“Rubin Gözlemevi, bugüne kadar inşa edilmiş en büyük astronomik keşif makinesidir,” diyen inşaat direktörü Željko Ivezić, ilk görüntülerin tanıtımı sırasında yaptığı açıklamada, ilk kez gözlenen gök cismi sayısının Dünya’daki insan sayısını geçeceğini belirtti. Ivezić, gözlemevinin önümüzdeki 10 yıl boyunca çektiği görüntülerin birleştirilerek “tüm zamanların en büyük filmi”ni oluşturacağını söyledi.

ABD Enerji Bakanlığı ile Ulusal Bilim Vakfı'nın ortak projesi olan gözlemevi, Şili’nin kuzeyindeki And Dağları’nın eteklerinde, Atacama Çölü’nün kenarında konumlandırıldı. Rakımı yüksek ve kuru havasıyla bölge, gökyüzü gözlemleri için ideal koşulları sağlıyor. Gözlemevi, karanlık maddenin varlığına dair ilk kanıtları sunan astronom Vera Rubin’in adını taşıyor.

KARANLIK MADDE, ENERJİ VE ASTEROİTLER

Rubin Gözlemevi'nin toplayacağı devasa veri seti, bilim insanlarına karanlık enerji — evrenin genişlemesini hızlandıran gizemli güç — ve karanlık madde — galaksileri bir arada tutan görünmez madde — üzerine araştırmalar yapma imkânı sunacak. Ayrıca, Dünya'ya çarpma riski taşıyan asteroitlerin tespiti de bu gözlemler sayesinde mümkün olacak.

Proje bilim insanlarından Federica Bianco, elde edilecek verilerde ne gibi sürprizlerin saklı olduğu sorulduğunda “Bunlar bilinmeyen bilinmezler,” ifadelerini kullandı ve “Gerçekten keşif dolu bir ufuk bizi bekliyor,” dedi.

Pazartesi günü paylaşılan ilk görseller arasında, yaklaşık 55 milyon ışık yılı uzaklıktaki Başak Kümesi'ne ait iki farklı bölge yer aldı. Görsellerde ön planda Samanyolu’na ait parlak yıldızlar, arka planda ise evrenin uzak bölgelerinde yer alan, kırmızımsı tonlara sahip galaksiler bulunuyor. Ortadaki mavi noktalar ise genç ve sıcak yıldızların oluştuğu bölgeleri gösteriyor.

6 MİLYAR PİKSELLİK GÖRÜNTÜLER

Gözlemevinin elde ettiği detay seviyesinin ekranlara ya da gazetelere sığmadığını belirten proje bilim insanı Dr. Steven Ritz, bu sebeple “Skyviewer” adlı bir yazılım geliştirdiklerini aktardı. Uygulama sayesinde kullanıcılar devasa görüntülerde yakınlaştırma ve uzaklaştırma yapabiliyor. Ritz, “Görüntüler çok büyük. Uzaklaştığınızda hepsi bir lapa gibi görünüyor ama yaklaştığınızda zenginliği fark ediyorsunuz,” dedi.

6 Milyar Piksel

Skyviewer ile kullanıcılar sadece görsel değil, işitsel olarak da veriyle etkileşime geçebiliyor. “Veriyi sadece gözle değil, kulakla da deneyimleme özelliği ekledik,” diyen Dr. Ritz, bu özelliğin görme engelliler için geliştirildiğini ancak herkes için değerli olduğunu söyledi.

BİRKAÇ GECEDE 2 BİN 104 YENİ ASTEROİT KEŞFEDİLDİ

Yazılımın sağladığı bir diğer avantaj ise asteroit tespiti. Rubin’in yazılımı, uzay fotoğraflarına “fotobomb” yapan asteroitleri otomatik olarak temizliyor, ardından yörüngelerini hesaplıyor. Sadece birkaç gecelik gözlemde 2 bin 104 yeni asteroit keşfedildi. Bunlardan yedisi Dünya’ya yakın ancak hiçbirinin çarpma riski bulunmuyor. Diğerleri Mars ve Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında yer alıyor.

TRİFİD VE LAGOON BULUTSULARI: KOZMİK BİR SANAT ESERİ

Yayımlanan bir diğer görüntü ise Yay takımyıldızında yer alan Trifid ve Lagoon bulutsularına ait. Daha önce defalarca görüntülenen bu iki dev gaz ve toz bulutu, Rubin’in geniş görüş açısı sayesinde ilk kez tek karede bu kadar detaylı şekilde görülebiliyor.

Rubin ekibinden Clare Higgs, mavi bölgelerin genç ve sıcak yıldızların ışığıyla aydınlandığını, pembe tonların ise uyarılmış hidrojen atomlarının yaydığı ışımalardan kaynaklandığını belirtti. Görüntüdeki koyu çizgiler ise uzaydaki toz şeritlerini gösteriyor.

İLK IŞIK, İLK HEYECAN

Rubin Gözlemevi’nin inşaatı 10 yıl önce başladı. Teleskop, ilk kez 15 Nisan’da gökyüzünden ışık yakaladı. Proje yöneticisi Victor Krabbendam, o gece bu başarıya ulaşmanın planlı olmadığını söyledi. Tüm gün boyunca teknik sorunlarla uğraşıldığını aktaran Krabbendam, “Biri, ‘Evet, görüntü aldık’ dediğinde biraz hazırlıksız yakalandık,” dedi.

İlk görüntüde yıldızlar nokta değil, simit şeklindeydi. Ancak bu, aynaların büyük ölçüde hizalı olduğunu ve küçük ayarlamalarla düzeltilebileceğini gösteriyordu. Nitekim birkaç dakika içinde görüntüler netleşti.

TEKNOLOJİK BİR HARİKA

Rubin Gözlemevi, dünyanın en büyük teleskobu olmasa da teknolojik açıdan benzersiz. Teleskobun 8,4 metre çapındaki birincil aynası, 3,5 metrelik ikincil aynası ve dünyanın en büyük dijital kamerası, 300 tonluk yapıyı yağ tabakası üzerinde döndüren manyetik motorlarla destekleniyor. Tam hızda, teleskop 30 saniyede bir tur atabiliyor.

Rekabet Kurulu'ndan Google'a 'PMAX' soruşturması
Rekabet Kurulu'ndan Google'a 'PMAX' soruşturması
İçeriği Görüntüle

Bu yapı sayesinde Rubin, gökyüzünü hem derinlemesine hem geniş açılı hem de hızlı şekilde tarayabiliyor. Her gece yaklaşık bin fotoğraf çeken teleskop, 10 yıl boyunca gökyüzünü her 3-4 günde bir tarayacak.

Dr. Ritz, “Bu kadar çok gökcisimini, bu derinlikte ve tek seferde görmek daha önce mümkün değildi. Bu, gerçekten yeni bir şey. Ve ne kadar güzel olduğunu da söylemeden geçemem,” dedi.

Kaynak: The New York Times