019 seçimlerini iptal etmekten başlayarak neler yapmadılar ki… Açılan soruşturma ve davalar, engelleme amaçlı hukuk dışı girişimler, biz iş yapamayalım diye uyguladıkları baskılar, zorbalıklar saymakla bitmez. Bizi sandıkta asla yenemeyeceklerini, koltuklarını kaybedeceklerini anladıkça, iyice hukuk tanımaz oldular, iyice saldırganlaştılar. Benim ve arkadaşlarımın tutuklanmamıza gerekçe gösterilen soruşturma, resmen tam bir yıl önce, Ekim 2024’te başlatılmış. Ellerinde bütün yetkiler, bütün imkanlar var. Ortada bir suç olsa, bu bir yılda çoktan her kanıtı bulur, her belgeye ulaşırlardı. Ama ortada suç olmayınca, kanıt da olmuyor. Bunun üzerine, baskıyla, şantajla iftira üretmeye başladılar. Hayali senaryolar yazarak, milleti bir kurguya inandırmaya çalışıyorlar. O yüzden bir yıldır ortaya bir iddianame koyamadılar.

Biz aylardır, ‘iddianameyi derhal hazırlayın’ diyoruz... ‘Hukukun gereğini yapın ve bizleri tutuksuz yargılayın’ diyoruz… ‘Yargılama canlı yayınlansın, milletimiz gerçekleri gözleriyle görsün, kulaklarıyla işitsin’ diyoruz. Sadece ve sadece adalet talep ediyoruz. Ama onlar, bir adalet arayışında değiller. Tek dertleri; algı operasyonlarıyla, sözde yargı kararlarıyla siyasi rakiplerinden kurtulmak. Milletin onlara vermediği iktidarı, yargı aracılığıyla gasp ediyorlar. Önümüzdeki seçimi, milletin sandıktan çıkacak iradesiyle değil, mahkemeden çıkaracakları güdümlü kararlarla kazanmaya uğraşıyorlar. Buna izin veremeyiz. Cumhuriyetimizin, demokrasimizin hiçe sayılmasına, milli iradenin gasp edilmesine izin veremeyiz. Karşı karşıya kaldığımız bu saldırıyı püskürtmeye, iktidarı hukukun, demokrasinin sınırları içinde tutmaya mecburuz. Bu; bir kişinin, bir partinin meselesi değildir. Bu, bir memleket meselesidir. Mesele; 86 milyonun, adalet, hürriyet ve haysiyet meselesidir. Mesele, ülkenin geleceği meselesidir. Mesele; milletçe refaha, huzura, bolluk ve berekete ulaşabilme meselesidir.

Sevgili hemşerilerim; şunu bilin ki içimde hiçbir pişmanlık, hiçbir umutsuzluk yok. 16 milyon İstanbullunun Belediye Başkanı olarak yaptıklarımdan gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından, 6 yılda, 1300 defa incelendim ve hepsinden aklandım. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnımın akıyla çıktım. Bu siyasi davada, kendisini aklamak zorunda olan ben değilim. Yargıyı talimatla çalışır hale getirenler, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışanlar kendilerini aklamak zorunda. 30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirenler, yaptıklarının kirli bir operasyon olmadığını kanıtlamak ve kendilerini aklamak zorunda. Ama aklanamayacaklar. Darbeciler, vesayetçiler, milli irade gaspçıları alınlarına sürülen kara lekeden kurtulamayacaklar. Milletimiz, onları affetmeyecek ve hak ettikleri cezayı sandıkta kesecek. Millet, bütün iktidarlardan büyüktür, güçlüdür. Hiç kuşkunuz olmasın. Milletimiz ülkenin kaderine el koyacak, her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

Kaynak: HABER MERKEZİ