İstanbul'da geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda tedavi gören TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti.
Önder, Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen anma töreni son yolculuğuna uğurlandı. Önderi için törene gelenler AKM önünde de büyük kalabalık oluşturdu.
Yoğun katılımın olduğu cenaze töreni saygı duruşuyla başladı.
DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, Önder için AKM'ye geldi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, CHP İl Başkanı Özgür Çelik, Ali Mahir Başarır, Gökhan Zeybek, Sezgin Tanrıkulu, Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy, AKP Genel Başkan Vekili Efkan Ala, MHP'li TBB Başkanvekili Celal Adan, İstanbul Valisi Davut Gül, TİP Genel Başkanı Erkan Baş olmak üzere çok sayıda siyasi törene katıldı.
Oyuncu Demet Akbağ ve Mahsun Kırmızıgül de törene geldi.
Ceren Önder Kandemir, babası için törende konuşma yaptı. Kızı Ceren Önder, konuşması sırasında gözyaşlarını tutamadı:
"Çok teşekkür ederim gelen herkese. Ben ne zaman bir şey yazsam babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla ben tek bir kişi gibiydik. Çünkü sanki kendimi okur gibi okurdum. Geçen hafta ona bir mektup yazdım onu okumak istiyorum. Şimdi ona sesli okuyorum.
'Baba, hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü, bilinmezliklerle dolu daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalinin kaybolduğu, mavrasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızım, karın ağrımdı. Öyle iyi öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir dedim. Gece gece çaldığım kemanın, cümbüşün.. Bir çırpıda ezberde okuduğun şiirler... Evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan... 'Kalbim kırıldı' diye arardım. 'Baba hasta oldum', 'Baba uyku tutmadı', 'Baba aşık oldum'
Ben babalığına çok doydum. Bu oğluma, onun çocuğuna bile yeter. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? 'İki hafta sonra barış protokolü imzalayacağız, sonra rahatız' diyordun. Kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere... Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, yapamıyorum. Bana cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.
'Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olmayan bir babayı sen istemezdin' demiştin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim. Sana öfke duyanlar için 'yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu sakın içinde nefret biriktirme' diyordun. Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın ben hiç görmedim. Herhalde kalbine. Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kaza almadan, kimseden bir şey istemeden borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.
Şimdi tüm renklerin senin olsun, eminim orada da dostlarını bulacaksın.
Artık dinlen turna kuşum biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağız. Şakaların ağzımızda eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçimde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi. Artık mücadele etmek zorunda olmamanın verdiği huzuru. Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin. Can için daima bir tane mandalin ve bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı. Teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan özel ilgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabaya binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi. ‘Cano’nun düğünün görmeden gitmeyeceğim’ demiştin. Tutmadığın sözün yoktu. Gittin mi? Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorundaki sınıfsız, bayraksız, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle…
‘Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Acımaz olur, silinir gider izi bıçağın. Ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini, bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde.’ Seninle gurur duyuyorum."
Ardından konuşan Sırrı Süreyya Önder'in kardeşi Ali Önder, "Hiçbir malım mülküm yok. Ceren'e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum. Siyasete giriş gerekçesi bu oldu. Bir muradı vardı o da barış. Gözünde kalacağını da düşünmüyorum. İnancım sonsuz. Kendisi burada olsaydı size şöyle bir veda ederdi; "sevene de sövene de selam olsun' derdi" ifadelerini kullandı.
Törende konuşan oyuncu ve senarist Levent Kazak şunları söyledi:
"Tarihi ne kadar iyi bildiğini, Türkçeyi ne kadar iyi kullandığını, barışa olan inancını, kendine yetmeyen kalbini herkesle nasıl paylaştığını, mizahı birleştirici bir güç olarak nasıl kullandığını her şeyi tek tek anlatılacaklar. Ölümlerde bırakılan şeyler olur, arkada. Çok zor biliyorum ama. Bitirilmemiş davalar olur, sözümüz var olur. Senaryoları, hikayeleri, çekmek istediği filmler yarım kaldı, yapacak bir şey yok. Alışacağız, dolduramayacağız yerini. Çok özleyeceğiz, hayatımıza kattığı tüm güzellikler için ona teşekkür edeceğiz."
BERKUN OYA KONUŞMASINA DEVAM EDEMEDİ
Yönetmen Berkun Oya gözyaşlarını tutamadı. Konuşmasına, "Hastaneye gitmeden iki saat önce telefonda konuşmuştuk. " bana demişti ki, 'Nasılsın' dedi. Dedim ki 'Beni boş ver sen nasılsın seni dert ediyorum endişe ediyorum". Dedi ki, "Bak kardeş ben bu hayatta bir şey öğrendim endişe ederek bu hayat yaşanmaz." diye başlayan Berkun Oya sözlerine devam edemedi.
PERVİN BULDAN: SEN TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLADIN
Son konuşmayı yapan Pervin Buldan, "Çok zor veda etmek sana. Sana güle güle demek o kadar zor ki, sana güle güle demeyeceğim Sırrı. Sen benim yoldaşım, yol arkadaşım, sırdaşım, kardeşim, her şeyimdin Sırrı. Birlikte baş koyduğumuz yolda beni bizi yalnız bıraktın Kürtlerin kadim dostu Sırrı. Sen sadece bir Sırrı Süreyya Önder değildin... Sen Türk'tün Kürt'tün Alevi'ydin.. Sen yanı başımızdaki Gezi Park'ında ağaçtın , güldün, çiçektin. 18 gün boyunca hastanede yoğun bakım katında yaralı yüreğinle yattın. Sen toplumsal barışı sağladın. Her inancı her kültürü bir araya getirdin. Gözün arkada kalmasın sen toplumsal barışı sağladın. Şimdi sıra büyük barışta. Rahat uyu Sırrı. Bize bıraktığın emaneti, hayallerini gerçekleştireceğiz. Senin güzel gözlerinden, yaralı yüreğinden öpüyorum." dedi.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER'IN CENAZE PROGRAMI
Sırrı Süreyya Önder'in cenaze programının detayları ise şöyle:
Bugün saat 11.00'de AKM'de Anma Töreni düzenlenecek.
Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde ikindi namazından sonra kılınacak cenaze namazından sonra Sırrı Süreyya Önder'in cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığında defnedilecek.