Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP PM Üyesi Engin Özkoç'un dünkü ziyaretinin ardından bugün de CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nu Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti.

Özel, İmamoğlu'nun yanı sıra Hasan Akgün, Aykut Erdoğdu, Rıza Akpolat, Resul Emrah Şahan ve Gazeteci Fatih Altaylı ile görüştü. Özel'in ziyaretin ardından açıklama yaptı. Özel yaptığı konuşmada hem anket sonuçlarını paylaştı hem de 30 Haziran'daki kurultay davası öncesi olası bir mutlak butlan kararına ilişkin kritik mesajlar verdi.

CHP YÜZDE 40'I GÖRDÜ

Özel, son anket sonuçlarına göre CHP'nin oy oranının rekor kırdığını "12 Haziran'da sahadan dönen ilk haziran ayının anketi gelmiştir. Kararsızlar dağıtılmadan CHP AKP'nin 5,5 puan önündedir. İlk kez yüzde, kararsızlar dağıtıldıktan sonra yüzde 40'ın üzerinde bir oranla Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde diyeceğim, 1977'de 41.4 var ama o zaman anket yok. Tarihte ilk kez ankette yüzde 40'ı görüyoruz. AKP ile 6 puan, 6,5 puan farkı görüyoruz kararsızlar dağıtıldıktan sonra. Dağıtılmadan öncesini söyledim. Ve milletimiz haklıyı haksızı ayırmış durumda." sözleriyle duyurdu.

"BUTLAN KELİMESİNİ TÜRKİYE'YE ÖĞRETTİLER"

Özel, mutlak butlan tartışmasına ilişkin Kılıçdaroğlu ile ilgili gelen soruya da "Butlan kelimesi bütün Türkiye'ye öğrettiler. Bir şeyin bütün olarak yok olması, yok sayılması, butlan olması.
Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en en en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin. Bütün siyasetçileri, bütün partililerimizi bundan sakınırım. Ben böyle bakarım meseleye. Sonuçta milletin gönlünde olmak önemli, orada butlana düşmemek önemli. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en yüksek oy oranını yaşadığı bir dönemde milletin gönlünde iyi bir yerdedir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz." cevabını verdi.

CHP'de üç isim için kesin ihraç talebi!
CHP'de üç isim için kesin ihraç talebi!
İçeriği Görüntüle

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"İmamoğlu'nun çocuklarından ayrılan annelerle ilgili çok ciddi bir rahatsızlığı var. Diyor ki "ben bütün yükü tek başım almaya razıyım. Şimdi hemen anneleri bıraksınlar biz yatarız." Dünya kadar masumu buraya koyuyorlar. En son bugün duyduğumuz bir şey. Bir iş adamını bu CHP döneminde yapılıp da AKP döneminde yapılmayan hiçbir şey görmedim. O kişiyi bugün almışlar. İfadeye götürürken kulağına demişler ki eşini de gözaltına aldık. İftira atmazsan eşini tutuklayacağız. Biz duyduğumuza utanıyoruz. Şunu söyleyeyim bu açtıkları yoldan başkaları yürümeye kalkarsa bir AKP'li kalmaz. Bırakın işin iftira boyutunu. Biz hukuk önünde hesap soracağız. Hepsini tek tek yargılayacağız.

An itibariyle 12 Haziran'da sahadan dönen ilk haziran ayının anketi gelmiştir. Kararsızlar dağıtılmadan CHP, AKP'nin 5,5 puan önündedir. İlk kez yüzde, kararsızlar dağıtıldıktan sonra yüzde 40'ın üzerinde bir oranla Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde diyeceğim, 1977'de 41.4 var ama o zaman anket yok. Tarihte ilk kez ankette yüzde 40'ı görüyoruz. AKP ile 6 puan, 6,5 puan farkı görüyoruz kararsızlar dağıtıldıktan sonra. Dağıtılmadan öncesini söyledim. Ve milletimiz haklıyı haksızı ayırmış durumda.

"TRUMP'LA İYİ OLMAK MARİFET DEĞİL"

Elbette Türkiye ile ilgili, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde toplam 30 uçak girdi envantere maalesef. Ve son 13 yıldır bir uçak bile girmedi. F-16'mız var ama maalesef iyileştirmeleri yapılamadı. Aynı F-16 Yunanistan'da, bizim F-16 onu görmüyor. Onlarınki bizimkileri görüyor. Çok büyük sıkıntımız var. F-35 var Yunanistan'da, İsrail'de. İsrail'in F-35'i Amerika'da üretildiğinden ileri de, öyle modernizasyon görmüş F-35. Biz paramızı vermişiz, dışarıda kalmışız. F-35'ten atılma sebebimiz S-400. Üzerimizde füzeler uçarken S-400'ler hangarda. Yani birileri bir fotoğraf çektirip de Türkiye'ye, efendim biz Trump'la iyiyiz. Bir kere Trump'la iyi olmak marifet değil. Trump'a haddini bildirmemek büyük bir eksiklik bugünlerde. Ama şunu şöyle görmek lazım. NATO'ya fotoğraf çektirmeye değil, NATO'nun ikinci büyük ordusunun personel sayısı olarak, asker olarak ikinci büyük ordusunun ne hale geldiğini görmek lazım.

Bu konuda adımlar atmak lazım. Biz Avrupa'da Eurofighter için yine temaslarda bulunmaya, bütün liderlere yarın kayıt altında, tutanak altında Cumhuriyet Halk Partisi'nin Eurofighter talebiyle ilgili Türkiye'nin tezini desteklediğini anlatmaya gidiyoruz. Bu F-35 projesine geri dönmeli, hakkımız olan, parasını ödediğimiz uçakları bir an önce almalıyız. Altay tankının, tankı bizden motoru dışarıdan, bu işin hızla çözülmesi lazım. İlk kutlama tweetini atmıştım KAAN için 2030'da envantere girecek. Bu konuda hızlı olmalıyız. Bu konudaki desteğimizi ifade ettik.

Ama tabii ki gittiğimizde karşımıza yine ne çıkacak? Eskiden ki büyük haksızlıktır. Sayın Kavala çıkıyordu. Sayın Demirtaş'ın, Yüksekdağ'ın durumu çıkıyordu. Şimdi yine karşımıza Ekrem Başkan'ın durumu, belediye başkanlarımızın durumu, gazetecilerin durumu çıkacak. Ne diyeceğim? Türkiye'nin geçmişte en yüksek reytingli tartışma programlarını yöneten, konvansiyonel medyayı bırakıp YouTube alanına geçince her gün Türkiye rekorları kıran ve sadece siyaset yorumlayan, zaman zaman beni, partimi eleştiren, herkesi eleştiren çok izlenen birisi, anketlerde AK Parti'nin düştüğü durum sorulunca 30'un altına düşmüşler, bu ülkenin tarihinde var bu. Ne padişahları indirdiler lafı. Bugün için mi diyor? Bugün için indirmiş zaten. Ankette indirmiş. Onu söylüyor. Efendim, cumhurbaşkanına saldırı, fiili saldırıdan içeride gazeteci tutuyorlar. Şimdi bunu nasıl anlatacağız? Benim Almancam var da bu hikayenin Almancaya tercümesi yok. Nasıl anlatacağız bunu? İngilizcesi, Fransızcası yok.

"ANLATACAĞIZ"

Son seçimi hazmedemiyorsun, alıp içeri atıyorsun. Atacağın gün ne gün? Cumhurbaşkanı adayının belirleneceği ön seçim günü. Ondan 4 gün önce alıp bana seçimi iptal ettirmeye çalışıyorsun. Etmiyorum. Dayanışma sandığı koyuyorum. 15,5 milyon vatandaş arkasına geçiyor adayın. Sen alıp onu Silivri'ye koyuyorsun. Bunu nasıl anlatacağız Almanca? Vallahi anlatacağız. Ben utanmayacağım. Yapanlar utanacak. Sonra bana kimse çıkıp bir şey demeyecek. Türkiye'yi yurt dışına mı şikayet ediyor? Vallahi Eurofighter için Türkiye'nin arkasında duruyorum. F-35 için duruyorum. Avrupa Birliği'ne tam üyelik için, özellikle gençlerimizin vizesiz Avrupa'yı dolaşması, çalışması, okuması için mücadele ediyorum. Ama bu pisliği sahiplenecek halim yok ya. Buna mı susacağım? Kadını avukatsız çağır. Avukatım nerede? Onun yanında rahat konuşamıyorsun. Türkiye Cumhuriyeti'nin kaç yıllık kazanımıdır bu? Savunma hakkı, avukatsız ifade vermeme hakkı. Sohbeti çağırdım. Hadi diyor, bu ifadeyi imzala, buradan evladının yanına git, Silivri'ye dönme.

Çok meşhur bir manken, model, efendim siz belediye sizden kamulaştırma yapmış, dava açmamışsınız. Tehdit mi edildiniz, rüşvet mi verdiniz, bilmem ne mi yaptınız? Yok, hiçbiri yok, hiçbiri yok diyene "Ya ben sizi yakından izliyorum sosyal medyadan. Siz Silivri'de hiç rahat edemezsiniz." Böyle tehdit mi olur ya? Böyle tehdit mi olur? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına söylüyorum. Yapmadım de. Yapmadım de. Yapmadık de, yaptırmadım de.

Defalarca söylüyorum. Bu söylediğimiz evlatla tehditleri, eşle tehditleri isim isim biliyorum. İsim isim biliyorum. Oradan SEGBİS'i açtırıp da hadi gel filtre kahve içelim. İfadeyi ver evine git yoksa beni de göremezsin, evladını da göremezsin. Yapmıyoruz deyin. Milletimize şikayet ediyorum. Yurt dışında da bunları anlatmaya devam edeceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. O eski konforlu siyaset kalmadı. Sen bana düşman hukuku uygula. Koskoca, dünyada Türkiye'nin adını bilmeyenin adını bildiği şehrin üç kere seni yenmiş belediye başkanını iftiralarla içeri at, sonra sus. Susmayacağız. Sonuna kadar mücadele. Her çarşamba İstanbul'da, her hafta sonu Türkiye'de, her fırsatta dünyada bu işi anlatmaya devam edeceğiz. Vallahi, bugün Ekrem İmamoğlu özgürlüğe dünden bir gün daha yakın. Yarın bir gün daha yakın olacak. Aynı şekilde CHP'de iktidarına bir gün daha az kaldı günden. Yarın bir gün daha azalacak. Size dert olsun. Geri sayıyoruz. Büyük bir moralle geri sayıyoruz. Bizi yıldıramayacaksınız. Susturamayacaksınız. Sindiremeyeceksiniz. Yarın bugünden daha yakın iktidara. Yarın bugünden daha yakınız özgürlüğe. Ekrem İmamoğlu yarın bugünden daha yakın cumhurbaşkanlığına. Cumhurbaşkanlığını kaybetmesine bir gün daha azalanlara dert olsun."

Özel daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"ÖNEMLİ OLAN MİLLETİN GÖNLÜNDE BUTLAN OLMAMAK"

Kurultay davasına ilişkin soruyu yanıtlayan Özel, "30 Haziran tarihi Genel Başkan'ın yurda dönüşünün ertesi günü olarak anlamlı bir tarih olabilir. Yurt dışı temaslarımızdan döneceğiz. Onun dışında 30 Haziran tarihinin benim nazar-ı itibarımda bir anlamı yok. Sonuç değil, süreç odaklı bir davayla karşı karşıyayız. CHP'yi tartıştırmaya uğraşıyorlar. Ben, CHP'nin tartışılacak değil, şu anda CHP'lilerin dayanışmayla, kol kola mücadele edecekleri bir süreçteyiz. Ve buna da toplum olumlu reaksiyon veriyor, sahipleniyor, haksızlığa karşı sahipleniyor. Meseleye oradan bakıyorum. Butlan kelimesi bütün Türkiye'ye öğrettiler. Bir şeyin bütün olarak yok olması, yok sayılması, butlan olması. Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en en en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin. Bütün siyasetçileri, bütün partililerimizi bundan sakınırım. Ben böyle bakarım meseleye. Sonuçta milletin gönlünde olmak önemli, orada butlana düşmemek önemli. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en yüksek oy oranını yaşadığı bir dönemde milletin gönlünde iyi bir yerdedir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz" dedi.

İMAMOĞLU'NUN MEKTUBUNDAKİ DETAYLAR

İmamoğlu'nun İnce'ye mektubundaki ifadeler sorulan Özel de "Ekrem Bey'le konuştuk bunu. Hatta kendisi şöyle dedi: "Genel Başkanım, ne büyük tevafuk olmuş." dedi. Çünkü o mektubu yazarken, tabii haberi yok, taziye olduğu için siz biliyorsunuz ama hani haftalar öncesinden belli değil, o gün söylemiştik. Müsavat Bey beni ziyaret ediyormuş o sırada. "Tam mektuba birleşik, bütünleşik muhalefet yazdım, bir baktım Müsavat Bey'le siz karşımdasınız. Muharrem Bey'e yolladım. Partiye katılımından sonra grup toplantısından sonra tebriğim olarak kendisine. Avukatlarımız hatta hızla ulaştırmışlar. Öncesinde de eline geçmiş" dedi. Orada da dedi: "Sizi sarılırken gördüm." dedi. "Öbür tarafta Zafer Partisi'nin genel başkanını bizi savunduğunuz gibi savundunuz. Onlar da şimdi bizi savunuyorlar. Zaten onlar da hiç yalnız bırakmamışlardı" dedi. Öbür taraftan muhalefetin, yani kimseyi eksik bırakmayalım, muhalefetin Ekrem Başkana, bize, bizim muhalefetle kurduğumuz ilişkiye yönelik yaklaşımımız şudur: Arttırarak devam edeceğiz. Çünkü muhalefete muhalefet edilen, muhalefetin birbirine muhalefet ettiği yerde iktidarın keyfi yerine gelir" sözlerini kullandı.

ADALET BAKANINA SESLENDİ: GEREĞİNİ YAP

Adalet Bakanı Tunç'un bugünkü açıklaması da sorulan Özel şöyle konuştu:

"Çok duygusal. Benim kıymetli asker arkadaşım duygusal. Ama o duygusal mesajı okuyup da gerçekten duygulanabilmek için o duygunun gereğini yapmak lazım. Burada çoluklarıyla çocuklarıyla tehdit edilenler var. Adalet Bakanı aynı zamanda Hakimler Savcılar Kurulu'nun başkanı. Doğru değil, biz geldiğimizde öyle olmayacak ama başkanı. O Hakimler Savcılar Kurulu hiç duymuyor mu? Buradan bir daha söylüyorum. Bak o o duygusal şeyleri yazan, söyleyen Adalet Bakanı'na söylüyorum. Sayın Tunç, benim istediğim gibi ifade vermiyorsun diyen savcı, dediğim gibi ifade ver çocuğuna kavuş, yoksa Silivri'ye dönüyorsun diyen savcı, avukatım niye yok diyene, onun yanında rahat konuşamıyorsun diyen savcı, Kandıra'dan kişiyi getirip bir başsavcı, üç savcı, dört kişi bir odaya koyup, "Burası mahkeme değil, sohbet odası." diyen savcıya HSK bir şey yapmayacak mı? Şiir mi yazacağım böyle? Duygusal duygusal konuşmaktan oluyor mu? Onun vicdanı olsa, senin bu şiirinden etkilenecek olsa, bu kadar zulmü yapar mı? Bana laf yapma. Poz yapma. Bana icraat yap. HSK'da aç soruşturmayı. De ki: "Yahu Özgür Özel bir şey söylüyor. Kim bu kadınlar? Kim bu çocuklar? Kim bu tehdit edilen, çocuğuyla tehdit edilenler?" Aha da söylüyorum. Yolla müfettişi, Düzce'de yatıyor Pınar Hanım, Afyon'da yatıyor Elif Hanım, Kandıra'da yatıyor Fatih Keleş. Oğlunu burada 3 nolu'ya koydun, Fatih Keleş'in 26 yaşındaki evladı. Daha onlarcası var. Gittiği yerde yerde yatırıyorlar, yer yatağına. Burada normal insani şartlarda kaldığı yerden 40 kişilik koğuşta 60 kişi sırayla yerde uyumaya yolluyorsun kadını, sonra da "Tercih senin, istediğim gibi ifade ver." diyorsun. Sen bundan HSK olarak bir görev çıkarmayacaksın, bu adamlar orada duracak. Ha, sen onla şeyde hesaplaşacaksın. Orada tebrik ederim. Bu yetiyor size. Bize adalet lazım. HSK'ya yüksek yargıç sokun, adaletli birileri olsun, bu rezillikler yapılmasın. Bana martaval okuyorlar, şiir okuyorlar. Şiir okuma Adalet Bakanı. Gereğini yap. Senin Ankara'daki Cumhuriyet Başsavcınla alay ediyor, oradan Ümit Özdağ'ı alarak. Antalya'dakine küfrediyor, orada işlenmiş suçta işlem yaparak. Kayseri'deki Cumhuriyet Başsavcına "Sen adam mısın? Ben yaparım oradaki işi." de diyor. Buradaki Anadolu yakası Cumhuriyet Başsavcısını bile tanımayıp onun alanına giren bir şımarık var burada. Bana şiir okuma, gereğini yap, gereğini."

İmamoğlu’ndan Özgür Özel’e mektup: Babam yiğit bir demokrattır
İmamoğlu’ndan Özgür Özel’e mektup: Babam yiğit bir demokrattır
İçeriği Görüntüle

Özgür Özel'den 'butlan' yorumu: Saraçhane'ye nasıl sahip çıktıysak partimize de çıkarız
Özgür Özel'den 'butlan' yorumu: Saraçhane'ye nasıl sahip çıktıysak partimize de çıkarız
İçeriği Görüntüle

Özgür Özel'den Erdoğan'a: Etkin pişmanlığı bırak, son pişmanlık fayda etmeyecek
Özgür Özel'den Erdoğan'a: Etkin pişmanlığı bırak, son pişmanlık fayda etmeyecek
İçeriği Görüntüle